Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Hz. Ebubekir’e (r.anh) Atılan İftira

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
1697140215615.png

EBUBEKİR’e (r.anh) ATILAN İFTİRA

Üzülerek duyuyoruz ki bazı kimseler (bunların içinde hoca ve cemaatler , tarikatler de dahil), Ebubekir (r.anh)'a nisbet edilen şu sözü ağızlarında gevelemektedirler :
ALLAH (c.c) benim vücudumu o kadar büyütsün ki , cehennemi doldursun da hiç bir kimse (insan) girmesin !

Şimdi bu sözü Kuran sünnet ölçüsünde ele alıp değerlendirelim .

Birincisi : Bu söz uydurmadır , Ebubekir (r.anh) bu sözü söylediğine dair hiçbir delil yoktur (uydurmalar hariç) .

Mahşer yeri , yani insanlığın cennet veya cehenneme sevk edileceği yer öyle bir alan ki , bütün insanlar o alanda çırılçıplak toplanacak , güneş bir mızrak boyu yaklaştırılacak , küçük çocukların bile saçları beyazlayacak , insanlar korkudan sarhoş olacak !

İkincisi : O günün şiddetinden bütün peygamberler diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir.

Üçüncüsü : O gün ehli kitaba peygamberleri şahidlik edecek ; (yani) kimseye gerek yok .

Dördüncüsü : ALLAH c.c. habibi Rasulullah (s.a.v.) günde yetmiş kez istiğfar eder ve cehennem ateşinden ALLAH’a c.c. sığınırdı. Sahabe-i Kiram’ın uykusu kaçarmış , Cehennem akıllarına geldiğinde gecenin bir yarısı kalkar, gecenin geri kalan kısmını ibadetle (dua, zikir, namaz) geçirirlerdi.

Beşincisi : ALLAH c.c. kelamı Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayeti kerimesinde, kafirleri cehenneme atacağına and içerek bildiriyor .

Kimse ALLAH’ın (c.c) hükmünü geri çeviremez . İşte bu sözü Ebubekir (r.anh)'a atfeden kimseler , ALLAH’ın c.c. cehenneme atacağım diye söz verdiği kimseleri kurtararak ! Ebubekir (r.anh) adı altında ALLAH'ın emir ve vaadlerine karşı çıkmaktadırlar …

Şimdi ALLAH c.c. konuyla ilgili birkaç ayetini okuyalım :

وَلَوْ شِئْنَا لَآتَيْنَا كُلَّ نَفْسٍ هُدَاهَا وَلَٰكِنْ حَقَّ الْقَوْلُ مِنِّي لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ
Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir. Secde 13

Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur.” Tevbe 113

İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.” Mu’min 6

Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir” A’raf 179

(İbrahim onlara) dedi ki: "Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna ALLAH'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü (geldiğinde) ise, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. Ve hiç yardımcınız da yoktur." Ankebut 25

Onlar, ALLAH'ın lanet ettiği kimselerdir. ALLAH kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın”. Nisa 52

O kâfirler, beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık.” Kehf 102

Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." "Yoksula da yedirmezdik." "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik." "Ceza gününü yalanlardık." "Nihayet bize ölüm gelip çattı." Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez. Şimdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var? Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri. Arslandan kaçmaktalar. “ Müddesir 42-51

Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.” Ta ha 74

Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi? Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler. O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler. Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı. Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız. Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.” (Kalem 40 -45)

Altıncısı : Ebubekir (r.anh) kendisi gibi cennetle müjdelenen sahabeden olan Ömer (r.anh) bir gün, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sırdaşı Huzeyfe (r.anh)’nin yanına gelir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile Huzeyfe (r.anh), geceleri sohbet ederlerdi. Efendimiz (s.a.v.) munafıkların listesini Huzeyfe (r.anh)’ye vermişti. Ömer b. Hattab (r.anh): “Ey Huzeyfe! Acaba bu munafıklar listesinde benim de adım var mı?” diye sorar.
O anda Huzeyfe (r.anh), Efendimiz (s.a.v.)’in, “Benden sonra bir nebi gelse, Ömer gelirdi. Ömer, Cennet ehlinin kandilidir.” övgüsüne mazhar olan bu kutlu insanın rikkatinden dolayı ağlamaya başlar.
Ömer (r.anh) de kendi iç muhasebesinin verdiği kaygıyla, “Acaba benim o listede ismim var mı?” diye göz yaşı döker.

Bu hadiseyle ilgili şöyle bir soru aklınıza takılabilir :
"Munafık inanmadığı halde inandım diyen, inanmış gözüken kişidir. Yani munafık, munafık olduğunu bilir. Dolayısıyla bir munafıkın ve muminin kendisi için o listeye bakmaya gerek yoktur."

Bu düşünceye şöyle deriz : Ömer'in munafıkların listesine bakmak istemesi , o anki imanından şubhede olmasından kaynaklanan veya munafıkların listesini merak ettiğinden dolayı değildi . Çünkü ;

İbn-i Mes'ûd (r.anhuma) demiştir ki :
Abdullah'ın hayâtı elinde olan ALLAH'a yemîn ederim ki: (Melek bunları yazdıktan) sonra ona ruh üflenir. (Cenin canlanır), Şimdi sizden bir kişi (bu fıtratı îcâbı dünyâda) iyi iş işler de hattâ kendisiyle Cennet arasında yalnız bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada (Meleğin ana kanunda yazdığı) yazı gelir; o kişiyi önler. Bu defa o, Cehennemliklerin işini işlemeğe başlar (da Cehennem'e girer) sizden bir kişi de (fena) iş işler. Hattâ kendisiyle Cehennem arasında ancak bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada (Meleğin yazdığı) kitabı gelir onu önler. Bu defa o kişi ehl-i Cennetin işini (hayır iş) işler, (Cennet'e girer).
(Buhari)

Müslüman havf ve reca yani korku ve ümit arasındaki bir ölçüyle iman eder. ALLAHın azabından ancak kafirler kendini uzak görürler :

A'raf 99- ALLAH'ın tuzağından (kurtulacaklarına) emin mi oldular? Ziyana uğrayan topluluktan başkası, ALLAH'ın tuzağından emin olmaz.

Yine ALLAHtan ancak kafirler ALLAHın rahmetinden ümidini keserler.
Yusuf 87. "Ey oğullarım, gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmez."

Ömer (r.anh) o listedeki isimleri sorması gaybi bilmediğinden son halinin merak endişesindendir.

Yedincisi : ALLAH c.c. çok merhametlidir . Dünyada insanlığa Rahman sıfatıyla tecelli ediyor. Ahiratte ise Rahim sıfatıyla tecelli edecek tir , bu vaadidir. ALLAH c.c. vaadinden dönmez. Rahim sıfatına gelince , ahiratte sadece mu'minlere merhamet edecektir. Yani kimse ALLAH’dan c.c. daha merhametli değildir .

Duygusal davranacağım, İslam'ın ve mu'minlerin şefkat ve merhamet anlayışını göstereceğim diye kafirlerle diyaloğa girerek , Rabb’in “necis” diyerek aşağıladığı kafir ve müşriklerle dost olma yılışıklığına girerek İslam akidesine zıt inançlara girildiğinin farkında olunmuyor.

Muhammed (s.a.v.) bile , kendi amcası Ebu Talib’in ölüm döşeğinde iken amcasına hitaben: “La ilahe illALLAH söyle ki sana ahiratte şefaatte bulunabileyim” ikazına rağmen ; şefaatte bulunabilme hakkını ve şartını amcasının Müslüman olabilmesine şartlandırmıştır !

Buna rağmen bazı kimseler , (başta tasavvuf zihniyetlerinde) bu olayı Ebubekir (r.anh)'ı , Peygamberi sollama pahasına itikat eylemeye , anlatmaya devam edeceklerdir.

Firavun'ların , Nemrut'ların, Ebu Cehil'lerin , Cengiz Han'ların , Ataput'ların , Aziz Nesinlerin ve pek çok kafir ve muşriklerin , ALLAH ve rasul düşmanlarının cehenneme girmeyeceğine inanmak , girmemesi için duada bulunmak bir mu'mine yakışmaz , hatta mu'mini mu'min bırakmaz !.

Ebubekir (r.anh)'a hiç yakışmaz, kendisini bu sözden munezzeh tutuyoruz. Çünkü kendisinin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Ebubekir (r.anh)'ın Allah Korkusundan Bir Kuşa Söyledikleri


- Ebubekir (r.anh) bir gün ağaç dalına konmuş bir kuş görerek şunları söyledi:
Ey kuş! Ne mutlu sana! Allah’a yemin ederim ki, ben de senin gibi olup ağaçlara konmayı ne kâdar isterdim. Sen ki ağaçların meyvesinden yeyip oradan oraya uçuyorsun. Ne hesabın ve ne de azabın var. Yemin ederim ki bir yol kenarındaki ağaç olmayı ne kadar isterdim. Yanımdan geçip gitmekte olan develer beni yeyip sonra da dışkı olarak çıkaraydı; yeter ki insanoğlu olmayaydım(
Muntehab-ı Kenz IV/361 - İbn Ebi Şeybe, Hennad ve Beyhaki, Dahhak’tan)


Ebubekir (r.anh) bir gün bir serçeyi uzun uzun seyrederek şunları söyledi:
Ey serçe! Ne mutlu sana! Meyvelerden yiyor, ağaçtan ağaca uçuyorsun. Ne hesabın var, ne de azabın. Allah’a yemin ederim ki ben de bir koç olmayı çok isterdim. Sahiblerim beni besleyip; semizlendiğimde de keseler; bir kısmımla kızartmalar yapıp geri kalanımı da kavurma haline getirelerdi. Sonra beni yeyip lağıma atılan bir pislik olarak çıkaralardı. Keşke bir insan olarak yaratılmış olmayaydım.” (Muntehab-ı Kenz IV/361 - İbn Fethaveyh, el-Vecel adlı kitabında Dahhak b. Muzahim’den)

- Ebubekir (r.anh) bir gün şöyle demiştir: İsterdim ki mu’min bir kulun vücudunda biten bir kıl olaydım.(Muntehab-ı Kenz IV/361 - İmam Ahmed, Zuhd adlı kitabında Ebubekir r. anh'den)

- Ömer (r.anh) şunları söylemiştir: “Keşke bir koç olsaydım. Sahiblerim beni beslerler ve semirtirler; sonra da ziyaretlerine gelen bazı dostları için keserlerdi. Böylece de etimden bir kısmını kızartıp geri kalanını kavurma halinde saklayalar ve yedikten sonra da pislik olarak çıkaralardı da beşer olmasaydım.” (Hennad; Ebu Nuaym, Hilye I/52 ve Beyhaki, Dahhak’tan)


Bu ve buna benzer diğer sözler tevazudan kaynaklanmaktadır. Yoksa Hulefa-i Raşidin, beşerin mahlukatın en şereflisi olduğunu ve mu’min olurlarsa herşeyin kendilerine itaat edeceğini biliyorlardı.
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 2/158)


Ömer (r.anh)'ın Allah Korkusu ve Bu Konuda Söyledikleri
- Âmir b. Rabîa şöyle anlatıyor: Ömer (r.anh)'ı gördüm; yerden bir saman çöpü alarak şöyle dedi:
Keşke ben de senin gibi bir saman çöpü olaydım. Keşke hiç yaratılmamış olaydım. Keşke ben bir hiç olaydım ve annem beni doğurmayaydı. Keşke unutulup gideydim.(İbnu’l-Mubarek, İbn Sa’d, İbn Ebi Şeybe, Museddid ve İbn Asakir)

- Ömer (r.anh) şöyle demiştir:
Eğer gökten birisi seslenerek “Ey insanlar! Biriniz hâriç hepiniz cennete gireceksiniz!” deseydi o kişinin ben olmasından korkardım. Yine gökten seslenilerek “Ey insanlar! Biriniz hâriç hepiniz cehenneme gireceksiniz!” denilmiş olsaydı o bir kişinin de ben olmasını ümit ederdim.” (
Ebu Nuaym, Hilye I/53 - Ömer r. anh'tan)



- Ebu Musa el-Eş’arî ile karşılaşan Ömer (r.anh) O'na;
Ey Musa! Peygamber zamanında yapmış olduğun sâlih amellerinin sana kalıpda diğer amellerinde iyiliklerle kötülüklerinin birbirine denk olmasını istermiydin?” diye sordu.
O da : “
Hayır ey Mu’minlerin Emîri! İstemezdim; çünkü Basra’ya vali olarak gittiğimde ora halkını cehalet, dinsizlik ve bilgisizlik içerisinde yüzerlerken buldum. Onlara Kur’an’ı ve sünneti öğrettim; onları Allah yolunda cihada çıkardım. Allah Teâlâ’nın bunların karşılığını vereceğini ümit ediyorum” diye cevab verdi.

Ömer (r.anh) ise : “Ben iyiliklerimle kötülüklerimin birbirine denk olmasını; ne kârda ve ne de zararda olmayı çok isterdim. Çünkü o zaman Peygamber devrinde yapmış olduğum sâlih amellerim bana kâfi gelirdi” dedi. (Muntehab-ı Kenz IV/401 - İbn Asakir, İbn Ömer’den)


- İbn Abbas (r.anhuma) şöyle anlatıyor: Ömer (r.anh) bıçaklandığında yanına gittim.
O'na;
Ey Mûminlerin Emîri! Sana müjdeler olsun, sevinmelisin! Çünkü Allah Teâlâ seninle yeni yeni şehirler kurdu, nifak ve fitneyi ortadan kaldırdı. Yine senin sayende müslümanların rızıklarını genişletti” dedim.
Bana ; “
Ey Abbas’ın oğlu! Sen beni iyi bir yönetici olduğum için mi methediyorsun?” dedi.
Ben de; “
Ey Mûminlerin Emîri! Seni, bunun dışında birçok güzel işlerinle de methediyorum” dedim.
Bunun üzerine; “
Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin ederim ki dünyaya nasıl gelmişsem, aynı şekilde günahım ve sevabım birbirine denk olarak gitmeyi çok isterdim” buyurdu. (Ebu Nuaym, Hilye I/52; Mecma IX/76 - Tabarani, İbn Ömer’den ve Ebu Ya’la da Ebu Rafi’den; İbn Sa’d III/254 - İbn Abbas’tan bir benzerini)

İbn Abbas (r.anh) şöyle anlatıyor: Ömer (r.anh) yaralandığında yanına giderek şunları söyledim:
"
Ey Mûminlerin Emîri! Seni cennetle müjdeliyorum. Çünkü sen Peygamber'le uzun bir süre arkadaşlık yaptın, ona çok büyük yardımlarda bulundun. Sonra müslümanların başkanı oldun ve bu konuda büyük başarılar gösterip görevini hakkıyla yerine getirdin".
Bunun üzerine O şöyle dedi: "
Ey Abbas oğlu! Sen beni cennetle müjdelemektesin! Bense, kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki dünya ve içindekilerin hepsi benim olsaydı o dehşetli günü görmemek için hepsini verirdim. Başkanlık konusuna gelince yemin ederim ki bu konuda günahımla sevabım eşit olsun, bu benim için yeterlidir. Geriye bir tek ümidim kalıyor; o da Peygamber'le olan arkadaşlığımdır" (İbn Sa'd, III/256)

Ömer (r.anh), İbn Abbas'ın sözleri üzerine "Beni oturtunuz!" dedi.
Tutup kaldırdılar; o zaman İbn Abbas'a, sözlerini bir kere daha tekrarlattı.
Sonra
"Kıyamet günü, Allah Teâlâ'nın huzurunda da benim için bu şahidliği yapar mısın?"diye sordu.
İbn Abbas'ın "
Evet; Allah'ın huzurunda da şahidliğini yaparım" demesi üzerine de çok sevindi (İbn Sa'd, III/257 - Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'den)

(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 2/159)



ZALİMLERE ASLA MEYLETMEYİN , YOKSA ATEŞ SİZE DOKUNUR

-Biz sizi yakın bir âzab ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: " Ah keşke , ben bir toprak olaydım." (Nebe 40)

- Yine Enes radıyALLAHu anh anlatıyor:
"Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:


"Cehennem, içerisine âsiler atıldıkça: "Daha var mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-İzze'nin cehennemin üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. İşte o zaman cehennem:
"Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalık devam eder. ALLAH, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir."
(Buhari, Tefsir, Kaf 1, Eyman 12, Tevhid 7; Muslim, Cennet 37, (2848); Tirmizi, Tefsir, Kâf, (3268); Kutub-i sitte 5090)

Not : Muhammed (s.a.v.) Kızı Fatıma'ya ahiratte bir faydasının olamayacağını söylediğini kabul edenlerin , Ebubekir (r.anh) bütün insanların kurtaracağına dua ettiğine inanmak hangi itikat , ve izan sahibinin işidir ? (Hud 113)
 
Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH razı olsun.......

insanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur.
onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru." der.
işte bunların kazandıklarına karşılık nasibleri vardır. ALLAH, hesabı pek seri görendir. (bakara 201-202)
 
H Çevrimdışı

hümeyye

Üye
İslam-TR Üyesi
kafirler değil ehl-i iman'a yer kalsın diyor orada, aç google'a yaz Ebubekir'e iftira diye bir tek bu site çıkıyor zaten. kaynak göster??
 
T Çevrimdışı

Tevhid-Dini

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
her iki varyantları var
tamam senin dediğin gibi olsun yani ehl-i iman olsun
ne fark eder ? diğerinden daha mı aşağı bir söz ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
kafirler değil ehl-i iman'a yer kalsın diyor orada, aç google'a yaz Ebubekir'e iftira diye bir tek bu site çıkıyor zaten. kaynak göster??
Daha öğrenecek çok şeyiniz var demek ki bu siteden. Biraz daha takılın göreceksiniz. Burası murid uyutma seanslarına benzemediği için burada daha neler bulacaksın neler.
Ehli imana yer kalsın diye cehenneme girmek için dua edilir mi? Senin nasıl akiden var? Hiç mi Kuran mealini okuyup, cehennemden sakınan muslumanları ağladıklarını görmezsin. Ehli iman zaten cennetlik değil mi? Yoksa Allah'ın cennetini 70 m2 daire mi sandın? gelen misafir yetmesin? Allahdan (c.c.) adaletli olan kimdir? Allah kafirleri cehennemde azaba sokacağına yemin ederken Allahın yeminini boşa mı çıkartıyorsunuz?
Bırakın Ebubekir (r.anh)'e iftira atmayı! Allahtan korkun.
 
H Çevrimdışı

Habibullahh

Üye
İslam-TR Üyesi
ne kadar fesatsınız1sözleri yorumları kafanıza göre değiştirip duruyorsunuz.
''Ya Rabbi,bedenimi o kadar büyüt ve beni cehennemine koy ki,orada başka mümünlere yer kalmasın!''

KAYNAK:Risale-i Nur Külliyatı Emirdağ Lahikası Heyeti Sıhhıye


 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
O kadar merhametliki onların yerine ben yanayım diyor! Lafı KAfirler olarak değiştirip asıl iftirayı sen atıyorsun!


Bu iftirayı atan senin bağlı olduğun şeyhin atmış olmasın Hz.Ebu Bekir (r.a) a ?
 
H Çevrimdışı

Habibullahh

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu iftirayı atan senin bağlı olduğun şeyhin atmış olmasın Hz.Ebu Bekir (r.a) a ?

malesef sizin gibi şeyhlerim yok beni dolduruşa geitrecek! ben bunu kendi mantığımla kendi kalbimden geçenlerle söylüyorum. farzet ki ben bu sözü söylerken iftira atıyorum. ama sen neden bu sözü kafirler olarak değiştiriyorsun! orada kafirler denmiyor!çünkü bunu bilerek ve kasıtlı olarak yapıyorsunuz! insanları dinden soğutmak için İslamı sadece cennet cehennem olarak görsünler diye böyle konuşuyorsunuz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Habibullah- İsmin bile hatalı ya neyse.

İlk yazıya bakarsan kaynak olarak risale verilmemiştir. Kafirler diye başkaları söylemektedir, bazıları da insanlar demektedir. Said Nursi de muslumanlar için cehenneme girmek istemektedir. Sonuçta başta peygamber, sahabeler ve bütün muslumanlar Allaha dua ederlerse cenneti , firdevsi istemeleri hakkında sahih nass vardır ve cehennemden kurtulmak için her şeyleri ve her tanıdıklarını fidye vermek isterler diye ayetler var iken, Adl olan Allahı adaletten saptırmak isteyerek cehenneme girmesi gerekeni cehennemden kurtararak değiş tokuş yapmak isteyen sapık zihniyetin menşei neresidir?

Özrün kabahatinden büyük. Sanki muslumanlar için cehenneme girmek istemek caiz de bir de savunmaya çalışıyor. Böyle bir sapık söz caiz olsa Rasulullah ummeti için etmez miydi?


Risalede geçen başka bir sakat inanç daha :

Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Sayfa 14

Bu hizmete, yani ehl-i imanı dalalet-i mutlakadan kurtarmaya, lüzum olsa, dünyevi hayat gibi, uhrevi hayatımı da feda etmek bir saaddet bilirim. Binler dostlarım ve kardeşlerimin Cennete girmeleri için, Cehennemi kabul ederim.
Said Nursi
Risale-i Nur Enstitüsü | Risale-i Nur Külliyatı


Halbuki Allahu teala, cehenneme girecek olanların kurtulmak için bütün tanıdıkları herkesi hatta ailesini , çocuklarını bile fidye vermek isteyeceğini bildirmişken, Said Nursi ise gönüllü girebileceğini söyleyerek, güya insancıl ve humanist duygularla dostları kurtarıyor, ne fedakar adam densin diye Kur'ana muhalif konuştuğunun farkına varılmıyor!

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister. (Mearic 11-14)

Risalede daha pek çok İslama aykırı , İslam dışı , Kuran sunnete ters uydurma hadisler ve şirk inancına ait itikadi yazılar bulunmaktadır. Kitab adı ve sayfa numaralarıyla birlikte :


 
Enfal.571 Çevrimdışı

Enfal.571

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
malesef sizin gibi şeyhlerim yok beni dolduruşa geitrecek! ben bunu kendi mantığımla kendi kalbimden geçenlerle söylüyorum. farzet ki ben bu sözü söylerken iftira atıyorum. ama sen neden bu sözü kafirler olarak değiştiriyorsun! orada kafirler denmiyor!çünkü bunu bilerek ve kasıtlı olarak yapıyorsunuz! insanları dinden soğutmak için İslamı sadece cennet cehennem olarak görsünler diye böyle konuşuyorsunuz.
iftira atmayi birakin. Hosunuza gidecek diye hak gizlenecek degil ya... Akil -mantiginizdan cok, Kuran ve sünnet delillerine yer verin, ki hak ile batili ayirt edebilesiniz....
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
hoca senin gibi cahilleri uyutmak , duygulandırmak için söylemiş , aynı said nursi gibi. Akaidi bozuk oldu mu insan o hocanın diyanet başkanı da olsa aynı olur.
 
M Çevrimdışı

MehmedZ

Üye
İslam-TR Üyesi
SelamınAleyküm; bir düzeltmede bulunmak istiyorum:
-İkincisi : O günün şiddetinden bütün peygamberler diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir .- yazmışsınız...
"Peygamberimiz (S.A.V.) müstesna; diğer bütün peygamberlerimiz (A.S.) diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir. Peygamberimiz (S.A.V.) ise "Ümmeti, Ümmmeti!" diye ağlayıp dua ederek kanlı gözyaşları dökecektir..."
Allah-u Teala'nın (C.C.) Selamı; hürmetine yaratıldığımız Peygamberimizi (S.A.V.) üzerine olsun, amin...
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SelamınAleyküm; bir düzeltmede bulunmak istiyorum:
-İkincisi : O günün şiddetinden bütün peygamberler diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir .- yazmışsınız...
"Peygamberimiz (S.A.V.) müstesna; diğer bütün peygamberlerimiz (A.S.) diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir. Peygamberimiz (S.A.V.) ise "Ümmeti, Ümmmeti!" diye ağlayıp dua ederek kanlı gözyaşları dökecektir..."
Allah-u Teala'nın (C.C.) Selamı; hürmetine yaratıldığımız Peygamberimizi (S.A.V.) üzerine olsun, amin...
Aleykum Selam, kaynak nerededir ahi ?
 
A Çevrimdışı

Ansar1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Tartismaya acik bir konu oldugunu bile zannetmiyorum. Resmen iftira. Hem de daniskasi.
Allah Azze ve Cel, cahil ummetizi bilgilendirmek icin klavyede ter doken kardeslerimizden razi olsun.
 
A Çevrimdışı

akilli55

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SelamınAleyküm; bir düzeltmede bulunmak istiyorum:
-İkincisi : O günün şiddetinden bütün peygamberler diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir .- yazmışsınız...
"Peygamberimiz (S.A.V.) müstesna; diğer bütün peygamberlerimiz (A.S.) diz üstü çöküp , başlarını öne eğerek “nefsi nefsi “ diyeceklerdir. Peygamberimiz (S.A.V.) ise "Ümmeti, Ümmmeti!" diye ağlayıp dua ederek kanlı gözyaşları dökecektir..."
Allah-u Teala'nın (C.C.) Selamı; hürmetine yaratıldığımız Peygamberimizi (S.A.V.) üzerine olsun, amin...

Biz onlara şöyle dedik: 'Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayet yoluma girerse onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.(Bakara 38)

Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı kılan, zekatı veren kimselerin karşılıkları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de. (Bakara 277)

Ayette o mü'minlere korku ve üzüntü olmadığını belirtiyor. Peygamberler masum (günahsız) değilmidir? O gün Dünya hayatı bitmiştir herkesin amel defteri kapanmıştır. Peygamberler Neden korkuyorlar, nefsi nefsi diye?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

"O gün, herkes gelip kendi canını kurtarmak için uğraşır ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir, onlara asla zulmedilmez."

Nahl:111

Ebû Hureyre diyor ki:

Bir keresinde Rasûlullâh’ın sofrasına et yemeği getirildi ve kendisine pişirilmiş bir kol kaldırılıp sunuldu. Çünkü Rasûlullâh etin bu kısmını severdi. Ondan bir parça ısırdı. Sonra şöyle buyurdu:

“Ben kıyamet gününde bütün insanların efendisiyim. Bu neden bilir misiniz? Bütün insanlar, evvelkiler ve sonra gelenler olarak düz ve geniş bir sahada toplanacaklar. Öyle düz ve geniş bir saha ki, orada bir çağıran, sesini herkese duyuracak; bakan, tümünü birden görecek. Bir de güneş yaklaşacak. Artık insanların gam ve sıkıntıları dayanamayacakları ve taşıyamayacakları bir dereceye ulaşacak. Bu sırada insanlar birbirine ‘Size ulaşan şu faciayı görmüyor musunuz? Rabbiniz’in huzurunda şefâat edecek bir şefaatçi niye bakmıyorsunuz?’ diyecekler.

Bunun üzerine mahşer halkının bâzısı bâzısına ‘Haydi Âdem’e gidiniz!’ diyecek, akabinde insanlar Âdem Peygamber’e gelecekler ve Ona ‘(Ey Âdem!) Sen beşeriyetin babasısın. Allah seni kendi eliyle yarattı ve sana kendi rûhundan üfledi, sonra meleklere emretti, onlar da sana secde ettiler. Rabbin huzurunda bize şefaat et. Ey atamız! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun? Bize ulaşan şu sıkıntıyı görmüyor musun?’ diyecekler. Âdem de ‘Şüphesiz Rabbim bugün öyle bir öfkelenmiştir ki, ne bundan önce böyle öfkelenmiş ve ne de bundan sonra bu kadar öfkelenecektir. Şüphesiz Rabbim beni cennet ağacı meyvesinden yemeyi nehyetmiş iken, ben Ona karşı gelmiştim. Şimdi nefsim, nefsim,nefsim! (Ben kendi derdime düşmüşüm) Siz benden başkasına gidin, Nûh’a gidin!’ diyecek.

Onlar da Nûh’a gelecekler ve ‘Ey Nûh! Sen yeryüzü halkına gönderilen, kitap sahibi peygamberlerin birincisisin. Allah seni Kur’ân’da ‘çok şükreden kul’ diye isimlendirmiştir. Hakkımızda Rabbin huzurunda bize şefaat et. İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?’ diyecekler. Nûh da ‘Şüphesiz Rabbim bugün öyle bir öfkelenmiştir ki, ne bundan önce böyle öfkelenmiş ve ne de bundan sonra bu kadar öfkelenecektir. Şüphesiz benim de (kabul edilmesi vadedilen) bir duam vardı, ben onu vaktiyle kavmimin aleyhine yapmıştım. Şimdi nefsim, nefsim, nefsim! Siz benden başka bir şefaatçiye gidiniz,İbrâhîm’e gidiniz!’ diyecek.

Onlar da İbrâhîm’e gelecekler ve ‘Ey İbrâhîm! Sen yeryüzündeki insanlardan Allah’ın peygamberi ve özel dostusun. Rabbin huzurunda bize şefaat et. İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?’ diyecekler. İbrâhîm de onlara ‘Şüphesiz Rabbim bugün öyle bir öfkelenmiştir ki, ne bundan önce böyle öfkelenmiş ve ne de bundan sonra bu kadar öfkelenecektir. Şüphesiz ki ben üç kere yalan söylemiştim”(Râvîler zincirindeki Ebû Hayyân, Hz. İbrâhîm’in beyan ettiği yalanları hadisin içinde zikretmiştir.)[53]“Şimdi nefsim, nefsim, nefsim! Artık siz benden başkasına gidiniz, Mûsâ’ya gidiniz!’ diyecektir.

Onlar da Mûsâ’ya gelecekler ve ‘Ey Mûsâ! Sen Allah’ın, kendisine kitap verdiği peygamberisin. Allah sana peygamberlik vermesi ve seninle konuşmasıyla seni insanlar üzerine üstün kıldı. Rabbin huzurunda bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?’ diyecekler. Mûsâ da onlara ‘Şüphesiz Rabbim bugün öyle bir öfkelenmiştir ki, ne bundan önce böyle öfkelenmiş ve ne de bundan sonra bu kadar öfkelenecektir. Şüphesiz ki ben, öldürülmesi bana emredilmeyen bir kişiyi öldürdüm.Şimdi nefsim, nefsim, nefsim! Siz benden başkasına gidin, İsâ’ya gidin!’ diyecek.

Onlar da İsâ’ya gelecekler ve ‘Ey İsâ! Sen Allah’ın, kendisine kitap verdiği peygamberisin, Onun,Meryem’e ilettiği sözüsün ve Ondan bir ruhsun. Sen beşikte bebek iken insanlara konuştun. Rabbin huzurunda bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?’ diyecekler. İsâ da onlara ‘Şüphesiz Rabbim bugün öyle bir öfkelenmiştir ki, ne bundan önce böyle öfkelenmiş ve ne de bundan sonra bu kadar öfkelenecek’ diyecektir. İsâ, kendine ait herhangi bir günah zikretmeyecek ve ‘Şimdi nefsim, nefsim, nefsim!’ diyecek ve ‘Siz benden başkasına gidin, Muhammed’e gidin!’ diyecektir.

Onlar da Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) gelecekler de ‘Ey Muhammed! Sen Allah’ın,kendisine kitap verdiği peygamberisin ve peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını mağfiret etmiştir. Rabbin huzurunda bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?’ diyecekler. Bunun üzerine ben hemen Arş’ın altına giderim de azîz ve celîl olan Rabbim’e secdeye kapanırım. Sonra Allah bana, kendisine hamd edeceğim ve kendisini öveceğim öyle hamd-ü senâlar ilham edecek ki, bunları benden önce hiç kimseye ilham etmemiştir. (Ben de onlarla Allah’a hamd edip, niyaz edeceğim.) Sonra Allah tarafından bana ‘Ey Muhammed! Başını kaldır. İste,istediğin sana verilecektir. Şefaat et, şefaatin kabul olunacaktır!’ buyurulur. Ben secdeden başımı kaldırıp ‘Yâ Rabb! Ümmetim! Yâ Rabb! Ümmetim!’ diyeceğim. Bana ‘Ey Muhammed! Ümmetinden hesap verme sorumluluğu olmayanları cennetin kapılarının sağ kapısından içeriye sok! Onlar cennetin bundan başka olan öbür kapılarında da insanlarla ortaktırlar’ buyurulacak” Bundan sonra Rasûlullâh: “Canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki, cennetin kapı kanatlarından iki kanadın arası Mekke ile Himyer yâhut Mekke ile Busrâ[54] arası kadar geniştır.” dedi.[55]

[53] Hz. İbrâhîm’in burada açıkladığı hilaf-i hakîkat konuşması şunlardır:

Birincisi: Gökteki gezegenlerin, ayın ve güneşin, rabbi olduğunu söylemesi, daha sonra bunlar batınca ilah olamayacaklarını bildirmesidir. (Bkz. Enâm, 76-78.)

İkincisi ise: Putları paramparça ettikten sonra kendisinden neden bunu yaptığı sorulunca “Bu putların büyükleri bunları kırdı” demesidir. (Bkz. Enbiyâ’, 62-63.)

Üçüncüsü ise: Hanımı Sâre ile Mısır’a gittiğinde, oranın yöneticisi olan tâğûtun Sâre’ye hain baktığında Sâre’nin, bacısı olduğunu söylemesidir. (Bkz. Buhârî, Enbiyâ’, bab: 8)

[54] Busrâ ve Himyar, Irak’taki iki şehrin adıdır.

[55] Buhârî, Tefsîr, Sûrati’l-İsrâ’, bab: 5; Müslim, İmân, bab: 327, hn: 194; Müsned, İmam Ahmed, II, 435.
 
Üst Ana Sayfa Alt