Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlim Çıtasını Yükselten Kadın

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Moderatör
Şimdi sizlere elimizde çay, önümüzde beş çeşit pastadan müteşekkil bir gün tabağı varken dinleyip de “Vay be! Ne insanlar varmış” diyerek kulak vereceğiniz bir hikâye anlatmayacağım. Bu yazımda sizlere oturduğunuz yerden doğrulup “İşte bana örnek, işte bana hedef” diyebileceğimiz ve asla kulaktan kulağa yayılan bir dedikodu haberi olmayan, bilakis ümmetimizin büyüklerinin göz nuru akıtarak yazdığı, tabakat kitaplarımızda kayıtlı bir hanımdan bahsedeceğim. Okumak onun hayatında bir metinde sağdan sola doğru göz takibi yapmaktan çok ama çok daha ulvi bir hale dönüşmüş. Bir bebeğin annesinden emdiği sütün; kan, kemik gibi bünyesinde yer edinmesi gibi okumuş. Her harf, her kelime, her satır onun hayatında bir eylem, cennet yoluna döşenmiş yeni bir taş olmuş.

Kimimiz kitaplara aşık olduğunu söylüyor. Kimimiz “Kitaplar da çeyizden sayılsın.” diyor. Kimimiz “Eskiden iyi okurdum ama evlendim, çoluk çocuğa karıştım.” diye serzenişte bulunuyor. Kimimiz vakit bulamadığımızdan yakınıyor. Kimimiz günde okuduğu beş sayfa ile mutlu oluyor. İşte bu hanımın hayatı ve yaptıkları bütün seslerimizi susturacak ve bütün mazeretlerimizi değersiz hale getirecek nitelikte.

İsmi; ÜNS. Allah; ona, zamanında parmakla gösterilen âlimlerden biri olan İbni Hacer el- Askalani rahmetullahi aleyhin eşi olmayı nasip etmiş. İbni Hacer, Hadis şerhi alanında zirve bir isimdir. Takdir edersiniz ki, ciltlerce kitap okuyan, kitaplar yazan, talebeler yetiştiren bir âlime hizmet etmek öyle kolay bir iş değildir. Evi çekip çevirmek, çocukların terbiye ve talimi ile uğraşmak, eşine sakin bir ortam oluşturmaya çalışmak her hanımın sabredeceği şeyler değildir. Üns anamız böyle bir âlime hizmet etmiştir.

İbni Hacer rahmetullahi aleyh de, “Sen elinin hamuru ile bu işlerle uğraşma, git evinde otur, namazını kıl.” dememiş, aksine evlendikten sonra hanımını, icazet aldığı hocası el- Iraki’nin önüne talebe olarak getirmiştir. Üns anamız bir müddet sonra Sahih-i Buhari’yi baştan sona, senedi ve metniyle, tekrar hadislerle birlikte ezberleyip hocasının önüne oturmuş ve tek seferde ezbere okuyarak ondan icazet almıştır.

Bütün bunları yaparken kendini ilme hasreden, kadınlığın nişanı olan analık mevkiinden uzak duran bir hanım da değildir. Allah, onlara on tane çocuk bahşetmiştir. Bu çocuklardan beşi kızdır. Hamileyim, lohusayım, emziriyorum diyerek ilmi bırakmış mıdır sizce? Keşke öyle olsaydı da çıtayı bu kadar yükseltmeseydi, biz de kendimizi daha az suçlardık. Beş kızı vardı demiştik. Beş kızının beşine de Sahih-i Buhari’yi ezberletip hocasından icazet aldırmıştır.

Dikkatinizi çekmek istediğim bir husus var. Unutmayalım ki; bu insanlar, hiçbir zaman musluk açıldığında lavaboya akan su görmediler. Bir düğmeye basmakla yıkanan, çamaşır, bulaşık görmediler. Hava kararınca bir prize basarak aydınlanan odaları olmadı. Bir yerden bir yere giderken tek bir anahtar çevirmeyle çalışan arabalarda seyahat etmediler. Hayat asla bu kadar kolay değildi. Bütün bunlara rağmen okudular, evlendiler, doğurdular, evlatlarına öğrettiler. Yetiştirdikleri kendilerinden daha alim oldu da şu dünyadan giderken, ecel geldiğinde “Öğrenmeye doyamadım.”diyerek gittiler. Peki hiç mi dertleri olmadı? Hiç mi kayınvalide, gelin, görümce, elti kavgaları olmadı bu insanların? Hiç mi imtihan edilmediler?

Üns anamıza evlat olarak bahşedilen bu on çocuğun onu da, sağlığında, taun hastalığından vefat etmiştir. Her bir yavrusunu teker teker toprağa veren bir anadan, bir kadından, bir çınardan bahsediyoruz.

Şimdi aklımızda, elimizde, kalbimizde ne varsa sakince yere bırakalım. Abdest alıp iki rekat namaz kılalım ve ellerimizi açtığımız zaman “Allah’ım! Onların gittiği cenneti senden isterken haya ediyorum. Onların himmetinden bize de bahşet.” diyebilme olgunluğuna erişelim. Ne kadın olmak, ne eş- anne olmak, ne imtihanlarımızın olması ne de vakit bulamamak gibi mazeretlerimizin geçerliliği yoktur. Çünkü Üns anamız bütün bunları aynı anda yapmıştır.

Okumak bir metne dâhil olmanın çok daha yücesinde bir eylemdir. Okumak; iyi Mü’min olmak için çaba sarf etmektir. Mü’min olma gayesi ise ne cinsiyete ne de meşguliyetlere göre ayarlanacak bir hedef değildir. Bizler kadınlar olarak, eş, ev, evlat sorumluluklarımıza rağmen, imanımızı kadın kavgaları arasında heba etmeden bu işe, yani ilme gönül verebilirsek, hem neslimiz yeniden iman üzere filizlenecek hem de Ümmet-i Muhammed’in yüz akı, göz nuru olarak ismimiz tarihe nakşedilecek bi’iznillah.
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
“Allah’ım! Onların gittiği cenneti senden isterken haya ediyorum. Onların himmetinden bize de bahşet.”
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rabbim onlardan razı olsun, bizleri tüm salihlerle cennetinde buluştursun. Biz sahabelerin ve böyle salih kulların yaşadığı imtihanın kaçta kaçını yaşadık ki, on tane evlatlarının vefat ettiğini okurken içim öyle buruldu ki, hal böyle iken onların inşaAllah gittiği cenneti istemekten evet haya ediyorum. Rabbim bizleri ıslah etsin, hidayetlerimizi artırsın bizleri salih kullarının arasında zikretsin ve bizlerden ebediyen razı olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt