Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
Alemlerin Rabbi olan ve Şam ehline kefil olan Allah'a hamdolsun; Salat ve Selam onun son peygamberine, öncekilerin ve sonrakilerin efendisine, "Fitne zamanı İman Şamdadır" buyuran Muhammed'e, tertemiz ailesine ve cesur ashabına olsun.
Bundan sonra:
Bilindiği üzere Türkiye'de, -hemen her bölge hakkında olduğu gibi- Suriye sahası hakkındada ciddi bir bilgi kirliliği ve aynı zamanda haber eksikliği var.
Bu Mücahidlerden ve Müslümanlardan kaynaklı değil, bilakis ana akım medya ve onların kalemşörlerinden kaynaklıdır şübhesiz. İnternet ortamına dahi yansıyan haberler tercüme edilse hatta Sosyal Medyadan Türkçe olarak ulaşılabilen malumat ana akım medya ve kalemşörleri tarafından adam gibi gündem edilse dahi öyle zannediyorum insanlar Suriye gerçeğinden haberdar olabilecekler.
Tabi bunu gündem etmeye çalışan bir kısım Müslümanlar'da işe hizipçilik perdesinden bakıyorlar, İslami kesimin çoğuda meseleyi pek takip etme gereği duymuyor.
Buna dair Ferman Nazifin şu yazısını paylaşmak istiyorum:
www.gapgundemi.com
Sınırın hemen ötesindeki kardeşlerimizden dahi bu kadar habersiz olarak, burada adam akıllı ne davet yapabiliriz, nede cihad edebiliriz. Bu gerçeğin bilinmesi lazım.
Konuya dönecek olursak: Esad Tağutu'nun 2020 senesinde başlattığı ve başarılı olamadığı İdlib harekatından beri, orada askeri olarak tek bir otorite olması gerektiği artık real bir gerçektir. Öcalan'ın, Birand'a dediği gibi: "Önderlik krizi çözümlenmelidir".
Tabi bu sırada Şam Cihadına bunca yıl canı ve malı ile destek olmuş kimseler mağdur edilmemelidir ve kafirlere "İti ite kırdırıyoruz" sevinci yaşatılmamalı, Müslümanlar cihaddan soğutulmamalıdır.
Askeri açıdan düşnürsek Esad'ın, İdlibi işgal girişimi sırasında tek merkezden emir alan bir mücahid güç olsaydı Esad'ın İdlibde bu kadar rahat ilerleyemeyeceği askeri bir gerçektir.
Hoş Esad, Rusya ve İran desteği olmaksızın şu anda orada bir kaç ay bile ayakta duramaz, buda bir gerçektir, o başka konu.
Şu halde, Örgüt düzeyinde dahi olsa bir birlik sağlanması elzemdir en azından askeri olarak, bu sebepten ötürü HTŞ'nin, diğer muhalif gruplara yönelik siyaseti doğrudur velakin pratikte aşırıya kaçılmaktadır. Müslümanlar'ın ise tavrı HTŞ'yi batıya uşaklık ile itham etmektense zulme varan faaliyetlerine gereken ölçüde karşı çıkmak olmalıdır. Ama yine unutulmamalıdırki bölgede askeri olarak yek vucut olunması elzamdir, ve şeriatın izin verdiği ölçüde bu doğrultuda askeri güç kullanmaya karşı değilim, özellikle böyle hassas bir dönemde.
Zira Türkiye desteği, mülteci sorunun çözülmesine bağlıdır, orada ise Rusya ve İrana karşı durabilecek tek merkezden emir alan bir askeri güç oluşturulmalıdır. Realist olmak lazım, bölgedeki en büyük grup olan HTŞ'den başka bu işi yapabilecek pek kimsede yoktur.
Amerika ve batı dünyasına yönelik yapılan işlere gelince: Bunlarda şeri mahzur barındıran bir şey ben bilmiyorum. Bilen varsa benide bilgilendirsin lütfen. Batılı bir gazeteciye verilen röportaj hatta sakal kesimi üzerinden komplo teorileri inşa ederken Allahtan korkmak lazım
Vesselam
Alemlerin Rabbi olan ve Şam ehline kefil olan Allah'a hamdolsun; Salat ve Selam onun son peygamberine, öncekilerin ve sonrakilerin efendisine, "Fitne zamanı İman Şamdadır" buyuran Muhammed'e, tertemiz ailesine ve cesur ashabına olsun.
Bundan sonra:
Bilindiği üzere Türkiye'de, -hemen her bölge hakkında olduğu gibi- Suriye sahası hakkındada ciddi bir bilgi kirliliği ve aynı zamanda haber eksikliği var.
Bu Mücahidlerden ve Müslümanlardan kaynaklı değil, bilakis ana akım medya ve onların kalemşörlerinden kaynaklıdır şübhesiz. İnternet ortamına dahi yansıyan haberler tercüme edilse hatta Sosyal Medyadan Türkçe olarak ulaşılabilen malumat ana akım medya ve kalemşörleri tarafından adam gibi gündem edilse dahi öyle zannediyorum insanlar Suriye gerçeğinden haberdar olabilecekler.
Tabi bunu gündem etmeye çalışan bir kısım Müslümanlar'da işe hizipçilik perdesinden bakıyorlar, İslami kesimin çoğuda meseleyi pek takip etme gereği duymuyor.
Buna dair Ferman Nazifin şu yazısını paylaşmak istiyorum:

Harran'da bozuk etler imha edildi
Gıda Tarım ve Hayvancılık Harran İlçe Müdürlüğünde Gıda Denetimlerinde görevli personellere Harran Merkez'de bulunan i iş yerlerinde yaptıkları denetimlerde ele geçirdikleri bozulmuş ciğer ve et ve Tavuk Ürünlerini İmha etti.

Sınırın hemen ötesindeki kardeşlerimizden dahi bu kadar habersiz olarak, burada adam akıllı ne davet yapabiliriz, nede cihad edebiliriz. Bu gerçeğin bilinmesi lazım.
Konuya dönecek olursak: Esad Tağutu'nun 2020 senesinde başlattığı ve başarılı olamadığı İdlib harekatından beri, orada askeri olarak tek bir otorite olması gerektiği artık real bir gerçektir. Öcalan'ın, Birand'a dediği gibi: "Önderlik krizi çözümlenmelidir".
Tabi bu sırada Şam Cihadına bunca yıl canı ve malı ile destek olmuş kimseler mağdur edilmemelidir ve kafirlere "İti ite kırdırıyoruz" sevinci yaşatılmamalı, Müslümanlar cihaddan soğutulmamalıdır.
Askeri açıdan düşnürsek Esad'ın, İdlibi işgal girişimi sırasında tek merkezden emir alan bir mücahid güç olsaydı Esad'ın İdlibde bu kadar rahat ilerleyemeyeceği askeri bir gerçektir.
Hoş Esad, Rusya ve İran desteği olmaksızın şu anda orada bir kaç ay bile ayakta duramaz, buda bir gerçektir, o başka konu.
Şu halde, Örgüt düzeyinde dahi olsa bir birlik sağlanması elzemdir en azından askeri olarak, bu sebepten ötürü HTŞ'nin, diğer muhalif gruplara yönelik siyaseti doğrudur velakin pratikte aşırıya kaçılmaktadır. Müslümanlar'ın ise tavrı HTŞ'yi batıya uşaklık ile itham etmektense zulme varan faaliyetlerine gereken ölçüde karşı çıkmak olmalıdır. Ama yine unutulmamalıdırki bölgede askeri olarak yek vucut olunması elzamdir, ve şeriatın izin verdiği ölçüde bu doğrultuda askeri güç kullanmaya karşı değilim, özellikle böyle hassas bir dönemde.
Zira Türkiye desteği, mülteci sorunun çözülmesine bağlıdır, orada ise Rusya ve İrana karşı durabilecek tek merkezden emir alan bir askeri güç oluşturulmalıdır. Realist olmak lazım, bölgedeki en büyük grup olan HTŞ'den başka bu işi yapabilecek pek kimsede yoktur.
Amerika ve batı dünyasına yönelik yapılan işlere gelince: Bunlarda şeri mahzur barındıran bir şey ben bilmiyorum. Bilen varsa benide bilgilendirsin lütfen. Batılı bir gazeteciye verilen röportaj hatta sakal kesimi üzerinden komplo teorileri inşa ederken Allahtan korkmak lazım
Vesselam