Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru İbn Teymiyye Cehennemin Ebedî Olmadığını İspatlama Çabasına Girmiş midir?

Abdullah bin Selam Çevrimdışı

Abdullah bin Selam

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Meraklısına: İbn Teymiyye'nin cehennemin ebedî olmadığını ispat amacıyla yazdığı kitap.

Cahil cesareti böyle birşey demek ki. Defalarca okuyup üzerine makale yazdığım bir kitabın içeriğini, adına bakarak anlıyorsunuz!

Putlarının kırılmasını hazmedemediği için bana saçma sapan şeyler yazanların hiç biri İbn Teymiyye'yi orijinal metinlerinden tanımış değil.

Ebubekir Sifil | 14 Mart 2016

İbn-i Teymiyye (rahimehullah) 'ın Sifil'in bahsettiği eserinde ,böyle bir ispat için çabaladığı doğru mudur ?
Sanırsam Sifil ; El-kevseri hakkında, sahabeye hakaret ediyor diye iftira atıldığını ve karamala yapıldığını düşünerek karşı bir argüman geliştirmiş gibi geliyor.Ben İbni Teymiyye (rahimehullah) 'ın hatalarıyla, isabet ettikleriyle büyük bir alim olduğunu düşünüyor ve böyle bir görüşü savunmuş mudur merak ediyorum.Bu konuya cevap verecek kardeşlerden şimdiden Allah razı olsun.Allah sizi bereketlendirsin.
 
Abdullah bin Selam Çevrimdışı

Abdullah bin Selam

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
12819224_1131116580256470_1060606744212238088_o.jpg
 
Faxrud-Din Azәri Çevrimdışı

Faxrud-Din Azәri

« صديقك من صَدَقَك لا من صدَّقك »
İslam-TR Üyesi
Әgәr Şeyx İbn Teymiyyә Cәhәnnәmin әbәdi olmadığını isbat amacıyla yazmış isә o zaman kitabın ismini niyә belә adlandırıb?
 
Abdullah bin Selam Çevrimdışı

Abdullah bin Selam

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Reddiye amacıyla yazılmış bir eserden,bu çıkarımları yapması,sayfasında da tepkilere neden olmuş.Hoca'nın El kevseri taassubu, İbni Teymiyye karşıtlığını arttırmış.Zaten Muhammed El-Kevseri'nin Tabakat adlı eserinde Bolca İbn-i Teymiyye eleştirileri bulunmakta , Hatta küfrüne hüküm verecek kadar ileri gitmektedir.Zamanında çekilen reddiye kılıçları,Bugun Ümmetin ayrışmasına daha çok sebeb olmaktadır.Keşke bugün ki Alimler yada Kendini öyle nispet edenler , Geçmişteki alimleri hayırla yad edip faydalı yönlerinden bahsetseler.İbn-i Teymiyye hakkında herşey Mübah, Ancak Arabi ,Yunus, Mevlana gibi şahsiyetleri kurtarmak adına tevilde tevil...Bu yaklaşım birilerine olan taassub adına , bir başkasına Adil olmamak ,Onun tüm ilmi seviyesine rağmen seviyesizce eleştirmektir.Bu da kendini Alim gören bir adama yakışmaz.
 
M Çevrimdışı

muvahhidgenclik

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Nisa (168-169) İnkâr edip zulme sapanlar var ya; Allah onları asla affedecek değildir. Onları içinde sürekli kalacakları cehennem yolu hariç, başka bir yola iletecek de değildir. Bunu yapmak Allah için kolaydır.

Ahzab 65: onlar orada sonsuza kadar kalacaklar: ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

Bakara 39:ama hakikati inkara şartlanmış olanlara ve mesajlarımızı yalanlayanlara gelince -işte onlar içinde yaşayıp kalmak üzere, ateşe mahkum olan kimselerdir.

Bakara 81 :Hayır (sandığınız gibi değil), kim, günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa, işte onlar artık ateş ehlidir ve orada devamlı kalacak olanlardır.

2/BAKARA-162: (Onlar), onun (lânetin) içinde ebediyyen kalacak olanlardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz.

2/BAKARA-167:Ve o (Allah’tan başkasına) tâbî olanlar dedi ki: “Keşke bizim için (dünyaya) bir kere daha dönüş olsaydı. O zaman bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşırdık.” Böylece Allah, onlara amellerinin hasara uğradığını (hüsrana düştüklerini) gösterecek. Ve onlar ateşten çıkacak da değiller.

Bakara 257:Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.

Bakara 275: Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. İşte bu, onların: “Oysa alışveriş riba gibidir.” demeleri sebebiyledir. Ve Allah, alışverişi helâl, ribayı (faizi) haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah’a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.

3/ÂLİ İMRÂN-86:Îmânlarından sonra inkâr eden kavmi, Allah nasıl hidayete erdirir? Ve onlar, Resûl’ün Hak olduğuna şahit oldular ve onlara beyyineler (açık deliller) geldi. Ve Allah, zâlimler kavmini hidayete erdirmez.
3/ÂLİ İMRÂN-87:İşte onların cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lânetinin onların (fâsıkların) üzerlerine olmasıdır.
3/ÂLİ İMRÂN-88: Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz...

3/ÂLİ İMRÂN-116:Muhakkak ki inkâr edenlere, malları ve evlatları, Allah'tan bir şeye (azaba) karşı kendilerine asla bir fayda vermez. Ve işte onlar ateş ehlidir, onlar, orada devamlı kalacak olanlardır.

4/NİSÂ-14: Ve kim Allah'a ve O’nun Resûl'üne isyan eder ve O'nun sınırlarını aşarsa, onu, içinde ebedî kalacakları ateşe koyar. Ve onun için "alçaltıcı azap" vardır.

4/NİSÂ-93: Ve kim, bir mü'mini taammüden (kastederek) öldürürse, o takdirde onun cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir ve Allah ona gazab etmiş ve ona lânet etmiştir. Ve (Allah), onun için "büyük azap" hazırlamıştır.

4/NİSÂ-169: Ancak cehennem yoluna (hidayet eder, ulaştırır), onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Ve bu, Allah için kolaydır.

5/MÂİDE-37:Ateşten çıkmak isterler ve onlar oradan çıkacak değillerdir. Ve, onlar için "daimî azap" vardır.

MÂİDE-80 / EN'ÂM-128 / A'RÂF-36 / TEVBE-17 / TEVBE-63 / TEVBE-68 / YÛNUS-27 / YÛNUS-52 / HÛD-38-39 / HÛD-106-107 / RA'D-5 / NAHL-29 / KEHF-2 / TÂHÂ-101 / TÂHÂ-127 / ENBİYÂ-99 / MU'MİNÛN-103 / FURKÂN-65 / FURKÂN-68-69 / SECDE-14 / SECDE-20 / SÂFFÂT-9 / FUSSİLET-24 / FUSSİLET-28 / ZUHRÛF-74 / MUCÂDELE-17 / CİN-23 / BEYYİNE-6

Yukarıda ki ayetler çok açık ve nettir. Cehennem ebedi olduğu Kuranda mevcuttur. Ibn Teymiyye sanırım Kuran'a hiç bakmamış bu kitabı yazarken.

Yorum sizin.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
zahid el kevseri sahabeye dil uzatıp tan eden biridir. İbn Teymiyye (rahimehullah)ın sahabe ve sunnete olan düşkünlüğünü az sayıda ilim ehlinde görebiliriz . Tabi ki hiç bir alimde masum ve hatasız değildir. Ama ben okuduğum bir çok kitabında böyle bir ifadesine raslamadım.
 
Devlet-i 'Aliyye Çevrimdışı

Devlet-i 'Aliyye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Bekir Sifil Hoca doğru söylüyor olsa gerek. Zaten ibn-i teymiyye'nin ehl-i sünnet'e zıt, şaz tek görüşü değildir bu. Bilenler bilir.

Soru:

Selamun aleykum hocam, Allah ilminizi ve ecrinizi arttırsın. Hocam, İbni Kayyım’ın bazı eserlerinde cehennemin ebedi olmadığını yazdığını söylüyorlar. İbni Kayyım ve İbni Teymiyye böyle bir görüşe sahip midir? Allah razı olsun.

Cevap:
Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Hamd Allah’a mahsustur.

Değerli kardeşim cennet ve cehennemin ebediliği Kuran, Sünnet ve selef indinde sabittir. Buna muhalif gelen bazı rivayetler ya yalan veya senet itibariyle zayıftır veya sahih olanlar cehennemin fenalığını ifade etmiyorlar.

Sorunun cevabına gelince iki imam İbni Teymiyye ve İbni Kayyım (rahimehumallah)’ın cehennemin ebediliğini ifade eden sözleri de vardır cehennemin faniliğini ifade eden sözleri de vardır.

Bunun için insanlar bu iki imamın mevzudaki görüşleri hususunda ihtilafa düşmüşlerdir.

İmam Ebu’l-Abbas İbni Teymiyye (rahimehullah) için şöyle demişlerdir:

Bir taife onun cehennem azabının fani olduğu görüşünde olduğunu söyler. Bunlar İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın tenkitçileri ve az sayıda bunlardan etkilenmiş sevenleridir.

Bir taife İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın kesinlikle böyle bir görüşe sahip olmadığını, bilakis selefin dediği gibi cehennem azabının ebedi olduğunu söylediğini savunurlar.

Üçüncü bir taife İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın bu görüşe meylettiğini ama tasrih etmediğini söyler. Zira cehennemi fani gördüğüne dair sözleri mücmeldir ve açık bir surette bu görüşü ifade etmiyor.

Dördüncü bir taife seleften iki görüşün de nakledildiğini ve bunun için meselenin içtihadi olduğunu savunurlar. Mevzuda seleften iki görüş olduğundan dolayı iki imam böyle bir görüşe varmış olsalar da seleften bazılarına uymuş olurlar ve içtihat sahibi âlimler olduklarından ötürü kötülenmeleri caiz olmaz derler.

Âcizane kanaatime göre doğru olan İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennem azabının fani olduğu görüşüne sahip olmadığıdır, bilakis müceddit imamlarından birisi olduğu Ehl-i Hadis mezhebinin diğer imamları gibi cehennem azabının ebedi olduğunu değişik kitaplarının birçok yerinde açık ve net ifade etmiştir.

Meselede doğrunun belli olması için İmam (rahimehullah)’ın sözlerine bir bakalım.

Bir:

İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennemin fani olduğu görüşünde olduğunu savunanlar ondan şu nakilleri getirirler:

“Er-Reddu Ala Men Kale Bi Fenei’l-Cenneti ve’n-Nar” adlı kitabında Ömer (radıyallahu anhu)’dan rivayet edilen bir sözü zikrettikten sonra şöyle diyor: ““çıkacaklar” sözü, yani azabı sona erip, kesilip bittikten sonra cehennem (halin)den çıkacaklar. Zira cehennemden çıkmayacaklar. Bilakis Allah (subhanehu ve teâlâ) haber verdiği gibi orada ebedi kalacaklar. Lakin vakti tamamlandığında ve dünyanın sona erdiği gibi sona erdiğinde onda azap kalmayacak.”

Ve şöyle diyor: “Bu onların (kâfirlerin) cehennem’de -azap diyarında- azap baki oldukça devamlı olacaklarını gerektirir. Onun baki olmasıyla ve azabın baki olmasıyla ondan çıkamazlar. Onlar Tevhid ehli gibi değildir. Tevhid ehli şefaat vesilesiyle ve başka vesilelerle azabın cehennemde baki olmasıyla ondan çıkarlar.”

Ve cehennem azabının fani olduğuna delalet eden bazı eserleri aktardıktan sonra şöyle der: “Şu halde fani olduğuna dair Kuran, Sünnet ve sahabe sözünden delil getiriliyor. Azabın baki olduğunu söyleyenlerin yanında ise ne Kuran, ne Sünnet ve ne de sahabe sözü vardır.”

Ve cennet ve cehennemin bekası arasındaki farktan bahsederken şöyle der: “Birincisi: Allah cennet nimetlerin bekasını ve devamlılığını kitabın değişik yerlerinde haber vermiştir… Ve cennet ehlinin cennetten çıkmayacağını haber vermiştir. Ama ateşin ve onunla azabın bekasından haber vermemiştir. Bilakis ateş ehlinin ondan çıkmayacağını haber vermiştir. İkincisi: Birkaç ayette onun ebedi olmadığına delalet eden bilgi vermiştir. Üçüncüsü: Ateşin daim olacağına delalet eden bir şey zikredilmemiştir. Dördüncüsü: Ateşi şu ayetlerle takyit etmiştir: “Devirler boyunca içinde kalacaklar” ve “Allah’ın dilediği müstesna olmak üzere içinde ebedi kalıcılar olarak ateş sizin barınağınızdır” ve “Onlar gökler ve yer ayakta durdukça orada ebediyyen kalıcıdırlar.” Bu üç ayet durumun belirli bir zamanla sınırlı veya bir şarta bağlı olduğunu gerektirir. Ama o (cennet) daimdir. Zamanla sınırlı değil ve şarta da bağlı değildir… Altıncısı: ”Cennet rahmet ve mağfiretinin bir muktezasıdır. Ateş ise (Allah’ın) azabındandır… Nimetler (Allah’ın) isimlerinin gereğidir. İsimleri ise zatından ayrılmaz. Bunun için nimetlerin isim ve sıfatlarının devam etmesiyle daimdir. Ama azap yaratılmıştır. Yaratılmış olanın sonu olabilir. Dünyanın ve başka yaratılmış olanın sonu olduğu gibi. Bu özellikle başkasına taalluk eden bir hikmet için yaratılmış olan mahlûk için söz konusudur.”

İki:

İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennem azabının ebedi olduğu görüşüne sahip olduğunu gösteren sözleri şunlardır:

“Mecmuu’l-Fetava”da geçtiği üzere “Enes bin Malik’ten gelen hadiste Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiş: “Yedi şey ölmez, sona ermez ve faniliği tatmaz: Cehennem ateşi ve sakinleri, Levh, Kalem, Kürsü ve Arş” Bu hadis sahih midir?” sorusuna şöyle cevap vermiştir: “Bu haber bu lafızla Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sözü değil bazı âlimlerin sözüdür. Ümmetin selefi, imamları ve bütün Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mahlûkattan bazısı tamamıyla yok olmayacağına ve sona ermeyeceğine ittifak etmiştir. Mesela cennet, cehennem ateşi ve arş gibi. Bütün mahlûkatın fani olacağını Cehm bin Safvan ve ona bu hususta uyan Mutezile’den kelam ehli bidatçi bir taife dışında kimse söylememiştir. Bu Allah’ın Kitabı’na, Rasûlünün Sünneti’ne ve ümmetin selefinin ve imamlarının icmasına aykırı batıl bir sözdür.”

“Minhacu’s-Sunne”sinde şöyle diyor: “İçlerinde olup bitenlerin sürekli yenilenmesiyle beraber cennet nimetleri ve cehennem azabı daimidir.”

Ve “Mecmuu’l-Fetava”da el-Ala suresi 11-13.ayetlerin tefsirinde fırkaların cehennem ateşine girmekle alakalı ihtilafları saydıktan sonra şöyle der: “Burada ateşe girmenin manası mutlak manada ateşe girmektir, yani daimi azabın iliştiği surette ebediyen ateşte kalmaktır. Ama ateşe girip çıkmak mutlak surette ateşe girmek değildir.”

Ve “Deru-Teârudi’l-Akli ve’n-Nakl” adlı kitabında Cehmiyyenin cennet ve cehennemin fani olduğu görüşünü reddeden Ebu’l-Hasan el-Eşari (rahimehullah)’ın sözünü olduğu gibi alır ve sözünün siyakında kendi sözü gibi verir: “El-Eşari Makalat kitabında şöyle der: “… Ve Allah’ın efâlinin bir sonuncusu var mı yok mu konusunda da ihtilaf ettiler. Cehm bin Safvan şöyle dedi: “Allah’ın fiillerin bir sonuncusu vardır. Cennet ve cehennem sona erecek ve sakinleri de sona erecek ki Allah son olarak kalan olsun.” Ama şüphesiz ki cennet ve cehennem bakidirler, onlar yok olmaz. Ve cennet ehli cennette nimet görmeye devam edecek ve ateş ehli ateşte azap görmeye devam edecek. Bunun bir sonu yoktur.”

Üç:

İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennem azabının ebedi olduğunu ifade eden sözlerinin alınmasını racih kılan sebeplere gelince derim ki:

Birinci sebep: İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennem azabının fani olduğunu ifade eden sözleri hepsi sadece bir kitabında geçmektedir. Bu kitap “Er-Reddu ala men kale bi Fenei’l-Cenneti ve’n-Nar. Ve Beyanu’l-Ekvali fi zalike (Cennet ve cehennem ateşinin fani olduğunu söyleyene reddiye. Ve bu mevzuda var olan sözlerin beyan edilmesi) ” adlı kitabıdır.

Durum böyle olunca şu hususlar çok büyük bir ehemmiyet arz ediyor:

Bir: Kitabın İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a nispeti sabit olması.

Kitabın İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a ait olup olmadığı tartışılmaktadır.

Bazı araştırmacılar bu kitabın İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a nispeti doğru olmadığını söylerler. Zira söz konusu kitabın el yazma nüshasında İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a nispeti zikredilmemektedir. Bunun için Daru’l-Kutubi’l-Mısriyye’nin elinde bulundurduğu el yazma nüshasını inceleyen paleograflar fihristine “Şeyhu’l-İslam İbni Teymiyye’ya ait olduğu düşünülür” yazmışlardır.

Kitabın İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a nispeti doğrudur diyenler El-Mektebu’l-İslami’nin elinde bulunan ilk üç sayfadan ibaret olan el yazma nüshasında İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a nispetin tasrih edildiğini delil getirirler. Buna ilaveten en yakını ve talebesi olan İmam İbni Kayyım (rahimehullah)’ın da “Şifau’l-Alil”inde bu kitabından bahsettiğini ve “Hadi’l-Ervah”ında bu bahisteki sözlerin takriben hepsini bu kitaptan naklettiğini destekleyici delil olarak getirirler.

İki: Kitabın telif sebebi.

İmam İbni Kayyım (rahimehullah) “Şifau’l-Alil” adlı kitabında şöyle der: “Şeyhu’l-İslam’a –Allah onun ruhunu takdis etsin- bu mevzuda sormuştum. Bana bunun çok büyük bir mesele olduğunu söyledi ve hiçbir cevap vermedi. Sonra bir zaman geçtikten sonra Abd bin Humeyd’in tefsirinde cehennem ateşinin faniliğine delalet eden bazı eserleri gördüm. Yeri işaretledim ve ona gönderdim. Götürene “Bu meselenin içinden çıkamadı, ne olduğunu anlayamadı” demesini tembihledim. Bunun üzerine (rahmetullahi aleyh) meşhur kitabını yazdı.”

İmam İbni Kayyım (rahimehullah)’ın sözünden anlaşıldığı üzere İmam İbni Teymiyye (rahimehullah) talebesi için müşkül olan bu meseleyi irdelemek için yazmıştır. Zira bu meselenin çok büyük bir mesele olduğunu ve kendisini de zorladığını söylemiştir. Bunun için mevzuda doğru olana ulaşabilmek için mevzuyla alakalı muhtelif görüşleri toplamış ve değerlendirmiştir. Değerlendirme yaparken âdeti üzere görüş sahiplerin ağzından konuşmuştur.

Üç: Kitabın muhtevası.

Kitabın muhtevası cennet ve cehennemin bekası ve fenası hakkındaki ihtilaftır. İmam İbni Teymiyye (rahimehullah) bu ihtilafı üç görüş dâhilinde işliyor:

Bir: Cennet ve cehennemin fani olmaları. Bu görüş hakkında şöyle der: “Bu sözü seleften, sahabeden ve onlara güzellikle tabi olanların birisinden hikâye edeni görmedik. Bu sözü sadece Cehm bin Safvan ve cehmî tabilerinden hikâye etmişlerdir.”

İki: Cennetin ve nimetlerinin ebedi olması ve cehennemdeki cezanın fani olması. Bu konuya şöyle giriş yapıyor: “Cennetin fani olması seleften ve imamlardan bilinmeyen bir görüştür. Bu sadece Cehm’in ve onun gibi olanların görüşüdür. Bu görüşün aklen ve naklen bozukluğunu gördün. Ama ateşin fani oluşuna gelince seleften ve haleften nakledilen iki görüş vardır. Tabiinin ve onlardan sonra gelenlerin bu husustaki tartışması maruftur.” Sonra ateşin faniliği hakkında nakledilen eserleri değerlendirmeye başlar.

Üç: Cennet ve cehennemin ebedi olmaları. Cehennem cezasının fani olduğuna delalet eden eserleri işledikten sonra “Cehennem ateşi daimidir diyenlerin dört dayanağı vardır” der ve sonra bu dayanakları selefin bu manada icması olduğu, Kuran’ın kati surette bunu beyan etmiş olması, Sünnet’te iman ehlinin cehennemden çıkacağını ama kâfirlerin çıkmayacaklarını açıklamış olması ve Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)’in ümmetini bunda tevkif etmiş olması olarak sıralar ve sonra bu dayanakları incelemeye alır.

Velhasıl, İmam İbni Teymiyye (rahimehullah) ilk görüşü kati surette reddediyor ama ikinci ve üçüncü görüşleri araştırıyor ve tartıyor ama açık bir tercihe gitmiyor.

Dört: Kitabın telif zamanı.

Kitabın telif zamanı şu açıdan önemli: Cehennem ateşin fani olduğu manasında sözleri sadece bu kitapta geçmektedir. Ama cehennem ateşinin ebedi olduğu manasındaki sözleri “Deru-Teârudi’l-Akli ve’n-Nakl” ve “Beyanu Telbisu’l-Cehmiyye” ve “Minhacu’s-Sunne” gibi değişik kitaplarda mevcuttur. Şu halde bu kitap ya nesheden veya neshedilen olma durumunda olabilir.

“Deru-Teârudi’l-Akli ve’n-Nakl” kitabını İmam İbni Teymiyye (rahimehullah) muhakkiki Muhammed Reşat Salim’e göre hicri 713 ile 717 arası telif etmiştir. “Minhacu’s-Sunne”yi aynı muhakkike göre takriben hicri 710 da telif etmiştir. Ve “Beyanu Telbisu’l-Cehmiyye” kitabını buna yakın bir tarihte telif etmiştir çünkü iki kitabı Mısır’dayken telif etmiştir. Mısır’da kaldığı yıllar hicri 705 ile 712 arasıdır. İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın vefatı hicri 728 dedir. Şu halde bu üç kitabın telifi ömrünün sonlarına denk geliyor.

“Er-Reddu ala men kale bi Fenei’l-Cenneti ve’n-Nar” kitabına gelince bu kitaplardan evvel telif edilmiş olması muhtemeldir. Çünkü kitabın telif sebebi talebesi İbni Kayyım (rahimehullah)’ın ona bu meseleyi sormuş olmasıdır. Ve “Şifau’l-Alil”de kendisi yazdığı üzere Abd bin Humeyd’in tefsirinde cehennem ateşinin faniliğine delalet eden yerleri işaretlemiştir ve hocası İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’a bir kişi vasıtasıyla göndermiştir. Ama İmam İbni Kayyım (rahimehullah) İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın hicri 712 de Mısır dönüşünden sonra ondan hiç ayrılmamıştır. Allah-u Alem.

Sonuç olarak “Er-Reddu ala men kale bi Fenei’l-Cenneti ve’n-Nar” kitabıyla alakalı bütün bu ihtimallerin varlığı ve hem nispeti cihetinden sabit olan ve hem de sarih olması açısından cehennemin fani olmadığı görüşünde olduğunu ifade eden sözler tercihe layık oluyorlar.

İkinci sebep: Müteşabih sözler muhkem sözlere hamledilir. Yukarıda zikrettiğim “Mecmuu’l-Fetava” da ve “Minhacu’s-Sunne” de geçen nakillerde İmam İbni Teymiyye (rahimehullah) cehennem azabının daimi olduğunu açık ifade ediyor. “Er-Reddu ala men kale bi Fenei’l-Cenneti ve’n-Nar” adlı kitabında geçen mücmel sözler bu sözlere göre değerlendirilmesi lazım. İlim ehli arasında kararlaştırılmış kaide budur.

Üçüncü sebep: Cehennem ateşinin ebediliği konusunda hem selefin icmasını nakledip hem de icmaya muhalefet etmesi İmam İbni Teymiyye rahimehulla gibi birisi için düşünülemez. “Mecmuu’l-Fetava”da şöyle diyor: “Ümmetin selefi, imamları ve bütün Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mahlûkattan bazısı tamamıyla yok olmayacağına ve sona ermeyeceğine ittifak etmiştir. Mesela cennet, cehennem ateşi ve arş gibi. Bütün mahlûkatın fani olacağını Cehm bin Safvan ve ona bu hususta uyan Mutezile’den kelam ehli bidatçi bir taife dışında kimse söylememiştir. Bu batıl ve Allah’ın Kitabı’na, Rasûlü'nün Sünneti’ne ve ümmetin selefinin ve imamlarının icmasına aykırı bir sözdür.”

Dördüncü sebep: İbni Kayyım (rahimehullah) dışında diğer talebeleri ondan bu sözü aktarmamışlardır. İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın talebeleri olan ez-Zehebi ve İbni Kesir (rahimehumallah) cehennemin faniliği görüşünü savunanların sözlerini reddetmelerine rağmen hiç hocalarından böyle bir görüş nakletmiyorlar. Ayrıca ez-Zehebi ve İmam İbni Teymiyye’nin diğer bir talebesi olan İbni Recep (rahimehumullah)’ın cehennem hakkında yazdıkları kitapları vardır. Bu kitaplarda hocalarından böyle bir görüş zikretmiyor. Ve bunlar dışında Hafız İbni Abdulhadi (rahimehullah) ve başka talebelerinden böyle bir görüşü nakledilmemiştir. Eğer İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın böyle bir görüşü olmuş olsaydı muhakkak birisi bir yerde zikrederdi.

Bu sebeplerden ötürü racih olan İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın cehennem azabının fani olduğu yönünde bir görüşü olmamasıdır. Allah-u Alem.

Lakin şayet olsa veya olsa demek doğru olmaz, zira bu manadaki sözler olsa olsa onun bu görüşe meylettiğini ifade edebilir. Bunun için şayet cehennem azabının fani olduğuna meyletmiş olsa, bundan ötürü kötülenmeyi hak eder mi veya bundan ötürü bidatçi olur mu? Derim ki: Hayır! Kesinlikle! Zira böyle bir görüşe meyletmiş olması ancak seleften bu manada bazı nakillerin varit olmasındandır. Selefin yolunu izleme konusundaki titizliği ve dinin bazı umumatı da bu görüşü desteklemesi onun bu görüşe meyletmiş olmasına sebep olmuş olabilir.

Lakin dediğim gibi âcizane kanaatime göre racih olan İmam İbni Teymiyye (rahimehullah)’ın diğer Ehl-i Sünnet imamları gibi cehennem azabının ebedi olduğu görüşünde olmasıdır. Allah-u Alem.

İmam Ebu Abdullah İbni Kayyım (rahimehullah)’a gelince, onun için de durum takriben aynıdır. Ancak o bu meselede daha çok yazmıştır. Cehennem azabının ebediliği veya faniliği mevzusunu “Hadi’l-Ervah” ve “Şifau’l-Alil” ve “Es-Sevaiku’l-Mursele” ve “El-Vabilu’s-Sayyib” ve “Tariku’l-Hicreteyn” kitaplarında işlemiştir. İlk üç kitapta cehennem azabının faniliğine meyletmiştir ve son iki kitapta ebediliğini tasrih etmiştir.

Mevzuyu özellikle “Hadi’l-Ervah” adlı kitabında çok geniş ele almıştır. Burada mevzuda 8 görüş zikreder ve bunlardan ikisi hariç hepsini iptal eder. İptal etmediği iki görüş cehennem azabının ebedi olmasıdır ve ikincisi cehennem azabının fani olmasıdır. Sonra cehennem azabının fanı olduğunu destekleyen birçok söz getirir ve bahsini şöyle diyerek bitirir: “Denilse ki: Pekâlâ sen dünyadan çok daha büyük olan bu muazzam meselede neye vardın? Denilir ki: Allah (subhanehu ve teâlâ)’nın şu kavline vardım إنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرِيد “Muhakkak ki senin Rabbin dilediğini yapandır.”

Dolayısıyla iki görüşten birisini açık tercih etmiyor, cehennemin faniliğini de net doğrulamıyor ama bu görüşü desteklemek için birçok nakiller getiriyor ve nihayet meseleyi Allah (celle ve âlâ)’ya havale diyor. Bundan ötürü “Hadi’l-Ervah” kitabında bu görüşe meylettiğini söylemek mümkündür.

Ancak “El-Vabilu’s-Sayyib” adlı kitabında şöyle diyerek cehennem azabının ebediliğini açık ifade ediyor: “Ahiret darları üçtür: Katıksız tayyiplerin olan ve katıksız habislerin olan dar. Bu iki dar fani değildir. Fani olan dar iyilik ve kötülük sahibi olan asilerin darıdır. Asi muhavvidlerden cehennemde bir kişi dahi kalmayacaktır. Cezalarına göre azap gördükten sonra ateşten çıkacaklar ve cennete girecekler. Baki kalacak olan sadece katıksız tayyiplerin darı ve katıksız habislerin darıdır.”

Binaenaleyh İmam İbni Kayyım (rahimehullah)’ın cehennem azabını fani gördüğünü söylemek doğru olmaz. Ya net ispat etmemekle beraber bu görüşe meyli var denilebilinir veya ama iki görüşten biri diğerini nesh etmektedir ki bunu araştırmak lazım. Allah-u Alem.

kaynak: http://nakilkursusu.com/tr/sorucevap/384-ibni-teymiyye-ye-gore-cehennem-fani-midir
 
Son düzenleme:
Abdullah bin Selam Çevrimdışı

Abdullah bin Selam

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Alıntı

İbn Teymiyye Hakkında Yazdıklarım Vesilesiyle

Muhammed Zâhid el-Kevserî merhumun Sahabe'ye hakaret ettiği iddiası üzerine yazdıklarımla başlayıp İbn Teymiyye hakkındaki tweetlerime ulaşan süreç birkaç noktayı açıkça ortaya koydu:

1. el-Kevserî merhum hakkında yazılanlar mahza iftiradır ve kökeni, Mâturîdî/Eş'arî düşmanlığını din haline getirmiş - kendilerine "Selefî" diyen - bir kısım Müşebbihe/Mücessine kalıntılarıdır. Defalarca açık çağrı taptığım halde mahut iddiayı doğrudan merhumun kendi eserlerinden hareketle ortaya koymak yerine şahsıma hakaret etmekten ve meseleyi başka mecralara çekmekten başka birşey yapan olmadı.

2. Kevserî merhum hakkındaki düşüncem şudur: O, dostları kadar düşmanlarının da ilmini takdir ettiği bir büyük alimdir. Beşerdir. Hatasız değildir. Ama Sahabe'ye hakaret gibi bir cürmü asla işlememiştir.

3. Onun tek eserini dahi okumamış, hakkında hasımlarının yazdıklarından başka bilgisi olmayan gençlerin, onun hakkında düşmanca tavırlar takınması sond derece düşündürücüdür.

4. İbn Teymiyye'nin teşbih/tecsim ifade eden tehlikeli görüşleri yanında, kimi büyük sahâbîleri Kur'an'a muhalefetle itham eden sözleri mevcuttur. Ben bunları dile getirirken İbn Teymiyye'ye hiçbir şekilde hakaret etmedim, aşağılayıcı ifade kullanmadım. Kullanılmasını da doğru bulmam.

5. Kişi kendisine ister "selefi" desin, ister "sûfi", Allah Teala'yı razı edecek Müslümanlığın ancak edep, terbiye ve ahlak ölçülerine riayetten geçtiğini bilmesi gerekir. Ne yazık ki günümüz ortamı da hemen her kesimde mebzul miktarda "holigan" mevcut. Hepsi birbirinin aynı. Tek farkları tuttukları takım. Yazık. Çok yazık.

Ebubekir Sifil | 15 Mart 2016

Sifil durmuyor.Bir yandan Zahid El-Kevseriye iftira atıldı iddasını yalanlarken, Diğer yandan da İbn-i Teymiyye İftiralarına devam ediyor."Müşebbihe/Mücessine" sıfatını İbn-i Teymiyye 'ye ithaf ettiği çok açık.Onu biraz takip edenler bilirler ki bu düşüncelerinin temelinde Hedef aldığı kişi İbn-i Teymiyyedir.Ahlaktan , edepten bahseden bu şahıs, Edepsizce tenkitlerine devam ediyor.Zahid el kevseriye iftira atılmasının sebebi, İbn-i Teymiyye mi be adam neden devamlı İbn-i Teymiyye'den dem vuruyorsun.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuların açıklığa kavuşması için Ebubekir Sifil hoca ile Mehmed Emin Akın hocanın bir araya gelip önü açık bir münazara başlatmalarında büyük faydalar olacağına inanıyorum. Bu konuda ben Sifil'e mail attım az evvel fakat Mehmed Emin hocanın mailini bilmiyorum, bilenler varsa kendisine bu isteğimizi iletebilir mi acaba...
 
Üst Ana Sayfa Alt