Bak efendi resulallah'ın ırzina saldiran müşrik diyorsun ki müşrik anlami farklidir sonra muta cocugu deyip butun bir ulkeye iftira atiyorsun ve sonunda kalkmis akaid oku diyorsun. Yaşın kadar okumusum akaid de Sen akaid okumussan o okudugun akaid degildir sen akaid sanmissindir. Kible ehli de cok basit bir kavramdır kitap yalayip yutmaya gerek yok. Kibleye yonelerek namaz kilanlara denir. Bunu da ogretmis olayim
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Haber İranlı Çapulcu general Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı el-Mühendis Gebertildi!
- Konbuyu başlatan ez-Zehebî
- Başlangıç tarihi
- Durum
Çevrimdışı
Kıbleye dönüp namaz kılan ama melekleri inkar eden adamı kıble ehli diye tekfir etmeyecek misin? Bunu anlatmaya çalışıyorum. Birinin kıble ehli olması onun tekfir edilmesine engel değildir. Öyle sinirleniyorum ki şu Allah’ın düşmanlarını savunanlara aklım almıyor ya.
Çevrimdışı
M
Çevrimdışı
Sahabeler namaz kıldığı halde zekatı inkar etmedikleri halde zekat vermeyen grubu mürted kabul ederek onlarla savaştılar.Şirk tüm amelleri siler.Allah'ın ve Rasûlü'nün düşmanlarına sevgi beslemeyin, onların ölümüne üzülmeyin, onları dost edinmeyin, onların ne olduğunu iyice araştırın ve görün.İmam Şafi'sinden tut İmam Ahmed bin Hanbel' ine kadar rafızilerin ne olduğundan bahsetmişlerdir.İbn Teymiyye rahimehullah da Rafızilerin Yahudilerin eşekleri olduğunu söyler.Yani doğru itikadın kalpte yerleşmesi kimin dost kimin düşman olduğunun ayrımını bilmeye, görmeye bunu algılamaya sevk eder.1 Milyon Müslümanı katletmiş bir caniden bahsediyoruz.Utanması olan kişi bunları savunmayı kendisine yedirmez.
Çevrimdışı
Yaw amaaan boşverin kardeşlerim çapulcu zalimin biri gebermiş gitmiş burda tartışmaya bile gerek yok.halbuki her gün onlarca müselman kardeşlerimiz sırf dinleri uğruna şehit ediliyor.biz bu kardeşlerimizi düşünüp onlara nasıl yardım edebiliriz diye çözümler bulmamız lazım.
Çevrimdışı
her şii rafizi değildir o bir kolu sadece. dışarıdan bakıp sünnileri sapık tarikatlara göre yargılamaya benzer bu kıyas. sahabeye Ayşe annemize iftira atanlar da ana akım şiiler değildir söylediklerin hep sapkın inanışlar. kafirlerle işbirliği konusunda sunni ülkelerin de hiç geri kalır yanı yok, amerika şuan kuvveyte 3000birlik yolluyor. asıl kafirlere yoğunlaşmak gerekirken her daim ayrılığa düşmek huyumuz zaten. Allah ıslah etsin.
Çevrimdışı
"KIBLE EHLİ TEKFİR EDİLEMEZ" SÖZÜNÜN ANLAMI:
İbn Humam "Hidaye Şerhi"nde şöyle diyor :
"Bil ki zikrettiğimiz havai kişilerin küfrüne hükmetmek , Ebu Hanife ve Şafii'den nakledildiği üzere : Kıble ehlinden hiç bir kimsenin tekfir edilemeyeceği yolundaki sözlerinin tevili şöyledir :
Bu inanç haddi zatında küfürdür. Bu sözü söyleyen kafir olmasa da o sözün , doğruyu aramakta gayret göstermek için gücünü sarf etmesinden ibaret olmasına binaen küfür olan sözü sarfetmektir. Ancak , böyle bir kimsenin arkasında namaz kılmanın caiz olmadığını ve batıl olduğunu söylemek bu iki sözü birleştirmez".
Bu muşkulu ortadan kaldırmak için şöyle demek de mumkundur:
Böyle kişilerin arkasında namaz kılmanın ihtiyat olarak batıl olmasına hükmetmeleri onların küfrü ile hükmetmelerini gerektirmez. Görmüyor musun ki , bu muctehidler , Beytullah'tan olmadığına kesin hükmetmemelerine rağmen Hatim'e doğru yönelerek namaz kılan kimsenin namazının batıl olduğuna hükmetmişlerdir. Belki onlar zanları gereği olarak Hatim'in de Beytullah'tan olduğuna hükmetmişler , dolayısıyla bu duvarın arkasında tavaf etmeyi gerekli kılmışlardır.
Sonra bil ki , kıble ehlinden maksad , alemin yaratılmış olması , cesetlerin tekrar dirilmesi ve eczasının bir araya getirilmesi, Allah'ın hem bütünleri , hem de parçaları bildiği ve benzeri dini bakımdan inanılması zaruri olan inançlar üzerinde ittifak eden kimselerdir. Ömrü boyunca , bu alemin kadim olduğu , yani yaratılmamış olduğu yahut Allah'ın parçalara ait bilgisinin bulunmadığı inancı ile ömrü boyunca taat ve ibadetlerle meşgul olan bir kimse kıble ehlinden değildir. Ehl-i Sünnet'e göre Kıble ehlinden hiç kimseye kafir denilmeyeceğinden , kasdedilen küfür alâmetlerinden herhangi bir emare bulunmadıkça kıble ehline kefir denilemez.
(İMAM AZAM FIKH-I EKBER, Aliyyul- Kari Şerhi, Sayfa : 297 - 298)
Molla Aliyyul Kari'nin şu sözlerini aktarmak istiyorum :
Kıble ehli demek ; hayatında küfür işlemeyen ve Rasulullah (s a v)'in getirdiği emirlere ve yasaklara tamamıyla uyan kimse demektir .
Ali el-Kâri (1014/1606) şöyle der: "Ehl-i kıble zarûrât-ı diniye üzerinde ittifak eden kimselerdir."
(Ali el-Kâri, Şerhu'l-Fıkhı'l Ekber, 139)
İlmi Konu - "Kıble Ehli Tekfir Edilemez " Sözünün Anlamı
"KIBLE EHLİ TEKFİR EDİLEMEZ" SÖZÜNÜN ANLAMI: İbn Humam "Hidaye Şerhi"nde şöyle diyor : "Bil ki zikrettiğimiz havai kişilerin küfrüne hükmetmek , Ebu Hanife ve Şafii'den nakledildiği üzere : Kıble ehlinden hiç bir kimsenin tekfir edilemeyeceği yolundaki sözlerinin tevili şöyledir : Bu...
islam-tr.org
Çevrimdışı
Şii'nin hangi kolları kafirdir, hangileri dalâlet fırkalarıdır?
Çevrimdışı
1-Konuyu şii avamın muayyen tekfirine indirip sulandırmayın, ben sizin kâfir diyemediğiniz ve hatta tarafı olmak zorunda hissettiğiniz geberiklere karşı tutumunuza nasihat getirdim.
2-Sünni ülkeler diye bir kavram yoktur. Şiiler için bile farklı kollar var diyebiliyorken birbiriyle hiçbir alakası bağı vs olmayabilen herhangi bir ülkenin yerleşimcilerini kapsayan bir kavramı, hele ki tağut yönetimlerin icraatlerini onlara mal ederek kullanamazsınız..
3-Müslüman kişi otomatik olarak sünnidir! Yani Resulullah sas e uymuşsa zaten teslim(Müslüman) olmuştur. Eğer Resulullah sas e muhalefet etmişse teslim(müslüman) olmamıştır. Kaldı ki teslimi gönül huzuruyla yapmamışsa Mümin de olmamıştır. Bu durumda kendisine sünni de dese mümin de dese müslüman da dese şii de dese Kur'an ve sahih sünnete muhalefet varsa o söylemler boştur. Nitekim işler muhalefeti geçti doğrudan savaşa vardı. Yani artık söylemler pek birşey ifade etmiyor..
4-Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyen tağut kafirlerin ve avanelerinin dediği ve yaptığı Müslümanı bağlamaz. O kapıyı hiç açmayın..
5-Hak ile batıl ebediyyen ayrılmıştır. Hakkın karşısında duran hiçbir isim, sıfat vs oluşumla aramızda kıl kadar bağ yoktur ve vahdet mümkün değildir!!
Son düzenleme:
Çevrimdışı
Hey gidi Kasım,Eli silahsız, karnı aç, ayağı çorapsız çoluk çocuğu, kadınları yaşlıları öldürmek ne kolaydı.Amerikanin iki bombasına dayanamadın.İslam ümmetinin tarihinde en kötü günlerinden birini yaşadığı çağımızda senin geberdiğini duymak;Rabbimin bana büyük bir lütfu, Elhamdülillah.İnşallah senin gibi alçakların rezil akıbetini görmek nasip olur,yoksa bu dünyanın tadı tuzu yok
Allahu Teala bir zalime sempati duydurtmasın. Çünkü Allahu Teala Hud suresi 113.ayette ''Zâlimlere asla meyletmeyin. Aksi takdirde size ateş dokunur...'' diyor (Bknz: Hud/113). Müslümanlar, Rum'ların, Pers'lere galip gelmesine nasıl seviniyorsa bende bu olaya öyle seviniyorum (Bknz: Rum/2-5). Vahdet, ümmet sloganları altında Irak'ta Haşdi Şabi ile, Suriye'de Esad ile, Yemen'de Husiler ile ümmetin oluk oluk kanını akıtan, namuslarını kirleten eşek gebermiş. Eşek diyorum çünkü Halep'te olduğu gibi Musul'da olduğu gibi tarih boyunca kafirlerin eşekleri olmuşlar. Allahu Teala bir zalimi bir zalime böyle musallat ediyor (Bknz: Enam/129). Allah'ın kaderi işte öldürdüğü gibi öldü! Allahu Teala ölümün bile öldüğü o yerde azabını attırsın ve takiyyecilerinde maskesini düşürsün!
Çevrimdışı
Kardeşim mevzu bir kâfirin ölmesi değil,bu konu hakkında mutabık olamamiz !
Çevrimdışı
Ana konuya ekleyemedim hakkınızı helal edin.. Hurda parti yine safını pekiştirdi;
M
Çevrimdışı
Allah bunları sevdikleriyle haşretsin.
Çevrimdışı
عبيد
إذا لم تخلص فلا تتعب
"İran İslam Cumhuriyeti"nin generali kasiminin kardeşi Mehmet Göktaş'ın konu ile ilgili yazısı;
Sadece ülkeler olarak değil Müslüman bireyler olarak da sıkıntılı ve zor günler yaşıyoruz. Ve bundan dolayı düşman bir taşla sayısız kuşlar vuruyor.
Müslümanlara verdiği zararların başında da onların mizanlarını ve muhakemelerini bozuyor olmasıdır.
Değerlendirmelerimizin velev ki bir kısmı doğru da olsa eğer ABD’nin “bakın” dediği noktadan bakıyorsak kaybetmişiz demektir.
Eğer biz öldürülen kişinin kimliği üzerinden değerlendirmeye başlarsak artık sıralayacağımız cümlelerin tamamı doğru olsa bile kaybetmiş sayılacağımızı unutmayalım.
Evet, Üsame bin Ladin, Üsame’nin oğlu, Ebubekir Bağdadi ve benzer birçok kişiden sonra Kasım Süleymani de Amerika tarafından katledildiler. Hepinizin bildiği gibi bu şahıslar ayrı mezheplerin ve ayrı cephelerin insanlarıydı. Ama bizim hareket noktamız bu olursa hiç bir yere varamayız.
Amerika Kasım Süleymani’yi Sünnileri öldürüyor, İdlib ve Halep gibi yerlerin bombalanmasında dahli var diye öldürmedi. Aynı şekilde Ebubekir Bağdadi ve yardımcılarını “bunlar zavallı insanları tekfir edip katliam yapıyorlar” diye de öldürmedi.
Yani Amerika katliamcıları öldürüyor diye düşünenler varsa yanılıyorlar. Baş katliamcı Esed’e, Sisi ve Arap veliahtlarına gıkını bile çıkarmıyor.
“Peki, o halde niçin öldürdü” diye başladığımızda da kaybederiz. Ya nereden başlayacağız?
Amerika kendisinden on bin kilometreden daha uzaklarda operasyon yapma hakkını kimden ve nereden alıyor? Ondan da önemlisi, nokta operasyonlar bir tarafa, İslam ülkelerinin üzerine ölüm yağdırma yetkisini nereden alıyor?
Eğer bunu sorgulamazsak Amerika ne zaman bir Sünni ve Daeş’liyi katleder, o zaman Şia sevinir ve avunur, ne zaman bir Şiî’yi öldürür, o zaman da Sünniler sevinip bayram eder.
Unutmayalım, Amerika bu öldürdüklerinin hiç birisini Şiî veya Sünni oldukları için değil, kendisine zarar verme konusunda belirli bir sınırı aştıkları içindir.
Bu arada en önemli hususlardan birisi, başta Üsame, Bağdadi, onlardan önceki Zerkavi’yi açıktan destekleyen, onlara sahip çıkan bir ülke yoktu, mesele o anda kapandı bitti. Belki onların intikamını alabilecek, yollarını sürdürecek sadece sevenleri ve örgüt mensupları vardı.
Fakat Kasım Süleymani, İran İslam Cumhuriyetinin resmi bir komutanıdır. Bu açıdan bakıldığında bölgesel veya daha büyük bir savaş çıkma ihtimali fazladır
Allah içinizdeki samimi Müslümanların gözünü açsın ve elinizden kurtarsın. Size de hidayet nasip etsin.
Sadece ülkeler olarak değil Müslüman bireyler olarak da sıkıntılı ve zor günler yaşıyoruz. Ve bundan dolayı düşman bir taşla sayısız kuşlar vuruyor.
Müslümanlara verdiği zararların başında da onların mizanlarını ve muhakemelerini bozuyor olmasıdır.
Değerlendirmelerimizin velev ki bir kısmı doğru da olsa eğer ABD’nin “bakın” dediği noktadan bakıyorsak kaybetmişiz demektir.
Eğer biz öldürülen kişinin kimliği üzerinden değerlendirmeye başlarsak artık sıralayacağımız cümlelerin tamamı doğru olsa bile kaybetmiş sayılacağımızı unutmayalım.
Evet, Üsame bin Ladin, Üsame’nin oğlu, Ebubekir Bağdadi ve benzer birçok kişiden sonra Kasım Süleymani de Amerika tarafından katledildiler. Hepinizin bildiği gibi bu şahıslar ayrı mezheplerin ve ayrı cephelerin insanlarıydı. Ama bizim hareket noktamız bu olursa hiç bir yere varamayız.
Amerika Kasım Süleymani’yi Sünnileri öldürüyor, İdlib ve Halep gibi yerlerin bombalanmasında dahli var diye öldürmedi. Aynı şekilde Ebubekir Bağdadi ve yardımcılarını “bunlar zavallı insanları tekfir edip katliam yapıyorlar” diye de öldürmedi.
Yani Amerika katliamcıları öldürüyor diye düşünenler varsa yanılıyorlar. Baş katliamcı Esed’e, Sisi ve Arap veliahtlarına gıkını bile çıkarmıyor.
“Peki, o halde niçin öldürdü” diye başladığımızda da kaybederiz. Ya nereden başlayacağız?
Amerika kendisinden on bin kilometreden daha uzaklarda operasyon yapma hakkını kimden ve nereden alıyor? Ondan da önemlisi, nokta operasyonlar bir tarafa, İslam ülkelerinin üzerine ölüm yağdırma yetkisini nereden alıyor?
Eğer bunu sorgulamazsak Amerika ne zaman bir Sünni ve Daeş’liyi katleder, o zaman Şia sevinir ve avunur, ne zaman bir Şiî’yi öldürür, o zaman da Sünniler sevinip bayram eder.
Unutmayalım, Amerika bu öldürdüklerinin hiç birisini Şiî veya Sünni oldukları için değil, kendisine zarar verme konusunda belirli bir sınırı aştıkları içindir.
Bu arada en önemli hususlardan birisi, başta Üsame, Bağdadi, onlardan önceki Zerkavi’yi açıktan destekleyen, onlara sahip çıkan bir ülke yoktu, mesele o anda kapandı bitti. Belki onların intikamını alabilecek, yollarını sürdürecek sadece sevenleri ve örgüt mensupları vardı.
Fakat Kasım Süleymani, İran İslam Cumhuriyetinin resmi bir komutanıdır. Bu açıdan bakıldığında bölgesel veya daha büyük bir savaş çıkma ihtimali fazladır
Allah içinizdeki samimi Müslümanların gözünü açsın ve elinizden kurtarsın. Size de hidayet nasip etsin.
Çevrimdışı
Bu topluluk kadar beyinsiz güruhlar var mıdır bilemiyorum. Hem Müslüman hem müşrik nasıl olunurun resmini o kadar güzel çiziyorlar ki kendileri bile bu küfürlerine iman ediyorlar, kalan beyinsizler ne yapsın.. SubhanAllah bunlara inanmak, usame rahimehullah ile kasimiyi aynı dinin ayrı cephelerinde savaşan şehidler olarak görmek nasıl bir kafa yapısıdır.. Akıl almıyor arkadaş.. Tepelerindekini doğrudan misyoner sayıyoruz zaten ama bu taban nasıl böyle bir inanca kaydı.. Celladına aşık olmak nasıl bir eşşekliktir..
Çevrimdışı
Hüdaparın yumuşak dikeni, seyyar fetvacısı..
Çevrimdışı
Son düzenleme:
- Durum
Benzer konular
-
Haber Iranlı Askerden Itiraf: “ Suriye’ye Cihad(!) Için Geldim ”
- Başlatan yoldaki_muhendis
- Cevaplar: 3
-
İranlı Alim : Ey Şii’ler Uyanın Alimleriniz Tevhidi Gizliyor- Başlatan farkındayız
- Cevaplar: 1
-
.....İranlı milletvekili: Yüzlerce İran taburu Suriye'de....
- Başlatan sıraç
- Cevaplar: 1
-
-
Haber Iranlı Dinadamı: Suriyeli Isyancılar Siyonist!
- Başlatan farkındayız
- Cevaplar: 1
-
Suriye’deki İranlı subayların aileleri isyan etti
- Başlatan Küresel Haber
- Cevaplar: 0
-