Es selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtûh.
Hadis;
Tabiî âlimlerinden Saîd İbn Müseyyib babasından o da dedesi Hazn İbn Ebî Vehb radiyellahü anh’den rivâyet ettiğine göre; Allah Rasûlü sallellahü aleyhi ve sellem ona; “Adın ne?” diye sormuş, o da; “Hazn” diye cevap vermiştir.
(“Hazn dağlık, tepelik, yüksek ve sarp mekan” demektir. Bunun üzerine Allah Rasûlü onun ismini değitirmek istemiş ve kendisine
“Sen artık “Sehl”sin” buyurmuştur.
(Sehl, ova, düz ve yumşak yapılı mekan” demektir. Sa‘îd’in dedesi bu isimlendirmeyi kabul etmememiş ve;
“Ben babamın bana koyduğu ismi değiştirmem” demiştir.
Ebu Davud’un naklettiği rivayette de “Ova çiğnenir, seviyesi düşük görülür” diye cevap verdiği yer alır..
Bu hadisi nakleden ve Hazn’in torunu olan Sa’îd İbn Müseyyib rahmetullahi aleyh; “O günden bu güne kadar aramızda zorluk, sarplık ve sertlik eksik olmamıştır,” der.
[Sahih-i Buharî, Edeb (18/ 259-261) Sünen- i Ebî Dâvûd, Edeb (5/ 241)
Hadis;
Tabiî âlimlerinden Saîd İbn Müseyyib babasından o da dedesi Hazn İbn Ebî Vehb radiyellahü anh’den rivâyet ettiğine göre; Allah Rasûlü sallellahü aleyhi ve sellem ona; “Adın ne?” diye sormuş, o da; “Hazn” diye cevap vermiştir.
(“Hazn dağlık, tepelik, yüksek ve sarp mekan” demektir. Bunun üzerine Allah Rasûlü onun ismini değitirmek istemiş ve kendisine
“Sen artık “Sehl”sin” buyurmuştur.
(Sehl, ova, düz ve yumşak yapılı mekan” demektir. Sa‘îd’in dedesi bu isimlendirmeyi kabul etmememiş ve;
“Ben babamın bana koyduğu ismi değiştirmem” demiştir.
Ebu Davud’un naklettiği rivayette de “Ova çiğnenir, seviyesi düşük görülür” diye cevap verdiği yer alır..
Bu hadisi nakleden ve Hazn’in torunu olan Sa’îd İbn Müseyyib rahmetullahi aleyh; “O günden bu güne kadar aramızda zorluk, sarplık ve sertlik eksik olmamıştır,” der.
[Sahih-i Buharî, Edeb (18/ 259-261) Sünen- i Ebî Dâvûd, Edeb (5/ 241)