Selamun Aleykum,
Yaklaşık 8 yıl süren dinsizlik sonrası, dinin insanı insanlıktan çıkmaması için önemli bir araç olduğunu, bunun da dinin gerçekliğinin bir alameti olduğunun kanısına vardım. Tabii ki en mantıklı din İslam geldiği için araştırma yapmaya başladım. İslam ile ilgili aklıma uymayan şeyler hakkında, cevaplarını internetten araştırmamla ve bazılarını kendimce tekrar mantıklı sebeplere oturtarak çoğu soru işaretlerini giderdim. Soru işaretlerini gideremediğimi de, bunu benim aklım almaz, alemlerin yaratıcısının vardır bir bildiği şeklinde geçiştirdim. Bu süre içerisinde tekrar namazımı kılmaya başlamış, İslam'ın uygun görmediği davranışları terk etmeye başlamıştım. Yalnız gideremediğim/geçiştiremediğim bir soru işareti var ki beni derinden yaraladı. O da Mürted meselesi. Bir müslüman olarak Allah'ın kanunlarına ve Resulullah'ın davranışlarına itaat ediyorum. (Hadis inkarını çok yanlış buluyorum) Aklımın hep bir ucunda olan dinden dönenlerin öldürülmesini, dine döndükten sonra herhalde bu olay gerçek değildir, çarptırmadır diye araştırma gereği duymamıştım taki düne kadar. Ve böyle bir olay varmış. Allah'ın ve Resul'ünün hükmüne göre benim 8 yıl önce dinden döndüm diye öldürülmem lazımmış. Düne kadar şer'i mahkemelerin olması gerektiğini savunan beni, bu mahkemeler olsaydı beni öldürecekti gerçeği çok üzdü ve yavaş yavaş inşa etmeye çalıştığım imanımı çok zedeledi. Sorularıma gelecek olursak
1) Mezheplere göre 3 gün tanınan tövbe süresi benim için 8 yıl sürmesi, benim için tövbe kapısının kapandığı anlamına mı geliyor? Kapanmadıysa çoktan öldürülmüş olması gereken benim tövbe etme şansım nasıl oluyor?
2) Dinden dönenlerin öldürülmesindeki alamet nedir? Benim gibi sonradan tövbe edecek insanların araya kaynamayacağı ne malum? Bu saçma değil mi?
3) Şer'i kanun inanç özgürlüğü tanımaz mı? Büyük bir İslam imparatorluğu olan Osmanlı'da her dinin kendi mahkemesi vardı, mesela dinden dönüp Hristiyan olan bir insanın Şer'i mahkemede değil de Hristiyan mahkemesinde yargılanması gerekmez mi?
4) Dinden dönenlerin öldürülmesini yanlış mı yorumluyorum? Öldürülme olayı dinden dönüp, insanları da yanlış yola sürüklemeye çalışanlar için mi?
Uzun tuttuğum için özür dilerim, hakkınızı helal ediniz.
Yaklaşık 8 yıl süren dinsizlik sonrası, dinin insanı insanlıktan çıkmaması için önemli bir araç olduğunu, bunun da dinin gerçekliğinin bir alameti olduğunun kanısına vardım. Tabii ki en mantıklı din İslam geldiği için araştırma yapmaya başladım. İslam ile ilgili aklıma uymayan şeyler hakkında, cevaplarını internetten araştırmamla ve bazılarını kendimce tekrar mantıklı sebeplere oturtarak çoğu soru işaretlerini giderdim. Soru işaretlerini gideremediğimi de, bunu benim aklım almaz, alemlerin yaratıcısının vardır bir bildiği şeklinde geçiştirdim. Bu süre içerisinde tekrar namazımı kılmaya başlamış, İslam'ın uygun görmediği davranışları terk etmeye başlamıştım. Yalnız gideremediğim/geçiştiremediğim bir soru işareti var ki beni derinden yaraladı. O da Mürted meselesi. Bir müslüman olarak Allah'ın kanunlarına ve Resulullah'ın davranışlarına itaat ediyorum. (Hadis inkarını çok yanlış buluyorum) Aklımın hep bir ucunda olan dinden dönenlerin öldürülmesini, dine döndükten sonra herhalde bu olay gerçek değildir, çarptırmadır diye araştırma gereği duymamıştım taki düne kadar. Ve böyle bir olay varmış. Allah'ın ve Resul'ünün hükmüne göre benim 8 yıl önce dinden döndüm diye öldürülmem lazımmış. Düne kadar şer'i mahkemelerin olması gerektiğini savunan beni, bu mahkemeler olsaydı beni öldürecekti gerçeği çok üzdü ve yavaş yavaş inşa etmeye çalıştığım imanımı çok zedeledi. Sorularıma gelecek olursak
1) Mezheplere göre 3 gün tanınan tövbe süresi benim için 8 yıl sürmesi, benim için tövbe kapısının kapandığı anlamına mı geliyor? Kapanmadıysa çoktan öldürülmüş olması gereken benim tövbe etme şansım nasıl oluyor?
2) Dinden dönenlerin öldürülmesindeki alamet nedir? Benim gibi sonradan tövbe edecek insanların araya kaynamayacağı ne malum? Bu saçma değil mi?
3) Şer'i kanun inanç özgürlüğü tanımaz mı? Büyük bir İslam imparatorluğu olan Osmanlı'da her dinin kendi mahkemesi vardı, mesela dinden dönüp Hristiyan olan bir insanın Şer'i mahkemede değil de Hristiyan mahkemesinde yargılanması gerekmez mi?
4) Dinden dönenlerin öldürülmesini yanlış mı yorumluyorum? Öldürülme olayı dinden dönüp, insanları da yanlış yola sürüklemeye çalışanlar için mi?
Uzun tuttuğum için özür dilerim, hakkınızı helal ediniz.