Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Hz. Adem ve Hz. Davud Hakkındaki Rivayetler Sahih midir?

Komutan Talut Çevrimdışı

Komutan Talut

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum kardeşler. Hz. Adem'in zürriyetinden gelen bütün insanları görüp. Hz. Davud'a ömründen bir kaç sene verip sonra da ölüm meleği gelince bunu inkar ettiğine dair rivayetler sahih midir ? @Abdulmuizz Fida Allah razı olsun.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah ;

وعن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: [قال رسول اللّه (صلى الله عليه و سلم): لَمَّا خَلَقَ اللّهُ تَعالى آدَمَ عَلَيْهِ السََّمُ، وَنَفخَ فِيهِ الرُّوحَ عَطَسَ، فقَالَ الحَمْدُللّهِ، فَحَمِدَ تَعالى بِإذْنِهِ، فقَالَ لَهُ رَبُّهُ: يَرْحَمُكَ اللّهُ يَا آدَمُ، اذْهَبْ إلى أولَئِكَ المَلَائِكَةِ إلى مَلإ مِنْهُمْ جُلُوسٌ فَقُلِ: السَّلَامُ عَلَيْكُمْ، فقَالُوا: عَلَيْكَ السَّلَامُ وَرَحْمَةُ اللّهِ وَبَرَكاتُهُ، ثُمَّ رَجَعَ إلى رَبِّهِ فقَالَ: إنَّ هذِهِ تَحِيَّتُكَ وَتَحِيَّةُ بَنِيكَ وَبَيْنَهُمْ، فقَالَ اللّهُ تَعالى: وَيَدَاهُ مَقْبُوضَتَانِ: اخْتَرْ أيَّهُمَا شِئْتَ. قَالَ: أخْتَرْتُ يَمِينَ رَبِّى، وَكِلْتَا يَدَىْ رَبِّى يَمِينٌ مُبَارَكَةٌ فَبَسَطَهَا، فإذَا فِيهَا آدَمُ وَذُريَّتُهُ، فقَالَ: أىْ رَبِّ مَا هؤﻻَءِ قال هؤﻻَءِ ذُريَّتُكَ، فإذَا كُلُّ إنْسَانٍ مَكْتُوبٌ عُمْرُهُ بَيْنَ عَيْنَيْهِ، وَإذَا فِيهِمْ رَجُلٌ مِنْ أضْوَئِهِمْ، فقَالَ: يَاربّ مَنْ هذَا؟ فقَالَ: ابْنُكَ دَاوُدُ، وَقَدْ كَتَبْتُ لَهُ عُمْراً أرْبَعِينَ سَنَةً. قال: زِدْ في عُمُرِهِ. قالَ: ذَلِكَ الَّذِى كَتَبْتُ لَهُ. قالَ: أىْ رَبِّ، فإنِّى قَدْ جَعَلْتُ لَهُ مِنْ عُمْرِى سِتِّينَ سَنَةً. قَالَ: أنْتَ وذاكَ. قَالَ: ثُمَّ أُسْكِنَ آدَمُ الجَنَّةَ مَاشَاءَ اللّهُ، ثُمَّ أُهْبِطَ مِنْهَا، وَكَانَ آدَمُ عَلَيْهِ السَّلَامُ يَعُدُّ لِنَفْسِهِ، فَأتَاهُ مَلَكُ المَوْتِ، فقَالَ لَهُ: قَدْ عَجِلْتَ، ألَيْسَ قَدْ كُتِبَ لِى ألْفُ سَنَةٍ؟ قال: بَلَى، وَلَكِنَّكَ جَعَلْتَ لابْنِكَ دَاودَ مِنْهَا سِتِّىنَ سَنَةٍ، فَجَحَدَ آدَمُ، فَجَحَدَتْ ذريَّتُهُ، وَنَسِىَ فَنَسِيَتْ ذُريَّتُهُ. قالَ: فَمِنْ يَوْمَئِذٍ أُمِرَ بِالْكِتَابِ وَالشُّهُودِ].
أخرجه الترمذى، وتقدم في تفسير سورة الأ عراف: بدون هذا
Ebû Hurayra (r.anh)’den rivâyete göre,
Rasûlullah (s.a.v.), şöyle buyurdu: Allah, Adem’i yarattığında onun sırtını sıvazladı ve kıyamete kadar yaratacağı her canlı ondan küçük parçalar halinde bir kenara döküldü bunlardan her insanın iki gözü arasında bir parıltı yarattı sonra onları Adem’e sundu.”
Bunun üzerine Adem dedi ki: Ey Rabb'im! Bunlar kimdir?
Allah: Bunlar senin zürriyetindendirbuyurdu.
İçlerinden bir adam gördü ve onun gözleri arasındaki nurun parıltısı hoşuna gitti ve
Ey Rabbim bu kimdir?dedi.
Allah: Bu senin zurriyetinden gelen son ümmetlerden bir kişidir ki adı Dâvûd’tur.
Adem: Rabb'im O'nun ömrü ne kadardırdedi.
Allah Altmış senebuyurdu.
Adem: Benim ömrümden ona kırk yıl ilave etdedi.

Adem’in ömrü dolunca ölüm meleği kendisine geldi.
Adem:Daha kırk yıllık ömrüm yok mudur? dedi.
Ölüm meleği: Bu kırk yılı oğullarından Dâvûd’a vermedin mi? diye karşılık verdi.

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: Adem bu durumu inkar etti, zurriyeti de inkar etmektedir. Adem’e unutturuldu bu yüzden zürriyeti de unutmaktadır. Adem yanıldı zürriyeti de yanılmaktadır.”
(Tirmizî, Kur'anı Tefsiri, Bab 8 Âraf suresi tefsirinden, Hadis no: 3076)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hurayra’dan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.


Âdem (a.s.)'in, "Ömrümden altmış yıl verdim" demesi, Allah nezdinde bir duadır. Yani Dâvud'un ömrünün artırılması talebtir. Zîra, insanların ömrünü artırma güç ve yetkisi kimseye verilmemiştir, bu Allah'a mahsus bir keyfiyettir. Öyle ise Âdem (a.s.)'in "altmış yıl kendi ömrümden verdim" demesi, onun ömrünün altmış yıl uzatılması için Cenab-ı Hakk'a yaptığı duayı ifade eder.

Âdem (a.s.)'e ölüm meleğinin gelişini, şârihler: "Dokuz yüz kırk yaşındayken, imtihan için" diye tasrih ederler. Rivâyet, Âdem'in, ömrünü bin yıl bilerek, yıl be yıl sayıp hesapladığını açık olarak belirtir. Daha altmış yıl ömrü olduğunu hesaplarken ölüm meleğinin ziyâret etmesi Âdem (aleyhisselam)'i biraz şaşırtmış olmalı ki: "Vaktinden önce geldin!" demiştir.

Rivâyet Âdem'in, ömründen altmış yılı Dâvud (a.s.)'a vermiş olduğunu unuttuğunu, evlâd babanın tinetinden olduğu için, zürriyetinin de önceden verdiği sözü unuttuğunu belirtiyor. Âdem (a.s.)'in bu meseledeki inkârı, kasdî bir inkâr değildir. Unutması, ona meşru bir özür olmaktadır. Âdem (aleyhisselam)'in unutkanlığını tescîl eden şu âyet de var:
"Andolsun biz bundan evvel Âdem'e de vahy (ve emretmişiz)dir. Fakat unuttu o. Biz onda bir azim bulmadık" (Tâ-Hâ 115).
Ancak, bu âyette, Âdem'in yasak ağaçtan yememe emrini unuttuğu kastedilmiştir.

***
Rivayete göre Cenâb-ı Hak, Âdem’e ileride türeyecek bütün soyunu göstermiş, Âdem (a.s) Dâvûd (a.s.)’un ömrünün altmış yıl olduğunu görünce kendi 1000 yıllık ömrünün kırk yılını ona vermiştir. Ancak eceli geldiğinde bu vaadinden dönmek isteyince Allah onun ömrünü 1000’e, Dâvûd’un ömrünü de 100’e tamamlamıştır. (
Ebû İshâk Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm es-Sa‘lebî en-Nîsâbûrî, el-Keşf ve’l-beyân ʿan tefsîri’l-Ḳurʾân (et-Tefsîrü’l-kebîr, Tefsîrü’s̱-S̱âleb, sf: 36)
 
Üst Ana Sayfa Alt