Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Islamcıların, Islam'a Hiyaneti Okuyun

kskaya Çevrimdışı

kskaya

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İslamcıların, İslam'a hiyaneti

yazar= Mehmet Şevket Eygi
2009-03-07




Bizdeki düzene (isterseniz sistem de diyebilirsiniz) iyi demek için insanın deli yahut vicdansız veya kara cahil yahut da son derece kötü niyetli olması gerekir.

Bu düzen/sistem niçin iyi değildir?Birkaç sebep sayayım:

1. Türkiye'yi Japonya, Güney Kore, Tayvan, Singapur gibi ileri, zengin ve güçlü yapamamıştır.

2. Avrupa'dan örnekler vereyim... Bu düzen ülkemizi İsveç, Norveç, Finlandiya gibi zengin, dengeli, düzgün, ileri kılamamıştır.

3. Bu düzen sayesinde Türkiye'nin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu, 10 üzerinden 4'tür. Yani temizlikte sınıfta kalmışızdır. Dehşetli bir kokuşma, talan, soygun, rüşvet, haram gelirler, haram rantlar ve daha neler neler...

4. Dünyanın en adaletsiz gelir sistemi bizdedir.

5. Eğitimimiz son derece yetersizdir.

1970'li, 80'li yıllarda bir kısım İslâmcılar bu düzene ateş püskürüyor, bunu değiştirip yerine Türkiye'yi mânen ve maddeten kalkındıracak iyi bir düzen getirmek edebiyatı yapıyorlardı.

Artık bu edebiyatın modası geçti. Çünkü İslâmcıların önemli bir bölümü, bozuk dedikleri düzenden nemalanmaya, rantlanmaya başladı.

Düzen bozuktu ama rantları, avantaları, nemaları, haramları çok tatlıydı...

70'li, 80'li yıllarda, ülkemizdeki kokuşmayı kurutacaklarını söyleyen İslâmcıların bir kısmı şimdi kokuşma çukurlarının en derinine inmişlerdir.

Meğerse onların Hz. Ömer'in adaleti edebiyatlarının aslı yokmuş.

Bugün 18 yaşında olan bir genç, 1991'de doğmuştur, eski havaları, eski edebiyatları, tek kelimeyle eskiyi bilmez.

Bendeniz bilirim.

Çocukken 1946 seçimlerini görmüştüm. Köylü kadınları sıraya girmişler, sandığa oy atıyorlar. Bizim orada sadece CHP'nin oy pusulaları vardı. Oylar açıkta atılıyordu, tasnif gizliydi!

1950 seçimlerini biliyorum. Demokrat Parti'nin, üzerinde kocaman bir el resmi olan, altında "Artık yeter...Söz milletindir..." yazılı meşhur afişi.

1960 darbesini yaşadım... 12 Mart 1971 darbesinde yurt dışındaydım canımı öyle kurtardım... 12 Eylül 1980 darbesi... 28 Şubat post-modern darbe...

1945'te başlayan İslâmî hareketi çok iyi biliyorum.

Maalesef birtakım İslâmcılar İslâm'a hıyanet etmiştir.

Bozuk düzenin haram rantlarını yemek için...

İslâm'ın farzlarından biri istikamettir, yani doğruluk ve dürüstlük...

Başka bir farz emanetlere riayet etmektir. Emanete hıyanet haramdır.

İslâm hırsızlığın her türlüsünü yasak ve haram kılmıştır.

Adalet de İslâm'ın farzlarındandır.

Bozuk düzenin haram rantları...

Ah şu bir kısım İslâmcılar!..

Diyanet'te Yerli Oryantalistler

FRANSIZLARIN "Eminence Grise" diye bir tabirleri vardır.Şahsı ön plana çıkmayan, ismi fazla bilinmeyen, lakin işleri perde arkasından yürüten, idare eden, çekip çeviren, baş danışmanlık yapan etkili kişi mânâsına.

Bizim Diyanet Başkanlığı'nda da böyle bir zat vardır. Bazı özelliklerini sayayım:

* Çok güçlü bir devlet adamı tarafından oraya yerleştirilmiştir.

* Ankara Ekolü'ne mensup olduğu söyleniyor, yani Fazlurrahmancı.

* Taqiyye yapıyor, yani asıl inanç ve meşrebini gizliyor.

Son yıllarda Diyanet'te geleneksel, icazetli, Sünnî din âlimlerinin sayısı ve tesiri azaldı, bunların yerlerini "Yerli Oryantalistler", akademisyenler, "açık fikirli" profesörler aldı. Ehl-i Sünnet İslâmlığında edille-i Erbaa şunlardır: Kur'ân, Sünnet, icmâ ve kıyas. Bunlara dayanmadan sırf kendi yetersiz aklı ile din hükmü verilemez, dinde değişiklik yapılamaz. Reformcu, yenilikçi oryantalistler sözde "bilimsel zihniyete" sahiptir.

Bunların amaçları nelerdir:

1. Kur'ân'ı kendi kafalarına göre yeniden tefsir etmek.

2. Hadîsleri ayıklamak, kendi bilimsel kafalarına uymayan hadisler sahih de olsa atmak.

3. İslâm'ı yeniden yorumlamak.

4. Hepsi için söylemiyorum, bunların bazıları fıkıhsız ve şeriatsız bir İslâm istiyor.

5. Yine bunların bir kısmı Diyalogçudur. Yani zamanımızda üç ibrahimî din olduğuna, Ehl-i Kitab'ın da ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğuna inanırlar. Böylece Sünnî açıdan daire-i İslâm'dan çıkmış olurlar.

6. ABD,İsrail, Papalık ve AB'nin istediği ılımlı, evcil, sulandırılmış bir İslâm ortaya koymak isterler.

7. İslâm'ın cihad farzını askıya alırlar.

Diyanet, "Kur'ân, Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm'a çağırmıyor" diyen zata ve arkadaşlarına ilmihal ve tefsir kitabı yazdırtmıştır.

Müslümanların bu yazdıklarımı bilmelerinde, bu konularda uyanık olmalarında kendileri için büyük yararlar vardır.

Türkiye'deki İslâm kültürü Ehl-i Sünnet ve Cemaat inancı, fıkhı, anlayışı, yorumu üzerine kuruludur. Ehl-i Sünnet yıkılıp yerine "Müslüman oryantalistlerin", Fazlurrahmancıların, reformcu ve yenilikçilerin, diyalogçuların anlayışı hakim olursa büyük bir kopukluk ve kırılma olacaktır.

Daha önce de yazmıştım, ülkemizde Ehl-i Sünnet dışı iki mezhep yoğun propaganda yapıyor, hayli câhil Sünnîyi de kandırmış vaziyetteler.

Bu işler için büyük paralar harcanmaktadır.

Belki çok kimse farkında değil ama ülkemizde güçlü bir neo-haricîlik akımı vardır. Radikal Müslümanların çoğunda Haricîlik rengi bulunmaktadır.

İslâmî kesimde maalesef ahlâk ve karakter zaafları da görülüyor.

Din işleriyle ilgili bazı müfettiş raporlarından, bu sütunlarda bahs etmek istemiyorum.

Din düşmanları ile sahte dindarlar, Müslüman halk yığınlarının gecekondu, kırsal kesim, bedeviyet ve varoş kültür ve zihniyeti bataklıklarından çıkmalarını; medenî, yüksek kültürlü, şuurlu olmalarını engellemeye çalışıyor.

Bazı ilâhiyatçılar "Gelenekler, örf ve âdetler din oldu..." yollu propagandalar yapıyor. Onların gelenek dediği şey Ehl-i Sünnettir.

İslâmî kesimde maalesef bir sürü casus, ajan, provokatör, yarı mühtedi bulunmaktadır.

Bunların hepsi de taqiyye yapıyor. Asıl inançlarını, mezheplerini, fırkalarını, meşreblerini saklıyor.

Bütün fesatçıların tek müşterek gayesi şudur: Ehl-i Sünnet İslâmlığını yıkmak.

Maalesef İslâmcı geçinen birtakım politikacılar da bu hercümerç içinde çok olumsuz roller üstlenmişlerdir.

Bir an bile unutulmasın: BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi, Müslümanları bölmek, alabildiğine bölmek için hazırlanmıştır.

Devletler bölünecek.

Ülkeler bölünecek.

Müslümanlar bin parçaya, hizbe, fırkaya ayrılacak ve birbirleriyle çatışacak.

BOP'çuların, bütün Müslümanların ılımlı, evcil, itaatkâr olmasını istediklerini sanmayın. Onlar, bir kısım Müslümanın radikal, aşırı kalmasını istiyor ki, fitne fesat çıksın, ehl-i iman birbiriyle çatışsın çarpışsın.

Türkiye'de Hizbullah'ı kimler kurdurtmuş, kimler maddî yardım yapmış, kimler elemanlarına askerî eğitim verdirtmişti? Sonra onları nasıl tepelemişlerdi.

Sünnî Müslüman kardeşlerime tavsiyelerim:

* İnançta, fıkıhta, mezhepte, zihniyette, kültürde, ahlâkta Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolundan kıl kadar ayrılmayınız, yanarsınız.

* Reformculara, yenilik ve değişiklik isteyenlere, Diyalogçulara kesinlikle inanmayınız, kanmayınız, kulak vermeyiniz. Dinden çıkarsınız.

* Yeni Kur'ân tefsirlerini okumayınız.

* Hadîslerde ayıklama yapma cereyanına muhalif olunuz.

* Geleneksel Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslâm'ından sapmayınız.

* Şiîler Türkiye'yi Şiî yapmak, Sünnîler İran'ı Sünnî yapmak hayallerine ve kuruntularına kapılmasınlar.

* Yerli oryantalistleri kendinize din rehberi olarak kabul ederseniz sapıtır ve yolunuzu şaşırırsınız.

* Ashab'ın, Tâbiînin, Selef-i Sâlihînin, eimme-i müctehidînin, büyük fukahanın, icazetli gerçek din âlimlerinin yolundan ayrılmayınız.

* İslâm dini evrensel dindir. Onun kesin ve muhkem hükümlerinde asla değişiklik ve reform yapılamaz.

* Müslümanlar dini kendilerine değil, kendilerini dine uydurmakla yükümlüdür.

* Aklı başında hiçbir Müslüman, ictihad yapmaya ehil olmadığı halde ictihada yeltenmesin.

* Hiçbir Müslüman, ilmi ve ehliyeti olmadığı halde Kur'ân'ı kendi heva ve re'yiyle yorumlamaya, Kur'ân'dan aklınca din, fıkıh, şeriat hükmü çıkartmaya yeltenmesin.

Maalesef Diyanet'te acayip gelişmeler olmaktadır.

Bu gidişin sonu çok kötü olur.

İslâm dinini bozmaya çalışanlar ve onların fesatlarına engel olmayanlar bir tokat yiyebilir.

Bendeniz bu yazıyı kaleme alarak, çok naçizane de olsa, bir nebzecik emr-i mâruf ve nehy-i münker vazifesini yapmaya çalıştım.
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
lütfen iyi okuyun tespitlere iyi bakın diyologcular liderciler diyanetciler
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
islamcılar derken müthiş bir genelleme yapmışsınız...islamcılar nedir...ki böyle birşey varmıdır?ve dediğiniz kesimler biz islamcıyız mı diyorlar...yeni bir din doğdu da bizim mi haberimiz yok...sanki bir dine mensup insanların davranışlarını uygulmaları yazılmış bu konuda
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
sen önce ön yargıyı kaldır yazıyı bidaha oku ne anlatmak istendiğini anla sonra maksat eleştiri olsun die yaz
yazıyı yazan m.şevki eygi 78 yaşında bazı görüşlerini tasvip etmediğim ama bazı yazılarında tespitlerine katıldığım milli gaztede köşe yazarlığı yapan tanınmış islami görüşte bir yazar.

gene bir yazısını oku orda cevap var eğer okursan kardeşim

Müslüman Harama, Talana, Soyguna, Sömürüye, Kirliliğe Rıza Göstermez




Mehmet Şevket Eygi




milli gazete




06.12.2008





Bir iki sene önce birkaç kere duyduğum bir konu: Bazı derin ve güçlü dinsiz şahsiyetler, halka dayanan bazı sözde dindar kimselerin yolsuzluk yapmalarından pek memnunmuşlar. “Onlar faziletli, temiz, şeffaf olursa işimiz zorlaşır” diyorlarmış. Tabiî bunlar kendi aralarında konuştukları, kamuoyunda ise yolsuzluklardan acı acı şikayet ediyorlar. Makyavelist tutum...




Büyük medyada 21 istihbaratçı varmış. Bunlar köşelerinden dezenformasyon, kışkırtma, ortalığı karıştırma, dikkatleri asıl konulardan ayırıp başka yerlere çekme, halk kitlelerini yönlendirme işleri yapıyormuş.




Halkımızın bir kısmının beyni öylesine yıkanmış, akılları o derece karıştırılmıştır ki, önlerine gelen zokaları (büyük olta) hiç düşünmeden, incelemeden hemen yutuyor.




Ülkemizde yalanların saltanatı hüküm sürmektedir. Politikada yalan, kültürde yalan, tarihte yalan, her yerde yalan. Yalanların zifirî karanlığı içindeyiz. Bunun farkında mıyız?




Din konusunda da 60 yıla yakın bir zamandan beri ortalığa bir yığın yalan saçıldı. Reformcuların, dinde yenilikçilerin, Dinlerarası Diyalog taraftarlarının söylediklerinin kaçta kaçı doğrudur, kaçta kaçı yalandır?




Müslüman halk yığınlarını bozuk düzene entegre etmek istiyorlar.




Okullardaki din dersi kitaplarını incelerseniz, dine uymayan bir yığın bilgi bulacaksınız. İslâm dini ile resmî ideolojiyi barıştırmak istiyorlar. Böyle şey olur mu?




Şu bazı ilahiyatçılara bakınız, din ile dinsizliği, iman ile küfrü, nur ile zulmeti, doğru ile yanlışı bağdaştırmak için şeytana parmak ısırtacak hokkabazlıklar yapıyor.




Böylelerinin dediklerinin özeti şudur: Din dünya işlerine, idareye karışmasın... Böyle bir söylem, hâşâ, Allah dünya işlerine karışmasın demek değil midir?




Dinimiz temizlik, ibadet, namaz, oruç, zekat, hac işlerine karışacak ama ülke idaresine karışmayacak... İslâm’da böyle bir şey var mıdır??




Din dünyaya karışmasın, din sadece bir vicdan işi olarak kalsın diyen zihniyet şu memleketi ne hale getirdi. Siyaset kirlendi, sosyal hayat kirlendi, iş ve ticaret hayatı kirlendi, toplum kirlendi, eğitim kirlendi. Kirlenmedik ne kaldı?





Kafirler, münafıklar, zalimler, fasık ve facirler dinî hayatı bile çeşitli manipülasyonlarla kirlettiler. Şu birtakım İslâmcılara bakınız. Yemedikleri halt yok.




Bugün bu memlekette İslâm’a ve Müslümanlara en büyük zararı artık açık dinsizler değil Müslüman görünen münafıklar veriyor.




İslâm dini fazileti, yüksek ahlâk ve karakteri, temizliği ve şeffaflığı, mürüvvet ve fütüvveti emr eder. Dinimiz her türlü kirliliği ve pisliği sevmez. Müslümanlara fert (birey) ve topluluk olarak temizliği emr eder. Sadece dış temizliği değil, aynı zamanda iç temizliğini.




Dinimiz cünüplükten dolayı boy abdesti alıp temizlenmeyi emr ettiği gibi, manevî cünüplükleri de istemez ve onlardan da temizlenmeyi emr eder.




Haram yiyen Müslüman mânen bir tür cünüplük halindedir.




Haram kazanç, haram para, haram servet necistir, pisliktir, cehennem ateşidir. Cehennemlikler, kendilerini yakacak odunu dünyadan getirirlermiş...




İnsan, ceketinin cebinde bir paket domuz jambonu yahut pantolonun arka cebinde yassı bir şişede konyak veya rakı olduğu halde namaz kılabilir mi? Kılamaz.




Cüzdanında haram, kirli, hırsızlık parası olan kişinin durumu da böyledir.




“Ben senenin 11 ayında hırsızlığımı, soygun ve talanımı güzelce yaparım. Sonra hacca veya umreye giderim. Orada güzelce tevbe ederim ve anamdan doğduğum gibi tertemiz olur, yurduma akça pakça dönerim...” diyenler ya delidir, yahut katmerli münafıktır.




Ehl-i Sünnet Müslümanlığında genel taqiyye yoktur. Taqiyye ancak zaruret (zorunluluk) halinde yapılabilir.




Müslüman yalan söylemez ve aldatmaz. Hile ve hüd’aya ancak savaşta izin verilmiştir. Bu da gayet tabiîdir.




Hiçbir vicdanlı Müslüman insî ve cinnî şeytanlardan fetva ve ruhsat alarak haram kazanç elde etmez.




Bazıları “Biz haram gelir ve kazançlarla dinimize hizmet ediyoruz...” diyorlar. Onlara inanan ahmaktır, salaktır.




Dine hizmet ediyorlarmış. Sevsinler onları!..




Din sömürüsü, mukaddesat bezirganlığı yapanlar cehennemlik fasık ve facirlerdir.




Diyanette çalıştığım zaman şu konuda bir fetva istenmişti: Karının biri uzun yıllar fahişelik yapmış, yaşlandıktan sonra randevu evi işletmiş, bu yolla büyük bir servet elde etmiş. Günahlarını affettirmek için bir cami yaptırmak istiyordu. O tarihte Diyanet’te “Müşavere heyeti” vardı. Bu isteğe kocaman bir “OLMAZ!” fetvası vermişti.




Haram, kara, kirli, necis parayla İslâm’a hizmet edilmez.




Eski mücahidler küffar ile yapılan gazalarda Şeriat hükümlerine uygun şekilde ganimet malı kazanıyorlardı.




Bir Müslüman ülkede, o ülkenin Müslüman halkından ganimet toplanmaz.




Dünün nice “namuslu” eşkıyası, bugünün kirli adamlarından bin kere temizdir. Çakırcalı Mehmed Efe’ler, Balçıklı Edhem’ler, Atçalı KelMehmed’ler bunların yanında Zemzemle yıkanmış gibidir.




Yahu hırsızlığın, eşkıyalığın da bir raconu vardır!..




Biz Müslümanlar öncelikle kendi evlerimizin içini temizlemekle, önünü süpürüp paklamakla yükümlüyüz.




Müslümanlar kendilerini temizleyip islah etmezse bu ülke kurtulmaz.




Müslümanlar güçlü olmalıymış... Elbette güçlü olacak ama haram para, kara ve kirli servetle değil.




En büyük güç ahlâktır, fazilettir, fütüvvettir, mürüvvettir, ihlastır, temizliktir, ilimdir, irfandır, kültürdür.




Yurdumuzdaki İslâmî hareketi kirletenlerin yatacak yeri yoktur.




Müslümanlar bütün kirli ve karanlık işlere cephe almalı, muhalif olmalıdır.




Tarihte bize örnek olacak büyükler çoktur. Üçünü zikredeyim:




SultanSelahaddin Eyyubî... Öldüğü vakit Şam sokaklarında dellal gezdirildi, “Ey ahali!.. Nice ülkenin hükümdarı olan Selahaddin öldü ve terekesinden cenaze masraflarını karşılayacak parası çıkmadığı için dostlarının verdiği para ile techiz, tekfin vs. masraflar görüldü...” denildi.




İkincisi Cezayir kahramanı Emîr Abdülkadir idi. O büyük mücâhid dünya malına tenezzül etmedi. Asgarî geçimi ve ihtiyacı kadar malı ve parası oldu.




Üçüncüsü Kafkasya kahramanı Şeyh/İmam Şamil’dir. O da dünyaya ve mallarına rağbet etmedi. Bir keresinde yaralanmış, günlerce komada kalmıştı. Ayıldığında ilk sorusu şu olmuştu: “Namaz vakti geçti mi?”




Müslümanlar!.. Sevgili Peygamberimiz çoğumuzun bildiği bir hadîslerinde şöyle buyurmaktadır:




Müslüman, bir kötülük (münker) görürse bunu eliyle fiilen değiştirir. Buna gücü yetmezse dil (ve yazı) ile kötüler, engel olmaya çalışır. Buna da gücü yetmezse kalben buğz (düşmanlık ve muhalefet) eder. Bu üçüncüsü imanın asgarisidir (yani bundan sonrasında iman elden gider).” Biz kötülüklere, münker işlere, haram yemelere, soygun ve talanlara en az kalben muhalif olmakla mükellefiz.




Sevgili vatanımız Türkiye’yi kurtarmak istiyorsak, devlet gemimizin (içinde biz olduğumuz halde) batmasını istemiyorsak temizlik ve şeffaflık için çalışmalıyız. Ülkemizin uluslararası temizlik notu 10 üzerinden en az 7 olmalıdır. Aksi halde bütün dünyaya rezil olmakta devam edeceğiz.




Küfre rıza küfürdür, zulme rıza zalimliktir, fısk ve fücura rıza isyandır.




Cenab-ı Hak, kullarına cüz’î irade ve seçme imkanı vermiştir; İyiliği, salâhı, doğruluğu, temizliği, ahlâkı ve fazileti, ihlası, mârufu seçelim... Münkeri, pisliği, haramı, nifakı seçmeyelim.




İyiliği seçer, iyilik için çalışırsak Mevlâmızı buluruz; münkeri, fısk ve fücuru, nifakı seçersek belâmızı buluruz
 
S Çevrimdışı

serhildan

Üyeliği İptal Edildi
Banned
mehmet şevket eygi cahil bir türk milliyetçisidir.

kuran okumayı bile bilmez.

Türkiye'de tevhidi aydınlanma sürecinin önünde böyle hurafeci kişilikler hep varolmuştur...böyle tiplerin zararlı fikirlerinin ortalığa saçılması; onlara gazetelerini dergilerini açanların suçudur.

ehl-i sünnet der de başka birşey demez... gerçekte ölülere mezarlara tapan şamanistin tekidir...

bu nasıl bir ehl-i sünnettir ki ümmetin en hayırlıları olan selef-i salihin'e, onun din anlayışına ters....

kendisi de yazısında bahsettiği o "hain islamcılar" ın cahil akıl hocalarından biridir...

eyginin yazısı baştan sona rezil yanlışlarla dolu...cümle cümle düzeltme yapmak gerekecek. bu yazısında da yine "gerçek" ehl-i sünnete olan kin ve nefretini kusmuş pis herif...
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ya şu yazıdan bunumu cıkardın sadece yazarı eleştirmeyimi yoksa türkiyedeki diyanetin eğitim sisteminin dinler arası diyoloğu savunanların yanlışlarınımı cıkardın .....diyanetmi ehli sünnet okullardaki din eğitimimi yoksa diyalokcularmı ehli sünnet akidesinde
sen alabildiğin iyi mesajları al yanlışları alma bizde herifi pek beğenmiyoruz ama yazdığı parmak bastığı haklı noktalar var .....
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
aslında eygi doğruda söylüyor...son zamanlarda islam kisvesi altında yapılanlar insanı baya baya utandırıyor...
 
T Çevrimdışı

tewh1d

Üye
İslam-TR Üyesi
Neo-Harici söylemi dışında , kendince doğru şeyler söylemeye çalışmış , haksızda sayılmaz

Fakat neo-harici diye isimlendirdiği , MUVAHHİD MÜSLÜMANLAR 'a takacak bir kulp bulamamış alakasız bi yazı içinde bi cümlede kesip atmış...
Sanane muvahhidlerden be adam !!!
 
Üst Ana Sayfa Alt