Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Hanefilerdeki Usulü Fıkıh Unutarak Yeyip İçme Örneği

I Çevrimdışı

ibni abbas

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hanefiler ahad haberle amel etmek için bazı şartlar koşmuşlardır. Bunlardan birisi de şudur :Ravi hadis rivayetiyle meşhur birisiyse rivayet ettiği hadis şeri kaidelerden birisine uygunsa Hanefiler bununla amel eder. Şeri kaidelerden tamamına aykırı ise bununla amel etmezler.

Oruçken unutarak yiyen içen orucuna devam etsin. Çünkü Allah onu yedirip içirmiştir. Bu hadisi Ebu Hureyre rivayet etmiş. Yani hadis rivayetiyle meşhur birisidir bu(kitapta zaten hadis rivayetiyle meşhur ravileri sayarken Ebu Hureyreyi de saymış ) O zaman Hanefilere göre oruçken unutarak yeyip içmek orucu bozması gerekmez mi?Çünkü Hanefiler ,Ebu Hureyre gibi hadis rivayetiyle meşhur ravilerin hadislerini kabul etmeleri için şeri kaidelerden en az birisine uyması gerekir diyor. Oruçta ise bir şeri kaide var o da bir şey yeyip içmemek. Hadi bir de cinsel ilişkiden uzak durmayı işin içine katsak ve iki kural var desek yine iki kurala da uymuyor bu hadis.

Acaba bu Ebu Hureyre hadisi ahad haber değil de meşhur haber mi?Eğer öyleyse çelişki kalmıyor.Ama ahad haberse Hanefilerin usulu fıkıh kaidelerince unutarak yeyip içmenin orucu bozmazı lazım.Beni bu konuda aydınlatır mısınız? Oruç konusunda şeri kaideler, genel kurallar nelerdir?Neleri sayabiliriz.Benim saydıklarım doğru mu?

Not:Mezheplerin kendi usulü fıkıh kaideleri ile çeliştikleri çok görülen bir şey midir? Böyle olmasında müctehidlerin kendilerinin değilde,daha sonraki alimlerin bu kuralları çıkarması etkili olabilir mi?


Aklıma şu geldi şimdi: Genel kaide şudurki:unutarak yaptıklarımızdan mesul değiliz.Dolayısıyla mezkur olan hadis bu genel kaideye uygun olduğu için fakih olmayan birisinin naklettiği bu ahad haberi Hanefiler delil olarak almışlardır.Doğru mu yorumladım acaba:)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Mâlumunuzdur ki ahad hadis; mutevatir hadisin şartlarına hâiz olmayan hadislerdir.
Ahad hadisler 3 çeşittir:
'Meşhur' (her tabakada en az üç veya daha fazla râvisi olan), 'aziz' (her tabakada ravisi iki kişi olan) ve 'gârib' (her hangi bir tabakada râvisi bir tek kişi olan) olmak üzere üç kısma ayrılır.

Âlimlerin cumhuruna göre hadisler genel anlamda; mutevatir ve âhad olmak üzere iki kısımdır.
Hanefi'lere göre ise, hadisler, mutevatir, meşhur ve âhad olmak üzere üç kısımdır.


Hanefi'lere göre ahad hadisle amel etmek için gereken şartlardan bazıları şunlardır:

1 - Hadisin konusu “umumu’l-belva عموم البلوى türünden olmaması gerekir. Eğer insanlar için bir zorluk ihtiva ediyorsa (ruku ve secdeye giderken ellerin kalkması, kişinin zekerine dokunmasıyla abdestinin bozulması gibi her zaman sık sık karşılaşılan işler söz konusu ise) bunun delili daha kuvvetli en azından meşhur olması gerekir.
(Suleyman b. Abdulkavi et-Tufi, Şerhu Muhtasari’r-Ravda, Muessesetu’r-Risale, 1407/1987, 2/233;
İbn Kudame, Ravdatu’n-Nazır, Müessestu’r-Reyyan, 1423/2002, 1/369)


Hanefi'lerin kendileri de koydukları bu kurala zaman zaman riayet etmemişlerdir.

Mesela:
Vitir namazının vâcib olduğu, namazda kahkaha ile gülenin abdestinin bozulacağı, kamet lafızlarının ezan gibi ikişer olduğu, ön ve arkadan başka yerlerden çıkan necisten ötürü abdestin bozulacağını kabul etmeleri bu kuralın işlemediğini gösterir. Çünkü bu konulardaki delillerin hepsi ahaddır ve bu meselelerin hepsi de “umumu’l-belva” türündendir.
(Suleyman b. Abdulkavi et-Tufi, Şerhu Muhtasari’r-Ravda, Muessesetu’r-Risale, 1407/1987, 2/233;
İbn Kudame, Ravdatu’n-Nazır, Muessestu’r-Reyyan, 1423/2002, 1/368 - 374)


2- Hanefi'lere göre, ahad hadisin kabul edilmesi için, ilgili hadisi rivâyet eden kişinin, onun hilafına amel etmemesini ve aykırı fetva vermemesini; keza o hadisin Kıyas ve Usul kaidelerine aykırı olmamasını, ilgili haberin nassa / Kur’an’a zıt bir hüküm taşımamasını ve nihayet hudud ve kefâret konusunda olmamasını şart koşmuşlardır.

Ancak alimlerin cumhuruna göre ahad hadisin kabulü için bu şartlar, şart değildir. (Suleyman b. Abdulkavi et-Tufi, Şerhu Muhtasari’r-Ravda, Muessesetu’r-Risale, 1407/1987, 2/233 - 243;
İbn Kudame, Ravdatu’n-Nazır, Muessestu’r-Reyyan, 1423/2002, 1/369)


“Ebu Hurayra (r.anh)’ın “unutarak bir şey yiyen kimsenin orucu bozulmaz” manasındaki hadisi Buhari ve Muslim gibi sahih hadis kaynakları rivayet etmiştir.
Hadisin tam tercümesi şeyledir:

Kim oruçlu iken unutup bir şey yiyip içerse orucunu tamamlasın / devam ettirsin. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.
(Buhari, Savm, 26; Muslim, Sıyam, 171)

Mâliki'ler dışındaki üç mezheb âlimleri bu gibi hadislere dayanarak unutarak yiyip içmenin orucu bozmayacağında ittifak etmişler. Hanefi'ler de bu konuda cumhurla beraber hareket etmişledir. (Nevevi, Şerhu Muslim, 8/35; Vehbe Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 2/656)

Yukarıda ifade edildiği üzere, Hanefiler zaten -konuyla ilgili- kendi kurallarına bağlı kalmamışlar, kalamamışlardır. Bu konu da onlardan biridir.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt