Çözüldü Hızır, Genç Çocuğu Öldürmüş müdür?
- Konbuyu başlatan alpsanli
- Başlangıç tarihi
E
Çevrimdışı
kardeş insan soru sorarken biraz daha dikkatli olmalı , senin burada çifte standartla kastettigin (haşa )Allah ise (celle celaluhu)böyle bir vasıflandırmadan münezzehtir.Allahu teala bizim bilmediklerimizi bilir ve hüküm ve hikmet sahibidir.
Çevrimdışı
O zaman bir sürü müslümanı katletmiş Stalin, Lenin gibi ateizme hizmet etmiş insanları da çocukken Kutsal varlıklar öldürseydi. Allah dileseydi hidayet te nasip ederdi o çocuğa. Çocuğun öldürülme sebebini anlayamıyorum. Kabullenmeye çalışıyorum ama olmuyor. Mutmain olamıyorum.
Hızır çocuğu öldürdü mü? Öldürdü. Dinde çocuk öldürmek her zaman günah değil mi? Evet günah. Demek ki Yaratıcı'nın seçtiği kimseler çocuk öldürebilir. Yani şu mana çıkıyor. Herkesin kainattaki konumu belli. Bize yasak kılınanlar başka bir varlığa yasak olmayabiliyor. Demek ki din göreceli. Bizim gözümüz başka görüyor. Kutsal varlıkların gözleri başka görüyor demek ki. Demek ki benim gibi müslüman geçinenler anlayamaz. Ama Kutsal varlıklar anlar. Demek ki ilahı sırları biz bilemeyiz. Ama onlar bilir.
Hızır ayrıca garibanların gemisini delmiş korsanlar ele geçirmesin diye. Madem garibanların iyiliğini düşünüyor. Gitsin korsanların gemisini delsin. Bu takdirde garibanların gemiside zarar görmez. Öyle değil mi?
Ayrıca haberlerde seyrediyoruz. Adam cinnet geçiriyor, yani kendini kaybediyor ve çocuklarına kıyıyor tabancayla. Bunda da bir hayır var demek ki. Biz göremiyoruz ne de olsa. Bizim gözlerimiz gerçekte körmüş. Biz bileyemeyiz. Tamam arkadaşlar siz haklısınız. Artık kör birisi olduğumu kabul ettim. Bizim şimdi hakikatte gözümüz kör ya. Yani olayların gerçekte farklı yönleri var ya. E peki biz hadiselere hangi gözle bakacağız. Hızır gözüyle mi peygamber gözüyle. Yoksa kendi kanaatlerimiz ve kendi gözümüzle mi? NOLCAK HALİMİZ, NEYİZ, NEREDEYİZ, BU ALEMDE NELER OLUYOR???
Hızır çocuğu öldürdü mü? Öldürdü. Dinde çocuk öldürmek her zaman günah değil mi? Evet günah. Demek ki Yaratıcı'nın seçtiği kimseler çocuk öldürebilir. Yani şu mana çıkıyor. Herkesin kainattaki konumu belli. Bize yasak kılınanlar başka bir varlığa yasak olmayabiliyor. Demek ki din göreceli. Bizim gözümüz başka görüyor. Kutsal varlıkların gözleri başka görüyor demek ki. Demek ki benim gibi müslüman geçinenler anlayamaz. Ama Kutsal varlıklar anlar. Demek ki ilahı sırları biz bilemeyiz. Ama onlar bilir.
Hızır ayrıca garibanların gemisini delmiş korsanlar ele geçirmesin diye. Madem garibanların iyiliğini düşünüyor. Gitsin korsanların gemisini delsin. Bu takdirde garibanların gemiside zarar görmez. Öyle değil mi?
Ayrıca haberlerde seyrediyoruz. Adam cinnet geçiriyor, yani kendini kaybediyor ve çocuklarına kıyıyor tabancayla. Bunda da bir hayır var demek ki. Biz göremiyoruz ne de olsa. Bizim gözlerimiz gerçekte körmüş. Biz bileyemeyiz. Tamam arkadaşlar siz haklısınız. Artık kör birisi olduğumu kabul ettim. Bizim şimdi hakikatte gözümüz kör ya. Yani olayların gerçekte farklı yönleri var ya. E peki biz hadiselere hangi gözle bakacağız. Hızır gözüyle mi peygamber gözüyle. Yoksa kendi kanaatlerimiz ve kendi gözümüzle mi? NOLCAK HALİMİZ, NEYİZ, NEREDEYİZ, BU ALEMDE NELER OLUYOR???
Moderatör tarafında düzenlendi:
Çevrimdışı
Çocuğun canının alınması için Hıdır a.s. vesile kılınmıştır:
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mûmin kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip korktuk. Böylece, onlara Rabb'lerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (Kehf , 80-81)
Ayette çocuğun ailesinin mûmin kimseler olduğu haber verilmektedir. Bu bilgi ile, o devirde de hak dinin olduğuna işaret edilmektedir.
Haberde nakledildiğine göre; bu genç yeryüzünde fesad çıkartıyor. Anne babasına ise böyle bir şey yapmadığına dair yemin ediyordu. Onlar da çocuklarının yeminine güvenerek, yemin ediyor ve kendisini cezalandırmak isteyenlere karşı himaye ediyorlardı. Karşıt görüştekiler derler kî: Yüce Allah'ın: Eğer bunun yaptığı kötülükler birilerini öldürmek olsaydı, "Başka bir can karşılığında olmaksızın" buyruğu gereği öldürülmesinde bir sakınca olmaması gerekirdi, İşte bu da bu gencin yaşça büyük olduğunun delilidir. Yoksa baliğ olmamış olsaydı bir başkasını öldürmesi karşılığında öldürülmesi gerekmezdi. Onun öldürülmesinin caiz oluşu isyankâr ve baliğ olduğundandı.
İbn Abbas (r.anhuma) der ki: Bu yol kesen bir genç idi. İbn Cubeyr'in kanaatine göre de bu kişi teklif yaşına ulaşmıştı. Çünkü Ubeyy ve İbn Abbas'ın kıraati şu şekildedir: "Çocuğa gelince o bir kâfirdi. Anne-babası ise mûmin idiler." (Buhârî, Tefsir 18. sûre 2) Küfür ve iman ise mükelleflerin nıteliklerindendir. Mükellef olmayan kimse hakkında ancak anne-babasına tabi olarak bu hükümlerden birisi verilir. Bu çocuğun anne ve babası ise nass ile mûmin idiler. Onun hakkında kâfir adının kullanılması ancak baliğ olması halinde söz konusu olur. O halde bu görüşün kabul edilmesinden başka yol yoktur. (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruc Yayınları: C. 11, Sf: 74)
Hıdır'ın çocuğun canını almasıyla ilgili ayetler incelenirken vurgulanması gereken bir diğer konu ise, çocuğun ölümünün Allah'ın bir takdiri olduğudur. O çocuğun ölümünü Allah kaderinde yer ve zaman olarak yazmıştır. Allah "Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş ecel, O'nun katındadır." (Enam Suresi, 2) ayetiyle insanlara bu gerçeği hatırlatmaktadır. Kuran'da bildirildiği gibi her insanın canını melekler alır. Allah, Enfal Suresi'nde bu gerçeği şu şekilde bildirir:
Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin." (Enfal Suresi, 50)
Ancak meleklerin canı alması da bir sebebdir, gerçekte ise canı alan ancak Allah'dır. Allah bu çocuğun canının alınmasını Hıdır'ın eliyle takdir etmiştir. Ancak Hıdır olmayıp, başka biri de bu ölüme bir vesile olabilirdi. Bir kaza sonucu, kalbinin durması nedeniyle ya da düşüp başını yaralayarak bir anda hayatını yitirebilirdi. Ayrıca bu olayda Allah, ölüm meleklerini görünmeyen sebeb kılmış, görünen yüzünde ise, Hıdır çocuğun canını alıyor gibi göstermiştir. Gerçekte ise Hıdır vahiyle hareket eden bir insandır ve Allah'ın emrinin dışına kesinlikle çıkamaz. Allah dilemedikçe, kendi iradesiyle bir şey yapması mümkün değildir. Allah bu çocuğun canını almak için onu vesile etmiştir.
Hıdır ileride inkarcılardan olacağına dair kesin bilgiye sâhib olduğu bir çocuğu, Allah'ın emriyle öldürmektedir. O çocuğun hem ailesine ve çevresine zulmetmesini engellemek, hem de günahlara boğulmasına mâni olmak istemektedir. Bunun için önceden tedbir almaktadır.
"Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın." (Kehf Suresi, 74)
İşin iç yüzünü bilmeyen Musa (a.s.) da zahiri gördüğüyle hüküm vermek zorunda olduğundan Hıdır'a yaptığının sebebini sorarak karşı çıkmıştır. Tabi ki şu an bu konuyu tartışan bizlerin bilmediği mevzuları Hıdır (a.s.) , Musa (a.s.) anlattığı gibi İslam-tr.org tâkibcilerini de aydınlatmış oldu.
O zaman Musa (a.s.) ilim almak için Hıdır (a.s.)'ın değil senin yanına gelirdi !
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mûmin kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip korktuk. Böylece, onlara Rabb'lerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (Kehf , 80-81)
Ayette çocuğun ailesinin mûmin kimseler olduğu haber verilmektedir. Bu bilgi ile, o devirde de hak dinin olduğuna işaret edilmektedir.
Haberde nakledildiğine göre; bu genç yeryüzünde fesad çıkartıyor. Anne babasına ise böyle bir şey yapmadığına dair yemin ediyordu. Onlar da çocuklarının yeminine güvenerek, yemin ediyor ve kendisini cezalandırmak isteyenlere karşı himaye ediyorlardı. Karşıt görüştekiler derler kî: Yüce Allah'ın: Eğer bunun yaptığı kötülükler birilerini öldürmek olsaydı, "Başka bir can karşılığında olmaksızın" buyruğu gereği öldürülmesinde bir sakınca olmaması gerekirdi, İşte bu da bu gencin yaşça büyük olduğunun delilidir. Yoksa baliğ olmamış olsaydı bir başkasını öldürmesi karşılığında öldürülmesi gerekmezdi. Onun öldürülmesinin caiz oluşu isyankâr ve baliğ olduğundandı.
İbn Abbas (r.anhuma) der ki: Bu yol kesen bir genç idi. İbn Cubeyr'in kanaatine göre de bu kişi teklif yaşına ulaşmıştı. Çünkü Ubeyy ve İbn Abbas'ın kıraati şu şekildedir: "Çocuğa gelince o bir kâfirdi. Anne-babası ise mûmin idiler." (Buhârî, Tefsir 18. sûre 2) Küfür ve iman ise mükelleflerin nıteliklerindendir. Mükellef olmayan kimse hakkında ancak anne-babasına tabi olarak bu hükümlerden birisi verilir. Bu çocuğun anne ve babası ise nass ile mûmin idiler. Onun hakkında kâfir adının kullanılması ancak baliğ olması halinde söz konusu olur. O halde bu görüşün kabul edilmesinden başka yol yoktur. (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruc Yayınları: C. 11, Sf: 74)
Hıdır'ın çocuğun canını almasıyla ilgili ayetler incelenirken vurgulanması gereken bir diğer konu ise, çocuğun ölümünün Allah'ın bir takdiri olduğudur. O çocuğun ölümünü Allah kaderinde yer ve zaman olarak yazmıştır. Allah "Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş ecel, O'nun katındadır." (Enam Suresi, 2) ayetiyle insanlara bu gerçeği hatırlatmaktadır. Kuran'da bildirildiği gibi her insanın canını melekler alır. Allah, Enfal Suresi'nde bu gerçeği şu şekilde bildirir:
Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin." (Enfal Suresi, 50)
Ancak meleklerin canı alması da bir sebebdir, gerçekte ise canı alan ancak Allah'dır. Allah bu çocuğun canının alınmasını Hıdır'ın eliyle takdir etmiştir. Ancak Hıdır olmayıp, başka biri de bu ölüme bir vesile olabilirdi. Bir kaza sonucu, kalbinin durması nedeniyle ya da düşüp başını yaralayarak bir anda hayatını yitirebilirdi. Ayrıca bu olayda Allah, ölüm meleklerini görünmeyen sebeb kılmış, görünen yüzünde ise, Hıdır çocuğun canını alıyor gibi göstermiştir. Gerçekte ise Hıdır vahiyle hareket eden bir insandır ve Allah'ın emrinin dışına kesinlikle çıkamaz. Allah dilemedikçe, kendi iradesiyle bir şey yapması mümkün değildir. Allah bu çocuğun canını almak için onu vesile etmiştir.
Hıdır ileride inkarcılardan olacağına dair kesin bilgiye sâhib olduğu bir çocuğu, Allah'ın emriyle öldürmektedir. O çocuğun hem ailesine ve çevresine zulmetmesini engellemek, hem de günahlara boğulmasına mâni olmak istemektedir. Bunun için önceden tedbir almaktadır.
"Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın." (Kehf Suresi, 74)
İşin iç yüzünü bilmeyen Musa (a.s.) da zahiri gördüğüyle hüküm vermek zorunda olduğundan Hıdır'a yaptığının sebebini sorarak karşı çıkmıştır. Tabi ki şu an bu konuyu tartışan bizlerin bilmediği mevzuları Hıdır (a.s.) , Musa (a.s.) anlattığı gibi İslam-tr.org tâkibcilerini de aydınlatmış oldu.
O zaman Musa (a.s.) ilim almak için Hıdır (a.s.)'ın değil senin yanına gelirdi !
İlmi Konu - Ledun (batın) İlmi Safsatası
İlm-i Ledun (Batıni İlim) Safsatası Ehl-i tasavvufca gizli hakikatleri konu alan ve bu yolla insanı manevî kurtuluşa ulaştırdığına inanılan ilime verilen addır. İlm-i ledun, Kendisine Allah tarafından verildiği iddia edilen özel bilgiye denir. İlm-i batın da aynıdır. Kimi sufi şeyhlere...
islam-tr.org
Son düzenleme:
Benzer konular
-
Haber Ürdün ve Gazze Yardımları Üzerinden Kirli Ticaret- Başlatan Mutenakıs
- Cevaplar: 0
-
Haber Katolikler İlk ABD'li Papasını Seçti: R. Prevost
- Başlatan Mutenakıs
- Cevaplar: 0
-
Resim Amn Al-Mujahid - Mücahidler için gizlilik uygulaması- Başlatan İslamciMuhammed
- Cevaplar: 2
-
Çözüldü Hudeybiye Antlaşması ve İslâm Kanunları Meselesini Nasıl Anlamalıyız?- Başlatan Horasan Fedaisi
- Cevaplar: 1
-
-
Haber Hindistan Pakistan'ı Füzelerle Vurdu, Vuruyor!- Başlatan Abdulmuizz Fida
- Cevaplar: 1
-
-
Çözüldü Hızır, Ledun İlmine Sahib miydi?
- Başlatan miraç burak
- Cevaplar: 5