Geçmişe dönük; 3 sene 5 sene gibi kaza namazları islam'da yoktur.
Normal kaza edilecek yerlere gelince;
4/101 Yeryüzünde savaş için yolculuğa çıktığınız zaman inkarcıların size saldırmasından korkuyorsanız namazı kısaltmanızda bir sakınca yok. Kuşkusuz inkarcılar sizin açık düşmanınızdır.
4/102 Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler, size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur, fakat dikkatli olun. ALLAH kafirlere şüphesiz ağır bir azap hazırlamıştır.
4/103 Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve uzanarak ALLAH'ı anın. Güvene kavuştuğunuzda namazı gözetiniz. Namaz, inananlar üzerine belirli vakitlerde farz kılınmıştır.
Namaz Kur’an’a göre Belirli vakitlerde farz kılınmıştır. Dolayısıyla mazaretsiz olarak terkedilmesi kazasını gerektirmez. Ancak bu Mazaretsiz terk ediş bir süreklilik arzettiğinde İman-Amel problemi doğrur ve Kişinin İslam’dan çıkmasına sebep olur. Bu hususu aşağıdaki hadislerde belirttik.
Aşağıda sıraladığımız Tarihsel veriler bizlere göstermektedir ki Resulullah (sav) ve sahabeleri her insan gibi bazen namazlarını kaçırmışlar ya da unutmuşlardır. Kur’an’da Oruç ibadetinde olduğu gibi bir Kaza’nın Namaz için geçerli olmadığını görmüştük. Resulullah ancak bir gün içerisinde unutulan bir vaktin namazının hemen sonrasındaki vakitte cem yapılarak kılanabileceğini belirtmiştir. Kur’an’da savaş gibi bir zorunluluk sebebiyle böyle bir cem’e yani namazların birleştirilmesine ruhsat verilmesinden hareketle Resulullah Muhammed’in (Selam ve Salat üzerine olsun) “bir gün içinde unutulan bir namazın hemen ardındaki vakitte cem yapılarak kılınması içtihadı Kur’an merkezli bir uygulamadır. Kur’an’dan kalkarak yapılan bu düzenleme bizlere peygamberin “Şahid”liğini göstermektedir.
Bugün geleneksel kültürde algılanan Kaza namazının ise Kur’an ve Sahih Sünnet’te bir delilini bulamamaktayız. Yıllar önce kılınmayan namazların borcunun ödenmesi niyetiyle kılınan kaza namazlarının Ne Kur’an’da ne de Resulullah pratiğinde bir değeri yoktur.
1. (2340)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur." [Kaynaklar müteakip rivayette.]
2. (2341)- Buhârî ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zîra ALLAH Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Tâhâ 20/14).
[Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebû Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).]
Sahabeden bazılarının (Hz. Ömer, İbnu Ömer, Sa'd İbnu Ebî Vakkas, İbnu Mes'ud, Selman (radıyallâhu anhüm): "Namazı kasden terkeden kimseye kaza yoktur" dediği rivayet edilmiştir.
3. (2345)- Ebû Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal (yani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir."
4. (2348)-İbnu Abbâs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salâtu'l-Vustâ)." [Nesâî, Mevâkît 55, (1, 299).]
5. (2350)- Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer, Hendek savaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine küfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey ALLAH'ın Resûlü dedi, güneş batmak üzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):"Vallâhi ikindiyi ben kılamadım!" dedi. Beraberce kalkıp Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı." [Buhârî, Mevâkît 36, 38, Ezân 26, Salâtu'l-Havf 4, Megâzî 29; Müslim, Mesâcid 209, (631); Tirmizî, Salât 132, (180); Nesâî, Sehv 105, (3, 84, 85).]
6. (2352)- Nâfi' anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'e baygınlık gelmiş ve aklı gitmişti. (Bu esnada kılamadığı) namazı kaza etmedi." [Muvatta, Vukût 24, (1, 13).]
7. (2353)- Yine Nâfi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) dedi ki: "Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa, imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kılsın, sonra da öbür namazı (kıldığını yeniden) kılsın." [Muvatta, Kasru's-Salât 77, (1, 168).]
AÇIKLAMA:Ebû Hanîfe, Ahmed ve Mâlik bu hadisle hükmetmiştir. Sadece Şafiî merhum: "İmamla kıldığı namaz muteberdir, hatırladığını kaza eder" der.NAMAZ KILMAMAK İNSANI DİNDEN ÇIKARTIR;