Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Hayvan Kesiminde Besmele ve Helal Et

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
HAYVAN KESİMİNDE BESMELE ÇEKİLMESİ VE HELAL ET KAVRAMI

fft5_mf80399.Jpeg

"Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim." (Mûminun: 51)

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
«Ey İnsanlar! Şubhesiz ki Allah, Tayyib'tir. Tayyîb'den başka bir şey kabul etmez» buyurarak yukarıdaki ayeti okumuş ve sonrasında şöyle demiştir:

«Bir kimse uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir hâlde ellerini semaya kaldırarak: Yâ Rabb'î, yâ Rabbî! diye duâ eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır. Haramla beslenmiş birinin duası nasıl kabul edilir?» (Muslim,Zekât, 1)

Bu ayetler ve hadisler mûminlerin yedikleri ve içtikleri şeylerin helal ürünler olması gerektiğini açıkça ifade ve emretmektedir. Ne tür yiyecek ve içeceklerin haram kılındığı Kur'ân ve Sünnetle tesbit edilmiştir.

"Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı." (Mâide: 3)

Hayvanı keseceğiniz vakit, bıçağı keskinletiniz ki ona rahat ettiresiniz" (İbn Mâce, Zebâih, 3).

"Hayvan kan akıtan her şeyle kesilir. Üzerine de Allah'ın ismi anılırsa o kesileni yiyiniz. Yalnız diş ve tırnak mustesnadır. Sebebi şudur diş bir kemiktir, tırnak ise Habeşlilerin kesme âletidir" (Buhârî, Zebâih, 15; Tecrid-i Sarih Tercümesi, VII, 426)



İslama uygun şekilde hayvan kesilmesi için Şartlar şunlardır :

Kasab (kesen kişi) müslüman veya ehl-i kitabdan olması.
Âyette; "... ancak usulune göre kestikleriniz mustesna" buyurularak, mûminlere hitab edilmiştir. (Maide 3 . Abdullah b. Mahmûd el-Mevsilî, el-İhtiyâr li-ta’lîli’l-Muhtâr, C. V, Sf: 10)
"Bugün size temiz olanlar helal kılındı. Kitab verilenlerin (Ehl-i Kitab) yemeği size, sizin yemeğiniz de onlara helâldir." (Mâide,5)

Bütün alimlere göre ayette geçen “taam-yemek” kelimesinden kastedilen, kestikleri etlerdir. Eğer Muşriklerin, üzerine Allahın adını anarak kestikleri helal olsaydı, Allahu tealanın bu ayeti indirmesi gereksiz olurdu (haşa).
Fıkıh usulu gereğince ehli kitabın yiyeceklerinin istisna edilmesi (tahsis edilmesi), herkesin kestiğinin yenemeyeceğinin en büyük delillerindendir. Eğer buradaki illet besmele olsaydı, Allah’u teala bu hükmü indirmezdi. Sadece Enam suresi 121. ayeti belirtir ve Yahudi ile Hrıstiyanları istisna etmezdi.


Musluman veya ehli kitab (hırıstiyan-yahudi) olmayan kimselerin (ateist, laik, budist, hindu, mecusi, putperest, murted) kestiklerinin yenmesini yasakladığı gibi , evlilikleri ve cizyeyi de helal kılmamıştır.
Hayber’in fethinde yahudilerden bir kadın, kesib kızarttığı koyun butunu zehirleyerek Rasulullah’a ikram etti. Rasulullah (s.a.v) ondan bir parça ısırdı. Fakat sonra, yemeyip tükürdü. Sahabelerden bir kimse (Bişr b. Bera b. Marur) ise ondan yedi ve bu sebeble öldü. (Buhari, Muslim)

Hırıstiyan ve yahudilerin (ehli kitabın) ise sadece kadınlarını almaya müslüman erkeklere izin vermiştir. Müslüman kadın ehli kitab ile evlenemez.
Ehli kitabın kestiği hayvanların etinden yenilebilmesi için keserken Mesîh, Uzeyir, haç ve benzeri, Allah'dan başkasının ismini zikretmemeleri de gereklidir.
(Ebû Bekr bin Mes’ûd bin Ahmed Alâuddîn-i Şâşî el Kasânî , Bedâyîu's-Sanayî fî Tertîb-iş-Şerâyı, C. V, Sf: 45; İbn Ruşd, Bidâyetu'l-Muctehid, C. 1, Sf: 365 vd; el-Cezîrî, Kitabu'l-Fıkh alel-Mezâhibi'l-Erbaa, 11, 22 vd.; Yusuf el-Karadâvî, İslâm'da Helal ve Haram, terc. Ramazan Nazlı, İstanbul 1967, sf: 64 vd.)

Rasulullah (s.a.v): "Mecusilere, ehli kitaba davrandığınız gibi davranın. Fakat kadınlarıyla evlenmeyin, kestiklerini yemeyin! buyurdu.
(Ebu Davud; Mâlik b. Enes, el-Muvattâ, “Zekât”, 42; Ebû Ubeyd, Kasım b. Selâm, Kitâbu’l-Emvâl, Thk.: Halil Herrâs Muhammed, Beyrut, 1975, sf: 40)

İmam Serahsi şöyle diyor:
Alimlerin icmaıyla, iki şeyin helal olması dine bağlıdır. Bunlar; kesilen hayvan etleri ve evlenilecek kadınlardır. Murtedin ise dini yoktur.” (Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, El-Mebsut, C. 10, Sf: 104 )

İbni Kayyım şöyle diyor: “Kitab ehli dışındakilerin kestiği ölü hükmündedir. Kitab ehli dışındaki muşriklerin kestiğinin haram olmasının bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birtakım faydaları vardır.” (İlamu’l-Muvakkiin)

İbni Mesud, İbni Abbas, Ali, Cabir ve Ebu Burde radıyallahu anhum’dan nakledilmiştir ki; Müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin muşrik mi, yoksa ehli kitab mı olduklarını araştırıyorlardı. (El-Muğni ala muhtar el-harki, c: 9 sf: 393)


Diğer bir şart içe keserken Besmele çekmektir.

"Kesilirken üzerine Allah'ın adı anılmayan hayvanları yemeyiniz" (En'am, 121)
Peygamber (s.a.v.): "Allah'ın adı anılarak, kanı akıtılan hayvanın etini yeyiniz"(Buhârî, Zebâih, 20)

Âyette, üzerine Allah'ın adı anılmıyanı yememek emredilirken, bazı hadislerde konuya esneklik getirilmesi, değişik görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Alimlerimizin ekserisine göre, hayvanı keserken besmele hatırlanırsa, çekmek farzdır. Fakat unutulduğu zaman eti yenilir. Bunlara göre sadece kasden terk edilince, kesilen hayvanın eti yenmez.

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, bir gün hayvan kesen, fakat besmeleyi unutan birisinin durumu sorulduğunda şöyle demiştir:
"Aziz ve Celîl olan Allah'ın adı, her müslümanın kalbinde mevcuddur. Onun kestiğini yeyiniz" (Buhârî, Zebîrih, 9; Ebû Dâvûd, Sayd, 2;
Ebû Bekr bin Mes’ûd bin Ahmed Alâuddîn-i Şâşî el Kasânî , Bedâyîu's-Sanayî fî Tertîb-iş-Şerâyı, C. V, Sf: 47; Abdullah b. Mahmûd el-Mevsilî, el-İhtiyâr li-ta’lîli’l-Muhtâr, C. 1. V, sf: 9)


Hanefi fâkihi Kemal İbni Humam’ın kitabının şerhi olan Et-Takrir ve't-Tahbir’de şu ifade zikredilir: "Mecusi'nin ve muşriğin kestiğinin haram oluşu besmeleyi terk ettiklerinden dolayı değildir. Muşrik, kesim anında Allah (c.c.)’ın adını zikretse dahi yine kestiği yenilmez!“ (Et-Takrir vet-Tahbir şerhu İbni Emir’il-Hacc ala Tahrir İbni Humam fi İlm’il-Usûl el-Camii beyne istılahey el-Hanefiyye veş-Şafiiyye 6/211)

Şâfiî alimlere göre, hayvan kesilirken üzerine besmele çekmek sünnettir.
Âyette (En'âm, 145), haram kılınan şeyler; leş, akıtılmış kan ve domuz eti olarak sayılmış, kesilirken besmele terk edilen hayvan zikredilmemiştir.
Peygamber bu üç şeyin dışındakilerin haram kılındığını söylemekle yükümlü tutulmuştur. Kesilen bir hayvanın haram olması, üzerine Allah'tan başkasının adını anma yüzündendir (Ebû Bekr bin Mes’ûd bin Ahmed Alâuddîn-i Şâşî el Kasânî , Bedâyîu's-Sanayî fî Tertîb-iş-Şerâyı, C. V, Sf: 46).

Mâlîkî ve Zâhirî alimler ise "Kesilirken üzerine Allah'ın adı zikredilmeyen hayvanların etini yemeyiniz" (En'âm, 121) âyetinde unutma veya terketmeden söz edilmediği için, besmeleyi mutlak olarak farz kabul ederler.
Bu prensiple çelişen Âişe'nin naklettiği yukarıda zikrettiğimiz hadisi de neshedilmiş sayarlar (Muhammed Fevzî, el-Fıkhu'l-İslâmî, Dimaşk 1977-79, sf: 663, 664).

Ehli sünnetin cumhurunun bunlara cevabı ise şöyledir :

En’am: 118 ve 121 ayetlerini açıklayan diğer ayet ve hadisler olmasaydı kim olursa olsun, ister muşrik, ister mecusi olsun besmele çekib kestiklerinde onların kestiği yenir, şeklinde hüküm çıkarmak bir anlamda doğru olabilirdi. Fakat bu ayetlere açıklık getiren ayet ve hadisler olduğu halde kim keserse kessin, besmele çekerse onun kestiği yenir diyerek, bir delile bakarak diğer delilleri görmemezlikten gelerek hüküm çıkaranlar;
Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmayın(Bakara: 41) ayetinden haşa Allah’ın ayetlerinin çok pahaya satılabileceğini, Faizi kat kat yemeyin.” (Ali İmran: 130) ayetinden faizin az az yenilebileceğini, Kadınlar sizin tarlanızdır. Onlara istediğiniz yerden yaklaşın.” (Bakara: 223) ayetinden kadınlarla dübüründen cima yapmanın câiz olduğunu, İçkili iken ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa: 43) ayetinden namaz dışında içki içmenin câiz olduğu hükmünü çıkaranlar gibidirler. Çünkü onlar nasların birine bakıb hüküm çıkartmaktadırlar. Bu ise Ehli Sünnetin menhecine kesinlikle muhalefet etmektir.

İmam Taberi şöyle diyor:
“Kitab ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah’ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah’ın ismini söyleseler bile, gerçek mabud olan Allah’ı kastetmezler.

Mesih’in babası veya Uzeyr’in babası olduğuna inandıkları Allah’ı kastederler. Gerçek mâbudun ismini kastederek söyleseler bile, ehli kitab kafirlerin besmele çekip çekmemesi önemli değildir.” (Kurtubi, Ahkamu’l-Kur’an, c. 6, sf 52)


Besmele illet olsaydı, ister bilerek, ister bilmeyerek, ister unutularak terk edilmiş olsun, besmele zikredilmeden kesilen hayvanların etlerinden yemek haram olurdu. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, besmele unutularak zikredilmese de, kesilen hayvanın eti helaldir, yenilebilir.

“İster Müslüman ister kitab ehli olsun, hayvan keserken besmeleyi zikretmeyenlerin kestikleri yenmez” diyen alimler, hiçbir zaman; “müşrikler besmele çekerek hayvan keserlerse, kestikleri yenir” dememişlerdir.

Besmeleyi şart koşan alimlerin bazıları, bunu sadece Müslümanlar için, bazıları da hem Müslümanlar hem de kitab ehli için şart koşmuştur.

Besmeleyi hayvan etinin yenmesi için illet kabul edip, zikreden kim olursa olsun, kestiği hayvanın eti yenir demek yanlıştır. Çünkü bir şeyin illet olabilmesi için bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- İllet olacak vasfın herhangi bir nassa zıt olmaması gerekir. Halbuki besmelenin illet olmadığını gösteren naslar mevcuddur.
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: “Rasulullah (s.a.v.)’e bir grup müslüman geldi ve dediler ki:
Yeni Müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Alllah’ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): Siz Allah'ın adını zikrederek yeyin buyurdu.
(Buhari, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace, Malik)

Şayet besmele illet olsaydı, yeni Müslüman olmuş bu kimselerin kestiklerinin, keserken besmele çekib çekmedikleri bilinmediği için yenilmemesi gerekirdi. Rasulullah (s.a.v.)’in bu etlerin yenilmesine izin vermesi besmelenin illet olmadığını gösterir.

2- İllet olan vasıf ortadan kalktığında, ona bağlı olan hüküm de ortadan kalkar.
Şayet besmele illet olarak kabul edilirse, unutularak dahi olsa, besmele zikredilmediği taktirde kesilen hayvan etinin haram olması gerekirdi. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, bir Müslüman besmeleyi unutma sebebiyle zikretmezse, kestiği hayvanın eti haram olmaz, helaldir ve yenilebilir.
Besmele, kesilen hayvan etinin helal olabilmesi için şarttır, diyen alimler bile besmelenin illet olduğunu söylememişler ve “hayvanı besmele ile kesen kim olursa olsun, isterse bir muşrik olsun, kestiği helaldir yenilebilir” dememişlerdir.

Mesela; namazın sahih olabilmesi için abdestli olmak şarttır. Bir kimse abdesti olmadığı halde namaz kılsa, kıldığı namaz batıl olur. Fakat buradan yola çıkarak; “abdesti olan ve bütün şartlarını yerine getirerek namaz kılan bir kafirin kıldığı namaz geçerlidir” şeklinde bir hükme varılamaz.
Aynı şekilde; “bir kafirin besmele dahil bütün şartlarını yerine getirerek kestiği hayvanın eti de helaldir, yenilebilir” denilemez.


Sahabelerin, Muşriklerin Put adlarına kestiklerinin yenmeyeceğine dair icması açıktır. Muşriklerin put adına kesmediklerine de yenmez demek haddi aşmaktır.
Buna muhalefet eden kim varsa delilleri getirip ortaya koyar ve Rasulullah ile Sahabenin, Muşriklerin besmeleyi zikrederek kestiklerinden yediklerini naslarla isbatlar. Ama bununla alakalı hiçbir sahih nakil bulunmamaktadır. Aksine bir çok rivayet onların bunu haram saydığını göstermektedir.


-------------------------------


Aişe (r.anha)'dan rivayetle:

“Rasulullah (s.a.v)'e "Yeni müslüman olmuş bir topluluktan bize et getiriyorlar. Fakat biz bunların besmele çekip çekmediğini bilmiyoruz. Ne yapmamızı emredersin?" diye sorduk.
Rasulullah (s.a.v) "Siz besmele çekib yiyin". buyurdu.”
Eğer besmele çekmek illet olsaydı baştan çekilmesi şart olurdu. Çünkü usulen illetin tahakkuk etmediği yerde hüküm uyğulanmaz.
”Yine Şafiler, Ahmed ve Malikilerin bir görüşüne göre hayvan keserken besmele çekmek sünnettir.
Delilleri ise .... "ancak yetişib sizin kestikleriniz müstesna" ayetidir.
Çünkü burada kestikleriniz denilmiş besmele zikredilmemiştir. Bundan dolayı da besmele çekmek şart değildir.”( )
“Besmelenin illet olduğunu iddia eden kimseye şöyle sorarız. Muşriklerin gerçek ibadete layık olan ilaha inandıklarını iddia edebilir misin?
Muşrikler besmele ile hayvanı keserken eşi benzeri olmayan ilahı mı kastederler yoksa güncel hayatlarına müdahale etmeyen eş koştukları ilahı mı kastederler?
Eğer gerçek ibadete layık olan ilahı kastederler derse müşriklerin müslüman olduğunu söylemiş olur. Şayet eş koştukları ilahı kastederler derse kendi kendini yalanlamış ve ALLAH (c.c) layık olmadığı sıfatlarla anmayı câiz görmüş olur ki bunun hükmü açıktır. Şayet bu kimse bu ayırımı bilmiyorum derse kendisine izah edilir.”
“Oysa günümüz muşrikleri hukuki işlemlerde ceza meselelerinde kanun ve yasa koymada güncel hayatlarına müdahale etmeyen sadece göklere hükmeden bir ALLAH inancına sahiptirler. Böyle bir ilaha inanıb amel ve yaşantılarında böyle bir ilahı kastetmeleri apaçık küfürdür.”
İbn-i Abbas (r.anhuma) şöyle buyuruyor:
Kesim sırasında besmeleyi unutanın kestiğinin yenmesinde bir beis yoktur.”( )
Celal Belkini ve diğerleri de bunu kebairden saymış ve “Üzerine ALLAH 'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin.” Bunu yapmak fısk (ALLAH 'ın yolundan çıkmak)tır. Enam: 21 ayet-i celilesiyle delil çıkarmıştır.
“Diğer ayeti celile de açıkca veya yoldan çıkarak ALLAH dan başkası adına kesilen hayvandan En’am 165 bu ayet ile semelesi terk edilenlerin yenilebileceği anlatılmıştır.”
(Şafiler de besmele terk edilebilir fakat Hanefilerde bilerek ve kasten terk edilirse kesilen murdardır yenmez.)
”Bu ayetin tefsirinde İbn Abbas (r.anhuma) şu sözlerle teyyid etmiştir.
İbn Abbas (r.anhuma) der ki: Bundan maksad ölü hayvan süsmekle öldürülen bir de..... Dikili taşlar üzerine boğazlananlardır. (Maide: 3) ”
”Kelbi de Besmele çekilmeyen veya ALLAH ’dan başkası adına kesilendir demiştir.”
”Ata ise Putlara kurban olarak kesilen hayvanların etini yemekten nehy etmiştir.”
”Ayetin manası ALLAH 'ın adı ilekesilmeyen ölü hayvanlardan yemek fısktır yani yoldan çıkmaktır. Diyenlerde olmuştur.”
Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için doslarına fısıldarlar. En’am:”
İbn Abbas (r.anhuma) bu vesveseyi şöyle anlatır:
”O insanlardan olan dostlarına fısıldar ve der ki: Nasıl olurda sizin taptığınız ALLAH ’ın öldürdüklerini yemezsiniz de kendi öldürdüklerinizi yersiniz:”
İşte onun bu vesvesesini reddetmek üzere ALLAH ’u Teala; "Eğer onlara itaat ederseniz şubhesiz siz muşrik olursunuz. "(En’am: 121)
Yani ölü hayvanın murdar etini helal kabul etmekle şeytanlara uyarsınız muhakkak ki siz muşriklerden olursunuz.” Buyurmuştur.
Zeccac diyor ki: ”Bundan şu netice çıkıyor: Din’de zaruri olarak bilinen ve üzerinden icma bulunan bir harama helal veya bir helale haram demenin şirk olacağıdır.”
”Şayet besmelesiz kesilenin haram olduğunda bir nas gibi olduğu halde siz müslümanın besmelesiz de olsa kestiğinin helal olduğuna nasıl hükmettiniz? derseniz.
Deriz ki: Üzerine ALLAH ’ın adı anılmayan hayvandan yemeyin mealindeki. Ayet-i celileyi tefsir eden mufessirlerin hepsi bundan murad ölü olan hayvanlardır demişlerdir.”
”Mufessirlerin hiç biri müslümanın besmelesiz kestiği haramdır dememiştir.”
Bu ayetin ölü hayvan hakkında olduğununun delillerden birisi de ALLAH ’u Teala’nın Eğer onlara (şeytanlara) itaat ederseniz şüphesiz siz muşriklerden olursunuz, buyurmasıdır. Zira besmeleyi terkedenin kestiğinin yenib yenmemesi imamlar arasında ihtilaflıdır. Bu ihtilaf sebebiyledir ki kendi mezhebinde haram olsa da bunu yiyen fâsık olmaz belki haramdır diyenlere göre ancak zahir olabilir. Bunun diğer bir delili de münazarada ölü hayvan hakkında olup besmelesiz kesen müslüman hakkında olmadığında müfessirlerin ittfakı vardır. Alah’u Teala’nın Eğer onlara (şeytanlara) itaat ederseniz şüphesiz siz muşriklerden olursunuz. Buyruğu da yine müslümanın besmelesiz kestiği hayvan hakkında değil murdar olarak ölen hayvanın etini helal kabul etmek hakkındadır. Vahidi ve diğerleri bunu böyle açıklamışlardır.
Yine Vahidi, senedleri ile rivayet ettiği hadislerin bazılarında ise sehven olsun kasden olsun besmeleyi terk etmekte bir sakınca olmayıp bu durumda kesilen hayvanın etinin helal olduğu ifade edilmektedir.
Boğazlanan hayvanın haram yapan ALLAH’ın ve Muhammed’in adı ile kesiyorum diyerek hayvanı boğazlamaktır. Bir de kitabı’nin, kilise, Musa ve isa adına kesmesidir. Müslümanın Kabe’ye peygamber veya bir sultana karşı kurban kesmesi de aynıdır. Bunların hepsi haram’a iyleşmesi kebiredir. Tabi bunların kelimeleri şerefine veya ALLAH’a şükranen veya birisinin gönlünü almak veyahut ALLAH’u Teala’nın kendisini koruması için, ALLAH rıdası adına kurban kesmek böyle değildir, bunlarda haramlık yoktur.( )
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kesim sırasında ALLAH’ın adını zikretse de zikretmesede müslümanın kestiği helaldir.”( )
İbn Abbas şöyle dedi: “Bir müslüman ALLAH’ın ismini anmadan bir hayvan keserse onun etinden yiyin! Çünkü “muslim” kelimesinde ALLAH’ın isimlerinden bir isim (olan Selam) vardır.”( )


İmamlar (ALLAH’ın rahmeti üzerlerine olsun) bu konuda üç değişik görüş öne sürmüşlerdir.

1) Bir grup şöyle demektedir: Bu durumdaki hayvanın, ALLAH ’ın adı ister bilerek, ister unutularak terkedilmiş olsun, yenilmesi helal değildir.
Bu görüş İbn Ömer, kölesi Nafi, Amir es-a’bi Muhameed b. Sirin’den rivayet edilmiştir.
Aynı görüş İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel’den de rivayet edilmiştir. Bu rivayetleri İbn Hanbel’in bağlılarından önceki ve sonraki bir grup alim de desteklemiştir. Ebu Sevr ve Davud ez-Zahiri’nin tercihide bu yöndedir. Aynı şekilde Şafii mezhebinin sonraki alimlerinden Ebu’l-Futuh Mahammed b Muhammed b. Ali et-Tai, “Erbain” adlı kitabında bu görüşü seçmiştir.
Bunlar kendi görüşlerine yukarıda geçen ayet ve avlanma ile ilgili şu ayeti delil olarak göstermişlerdir.
Öğretib yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için yakaladıklarından da yiyin ve onları ava salarken üzerlerine ALLAH’ın adını anın.” (Maide: 4)
Sonra bu görüşü, “Bunu yapmak ALLAH ’ın yolundan çıkmaktır.” ayeti de vurgulamaktadır.
Ayetteki zamirin “yeme” anlamına geldiği gibi, “ALLAH’dan başkası adına kesme” anlamını taşıdığı da söylenmiştir. Üstelik Adiy b. Hatem ve Ebu Sa’lebe’den rivayet edilen hadisleri Buhari ve Muslim’de yer almaktadır.
Rafi b. Hadic’in rivayet etteği hadis de şöyledir:
ALLAH’ın adı anılıb da kanı akıtılanları yiyiniz.” (Bu hadis de aynı şekilde Buhari ve Muslim’de yer almıştır.)

2) Konuyla ilgili ikinci görüşe göre, kesimde besmele şart değildir. Sadece iyi karşılanan (mustehab) bir davranıştır. Bilerek ya da unutarak kişinin besmeleyi terketmesinin bir zararı yoktur.
İmam Şafii (ALLAH rahmet eylesin) ve arkadaşlarının görüşü böyledir.
İmam Ahmed’in kendisinden İbn Hanbel’in naklettiği bir rivayeti de aynı yöndedir.
İmam Malik’ten de böyle bir görüş gelmiştir. Rivayeti İmam ve Ata b. Ebu Rebah’tan da benzeri görüşler anlatılmıştır. En iyisini ALLAH bilir.
İmam Şafii (ALLAH rahmet eylesin)Kesilirken üzerinde ALLAH’ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin. Bunu yapmak ALLAH’ın yolundan çıkmaktır” ayetini yoldan çıkarak, üzerine ALLAH’tan başkasının adı zikredilmek suretiyle kesilen hayvanın yenmesi haramdır. “(En’am: 145) ayetinin de bu anlama geldiğini belirtmiştir.
İbn Curayc, Ata’dan gelen bir rivayete dayanarak:
Üzerine ALLAH’ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin” ayetiyle ilgili olarak şunları söylemiştir.
ALLAH Kurayş’in putlar için kestikleriyle, Mecusilerin kestiklerini yemeyi yasaklamıştır.” İmam Şafii’nin benimsediği bu görüş güçlüdür.
İbn Ebi Hatem babasından, Yahya b. Mugire’den, İbn Cerir’den, Ata, Said b. Cubeyr ve İbn Abbas’tan:
Üzerine ALLAH ’ın adı zikredilmeyen hayvanları yemeyin” ayetiyle ilgili olarak anlatılanlar için şöyle demektedir:
Bu, ölü hayvandır. Bu görüş Ebu Davud’un mursel hadislerine dayandırılmıştır. Nitekim Sevr b. Yezid, tabiilerinden birisi olan Suveyb b. Meymun’un kölesi Salt es-Sedusi’den böyle bir hadis rivayet etmiştir.
Hadiste Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur:
ALLAH’ın ismini ansın, anmasın müslümanın kestiği helaldir. Çünkü müslüman andığında ALLAH’dan başkasının adını anmaz.
Bu mursel hadis, Dârakutni’nin İbn Abbas’dan rivayet ettiği şu hadisi desteklemektedir:
Müslüman, ALLAH’ın ismini zikretmeden de kestiğini yesin. Çünkü müslümanda ALLAH’ın isimlerinden biri yer almaktadır.”

3) Bu görüşe göre kişi kesilen hayvan üzerine besmele çekmeyi unutursa, bu zarar vermez. Eğer besmeleyi bilerek terkederse, kesilen şey helal olmaz.
İmam Malik ve Ahmed, b. Hanbel’in meşhur görüşleri budur. Ebu Hanife ve arkadaşlarıyla İshak b. Rebeveyh bu görüştedirler.
Görüş, Ali İbn Abbas, Said b. el-Museyyeb, Ata, Tavus, Hasanu’l-Basri, Ebu Malik, Abdurrahman b. Ebu Leyla, Cafer b. Muhammed, Rabla b. Ebu Abdurrahman tarafından dile getirilmiştir.( )
Malikiler dediler ki: “Av köpeğini av üzerin gönderirken besmele çekmek şart olduğu gibi, gerek bağozlama gerek nahr şeklinde normal kesimlerde de besmele şarttır. Yalnız bu şart müslümanları ilgilendirir. Kitab ehli kimselerin besmele çekmeleri şart değildir. Besmeleden maksad, özellikle “Bismillah” demek olmayıb sadece ALLAH ’ı anmaktır. Ama en faziletlesi “Bismillahi vALLAHu ekber” demektir.( )


Besmeleyi Şart Görmeyen Şafii’nin Delilleri:

Şafii (rahimehulah) şöyle demiştir: “Ayetteki bu yasak, putlar adına kesilen hayvanlara muhsustur.

Bunun böyle olduğunun delili şunlardır:

a) ALLAH Teala’nın “Çünkü bu, muhakkak ki bir fısktır” buyruğudur. Müslamanlar, hayvanı keserken besmeleyi terkeden müslümanın kestiği hayvanın etini yemenin bir fısk (günah) olmadığı hususunda ittifak etmişlerdir.

b) ALLAH Teala’nın “Hakikatte şeytanlar sizinle mucadele etmeleri için kendi dostlarına mutlaka telkinde bulunurlar” ifadesi, bu mucadele ancak meyte (leş) meselesi üzerinde olmuştu.
Rivayet edildiğine göre, muşriklerden bir kısmı müslümanlara, “Doğan kuşunun ve köpeğin yakalayıb öldürdüğü avı yiyorsunuz, Ama ALLAH ’ın öldürdüğünü yemiyorsunuz” demişlerdi.
İbn Abbas (r.anhuma) yine o muşriklerin “Kendinizin öldürdüklerini yiyorsunuz, ama ALLAH’ın öldürdüklerini yemiyorsunuz.” dediklerini rivayet etmiştir.
Binanealeyh ayette bahsidilen bu mücadele ve munakaşa, meyte eti yeme ile ilgilidir.

c) Alah Teala’nın, “Eğer onlara itaat ederseniz, şubhesiz ki siz de muşrik olur çıkarsınız.” buyruğu.
Bu ifade de, putlar adına kurban edilen şeylerle ilgilidir. Yani “Eğer putlar adına kesilen o hayvanların etini yemeye radı olursanız bu, sizlerin de o putların ilahlığına radı olduğunuz manasına gelir. Bu ise şirki gerektirir.” demektir.
İmam Şafii sözüne şöyle devam eder:
“Her ne kadar ayetin başı, sigası itibari ile umumi bir ifade ise de sonunda şu 3 kayıt yer aldığı için, bu umumi ifadeden hususi mana murad edilmiş olduğunu anlıyoruz.
Ayetteki, “Üzerlerine ALLAH’ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu muhakkak ki bir fısktır.” ifadesi bu manayı güçlendirmektedir. Binaenaleyieh bu yasak bu işin bir fısk olması haline has kılınmış olur. Sonra, ALLAH ’ın kitabından, bunun ne zaman fısk olacağı meselesini araştırdık ve gördük ki bu fısk, ALLAH Teala’nın “De ki: “Bana vahyolunanlar arasında, yiyen bir kimsenin, yiyeceği için meyte, dökülen kan, domuz eti - ki bu şüphesiz bir pisliktir - veya (ALLAH ’a) itaat yolundan çıkarak ALLAH ’dan başkası adına kesilen hayvanlardan başkasının yemenin haram olduğuna dair bir emir görmüyorum.” (En’am: 145) ayet-i kerimesinde açıklanmıştır.
Binaenaleyh bu ayette fıskın, ALLAH ’dan başkası adına (yani onun adı anılarak) kesilen hayvan olduğu açıklanmıştır. Durum böyle olunca, ayettiki “Üzerlerine ALLAH ’ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu, muhakkak ki bir fısktırbuyruğu ALLAH ’tan başkası adına boğazlanmış hayvanlarla ilgili olur.

Bu hususta ikinci bir izah da şudur:
Bu tahsis edici ifadelere tutunmayı bırakırız. Fakat deriz ki: “Niçin. “Bu meselede ALLAH ’ın isminin anılması söz konusu değildir.” diyorsunuz? Halbuki kesmede besmelenin şart olmadığının delili Peygamber (s.a.v.)’den gelen şu hadis-i şeriftir:
Müslüman ister (açıktan) söylesin, ister söylemesin, ALLAH ’ı zikir (hatırlama) hep müslümanla beraberdir. Onun içindedir.
Binaenaleyh ayette geçen “zikretme” (anma) kalb ile anma manasına anlaşılır.
Üçüncü bir izah yolu olarak da şöyle diyebiliriz:
Farzet ki bu delil haram oluşu göstermektedir. Fakat bu mesele hakkında zikredilen diğer deliller de, bunun helal olduğunu göstermektedir. Bir meseledeki deliller birbiriyle çatışınca, helalliği ifade edenlerin tercih edilmesi gerekir. Çünkü yiyeceklerde aslolan helalliliktir.
Yine bunu yemenin ve istifade etmenin helalliliğini gerektiren diğer bütün umumi deliller de delalet eder.
Bu deliller, mesela, ”O (ALLAH ) yerde ne varsa hepsini sizin için yaratandır.” (Bakara:29) ayeti ile,
Yiyiniz ve içiniz.” (Araf: 31) ayetidir.
Bir de bu duyularımız açısından da güzel kabul edilen bir husustur. Binanaleyh (bu kesilen hayvanın), Cenab-ı Hakk’ın, “Size bütün iyi ve temiz (şeyler) helal kılındı. “ (Maide: 5) ayetinden dolayı helal sayılması gerekir.
Hem sonra bu bir maldır. Çünkü insanın gönlü bunlara meyleder. Rasulullah malları zayi etmeyi yasakladığı için, bunun etinin haram olmaması gerekir. Bu meselede yapılacak olan izahın tamamı budur. Bununla beraber diyoruz ki: Müslümana en uygun olan bundan sakınmasıdır. Çünkü ayetin zahiri manası kuvvetlidir.( )
--------------------------------------------

Aynı meselede Alaeddin Palevi hoca şunları demektedir:

— Malum olduğu üzere İslam âleminde küfrü mutlak hâkim olduktan sonra insanların çoğu ikrah olmaksızın küfrü gerektiren birçok söz ve fiili yaparak küfre girmektedirler.
İnsanlar bir taraftan tevhid kelimesini ikrar edib, namaz kılıb, oruç tutmakta diğer taraftan ise tağutları destekleyerek tevhid kelimesini bozan fiillere bulaşmaktadırlar. Böyle toplumların kestiğinin yenilib yenilmemesi günümüzde oldukça büyük tartışmalara neden olmaktadır.
İnsanlar hayvan kesme konusunda üç gruba ayrılırlar.

1. Hiçbir şirke bulaşmamış muvahhid Müslümanın İslam’a uygun olarak kestiği hayvanların eti âlimlerin icmasına göre yenilir. Şayet ehli kitab put üzerine kesmezse onların kestiği de icma ile yenilir.

2. Muşrik ve mulhidlerin putların üzerine kestikleridir. Putların üzerine kesilen bu hayvanların etini yemenin haram olduğuna dair icma vardır. Zira Allah put üzerine kesilmiş hayvanların etinin yenilmesini haram kılmıstır.

Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mucadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah'a ortak koşanlardan olursunuz.” (En’am/121)


3. Sabiiler, Mecusiler ve muşriklerin İslami kurallar içerisinde kestikleri hayvanların etleridir. Bu şekildeki kesim hakkında âlimler arasında ihtilaf vardır. Âlimlerin büyük bir kısmına göre kesen kisinin Müslüman olması gerekir. Âlimlerin çoğunluğu sayet kesen kişi muşrik ise, ister put üzerine kessin isterse de Allah’ın ismini anarak İslami usullere göre kessin bu etin yenilemeyeceği görüsünü kabul etmistir.
Fakat İmam Şevkani(rahimehullah) söyle der:
“Kesen kisi eğer hayvanı keserken put üzerine değil de Allah’ın ismini anıb İslami usullere göre keserse bu kestiği yenir. Yenilmez diyenlerin elinde hiçbir delil yoktur. İddia edilen icma ise putlar üzerine kesilenler hakkındadır.” (Seylu-l Cerrar, sf: 64)


Şafi alimleri, Sabilerin ehli kitaba benzemesi durumunda kestiklerinin yenilebileceğini bunun tersi bir durumda ise kestiklerinin yenmeyeceğini söylerler. Hanefi alimlerine göre Sabilerin kestikleri mutlak surette yenilirken Maliki ve Hanbeli alimlerine göre de sabilerin kestikleri mutlak surette yenmez.
(Mevsuatul Fıkhıyye, Nikâh babı)


Benim (Alaeddin Palevi) düşünceme göre namaz kılıb, oruç tutan ve İslamın birçok ahkâmını uygulayan ancak küfür ve küfür ehlini destekleme neticesinde sirke giren kişilerin İslami usullere uygun olarak kestikleri hayvanların eti yenilir. Çünkü bu kimseler putların üzerine kesmiyorlar, besmele çekiyorlar ve baskasının adını da anmıyorlar. Bununla beraber kendilerini semavi bir kitaba nisbet ediyorlar, kesimlerini ise İslamî usullere uygun kesiyorlar.
Bu konu hakkında önyargılardan uzak bir sekilde düsünürsek zamanımız muşriklerinin, Rasulullah’ın zamanındaki ehli kitabla ortak özelliklere sahib olduğunu görürüz. Zaten Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminde “Muşriklerin kestiği yenilmez ama ehli kitabın kestiğinin yenilir” denilmesinin sebebi de budur. Zira o dönemde yasayan ehli kitab semavi bir kitaba intisap etmişti. Kestikleri hayvanları, önceden gönderilmiş peygamberlerin şeriatına uygun bir şekilde ve hepsinden önemlisi Allah’ın ismini anarak keserlerdi ve kesinlikle putlar üzerine kesmezlerdi. Bu özellikler ise o devrin muşriklerinde yoktu. Onlar hayvanı keserken Allah’ın ismi yerine putların isimlerini anarlardı. Benim görüşüme göre burada illet hayvanı kesen kisinin dini değil kesim yöntemidir. Çünkü ehli kitab “Yahudiler -Uzeyir Allah'ın oğlu- dediler. Hıristiyanlar da -Mesih Allah'ın oğlu- dediler” (Tevbe/30) ayeti gereğince o zamanın muşriklerinden daha büyük bir sirkin içindeydiler. Oysa muşrikler Allah’ın birliğine inanır, teslisi red ederlerdi. İbrahim ve İsmail’in seriatından kendilerine ulasan kısmıyla amel ederler ve kendilerini Müslüman kabul ederlerdi.


Fahreddin Razi meşhur tefsirinde Tevbe Suresi’nin 31. ayetine dair yaptığı açıklamada kitab ehlinin şirk konusunda diğer muşriklerden daha şedid olduğunu söylemektedir.
Muşriklerin kestiğinin hiçbir durumda yenilmeyeceğini söyleyen kimsenin Kur’an ve Sünnetten delil getirmesi gerekmektedir.
Eğer delil olarak “Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin” ayetini getirirlerse, ayette bahsedilenin Allah’ın ismi anılmadan putların üzerine kesilenler olduğunu söyleriz.

Yine aynı sekilde “kendilerine kitab verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir” (Maide /5) ayetini delil getirerek “Allahu Tealâ bize ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir.
"Muşriğin kestiği haram olmasaydı buna gerek kalmazdı” denirse bu görüşün sakat bir görüş olduğunu söyleriz. Zira ayetin zahiri öncelikle ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu söylemektedir. Ayette muşriklerin kestiklerine dair bir ifade yoktur. Bununla beraber usul ilminde alimlerin çoğuna göre özellikle lakaplarda mefhumu muhalife itibar edilmez.
Muşriklerin putlar üzerine kesmediklerinin yenilebileceği hakkında benim görüşüm budur ve beni bağlar.
Bir kimse çıkıb “Mezheb alimlerinin hemen hemen tamamına göre muşriklerin kestiği hiçbir durumda yenmez. Onun için ben İslami usullere uygun da olsa muşriklerin kestiğini yemem” diyebilir.

Baslangıçta da belirttiğim gibi bu konu oldukça ihtilaflıdır. Bundan dolayı Müslümanların sadece kendi görüşlerini doğru kabul etmeleri, karşı görüşü ise yanlış görüş kabul ederek fırkalaşmaları caiz değildir.
Bununla birlikte bir olay üzerinde fetva boyutu farklıdır takva boyutu farklıdır. Şubheli şeylerden kaçınmak ise takvadandır.
İhtilafın olduğu konularda kisiler konu üzerinde kendilerince en sahih olan görüsü kabul etmekte serbesttirler. Ancak kisinin ihtilaflı bir meselede sadece kendi görüsünü doğru görüş olarak nitelendirmesi, karşıt görüş sahiblerini ise küfür ve fıskla suçlaması ciddi bir hatadır.
Ve maalesef günümüzde Müslümanların en çok hata ettikleri nokta burasıdır.
Tarih boyunca üzerinde birçok ihtilafın olduğu bir mesele hakkında “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirdirler” diyerek Müslümanları tekfir etmek, muhalif düsünce sahiplerine buğzetmek, kâfirlerden daha çok onlara düsmanlık yapmak günümüzün en yaygın hastalıklarındandır. Bundan kesinlikle kaçınmak gerekir.

Burada hatırlatmak istediğim diğer bir husus ise sudur:
Müslümanlar özellikle içinde yasadıkları toplumun durumunu olabildiğince göz önünde tutmalıdırlar. Sirkin mutlak olarak hakim olduğu beldelerde oldukça titiz ve dikkatli davranmak gerekir. Zira böyle toplumlarda fertlerin haram/helal ayrımına özen gösterdiklerinden bahsetmek mümkün değildir. At etinin inek eti diye satılması, tavukların elektrikle soklanarak öldürülmesi ve üzerine de “İslami Usullere Göre Kesilmiştir” yazılması pekâlâ mümkündür. Bundan dolayı Müslüman bir ferdin dinini ve ırzını koruma adına subheli gördüğü her durumdan uzak kalması en sahih olan yoldur. Alaeddin Palevi : Mühim Soruların Cevabı ; Sf: 168 - 171



İLGİLİ KONU :

https://www.islam-tr.org/konu/kurban-konusu-soruya-cevap.11625/
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
A Çevrimdışı

arif enes

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
selamunaleykum.musrikler besmele ile veya besmelesiz kestikleri hayvan etleri yenmez diyorsunuz fakat ehli kitabin kestikleri yenir diyorsunuz peki.ben italyada yasiyorum hristiyanlarin durumu kastettiginiz musriklerin durumundan daha kotu cunki bunlar H.z. Isayi ilah olarak kabul gormekteler;musrikler ise sadece Allah'a ortak kosuyorlar yine olmadi gidin Kur'an ayetlerine goz atin.(yerleri gokleri ve arasindakileri kim yaratti diye sorsan Allah derler)bu ayetler net bir sekilde musrikleri kastediyor.
diger gorus:ehli kitabin kestigi konusuna gelince bana gore çeliski içine giriyorsunuz cunki sadece bunlarin besmele ile veya besmelesiz kestigi yenir diyorsunuz;fakat bunlar besmele okusa Isa ve Uzeyiri kastediyorlar hiç suphesiz bundan da haberiniz var zaten alt yazilarda mevcut.
Madem ki musluman ve ehli kitabin disinda kalanlarin kestikleri yenmez,o zaman ehli kitabin kestikleride yenmez nedeni bunlarin durumu musriklerinkinden daha tehlikeli.zaten besmele okusalar Allah'i kastetmezler;okumadiklari zamanda besmeleyi terk eden muslumanlarla fazla fark kalmiyor cunki sonuçta besmele terk edilmis oluyor.
Ayni zamanda sunu bildireyim Islam ulkelerinde yasayan insanlarin çogu hurafelere,putrepestlige bulasmis,Allah'in ayetlerini saçma gorenler,bazilarini inanan bazilarini gormezlikten gelen,bazilarinida inkar ederek musluman kimligi altinda yasayan insanlar kesimhanelerde çalisiyor olabilir veya besmele okumadan kesiyor olabilir boyle bir durumda ehli kitab ve bunlarin disinda kalanlar ile ne farklari olabilir.
Benim elde ettigim arastirma sonucu soyle:1)muslumanlarin,besmele ile kestikleri yenir ve bunun zitti yani besmelesiz olsada cunki besmele okumak sarti ayetlerde mevcut degil,zaten hayvan etleri ile alakali ayetler arap musriklerinin kendi inançlarindaki kurbanlarda Allah'tan baskasi adina kestikleri içindirki (menat,uzza,lat adindaki putlarinin adini anarlardi)bunlar haram kilinmistir.Arap musriklerin kurban disinda kestikleri hayvanlarin uzerine bizimde inandigimiz Allah adini anarlar.
2)Hiç kimsenin adina kesilmeyenler helal olsa gerek birde Allah adinakesilenler bana gore imam Safii Allah kendisinden razi olsun bu goruste isabet etmis ve hatta ayni gorusu destekleyen ayet,hadis,tevsir ve kelamcilarda vardir.
Bu yazdiklarimi sizleri bu konuda iyi arastirmaya dogruyu bulmaya vesile olur insaallah.
Benim amacim sizleri incitmek,yaralamak,karsi çikmak,asagilama ve hakaret etmek degildir.Allah'a emanet olunuz.
Besmele sarti Islam da sadce Kurbanda Farzdir ki bu arap musriklerine Ilahi bir gonderme ve buyuk bir tokattir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, yukarıda konu net olarak açıklanmıştır. Farklı ictihadı olan alimlerin görüşleri de ortadadır.
Ehli kitap olan Hırıstiyan ve Yahudiler, Rasulullah (s.a.v.) zamanında da üç İlah anlayışıyla İsa (a.s.)ı İlah yerine koymuşlardı.

 
V Çevrimdışı

vakkass

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
türkiye halkı çoğunluk olarak müşrik olduğu kesindir mezbahanelerde çalışan kişilerde müşrik olabilir bu konuda kafam karıştı ne yapmalıyız ehli sünete göre en doğrusu nasıl olmalıdır kasapda nereden geldiğini bilmediğimiz etler hakında hüsnü zan yaparak yemek doğru olurmu
 
Melhame-i kübra Çevrimdışı

Melhame-i kübra

Erkek
İslam-TR Üyesi
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm)'a soruldu: "Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?"

"Siz besmele çekin, yiyin!" cevabını verdi."

Buhâri, Sayd 21, Büyü 5, Tevhid 13; Muvatta, Zebâih 1, (2, 488); Ebü Dâvud, Edâhi 19, (2829); Nesâi, Dahâya 39, (7, 237).


Sayın hocam ,
bu hadisin izahını yapabilir misiniz.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Et meselesinde Şevkani (rh.a)'nin sözlerini delil alan kişilere cevap:

Şevkani’nin Seylül Cerrar kitabında şöyle geçmektedir:

“Bir kafir Allah (c.c)’ın ismini zikreder, Allah (c.c)’tan başkasının ismini zikretmez ve şeriate uygun olarak hayvan keserse, kestiği hayvanın eti haram olmaz. Bunun haram olduğunu gösteren herhangi bir delil yoktur.

Kafirin, Allah (c.c)’ın isminden başka bir isim zikrederek kestiği hayvan etleri yenilmez. Zaten bunu yapan bir müslüman olsa, onun kestiği de haramdır, yenilmez.

Yine, bir kafir Allah (c.c)’ın ismini zikretmeyi ihmal ederek kesim yaparsa, kestiği yenmez. Aynı, müslümanın Allah (c.c)’ın adını zikretme den kestiği hayvanın yenilmemesi gibi...

“Kafirlerin kestiği icma ile haramdır” iddiası doğru değildir. Doğru olsa bile bu icmanın, Allah (c.c)’ın isminden başka bir isim zikredilerek veya Allah (c.c)’ın ismi zikredilmeyerek kesilen hayvanlara hamledilmesi gerekir.

Kitab ehlinin kestiği de, ancak Allah (c.c)’ın ismini zikrederek keserlerse helal olur. Aynı müslümanlarda olduğu gibi.” (Es-Seylül Cerrar c: 4 s: 65-66)

Şevkani’nin bu ibarelerinden anlaşılıyor ki, hayvan kesiminde illet olan besmele çekmektir. Bu durumda, ister müslüman ister kitab ehli ister başka bir kimse olsun, bir hayvanı Allah (c.c)’ın adını zikrederek keserse o hayvanın eti helaldir. Aynı şekilde müslümanlar, kitab ehli veya bir başkası, hayvan keserken besmeleyi zikretmezse, kestiği yenilmez.

Şevkani’den önce bu görüşü hiçbir muteber alim nakletmemiştir. Sahabelerden de, zayıf dahi olsa, böyle bir görüş asla gelmemiştir.

Şevkani’nin Seylü’l Cerrar kitabı, bir Zeydi alimin fıkıh kitabına reddiye ve açıklama niteliği taşımaktadır. Bu kitabta Şevkani’ye nispet edilen sözler büyük ihtimalle Şevkani’ye ait değildir. Zira Şevkani’nin bu kitaptan daha muteber olan Feth’ul Kadir isimli Kur’an Tefsiri’nde buna tamamiyle zıt olan görüş vardır.

Şevkani Fethül Kadir kitabında;

“(kendilerine) kitap verilenlerin yiyecekleri size helaldir” (Maide: 5) ayetini şöyle açıklamıştır:

“Ayette geçen yiyecekler, etler dahil yenilen herşeydir. Alimlerin çoğu ayette geçen “taam”dan kastın, kestikleri hayvan olduğunu söylediler. Bu ayet kitab ehlinin, et dahil, bütün yiyeceklerinin müslümanlara helal olduğunu göstermektedir. Velev ki kesim esnasında Allah (c.c)’ın ismini zikretmemiş olsunlar. Bu ayet:

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen (hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121) ayetinin genelini tahsis etmiştir ve bu ayetin zahirine göre kitab ehlinin kestiği helaldir. Velev ki yahudiler Uzeyr’in, hristiyanlar Mesih’in ismini zikrederek kesim yapmış olsunlar, kestikleri yenir. Bu görüş Ebu’d Derda, Ubade b. Samit, İbni Abbas, Zühri, Rabia, Şubi ve Mekhul’ün görüşüdür.

Ali, Aişe ve İbni Ömer (r.a) dediler ki:

“Eğer kitab ehli hayvan keserken birisinin ismini zikrediyorsa hayvanın etini yeme!” Bu aynı zamanda Tavus ve Hasan’ın görüşüdür. Bunlar En’am: 121 ve Maide: 3 ayetini delil gösterdiler.

İmam Malik; haram değil, mekruh dedi. Bu ihtilaf ise kitab ehlinin hayvan keserken Allah (c.c)’tan başkasının ismini zikrettiği biliniyorsa söz konusudur. Şayet kitab ehlinin Allah (c.c)’tan başkasının ismini zikrettiği bilinmiyorsa bu durumda İmam Taberi ve İbni Kesir, kesilen hayvanın etinin helal olduğu konusunda alimlerin icma ettiklerini söylemişlerdir. Çünkü Rasulullah (s.a.s), yahudilerin ona hediye ettikleri koyun etinden yemiştir. Bu ise sahih hadis kitaplarında geçmektedir. Aynı şekilde sahabelerin Hayber gününde kitab ehlinden iç yağı aldıklarına ve Rasulullah (s.a.s)’ın bunu bilmesine rağmen onlara itiraz etmediğine dair rivayetler vardır. Bu rivayetler sahih hadis kitablarında geçmektedir. Bu rivayetler ve bunlara benzer rivayetler bu konudaki icmanın sünnetten delilidir. Ayetteki kitab ehlinden kasıt; yahudi ve hristiyanlardır...” (Fethül Kadir)

Şevkani’nin bu açıklamalarına göre, kesim sırasında kitab ehli için besmeleyi zikretmek şart değildir. Şevkani’nin muteber olan görüşü budur. Onun Seylül Cerrar kitabında geçen görüş bu görüşe zıttır. Buna göre, Seylül Cerrar kitabında geçen ve Şevkani’ye nisbet edilen görüş, Şevkani’ye ait bir görüş değildir. Zira Fethül Kadir kitabı Şevkani’nin en muteber, en güvenilir, en son yazdığı kitablarından birisidir.

Hanbelilerden İbn Kudame (v.620) ise şöyle demektedir:

وَسَائِر الْكُفَّارِ غَيْرُ أَهْلِ الْكِتَابِ، كَمَنْ عَبَدَ مَا اسْتَحْسَنَ مِنْ الْأَصْنَامِ وَالْأَحْجَارِ وَالشَّجَرِ وَالْحَيَوَانِ، فَلَا خِلَافَ بَيْنَ أَهْلِ الْعِلْمِ فِي تَحْرِيمِ نِسَائِهِمْ وَذَبَائِحِهِمْ

‘’Putlardan, taşlardan, ağaçlardan ve hayvanlardan uygun gördüğüne tapanlar gibi, Ehli Kitap dışındaki kâfirlerin kadınlarının ve kestiklerinin haram olduğu konusunda ilim ehli arasında ihtilaf yoktur.” (El Muğni: 13/298)

İbn Abdilberr müslümanın besmeleyi terk ettiği takdirde kestiğinin yenilip yenmeyeceği hususunu tahkik ettiği yerde şöyle demektedir:

وَقَدْ أَجْمَعُوا فِي ذَبِيحَةِ الْكِتَابِيِّ أَنَّهَا تُؤْكَلُ وَإِنْ لَمْ يُسَمِّ اللَّهَ عَلَيْهَا إِذَا لَمْ يُسَمِّ عَلَيْهَا غَيْرَ اللَّهِ
وَأَجْمَعُوا أَنَّ الْمَجُوسِيَّ وَالْوَثَنِيَّ لَوْ سَمَّى اللَّهَ لَمْ تُؤْكَلْ ذَبِيحَتُه وَفِي ذَلِكَ بَيَانٌ أَنَّ ذَبِيحَةَ الْمُسْلِمِ حَلَالٌ عَلَى كُلِّ حَالٍ لِأَنَّهُ ذَبَحَ بِدِينِهِ

‘’(Âlimler) icma etmişlerdir ki, Üzerinde Allah’tan başkasının ismini zikretmedikleri sürece, üzerinde Allah’ın ismini zikretmese bile Kitabînin kestiği yenir. Yine icma etmişlerdir ki: Mecusi ve putperest Allah’ın ismini zikretse bile, kestiği yenmez. İşte bu, müslümanın kestiğinin her halükarda helal olduğunu göstermektedir. Zira o keserken diniyle kesmektedir.’’

Ardından müslümanın, besmeleyi bilerek terk etse dahi kestiğinin yeneceği görüşünü delillendirme sadedinde şunları zikretmektedir:

وَاحْتَجَّ مَنْ ذَهَبَ هَذَا الْمَذْهَبَ بِأَنْ قَالَ لَمَّا كَانَ الْمَجُوسِيُّ لَوْ سَمَّى اللَّهَ تَعَالَى لَمْ تَنْفَعْ تَسْمِيَتُهُ شَيْئًا لَأَنَّ الْمُرَاعَاةَ لِدِينِهِ كَانَ الْمُسْلِمَ إِذَا تَرَكَ التَّسْمِيَةَ عَامِدًا لَا يضره لأن المراعاة لدينه

“Bu görüşü savunanlar şu şekilde de delil getirmişlerdir: Mecusi, Allahın ismini zikretse dahi bu tesmiye bir işe yaramaz çünkü (kesim hususunda kişinin) dini göz önünde bulundurulur. Şu halde müslüman da besmeleyi kasıtlı olarak dahi terk etse bunun zararı yoktur, çünkü (kesim hususunda kişinin) dini göz önünde bulundurulur.” (İbn Abdil Berr: El İstizkar: 5/251)

İmam Şafii (rh.a) şöyle demiştir:

“Mecusi kesim anında Allah (celle celaluhu)’ın adını zikretse dahi yine kestiği yenmez!“ (el-Umm: 4/289)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
OkuDüşün Çevrimdışı

OkuDüşün

Okumaktan mana ne? Kişi Hakk'ı bilmektir.
İslam-TR Üyesi
Bir kurban bayramında dayım anlattı.

Dayım kardeşinin köydeki evine gelirken yolda bir hayvanın kurban edilmeye çalışıldığını görüyor. Oradakiler hayvanı bir türlü yere yatıramıyor. Dayım onlara yardım edince hayvanı yere yatırıyorlar ve dayım "kıbleye çevirelim" diyorlar. Bu sefer oradakilerden biri burada söylemeye terbiyemin müsaade etmeyeceği bir şekilde kıbleyi boş verin diyor ve o anda hayvan birden kalkıyor. Bu konuyu görünce aklıma geldi, paylaşmak istedim.
 
Üst Ana Sayfa Alt