Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hep Birlikte Bir Hikaye Yazalım..

EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Camide tağutun askerleri önceden koyun muhtarından aldıgı ihbarlar pusuya yatmışlardı.


-Komutan; ateş serbest!

deyince kursun yağmuru başlamıstı...

Davetci genc,oracıkta şehid düştü.

Ve komutan, davetci yere düştükten sonra ateş kez emrini verdi.

-Nihayetinde seni yakalamacagımızı davanı bıtırmeyecegimizi mi zannettin diye davetcinin önünde seslenmeye başladı komutan...

komutan askerlerini toplayıp koyden ayrıldı.Ama davetcinin arkasında koye islam tohumu ektiğini bilmeden

''Cemil dede''

SON

(romana bi son vereyim dedim:))
 
metin öztürk Çevrimdışı

metin öztürk

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
ter damlacıklarına baktı gülümseyen yüzdeki
ölülerde terleymiymiş bu nasıl iştir dedi
sanki bir çırpıda ayağa kalkıcak gibi bakıyordu yaşarmışcasına
dedesinin anlam veremediği ''şehitler ölmez'' sözü geldi aklına
biraz korku biraz merak ve iki parmağını götürdü cansız bedenin şah damarına
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Yeni hikaye...

Bismillah.


Dışarıda âdeta yeryüzünü döven yağmuru izliyordu genç adam. Gökyüzünü esareti altına almış kara bulutların yansımasını hissediyordu içinde. Iyi değildi son günlerde, farkındaydı.
Yağmur sesine karışan ağlama seslerini işitti.
Hala ağlıyorlardı.
Yağmurdan çok bu ağlama sesleri rahatsız ediyordu onu. Çünkü ne olduysa bu ağlamaların başladığı gün olmuştu. Bu ağlamaların başladığı gün sancılanmıştı kalbi ve onu rahat bırakmıyordu vicdanı.


Karşı komşunun oğlu ölmüştü, yada öldürülmüştü.
Bilmiyordu.
Hiçbir şeyden haberi yoktu ki.
Bir gece yine dünyevi arkadaşlarıyla gezdiği gaflet uykularından dönmüştü. Ve apartmana girer girmez kulaklarını tırmalamıştı o annenin feryadı.


"Öldü oğlum.. Yavrum öldü" diye feryat edişini duymuştu. Eve çıktığında bunun karşı komşusu, Aylin teyze olduğunu görmüştü. 'Kim öldü ki' diye geçirdi içinden. "Ömer'im gitti" diye bağırdı Aylin teyze.
Ömer..

Bunu duyunca şaşırmıştı Harun. Ömer'i çoktan unutmuştu bile.. Gözleri dolmuş ve yüreği sıkışmıştı. En yakın arkadaşlarından biri sayılırdı Ömer. Ve o şimdi ölmüştü öyle mi?


3 yıl önce kızdığından daha çok kızmıştı şimdi Ömer'e. Hızla kapıyı çaldı ve evine girdi. Odasına girip kapattı kapıyı. Ağlayan tek bir ses bile duymak istemiyordu. Ama kimden kaçıyordu ki, onun içinde ki çocuk da ağlıyordu yana yakıla. Hayır hayır... Hatırlamak istemiyordu Ömer'i!


Kesin gittiği o yerde olmuştu. Halbuki gitme demişti ona o kadar yapma, gitme! Aklı almıyordu. En yüksek puanlarla en yüksek Okulları kazanmıştı, o kadar çok parası vardı ama o, o savaşın, kanın, zulmün hakim olduğu topraklara gideceğim dedi. Herşeyi bir kenara bırakıp oraya nasıl gidebildi! Bak işte öldün sonunda, diye bağırıp çağırdı. Sanki Ömer karşısındaymış gibi kızıyordu ona. Kızıyor ve ağlıyordu..

***

Öylesine bişeyler yazayım dedim bu çıktı ortaya. Bundan iyi kitab olur Allahu alem :)
Bunu buraya bırakayım. Yeni bir hikaye yazmaya karar verirsem, çok güzel bir kurgu.

Devam ettirebilirsiniz.
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
İman kimi zaman bir adamın nidalarıyla kimi zaman ise bir şehidin kanıyla çalardı kalbin kapısını. Bizim genç henüz bunun farkına varmış değildi. Ama kalbine Ömer'in kan damlaları damlamıştı bir kere... O kan bir ağacı sulayacaktı ve o ağaç büyük meyveler verecekti belkide yeni gençliğe.

Tüm bunlardan uzak bir düşünceyle girmişti yatağına... Uzanmış gözleri tavana dikili bir vaziyette Ömer'i düşünüyordu. Ömer... Yeri geldiğinde zalimin karşısına çekinmeden dikilip Hakkı haykıran, yeri geldiğinde ise bir çocuk gibi göz yaşı dökecek kadar hisli olan Ömer... Tavana düşleriyle çizmiş olduğu Ömer'in portresine dikmişti gözünü... Gözlerine sanki yaşıyor da yanındaymış gibi bakıyordu... Sanırım genç Ömer'i özlüyordu... O'nun Allah'ı hatırlatışını, secdelerinde uzun uzun duruşunu en önemliside tebessüm düşmeyen o gözlerini özlüyordu. Ah Ömer şimdi kim münazara edecek benimle? Kim düşüncelerime karşı gelecek? Kim duracak karşımda? Ah Ömer, ah...

Genci bu derin düşüncelerden kapı sesi uyandırdı. Gelen annesiydi. Acaba Ömer'i mi tartışacak derken elinde ki mektuba ilişti gözleri. Beyaz bir zarf üzerinde 'En sevdiğim kardeşime Hakk'ı bulması dileğiyle...' yazısını görünce heyecanlandı. Ve annesinin 'Oğulcuğum, Aylin teyzen bunu Ömer'in odasında bulduğunu ve sana verilmesine dair bir yazı yazdığını söyledi' sözleriyle mektubu eline aldı. Gözyaşları çeşme gibi damlayan genç mektubu açtı ve okumaya başladı:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.


...
 
C Çevrimdışı

cuheyman el-uteybi

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
İman kimi zaman bir adamın nidalarıyla kimi zaman ise bir şehidin kanıyla çalardı kalbin kapısını. Bizim genç henüz bunun farkına varmış değildi. Ama kalbine Ömer'in kan damlaları damlamıştı bir kere... O kan bir ağacı sulayacaktı ve o ağaç büyük meyveler verecekti belkide yeni gençliğe.

Tüm bunlardan uzak bir düşünceyle girmişti yatağına... Uzanmış gözleri tavana dikili bir vaziyette Ömer'i düşünüyordu. Ömer... Yeri geldiğinde zalimin karşısına çekinmeden dikilip Hakkı haykıran, yeri geldiğinde ise bir çocuk gibi göz yaşı dökecek kadar hisli olan Ömer... Tavana düşleriyle çizmiş olduğu Ömer'in portresine dikmişti gözünü... Gözlerine sanki yaşıyor da yanındaymış gibi bakıyordu... Sanırım genç Ömer'i özlüyordu... O'nun Allah'ı hatırlatışını, secdelerinde uzun uzun duruşunu en önemliside tebessüm düşmeyen o gözlerini özlüyordu. Ah Ömer şimdi kim münazara edecek benimle? Kim düşüncelerime karşı gelecek? Kim duracak karşımda? Ah Ömer, ah...

Genci bu derin düşüncelerden kapı sesi uyandırdı. Gelen annesiydi. Acaba Ömer'i mi tartışacak derken elinde ki mektuba ilişti gözleri. Beyaz bir zarf üzerinde 'En sevdiğim kardeşime Hakk'ı bulması dileğiyle...' yazısını görünce heyecanlandı. Ve annesinin 'Oğulcuğum, Aylin teyzen bunu Ömer'in odasında bulduğunu ve sana verilmesine dair bir yazı yazdığını söyledi' sözleriyle mektubu eline aldı. Gözyaşları çeşme gibi damlayan genç mektubu açtı ve okumaya başladı:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.


...

Güzel yüzlü kardeşim, çocukluğum, gençliğim, iyi kötü dolu dolu beraber geçirdiğim dünyevi dostum. Biliyorum sen bu mektubumu okurken insaAllah ben çok uzaklarda olucağım veya inşaAllah bu yalan dünyada olmayacağım. Artık dayanamadim kardeşim her gün ağlıyordu yüreğim suriyeye, Filistin'e. Ve en sonunda dayanamadım kardeşim abilerim,kardeşlerim,ablalarim,bazılarım. O halde iken ben nasıl gulebilir nasıl hiç birşey olmamış gibi davranabilirdim ve yapamadım da. Evet bu mektubu yazmadan önce çok düşündüm nefsimi istişare ye çektim çoğukez, düşündüm bilmem benim kanımla gelir mi ki zafer diye.


(Devamı sizde insaAllah yada begenilmediyse silinsin sknti yok insaAllah konuyu bozmasın )
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Kardeşim Harun, Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerine olsun.

Şuan bu satırları okuyorsan ben yıllardır hayalini kurduğum şeye kavuşmuşum demektir. Ölmek için yaşadığım yıllardan sonra ölümsüzlüğü bulmuşum demektir. (İnşaAllah)
Harun, biliyorum kızgınsın bana. Gözlerin ateş saçıyordur belki ama gözlerinde ki ateşi söndürecek yaşların akması da an meselesidir bilirim.


Ama kızma bana Harun. Ah kardeşim bilmiyorsun, vallahi bilmiyorsun. Şuan ne kadar mutlu olduğumu bilmiyorsun. Kalbine nüfuz eden cihad sevdasının tadını bilmiyorsun. Allah'a yemin olsun ki, bu mubarek, müjdelenmiş, misk kokan topraklar da aç susuz kalmak, orada para içinde yüzmekten evladır. Ah kardeşim, bir gelsen de görsen burayı. Kalbinin yerleşim yeri olur Şam toprakları..


Kardeşim, sana buraları, içimde ki sevdayı ne kadar anlatsam da sen onu iliklerine kadar hissetmeden anlayamazsın. Işte bu yüzden önce anlaman gerek kardeşim anla ve yaşa. Bu mektubu, çok değerli kardeşlerim bizim eve bıraktı. Bunu onlardan ben rica ettim..
Biliyor musun senden hep bahsediyorum onlara. Senin için hep dua ediyorlar Allah onları cennet ile mukafatlandırsın. Hatta dün şehid (inşaAllah) olan bir kardeşim de gönülden dua etmişti sana. Şehid duası aldın yani. Ben dün diyorum ama bu mektub eline ne zaman geçer bilmiyorum. Ama yakında şehid olacağımı hissediyorum kardeşim. Bu yüzden yazmak istedim sana.



Ben buraya niye geldim, bunca adam niye burada merak ediyorsun. Sana burada olma nedenimizi, sevdamızı anlatmaya kalksam bilmem kaç ansiklopedi çürütürüz.
Ama sana şunu söyleyeyim ki kardeşim, bizi buraya imanımız getirdi, tabiki Allah'ın izniyle. Vicdanımız susmadı Harun anlıyor musun?


Bebeklerin burada sadece adı kalıyor geride. Annelerin feryadı, bacıların çığlıkları, babaların intikam yemini. Söylesene Harun, bir ayağını kesseler onun acısından kıvranmaz mısın? Söylesene uyku uğrar mı kirli gözlerine? Hayır Harun, hayır.


Müslümanlar bir vücud gibidir buyuruyor En sevgili (sav) vücudumuzun azaları koparken, acı içinde kıvranırken hayatı yaşamak sinmedi içimize, sinmemeli. Allah'ın dini ayaklar altına alırken nasıl bassın kırılasıca ayaklarımız pervasızca görmemezliklerimizin üzerine.


Daha çok şey söylemek istiyorum Harun ama ne mürekkep kafi gelir ne de kağıt. Sadece senden son bir isteğim. Bu mektub eline ulaştıktan bir gün sonra kardeşlerim yine gelecek bizim oraya. Senden isteğim onlarla bir kez bile olsa konuş.

Allah sana rahmet etsin kardeşim. Ümmeti dualarında unutma.
Seni unutmayan ve her daim seven, dualarına misafir eden kardeşin, Ömer.
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Güzel yüzlü kardeşim, çocukluğum, gençliğim, iyi kötü dolu dolu beraber geçirdiğim dünyevi dostum. Biliyorum sen bu mektubumu okurken insaAllah ben çok uzaklarda olucağım veya inşaAllah bu yalan dünyada olmayacağım. Artık dayanamadim kardeşim her gün ağlıyordu yüreğim suriyeye, Filistin'e. Ve en sonunda dayanamadım kardeşim abilerim,kardeşlerim,ablalarim,bazılarım. O halde iken ben nasıl gulebilir nasıl hiç birşey olmamış gibi davranabilirdim ve yapamadım da. Evet bu mektubu yazmadan önce çok düşündüm nefsimi istişare ye çektim çoğukez, düşündüm bilmem benim kanımla gelir mi ki zafer diye.


(Devamı sizde insaAllah yada begenilmediyse silinsin sknti yok insaAllah konuyu bozmasın )
Hakkınızı helal edin sizinkini görmedim.

Ikisi kalsın sıkıntı yok. Herkese açık bir yer. Birşeyi bozmaz inşaAllah
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Mektubu gözyaşlarıyla katlayıp yanına bıraktı genç adam. Erkek adam ağlamaz safsatasını gözyaşlarıyla reddediyordu.
Ömer geldi aklına. Bir gün onların evine gitmişti ve ağlarken görmüştü onu. Hem de ne ağlamak..
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Ömer.


Odanın kapısının açılıp kapandığını bile duymamıştı. Genç adam kötü bişey olduğunu sanmıştı, biri mi ölmüştü yoksa. Ama öyle olsaydı Aylin teyze de ağlamaz mıydı? Peki ya ne olmuştu?


"Kardeşim, niye ağlıyorsun bu kadar?" diye sormuştu. Susmuştu Ömer, utanıyordu sanki. Ama neden?
"Ben ağlamayayım da kim ağlasın be kardeşim. Bu kirli gözler de yaş akıtmayacaksa ne yapsın.."
Anlamamıştı Harun, anlayamazdı da.


"Yapma be kardeşim erkek adam ağlar mıymış hiç?" Ömer'in yüzü azıcık gülsün istiyordu genç adam ama olmamıştı. "Sen ağlamayan adamdan kork kardeşim. Ağlamayan insan vicdanının üstüne toprak atmış insandır"


Gerçekten öyleymiş dedi Harun. Erkek adam ağlardı, göğsünü gere gere hemde.
Ne kadar ağlasa da Ömer'e olan kızgınlığı geçmiyordu. Bir de onu kandırıp oraya götüren adamlar ile konuşmamı istiyordu. Yok artık! diye söylendi.


Hem ne konuşacakmışım ki ben onlarla? Onların bana anlatacak neyi olabilir ki!? Hayır, hayır gitmeyeceğim.

****

Kendi ile kavga ede ede ve git geller ile apartmanın merdivenlerini iniyordu genç adam.
'Acaba gelmişler miydi?'
'Onları nasıl tanıyacağım?' Gibi soru karmaşası içindeydi aklı.

Son merdivenden sonra dışarı çıkmıştı ve dışarı çıkar çıkmaz. Karşıda ki lokantanın yanında 3 sakallı genç dikkatini çekti. Bunlar olabilir miydi?
Birden diğerlerine göre biraz daha kilolu ve yaşı da biraz geçkin olan adamla göz göze geldi. Adam onu tanıyormuşcasına bakıyordu. Daha sonra adamın yüzünde samimi bir tebessüm belirdi.

Ömer'in arkadaşları bunları demek dedi genç adam. Ve onlara doğru ilerledi....
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Yanlarına vardığında nasıl davranacağını, ne diyeceğini bilmiyordu Harun. Öylece bakıyordu..
Yaşı geçkin olan söze başladı önce.
Tebessüm eden yumuşak çehresiyle konuştu Harun'un gözbebeklerine bakarak. "Selamun aleykum Harun kardeşim" dedi ve sıkıca sarıldı. Neye uğradığını şaşırmış elleri boşlukta kalmıştı Harun'un. Ayıp olmasın diye sarılmıştı o da karşısında ki, daha az önce yerdiği adama. Sessizce Aleykum selam diyen Harun'a diğer iki genç de sarılmış ve selam vermişti.


Şaşkındı Harun zira karşısında oldukça yumuşak huylu, güzel konuşan çok güzel adamlar vardı. Onlara karşı içinde hissetiiği güven hissini anlamlandıramıyordu. Ve kavga halindeydi kendi ile. Hayır diye haykırıyordu bir yanı 'Barbar insanlar bunlar. Ömer'i de kandırmadılar mı? Ne çabuk unutuyorsun'
Diğer yanı ise tüm parlaklığı ile gerçeğe kapılmış ve tüm kötü düşüncelerini kökünden siliyordu.

Küçük bir tanışma faslından sonra yaşı biraz geçkin olan Hakan abi, Harun'un elinin üstüne elini koydu kardeşim diyerek. "Hakkını helâl et, bugün fazla vakit ayıramadık sana. Yarın inşeAllah bekliyorum seni. Ömer'in bir kaç hatırası var bizde, seninle de paylaşmak istiyoruz" dedi.

Ne diyeceğini bilmiyordu Harun susmuş, sadece dinliyordu. Ama çoktan karar vermişti iç sesi, yarın Hakan abinin dediği yere gidecekti. Ömer'i çok merak ettiği için en fazla, en fazla onun için gidecekti. Aklı hala reddetse de kalbi çoktan ısınmıştı bu temiz yürekli gençlere.

Uzun zaman karanlıkta kalan birinin aniden aydınlığa çıktığı zamanki gibi gözleri aydınlığın acısıyla acıyordu. Gerçeği görmeye alışacaktı gözleri, evvela zaman gerekti.
 
Üst Ana Sayfa Alt