Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru İslam Günümüz Sorunlarına Çözüm Olur mu?

dogeradem Çevrimdışı

dogeradem

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İslam Günümüz Sorunlarına Çözüm Olur mu?

Bazen bu konular beni çok yıpratıyor, İslam ile ilgili bir çok bilgim var ama bazı konularda tıkanması - günümüz sorunlarına cevap veremiyor gibi gözükmesi aklıma ara ara gelip benim önümü tıkayan şeylerden ..

Mesela ümmetin fakirliği ve tüm dünyanın faiz gerçeği ( evet olması gerekn faizsiz helal ve hakkıyla kazanılan para ) ( fakat bu sisteme bir alternatif üretememesi İslamın bir eksiliği mi ? )

Mesela ümmetin askeri eksikliği ( evet bu konuda bir çok bilgim var ve selefe uyulsa hallolur meseleler ) ( fakat benim anlatmak istediğim eğer islam yeterli bir din ise neden ümmet bu halde? / haklı iken terörist tüm dünyada ) ( mesela ümmet suriyede zafer kazansa ırak var - iran var - bir çok ufak devletle birlikte abd var, çin var .. )

Ekonomik / Bilimsel / Askeri hatta askeri çöküşün islamdan kaynaklı bir yetmezlik mi yoksa başka bir neden mi diye aklıma sorular geliyor ? bu noktada düşüncelerinizi uzun uzun anlatmanızı isterim ki kalbimden çok aklım ikna olsun ..

Mesela en ufak bir örnek : bankalar - selefe göre haram diyorum - kendim faize bulaşmamaya gayret gösteriyor hatta neyin haram neyin helal olduğunu arkadaşlara delillerle söyleyebiliyorum fakat adam bana hocam napıyım başka çarem yok deyince tıkanıp kalıyorum - adama bunun bir imtihan olduğunu söylesem de yetersiz kalıyor hani islam hem bu dünyada hem öteki dünyada yeterli derse ne diyecem nasıl bir çıkış gösterecem/gösteremiyorum . Mesela nurettin hoca diyordu oy kullanmayalım ama bize de bir çıkış noktası gösterin diyordu - ben de düşünüyorum oy kullanmasak nasıl bir yol izleyeceğiz - söylenen çıkışlara bakıyorum sadece söylemden ibaret ya da etkisi çok çok az / lokal -bölgesel çözümler ..

Elhamdülillah nerede ise hiç bir maddi sıkıntım yok , kendimce kalben imanımda hatta akli olarak islamdan tatmin olmamda da problem yok fakat böyle geniş mevzularda çok takılıp kalıyorum. Ne tavsiye ederseniz ? Sizler nasıl bu şüphelere cevap veriyorsunuz ? Ya da nerede hatalı düşünüyor nerede mantığım yanlış çalışıyor ? ( dediğim gibi genel mevzularada takılıyorum ve diğer islami ilimlerin çoğuna aşinayım )
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Sorunuza ayrıntılı bir şekilde cevap verenler olacaktır. Sadece İmam Şafii'nin şu sözünü paylaşmak istiyorum:

''İslama ihlasla teslim olan bir insanın tek bir meselesi bile yoktur ki, Allahu Teala (c.c.) kitabında, onun hükmünü veya hidayete götürücü delilini göstermemiş olsun. Her meselenin çözümü veya hakikate ulaşmaya vesile olacak delili mevcuttur.''

(er-Risale)
 
M Çevrimdışı

Mutedil Olun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardeş biz imtihanı Filistinlilerin, Suriyelilerin, Arakanlıların işkence görmesi olarak anladığımız için Türkiye'deki imtihanın boyutunu idrak edemiyoruz. Halbuki Allah Azze ve Celle mutlak adildir. yarattığı her insanı da ilmik ilmik imtihandan geçirmektedir. imtihanların en şiddetlisi belki de emevilerin fetih patlaması yaptığı dönemde idi. biz dışarıdan baktığımızda her şey günlük gülistanlık sanıyoruz fakat Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ''dünyanın yeşillikleri'' diye bir imtihan konusundan bahsediyor.

Bugün türkiye de en az filistin kadar imtihan olmaktadır. evet Filistinde tankla, burada faizli banka ile bir imtihan süreci gerçekleşmektedir.
Şu da var ki herkes takati kadar mes'uldür. eğer bizler gücümüz yettiğince üzerimize düşen sorumlulukları yeri getirirsek kendimizi kurtarmış oluruz. eğer bir ümmet olarak bunu başarabilirsek Nur suresinin 55. Âyeti tahakkuk edecektir biiznillah:
Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.

Zafer Allah Teala'nın elindedir. O yardım ederse ancak bir şeylere muvaffak olabiliriz. O dilemediği sürece faiz bataklığı ülkemizde kurumayacak, çıplaklık medeniyet sembolü olmaktan geri kalmayacaktır. Fakat Rabbimizin bize yardım etmesi için bizim de yapmamız gereken bir şeyler vardır. Sünnetullah'a uymak, sebeplere sarılmak zorundayız. Bu sebeplerin ilki de Rad Suresinin 11. Âyeti olabilir:
Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.

Sana şiddetli tavsiyem Nureddin Yıldız Hoca'nın ''Dünya Nasıl Dönüyor'' isimli derslerini not alarak takip etmendir. İnşaallah bu dersler vesilesiyle ufkun genişleyecek, hayata daha geniş bir pencereden, âdeta kuş bakışı bakmaya başlayacaksın.

Rabbim takvamızı, dünyaya olan zühdümüzü arttırsın, biz O'na ne kadar yaklaşırsak şeytanın üzerimizdeki tesir oranı o kadar düşecektir, bu tür vesveselerle bizi meşgul edemeyecektir.
 
dogeradem Çevrimdışı

dogeradem

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
B Çevrimdışı

Buğra Değirmenci

Misafir
İslamdan şüphe eden dinden çıkar. Allah Celle ve Azz ne buyurdu ise nasıl buyurdu ise hakktır. Tevekkül ve Sabır etmeyi kendimize kabul ettirelim.


Şuan dünyasında kendine Müslüman diyenlere bak adama ayet okursun senden yüz çevirir. Sonra cihad ediyorum der her türlü haltı yer. Yani Allah Azz ve Cell haksız yere bu insanlara azab etmiyor.
 
B Çevrimdışı

Buğra Değirmenci

Misafir
Hatta dahası var İslam çözümüdür diyen ve böyle bir şüpheyi ortaya döken dinden çıkar derhal tevbe et! İslam dini yerlerin ve göklerin yaratıcısı olan Allah Celle ve Azz kabul ettiği tek dindir. Yerlerin ve göklerin yaratılması nasıl Hakk ise İslamda o kadar Hakk.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah SallAllahu Aleyhi Ve Sellem'den Başkasının Yolunun Rasulullah SallAllahu Aleyhi Ve Sellem'in Yolundan Daha İyi Olduğunu Veya Ondan Başkasının Hükmünün Onun Hükmünden Daha Güzel Olduğunu Söylemek


Her kim böyle yaparsa kafir olmuştur.

Tâgutların hükmünü Muhammed aleyhisselam'ın hükmüne tercih edenler gibi...

Her müslümanın Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in sözünün, fiilinin ve ikrarının Allah-u teala'dan bir vahiy olduğuna inanması gerekir. Zira sünnet de Kur'an gibi Allah-u teala'nın tarafından gelen bir vahiydir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"O, hevadan konuşmaz. Muhakkak ki o, ancak vahyedilen bir vahiydir." (Necm: 3-4)

Bu ayete göre Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem den ortaya çıkan her söz, fiil veya ikrar, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bunları yaparken veya söylerken bunların Allah-u teala tarafından geldiğini her defasında belirtmemiş olsa bile, aslında Allah-u teala tarafından Cibril aleyhisselam vasıtasıyla bildirilmiş birer vahiydir..

El-Hatib, Kifaye kitabında Ahmed bin Zeyd b. Harun'dan şöyle rivayet etti:

"İyi (den), salihten rivayet etmiştir.

Salih ise tabii'den rivayet etmiş,

Tabii ise sahabeden rivayet etmiş,

Sahabe ise Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem den rivayet etmiş,

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ise Cebrail aleyhisselam dân rivayet etmiş,

Cebrail aleyhisselam ise Allah-u teala'dan getirmiştir."

İşte yukarıda bildirilen senet Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şeriatinin senedidir. Buna göre Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem din konusunda kendinden bir şey getirmez. O'nun için selefi salih, Kur'an ve Sünnet hakkında; iki vahiy, derler. İşte bu, ehl-i sünnet ve'l-cemaatin inancıdır.

Buhari sahihinde tevhid kitabında şöyle bir bab zikretmiştir:

"Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in rabbinden rivayet ettikleri babı."

Bu konuda; Dâremi, Ebu Davud-Merasil'de, El-Hatib- Kifaye'de ve El-Fakih Ve'l-Muteffakih, İbn Abdilber-el-Câmi'de,El-Meruzi-Sünen'de, Evzâi'den, o da Hassan b. Atiyye radiyAllahu anh'den şöyle dediğini rivayet ettiler:

"Cibril aleyhisselam Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'e Kur'an-ı Kerim'i bildirdiği gibi sünneti de bildirmiştir".

Buna göre kim sabit olan sünneti reddeder veya inkar ederse Kur'an-ı Kerim'i reddetmiş ve inkar etmiştir. Kim sünnete karşı gelirse Kur'an-ı Kerim'e karşı gelmiştir. Çünkü bunların ikisi Allah-u teala'dan gelen birer vahiydir. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in sünneti, hidayet yollarının en hayırlısıdır."

Cabir radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"En hayırlı söz Allah'ın kitabıdır. En hayırlı hidayet Muhammed'in yoludur." (Müslim)

İki vahiy olan Kur'an ve sünnet bütün şeriatleri neshetmiştir. Bunlar Allah-u teala'ya ulaşmak için uyulması gereken yegâne şeriattir.

İbn Abbas radiyAllahu anh'den şöyle rivayet edilmiştir:

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'e şöyle soruldu:

"Allah-u teala'nın en sevdiği din hangisidir?"

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:

" Kolaylaştırılmış hanif dinidir." (Ahmed)

Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in şeriatı eksiksiz ve mükemmel olan bir şeriattir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'dan razı oldum."(Maide: 3)

"Kim İslam'dan başka bir din ararsa bilsin ki
(o din) ondan kabul edilmeyecek ve o kimse ahirette kaybedenlerden olacaktır." (Al-i İmran: 85)

Her kim başka şeriatlerin Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in getirdiği şeriatten daha doğru yola eriştirici, insanlar için daha faydalı, hayatları ve maişetleri için en uygun ve daha elverişli olduğuna inanırsa işte o kimse alimlerin ittifakıyla İslam milletinden çıkmış ve kafir olmuştur.

Allah-u teala'nın hükmüne boyun eğmek, Allah-u teala'ya ve Rasulü sallAllahu aleyhi ve sellem'e imanın bir gereğidir.

Allah-u teala'ya ve rasüllerine iman;
sadece Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in getirdiği şeriati uygulamayı, sadece onun emrine rıza göstermeyi ve inanç, söz ve fiillerde sadece onun hükmüne bağlanmayı gerektirir.

Kan, mal ve diğer hukuk meselelerindeki ihtilaf konusunda sadece Allah-u teala'nın kitabına ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in sünnetine başvurmak gerekir. Bu, Allah-u teala'nın hükmüne karşı hüküm verilmemesini gerektiren bir hükümdür. Allah-u teala'nın şeriatinden başka kanunlara muhakeme olmamayı ve o kanunlarla hüküm vermemeyi gerektirir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir. Kendisinden başkasına değil, sadece O'na ibadet etmenizi emretti. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Yusuf: 40)

"Cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar. Yakinen
(şeksiz, şüphesiz) inanan bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren kim vardır." (Maide: 50)

- Hükmeden kimselerin sadece Allah-u teala'nın hükmü ve şeriatiyle hükmetmeleri gerekir.

- Hükmedilenlerin ise sadece Allah-u teala'nın kitabına ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in sünnetine muhakeme olmaları gerekir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Ey Muhammed! Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâguta muhakeme olmak istiyorlar. Oysa onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister."(Nisa: 60)

Ayetteki " يَزْعُمُونَ " yani "iddia ediyorlar" ın manası; Allah-u teala'nın indirdiklerine iman ettiklerini söylemeleri konusunda yalancıdırlar demektir. Çünkü bu mananın gerekleriyle amel etmemiş, aksine bu manaya zıt olan şeylerle amel etmişlerdir. Tâguta, yani; Allah-u teala'nın indirdiği kanunlardan başka kanunlara muhakeme olmayı istiyorlar, bu ise Allah-u teala'nın indirdiklerine muhakeme olmanın zıttıdır.

Sonra Allah-u teala, kendi yüce zatına iman ile Allah-u teala'nın indirdiklerinden başkasına muhakemenin bir arada bulunmayacağına yemin etti.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Hayır! Rabbine andolsun ki aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin etmedikçe iman etmiş olmazlar. Sonra haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar." (Nisa: 65)

Allah-u teala bu ayette, indirdiklerine muhakeme olmayan ve muhakeme olduktan sonra hükmüne rıza göstermeyen ve hükme tam teslimiyet göstermeyenlerin iman etmiş olmayacağını yeminle tekid ederek beyan etti.

Allah-u teala'nın indirdiklerine muhakeme olmayan veya muhakeme olduktan sonra hükmü kabul etmeyen, rıza göstermeyen ve tam teslim olmayan kişiden imanın kalkması, insanlar arasındaki ihtilafı çözmek için Allah-u teala'nın indirdikleriyle hükmetmenin imandan olduğunu ve Allah-u teala'ya yaklaştırın bir amel olduğunu gösterir. İşte bundan dolayı Allah-u teala'nın kanunlarına, hükümlerine; insanlara en iyi, en uygun kanun olması niyetiyle değil, bir ibadet ve dinin gerektirdiği bir amel niyetiyle uymak gerekir.

Bu gösteriyor ki;
Allah-u teala'nın şeriatini insanlara tatbik etmeyen, şer-i kanunları uygulamayan kimse büyük küfür işlemiştir.

Allah-u teala'nın indirdikleri ile hükmetmek, sadece Allah-u teala'nın şeriatine muhakeme olmak ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in hükmünün diğer hükümlerden daha iyi olduğuna inanmak, Kelime-i tevhid olan Lâ ilahe illAllahşahedetinin gereğidir.

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in hükmünden başka hükümlerin Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in hükmünden daha iyi olduğunu iddia eden kişi Lâ ilahe illAllah'ın manasını bilmemektedir. Onun iddiası Lâ ilâhe illAllah'ı bozan bir ameldir. Çünkü Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in hükmüne bağlanmak Lâ ilahe illAllah Muhammedun Rasulullah şehadetinin gereğidir.

Bu öyle bir şehadettir ki gökler ve yerler onunla kaim olmaktadır. Onun için rasuller gönderildi, kitaplar indirildi ve onun için cihad farz kılındı. Bu şehadet sebebiyle insanlar mutlu ve mutsuz olmak üzere iki kısma ayrıldılar. Kim onun manasını bilir, bütün şart ve rükunlarına riayet ederek onunla amel ederse Allah-u teala ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in hükmünün dışındaki bütün kanunlardan beri (uzak) olmuş olur.

İnsanların kafalarından uydurdukları kanunlarla hükmeden veya ona muhakeme olan kişi tâgutun hükmü ile hükmetmiş ve ona muhakeme olmuştur. Kim böyle yaparsa Lâ ilahe illAllah Muhammedun Rasulullah şehadetini bozmuş, yüce Allah-u teala'yı inkar etmiş ve tâguta iman etmiştir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Allah ve Rasulü bir şeye hükmettiği zaman inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Rasulüne başkaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur." (Ahzab: 36)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed SallAllahu Aleyhi Ve Sellem'in Şeriatı Dışına Çıkabileceğine İnanmak


İnsanlardan her kim bu şekilde bir inanca sahip olursa kafir olur. Çünkü bu düşünce Allah-u teala'nın aşağıdaki ayetini yalanlar.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"Muhakkak ki bu, benim dosdoğru yolumdur, ona uyun! O'nun yolundan sizi ayıracak
(başka) yollara uymayın! Belki sakınırsınız diye (Allah) işte bunları size tavsiye etti." (Enam: 153)

İbn Mesud radiyAllahu anh dedi ki:

"Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem düz bir çizgi çizdi ve şöyle dedi:

"Bu Allah'ın yoludur."

Sonra bu çizginin sağında ve solunda çizgiler çizdi ve şöyle dedi:

"Bunlar değişik yollardır her yolun başında ona çağıran bir şeytan vardır."

Sonra:

"Muhakkak ki bu, benim dosdoğru yolumdur, ona uyun! O'nun yolundan sizi ayıracak
(başka) yollara uymayın! Belki sakınırsınız diye (Allah) işte bunları size tavsiye etti." (En'am: 153) ayetini okudu."

(Ahmed - Ebu Davud - Et -Tayalisi - Ed - Dâremi) (Hakim rivayet etti ve senedi sahih dedi.)

Kim Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in şeriatinden çıkmayı arzularsa veya ondan müstağni olabileceğini zannederse mürted olup İslam'dan çıkar.

İslamdan çıkartan bu şey Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in risaletini, bütün insanlara geldiğini ve kıyamete kadar baki kalacağını bildiren Kuran ve sünnet naslarını inkar etmeyi kapsar.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"(Ey Muhammed!) Biz seni, ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmiyor."(Sebe: 28)

"Bütün insanlara"
yani; mükellef olan bütün herkese, demektir.

"Müjdeci ve uyarıcı"
yani; sana itaat eden ve emrine uyanı cennetle müjdeleyicidir. Sana karşı geleni ise ateşle korkutucudur, demektir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"De ki: "Ey insanlar! Muhakkak ki ben, göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan Allah'ın sizin hepinize (gönderdiği) bir rasulüyüm. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur, O yaşatır ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve O'na ve O'nun kelimelerine iman eden ümmi nebi (olan) rasulüne iman edin. Belki (böylece) hidayete erersiniz." (A'raf: 158)

"Alemlere uyarıcı olsun diye kuluna hırkam indiren
(Allah) ne yücedir." (Furkan: 1)

"Muhakkak ki Allah katında geçerli din
(yalnız) İslam'dır. Kendilerine kitap verilenler (yahudi ve hristiyanlar)kendilerine ilim geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlıktan dolayı ihtilafa düştüler. Her kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse (bilsin) Allah şüphesiz hesabı çok çabuk görendir." (Al-i İmran: 19)

Bu gösteriyor ki;
Allah-u teala'nın katında geçerli olan din sadece İslam dinidir. Allah-u teala sadece bu dini kabul eder.

İslam dini ise;
nebi ve rasullerin sonuncusu olan Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'e kadar Allah-u teala'nın gönderdiği tüm rasullerin dinidir.

Allah-u teala, Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'i göndermekle ona ulaşan bütün yolları kapatmış, sadece Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in yolunu açık bırakmıştır. Onun için Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem gönderildikten sonra Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in şeriatinden başka şeriatlerle amel eden kişinin ameli kabul olmaz.

Allah-u teala'nın şu ayette buyurduğu gibi.

"Kim İslam'dan başka bir din ararsa bilsin ki (o din) ondan kabul edilmeyecek ve o kimse ahirette kaybedenlerden olacaktır." (Al-i İmran: 85)

Ebu Hureyre
radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Nebilerden şu beş şeyle üstün tutuldum:

- Kısa fakat çok manalı olan sözler bana verildi.

- Kafirlerin kalbine korku salarak muzaffer oldum,

- Ganimetler bana helal kılındı,

- Yeryüzü benim için temiz bir mescid kılındı,

- Bütün insanlara gönderildim ve nebiler benimle sonlandı."
(Müslim)

Kur'an'ın herhangi bir hükmünü veya sabit olan sünnetin herhangi bir nassını her kim inkar eder veya reddederse kafir olur.

Hal böyle iken Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in bütün risaletini reddeden kişinin durumu acaba nasıl olur?

Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in şeriatine iman eden kimsenin, bu şeriatin bütün insanlar için olduğuna da iman etmesi gerekir. Yoksa sadece Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem'in, şeriatine iman etmesi ona fayda vermez.

Ebu Hureyre radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ister yahudi ister hristiyan olsun bu ümmetten herhangi birisi beni duyup da sonra bana getirilen şeye iman etmeden ölürse muhakkak cehennem ehlinden olur."
(Müslim)
 
Üst Ana Sayfa Alt