S
Çevrimdışı
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
(Tasavvuf'un Kurucusu Olarak Nitelendirilen: ) İbn Arabî'nin Sapıklıkları:
*Felsefeci mutasavvuflar şöyle dediler: "Firavun'un 'ben sizin rabbinizim' sözü doğrudur, Firavun, Hakk'ın ta kendisidir."
Bu son cümle, el-Füsus'un metninde şöyle geçer: "Firavun eğer Hakk'ın kendisi değilse Hakk'ın sureti Firavun'undur." el-Füsus'un başka bir nüshasında bu cümle şöyle geçer: "Hakk'ın kendisi ise sureti de Firavun'undur." İbn Arabi, el-Füsûs, 1/210-211.
Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de, Firavun'un son anda " 'İsrailoğullarının iman ettiklerinden başka bir ilâhın olmadığına iman ettim. Ben de müslümanlardanım.' " dediğini bildirmiş ve bir diğer ayet-i kerime de " Yoksa kötülükleri işleyip de nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında 'Ben, şimdi tevbe ettim.' diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbesi (geçerli) değildir. " ifadesini kullanmıştır.
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun askerleri de haddi aşıp saldırganlık etmek üzere onların peşine düştü. Nihâyet Firavun boğulacağı anda şöyle dedi: 'İsrailoğullarının iman ettiklerinden başka bir ilâhın olmadığına iman ettim. Ben de müslümanlardanım.' (Ona şöyle denildi: ) Şimdi mi?! Halbuki sen bundan önce isyan etmiş ve fesatçılardan olmuştun. (Yunûs Sûresi, 90-91)
Yoksa kötülükleri işleyip de nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında 'Ben, şimdi tevbe ettim.' diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbesi (geçerli) değildir. İşte Biz onlar için çok acıklı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa Sûresi, 18)
*Bir de bu sapıklar Hatemü'l-Evliya'yı (Son Evliya'yı), Hatemü'l-Enbiyadan (Son Peyğamber'den) üstün görürler;
"Veli, ilmi, meleğin peygambere vahyi getirdiği kaynaktan alır." İbn Arabi, el-Füsus, 1/62.
"Berzah âleminde nübüvvetin makamı
Rasûllüğün üstünde, veliliğin altındadır." İbn Arabî, Letaifü'l-Esrar, s. 49.
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh ve Ad Kavmini över; oysa Allah Teala bizlere Kur'an-ı Kerim'de bu iki kavmin azgınlıklarından dolayı helâk edildiklerini haber verir.
Daha önce de Nûh kavmini (helak etmiştik). Çünkü onlar, fâsık bir kavim idiler. (Zâriyât Sûresi, 46)
Ahkâf Sûresi'nde Ad Kavmi Hakkında ki kısada şöyle buyruluyor:
Onlar o (azabı) vadilerine yönelmiş gelmekte olan yayılmış bir bulut halinde gördüklerinde 'Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur.' dediler. Hayır; aksine o, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçin de can yakıcı azap bulunan bir rüzgardır. O, Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Sonunda onların meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, günahkâr toplumları işte böyle cezalandırırız. (Ahkâf Sûresi, 24-25)
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh, İbrahim, Musa ve Harun aleyhisselam gibi peygamberleri küçük görün nice sözle bulunmaktadır. Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de İbrahim aleyhisselam'dan yanı " Muhsin olarak yüzünü Allah'a teslim eden ve hanif olarak İbrahim'in dinine uyan kimseden daha güzel din sahibi kim olabilir? Allah, İbrahim'i yakın dost edinmiştir. (Nisa Sûresi, 125) " der.
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Cüneydi Bağdadi ve Sehl gibi zahidleri kötüleyen ve Hallac gibileri öven nice sözler bulunmaktadır.
*El-Füsûs'un Kaynağı Şeytanî Ruhtur:
Bu şeytanî ruhlardan birisi de el-Fütûhât kibenının müellifinin kendisine bir kitabı ilham ettiği iddia edilen ruhtur.
İbn Arabi el-Füsûsu'l-Hikem kitabının mukaddimesinde şöyle demektedir:
Ben Rasulullah sallallah aleyhi ve sellem'i müjdeleyiciler içinde gördüm. Onlar bana hicri 627 yılında Muharrem ayının son on gününde Dimeşk'te gösterildi. Elinde bir kitap vardı. Bana dedi ki: Bu Füsûsu'l-Hikem kitabıdır. Bunu al ve insanlara çıkarıp göster ki ondan yararlansınlar. Ben de işittim ve itaat ettim, dedim. İbn Arabi, el-Füsûs,1/47
İbn Cerir et-Taberi, Ebu Zümeyl'den şöyle rivayet etti: "İbn Abbas'ın yanında duruyordum. Sahabeden bir adam geldi ve şöyle dedi: "Et İbn Abbas! Ebu İshak el-Muhtar kendisine geceleyin vahiy geldiğini iddia ediyor, ne dersin? İbn Abbas dedi ki: 'Doğru söylemiş.' Bu cevap hoşuma gitmedi ve dedim ki: ' İbn Abbas onun doğru söylediğini söylüyor ha!' Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki: 'Vahiy iki türlüdür: Allah'ın vahyi, şeytanın vahyi. Allah'ın vahyi Muhammed'edir, şeytanların vahyi onların dostlarınadır.' Sonra şu ayeti okudu: "...Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar..." (Enam, 121) Tefsiru't-Taberi, 12/86.
Yararlanılan Kaynaklar;
* Şeyhulislâm İbn Teymiyye, el-Furkân Beyne Evliyâ'r-Rahmân ve Evliyâi'ş-Şeytân
Not: Sayılamayacak kadar çok sapıklıkları var; burada sadece bazılarına yer verdim.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
(Tasavvuf'un Kurucusu Olarak Nitelendirilen: ) İbn Arabî'nin Sapıklıkları:
*Felsefeci mutasavvuflar şöyle dediler: "Firavun'un 'ben sizin rabbinizim' sözü doğrudur, Firavun, Hakk'ın ta kendisidir."
Bu son cümle, el-Füsus'un metninde şöyle geçer: "Firavun eğer Hakk'ın kendisi değilse Hakk'ın sureti Firavun'undur." el-Füsus'un başka bir nüshasında bu cümle şöyle geçer: "Hakk'ın kendisi ise sureti de Firavun'undur." İbn Arabi, el-Füsûs, 1/210-211.
Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de, Firavun'un son anda " 'İsrailoğullarının iman ettiklerinden başka bir ilâhın olmadığına iman ettim. Ben de müslümanlardanım.' " dediğini bildirmiş ve bir diğer ayet-i kerime de " Yoksa kötülükleri işleyip de nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında 'Ben, şimdi tevbe ettim.' diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbesi (geçerli) değildir. " ifadesini kullanmıştır.
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun askerleri de haddi aşıp saldırganlık etmek üzere onların peşine düştü. Nihâyet Firavun boğulacağı anda şöyle dedi: 'İsrailoğullarının iman ettiklerinden başka bir ilâhın olmadığına iman ettim. Ben de müslümanlardanım.' (Ona şöyle denildi: ) Şimdi mi?! Halbuki sen bundan önce isyan etmiş ve fesatçılardan olmuştun. (Yunûs Sûresi, 90-91)
Yoksa kötülükleri işleyip de nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında 'Ben, şimdi tevbe ettim.' diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbesi (geçerli) değildir. İşte Biz onlar için çok acıklı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa Sûresi, 18)
*Bir de bu sapıklar Hatemü'l-Evliya'yı (Son Evliya'yı), Hatemü'l-Enbiyadan (Son Peyğamber'den) üstün görürler;
"Veli, ilmi, meleğin peygambere vahyi getirdiği kaynaktan alır." İbn Arabi, el-Füsus, 1/62.
"Berzah âleminde nübüvvetin makamı
Rasûllüğün üstünde, veliliğin altındadır." İbn Arabî, Letaifü'l-Esrar, s. 49.
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh ve Ad Kavmini över; oysa Allah Teala bizlere Kur'an-ı Kerim'de bu iki kavmin azgınlıklarından dolayı helâk edildiklerini haber verir.
Daha önce de Nûh kavmini (helak etmiştik). Çünkü onlar, fâsık bir kavim idiler. (Zâriyât Sûresi, 46)
Ahkâf Sûresi'nde Ad Kavmi Hakkında ki kısada şöyle buyruluyor:
Onlar o (azabı) vadilerine yönelmiş gelmekte olan yayılmış bir bulut halinde gördüklerinde 'Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur.' dediler. Hayır; aksine o, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçin de can yakıcı azap bulunan bir rüzgardır. O, Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Sonunda onların meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, günahkâr toplumları işte böyle cezalandırırız. (Ahkâf Sûresi, 24-25)
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh, İbrahim, Musa ve Harun aleyhisselam gibi peygamberleri küçük görün nice sözle bulunmaktadır. Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de İbrahim aleyhisselam'dan yanı " Muhsin olarak yüzünü Allah'a teslim eden ve hanif olarak İbrahim'in dinine uyan kimseden daha güzel din sahibi kim olabilir? Allah, İbrahim'i yakın dost edinmiştir. (Nisa Sûresi, 125) " der.
*el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Cüneydi Bağdadi ve Sehl gibi zahidleri kötüleyen ve Hallac gibileri öven nice sözler bulunmaktadır.
*El-Füsûs'un Kaynağı Şeytanî Ruhtur:
Bu şeytanî ruhlardan birisi de el-Fütûhât kibenının müellifinin kendisine bir kitabı ilham ettiği iddia edilen ruhtur.
İbn Arabi el-Füsûsu'l-Hikem kitabının mukaddimesinde şöyle demektedir:
Ben Rasulullah sallallah aleyhi ve sellem'i müjdeleyiciler içinde gördüm. Onlar bana hicri 627 yılında Muharrem ayının son on gününde Dimeşk'te gösterildi. Elinde bir kitap vardı. Bana dedi ki: Bu Füsûsu'l-Hikem kitabıdır. Bunu al ve insanlara çıkarıp göster ki ondan yararlansınlar. Ben de işittim ve itaat ettim, dedim. İbn Arabi, el-Füsûs,1/47
İbn Cerir et-Taberi, Ebu Zümeyl'den şöyle rivayet etti: "İbn Abbas'ın yanında duruyordum. Sahabeden bir adam geldi ve şöyle dedi: "Et İbn Abbas! Ebu İshak el-Muhtar kendisine geceleyin vahiy geldiğini iddia ediyor, ne dersin? İbn Abbas dedi ki: 'Doğru söylemiş.' Bu cevap hoşuma gitmedi ve dedim ki: ' İbn Abbas onun doğru söylediğini söylüyor ha!' Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki: 'Vahiy iki türlüdür: Allah'ın vahyi, şeytanın vahyi. Allah'ın vahyi Muhammed'edir, şeytanların vahyi onların dostlarınadır.' Sonra şu ayeti okudu: "...Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar..." (Enam, 121) Tefsiru't-Taberi, 12/86.
Yararlanılan Kaynaklar;
* Şeyhulislâm İbn Teymiyye, el-Furkân Beyne Evliyâ'r-Rahmân ve Evliyâi'ş-Şeytân
Not: Sayılamayacak kadar çok sapıklıkları var; burada sadece bazılarına yer verdim.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته