Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Islam'da Mut'a Nikahının Hükmü Ve Haram Kılınışı

B Çevrimdışı

BirMusluman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İslam'da Mut'a Nikahının Hükmü“ Muta” : Muvakkat bir zaman için kadın kiralama işi.

ALLAH RESULÜ S.A.V’İN MUT’A KONUSUNDAKİ RUHSATI

{ … Abdullah b. Mes’ud r.a şöyle dedi : Biz Nebi s.a.v ile beraber savaşa giderdik. Beraberimizde kadın bulunmuyordu. Bu durumda biz : Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı ? dedik. Nebi s.a.v bize bunu yasakladı. Bundan sonra bize elbise – vesaire gibi şeyler – karşılığında kadınlarla evlenmemize ruhsat verdi. Bundan sonra İbni Mes’ud : { Allah’ın sizin için helal kıldığı temiz şeyleri kendinize haram kılmayın... } ayetini okudu. }

Buhari (4615-Ter:4337) Müslim (1404/11) İbni Ebi Şeybe (3/391/15) İbni Hibban (4141) Beyhaki (7/79)
{ … Cabir b. Abdullah ve Seleme b. el-Ekva şöyle dediler : Biz bir ordunun içinde olduğumuz bir anda Rasulullah s.a.v bizim yanımıza geldi ve : Size muta nikahı yapmanıza izin verildi, dolayısıyla muta nikahı yapabilirsiniz,buyurdu….. }

Buhari (51 17-Ter:5209) Müslim (1405/13)

{ … Seleme b. el-Ekva şöyle dedi : Rasulullah s.a.v Evtas yılında üç kere muta nikahı hususunda ruhsat verdi...... }

Müslim : 1405/18 - İbni Ebi Şeybe : 3/390/4 - İbni Hibban : 4151 – Dare kutni : 3/258/52 - Beyhaki (7/204

Evtas : Taif’te bir vadinin ismidir. Evtas senesi ve Mekke’nin fethi senesi aynı şeydir. Evtas savaşı Huneyn savaşının içinde dahil bir grupla yapılan savaşın ismidir. Bu savaş Mekke fethinden hemen sonra olmuştu...


“ … Cabir ibn Abdillah ile Selemetu’bnul Ekva r.a: ikisi şöyle demişlerdir: Bizlerbir ordu içinde bulunduk. Resulullah(s.a.v)’in elçisi bize geldi de: size mut’a suretiyle nikaha ve evlenmeye izin verildi. Muvakkat bir zaman için evlenebilirsiniz dedi.
İbn Ebi Zib’de şöyle dedi: Bana Seleme İbnu’l Ekva’nın oğlu İyas babasından; O da Resulullah(s.a.v)’den olmak üzere şöyle tahdis etti: Her hangi bir erkekle bir kadın sözleşip, müddet tayin etmeyerek evlenmekte mutabık kalsalar, bunların birlikte yaşamaları müddeti üç gecedir. Üç geceden sonra bu çiftler bu müddeti arttırmak isteseler arttırırlar, yahut ayrılmak isterlerse birbirlerini terk edip ayrılırlar. “

Buhari : 11.c / 5209.s - Müslim : 4.c / 1405.n

{ … Ebu Sebre r.a şöyle tahdis etti : Mekke’nin fethi yılında [ Mekke’de on beş gün ikamet ettik. ] Nebi s.a.v ashabına kadınlarla muta nikahı ile evlenmelerine izin verdi. Bunun üzerine ben [ kavmimden olan ] Süleym oğullarından bir arkadaşımla beraber çıktım. [ Ben ondan daha güzel ve daha cüsseli idim. 0 ise çirkine yakın ve küçük cüsseli bir tipte idi. Her ikimizin yanında birer bürde vardı. Mekke’nin aşağısına – ya-hut yukarısına - vardığımız zaman ] nihayet Amir oğullarından bir cariye bulduk. Bu kadın, güzel vücutlu ve uzun boylu genç bir dişi deve gibiydi. Kendisinden nefsini istedik ve [ Biz : Birimizin seninle muta nikahı yapmasını arzu eder misin ? dedik. Kadın : Bana atiyye olarak ne vereceksiniz ? dedi. ] ona bürdelerimizi arz ettik. [ İki-miz de bürdesini hemen açıverdi. Benim bürdem eskimiş arkadaşımın bürdesi ise yeni ve güzeldi. ] Kadın bizlere bakmaya başladı. 0 beni arkadaşımdan daha güzel buluyor, arkadaşımın bürdesini ise benimkinden daha iyi görüyordu. Böylece bir süre kendi kendisiyle iştişare edip bu hususta tefekkür etti. [ kadının kendisine isteksiz baktığını görerek : Onun bürdesi eskidir benim bürdem ise yenidir ve güzeldir dedi. [ kadın ise bana işaret ederek üç - veya iki - kere bunun bürdesinde de bir beis yok dedi] Sonra, beni arkadaşımdan üstün tutarak benim davetime icabet etti. [ ben o kadınla muta nikahı yaptım. Bu muta nikahı kadınları, üç gün bizimle beraber oldular. [ Hatta Rasulullah s.a.v muta nikahını haram edinceye kadar dışarı çıkmadım. ]Sonra Rasulullah bizlere o kadınlardan ayrılmamızı emretti. }

Müslim (1406/23) (1406/20) Nesei (3368) Tabarani (6521-6522-M. Kebir) Said b. Mensur (846) İbni Hibban (4148) Beyhaki (14149-14150) Ahmed (15356)
“ … Ebu Emre oğlu da: Hiç şüphe yoktur ki mut’a , islamın evvelinde ona muztar kalan kimseler için, ölmüş hayvan, kan ve domuz etinde olduğu gibi bir ruhsat olmak üzere meşru kılınmıştır. Sonra Allahu Teala dinini muhkemleştirdi ve mut’adan nehy buyurdu, dedi. “
Müslim : 4.c / 299.s


“ … Kays dedi ki: Ben Abdullah (ibn Mes’ud)’dan işettim şöyle diyordu : biz Resulullah(s.a.v) ile beraber gazveye giderdik. Bizim yanımızda kadınlar bulunmazdı. Bunun üzerine: Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı? diye sorduk. Resulullah(s.a.v) bizi hadım olmaktan nehy etti. Sonra bize muhayyen bir müddete kadar elbise mukabbilinde eş almamıza ruhsat verdi....”
Müslim : 4.c / 1404

“ … İyas ibn Seleme’nin babası Seleme şöyle demiştir: Resulullah s.a.v evtas yılında üç defa mut’a nikahı hususunda ruhsat verdi. Sonra bundan nehy etti. “

Müslim : 4.c / 294.s – 18.n


“ ... MUT’ANIN NESHİ VE KIYAMETE KADAR HARAMLILIĞI … ”

{ … Ali b. Ebi Talib r.a şöyle dedi : Rasulullah s.a.v Hayber günü kadınlarla muta nikahı ile evlenilmesini ve ehli eşek etlerinin yenilmesini yasakladı. }

Müslim (1407/29) Buhari (4216-Ter:3936) Malik (2/542) Ebu Avane (4071) Nesei (3366) Tirmizi (1121-1794) Darimi (2/140) İbni Mace (1961) İbni Ebi Şeybe (3/389) İbni Hibban (4145) Ebu Yağla (567) Said b. Mensur (848) Humeydi (37) Dare kutni : 3/258 - Beyhaki (7/201-202) Beğavi (2292) Ahmed (1203) Albani : 6/317- İrva

“ … İbnu Uyeyne. Ez-Zuhri’den şöyle derken işitmiştir: Bana el-Hasan İbnu Muhammed İbnu ali ile kardeşi Abdullah ibn Muhammed, babaları Muhammed ibnu’l Hanefiyye’den haber verdiler ki, Ali ibnu Ebi Talip r.a ibn Abbas’a: Peygamber s.a.v hayber gazvesi zamanında mut’a nikahını ve evcil eşeklerin etinin yenmesini yasak etti demiştir. “

Buhari : 11.c.5208.s - Müslim : 4.c.1407.n - Tirmizi : 2.c.1129.n - İbni Mace : 5.c.1961.n - Nesei : 6.c.3350.n

“ … Sebre el-Cüheni şöyle demiştir : Resulullah s.a.v bize mut’a nikahına izin vermişti... Sonra Resulullah s.a.v : Her kimin yanında mut’a nikahı ile alıp da cinsi münasebet suretiyle faydalanmakta bulunduğu kadınlardan bir kadın varsa, artık o kadının yolunu tahliye etsin buyurdu. “
Müslim : 4.c / 1406.n

{ … Seleme b. el-Ekva şöyle dedi : Rasulullah s.a.v Evtas yılında üç kere muta nikahı hususunda ruhsat verdi sonra bunu yasakladı. }

Müslim : 4.C.294.S.1405/18 - İbni Ebi Şeybe : 3/390 - ibni Hibban : 4151 - Dare kutni 3/258

“ … İbn Ömer r.a dan : Babam halife olunca halka bir hutbe vererek şöyle dedi: Resulullah s.a.v’in şüphesiz mut’a nikahı için bize üç gün izin verdi. Sonra bunu haram kıldı. Resulullah s.a.v’in mut’a nikahını haram kıldıktan sonra helal kıldığına şahitlik edecek dört şahidi bana getirmedikçe, evli iken mut’a suretiyle bir kadınla birleştiğini bileceğim herhangi birini Allah’a yemin ederim ki recm ederim. “

İbn Mace : 5.c / 1963.n

“ … Sebre bin ma’bet Resullullah s..a.v Kabe’nin kapısı ile rüknü arsında ayakta şöyle buyuruyordu : Ey insanlar ! ben gerçekten mut’ a suretiyle evlenmek için sizlere izin vermiştim. Bilmiş olunuz ki : Allah Teala bunu kıyamet gününe kadar haram kıldı.Artık kimin yanında mut’a suretiyle evlendiği kadınlardan biri varsa derhal ona yol versin ve onlara verdiğiniz şeylerden de hiçbir şey almayınız. “

İbnu Mace : 5.c / 1962.n


“ … Ebu Hureyre r.a’dan: Resulullah s.a.v Mut’ayı, Talak, iddet ve miras haram kılmıştır buyurdu. “
Dare Kutni : 3.c / 259.n

“ … Er-Rabi ibn Sebre tahdis etti. O da babası Sebre el-Cüheni’den tahdis etti ki kendisi Resulullah s.a.v ile beraberken Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur : Ey insanlar ! Ben kadınlarla mut’a suretiyle faydalanmanıza izin vermiştim. Şimdi iyi biliniz ki Allahu Azze ve Celle mut’a suretiyle kadınlardan faydalanmanızı kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. Artık her kimin yanında böyle bir kadın varsa yolunu tahliye etsin. Ve bu kadınlara vermiş olduğunuz şeylerden de hiçbir şeyi geriye almayınız. “


Müslim : 4.c / 296.s - İbni Mace : 5.c / 1962.n

“ … Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kadınlarla mut’a yapmak haramdır. Ben Allah’a düşmanlıkta, Allah’ın haramlarını helal addedenden ve katilinden başkasını öldürenden daha ileri birini tanımıyorum. “

Kenzul Umman : 16. / 328.

“ … Abdullah ibn Ömer r.a’dan: Kendisine biri mut’a hakkında soru sorar. Abdullah r.a’da haramdır der. Soruyu soran : Ama falan insan bunu caiz görüyor, der. Abdullah r.a : Allah’a yemin olsun ki herkes bilir ki Resulullah s.a.v hayber gazvesi sırasında mut’ayı haram etti. Artık zaniler değiliz der. “

Tahavi : 3.c / 25.


“ … İbn Ömer r.a : bir erkeğe sadece islam nikahı ile evlendiği karısı helaldir. Bu nikahta mehir vardır. Erkeğin kadına, kadının erkeğe miras hakkı vardır. Kadını muayyen bir müddetle - yani mut’ayla - alamaz. Aldı mı artık o hanımıdır. İkisinden birisi ölürse diğeri ona varis olur buyurmuştur. “
Beyhaki : 3.c / 207.n

“ … Ömer ibnu Abdulaziz şöyle dedi : Bize er-Rabi ibn Sebre el-Cüheni, babasından tahdis etti ki, Resulullah s.a.v mut’a nikahından nehiy buyurmuştur. Ömer ibn Abdulaziz ilave ederek şöyle dedi : Haberiniz olsun ki mut’a nikahı şu günümüzden itibaren kıyamet gününe kadar haramdır. Her kim bir atiyye vermiş ise onu geriye almasın. “
Müslim : 4.c / 300.s

“ ... İBNU ABBAS’IN BU KONUDAKİ HATASI VE TÖVBESİ … ”

“ … Ebu Cemre şöyle demiştir : Ben ibn Abbas’tan işittim ona kadına mut’a yapmak soruldu da, o bana ruhsat verdi. Bunun üzerine ibn Abbas’ın bir kölesi, ibn Abbas’a: Bu ruhsat, ancak kadın ihtiyacının şiddeti ve kadınların azlığı yahut buna benzer bir ibare zamanlarına ait değil miydi ? Dedi. İbn Abbas’ta : - Evet öyledir diye onu tasdik etti.
Buhari : 11.c / 5208.s

{ … Ali b. Ebi Talib r.a den. Ali r.a İbni Abbas’tan kadınlarla muta nikahı ile evlen-meye kolaylık gösterdiğini işitti. Bunun üzerine : Yavaş ol, ey Abbas’ın oğlu ! Çünkü Rasulullah s.a.v Hayber fethi günü muta nikahını yasakladı…. dedi. }

Müslim : 4.C.301.S.1407/301 - Buhari : 5115-Ter:5208 - Nesei : 3365


“ … İbn Şihab dedi ki: Bana Urvetu’bnu Zubeyr şöyle haber verdi : Abdullah ibn Zubeyr Mekke’de ayağa kalktı ve - Mut’a nikahını tezviz ettiğinden dolayı ibn Abbas’tan tar’iz ederek - bir takım insanlar var ki Allah onların gözlerini kör ettiği gibi, kalplerini de körleştirmiştir. Bunlar mut’a nikahınafetva vermektedirler dedi ve bununla bir kimseyi ta’riz ediyordu. O ta’riz edilen zat – yani ibn Abbas - o zaman halife bulunan ibn Zubeyre karşı nida edip : -Muhakkak ki sen kuru ve katı bir kimsesin. Hayatım elinde olan Allah’a yemin ediyorum ki muttakilerin imamı olan Resulullah s.a.v zamanında mut’a yapılıyor idi, dedi. O’na cevaben ibn Zubeyr de : Öyle ise sen kendi nefsinle tercüme et. Allah’a yemin ediyorum ki eğer sen mut’a nikahı yaparsan, ben seni muhakkak ki recm yapılan taşlarınla taşlar recm ederim, dedi. “
“ … İbn Şihab dedi ki : Bana Allah’ın kılıcı olan Muhacir Halid ibn Velid’in oğlu halid haber verdi ki, kendisi bir zatın yanında oturuyordu. O zatın yanına başka birisi gelip ondan mut’a nikahı konusunda fetva istemiştir. Beriki zatta gelen kimseye mut’a nikahı yapmasını emretmiş. Orada bulunan Ebu Amre el-Ensarinin oğlu da hemen bu fetvaya karşı o zata : Yavaş ol, acele etme ! Deyince bu sefer o kimse : - O nedir ? Allah’a yemin ediyorum ki mut’a nikahı bütün muttakilerin imamı olan Resulullah s.a.v zamanında yapılmıştır, dedi. Ebu Amre oğluda : Hiç şüphe yok ki mut’a islamın evvelinde ona muztar kalan kimseler için, ölmüş hayvan, kan ve domuz etinde olduğu gibi bir ruhsat olmak üzere meşru kılınmıştı. Sonra Allah’u Teala dinini muhkem-leştirdi ve mut’adan nehiy buyurdu dedi. “
Müslim : 4.c / 27.n


“ … Abdullah ibn Ömer r.a’ya biri gelerek ibn Abbas’ın mut’a konusunda cevaz verdiğini söyler, İbn Ömer ise :
- Subhanallah ! İbn Abbas’ın böyle bir fetva vereceğini zannetmiyorum, der. Ancak oradakiler haberi te’yid edince ibn Ömer : Resulullah s.a.v hayatta iken ibn Abbas küçük çocuk idi,der ve ilave eder : Resulullah s.a.v mut’ayı bize yasakladı, artık bizler zaniler değiliz. “
Haysemi M. Zevaid : 4.c / 265


{ … Urve b. Zübeyr şöyle haber verdi : Abdullah b. Zübeyr Mekke’de ayağa kalktı ve : Bir takım insanlar var ki, Allah onların gözlerini körleştirdiği gibi kalplerini de körleştirmiştir. Bunlar muta nikahının caizliğine fetva veriyorlar dedi. Bununla bir kimseyi tariz ediyordu. 0 tariz edilen zat - yani İbni Abbas - o vakit emir olan İbni Zübeyr’e seslenip : Şüphesiz sen çok katı ve kupkuru bir adamsın dedi. Hayatıma yemin ederim ki, kuşkusuz muttakilerin imamı Rasulullah’ın zamanında muta nikahı yapılıyordu dedi. İbni Zübeyr de ona : Sen kendi nefsinde onu tecrübe et de ben de vallahi eğer o fiili yaparsan seni kendi taşlarınla recm ederim dedi...... }

Müslim : 1406/27 - Ebu Avane : 4057 - Albani : 6/318- İrva


 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Diğer konularda söylediklerinize cevap verdik ancak siz karşılık veremediniz. Peygamberin haram kılma yetkisi ancak Allah'ın haram kıldıkları şeyler konusunda geçerlidir. Mesela şarap haramdır o halde şarabın kendisiyle birlikte içinde şarap bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak içinde alkol yapımında kullanılan şeyler var diye alkolsüz içecekler yasaklanamaz. Mesela domuz eti haramdır o halde domuzun kendisiyle birlikte içinde domuz katkısı (yağı) bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak denizden çıkan ürünler yasaklanmadığı halde tutup da ahtapot, ıstakoz, yengeç gibi şeyler yasaklanamaz. (Bazı deniz ürünlerini yasaklayan mezhepler var). Kur'an'da helal olan bir şeyi peygamber haram kılma yetkisine sahip olsa bile bu yasaklama, kimin söylediği/yazdığı belli olmayan rivayetlere dayandırılamaz. Ya Kur'an gibi korunmuş bir hadis kitabına dayandırılır ya da bizzat peygambere sorulur ancak her ikisi de mümkün olmadığına göre Allah'ın yasaklamadığı bir şey yasaklanamaz
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Diğer konularda söylediklerinize cevap verdik ancak siz karşılık veremediniz. Peygamberin haram kılma yetkisi ancak Allah'ın haram kıldıkları şeyler konusunda geçerlidir. Mesela şarap haramdır o halde şarabın kendisiyle birlikte içinde şarap bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak içinde alkol yapımında kullanılan şeyler var diye alkolsüz içecekler yasaklanamaz. Mesela domuz eti haramdır o halde domuzun kendisiyle birlikte içinde domuz katkısı (yağı) bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak denizden çıkan ürünler yasaklanmadığı halde tutup da ahtapot, ıstakoz, yengeç gibi şeyler yasaklanamaz. (Bazı deniz ürünlerini yasaklayan mezhepler var). Kur'an'da helal olan bir şeyi peygamber haram kılma yetkisine sahip olsa bile bu yasaklama, kimin söylediği/yazdığı belli olmayan rivayetlere dayandırılamaz. Ya Kur'an gibi korunmuş bir hadis kitabına dayandırılır ya da bizzat peygambere sorulur ancak her ikisi de mümkün olmadığına göre Allah'ın yasaklamadığı bir şey yasaklanamaz
Bre sapık; sen hadisi kabul etmiyorsun ben senin azgın hevandan çıkan zırıltıları niye kabul edeyim! Allahın (c.c.) haram kıldığı bir şeyi daha Rasulu (s.a.v.) neden haram kılar diye Allah zikretsin.
Madem öyle bana Kur'andan cevap ver!



O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
O (nun konuşması kendisine) vahyedilenden başkası değildir.
(Necm 3-4)



"]Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Rasulunun haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın." (Tevbe 29)


"]Onlar ki, o ummî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, ]sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır." (Âraf 157)

"]Bununla beraber Allah ve Rasulu bir işe hükmettiği zaman, gerek mu'min bir erkek ve gerekse mumin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Rasulune âsi olursa açık bir sapıklık etmiş olur." (Ahzab 36)
 
E Çevrimdışı

Ebu'l Bera

Üye
İslam-TR Üyesi
Diğer konularda söylediklerinize cevap verdik ancak siz karşılık veremediniz. Peygamberin haram kılma yetkisi ancak Allah'ın haram kıldıkları şeyler konusunda geçerlidir. Mesela şarap haramdır o halde şarabın kendisiyle birlikte içinde şarap bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak içinde alkol yapımında kullanılan şeyler var diye alkolsüz içecekler yasaklanamaz. Mesela domuz eti haramdır o halde domuzun kendisiyle birlikte içinde domuz katkısı (yağı) bulunan şeyler peygamber tarafından haram kılınabilir ancak denizden çıkan ürünler yasaklanmadığı halde tutup da ahtapot, ıstakoz, yengeç gibi şeyler yasaklanamaz. (Bazı deniz ürünlerini yasaklayan mezhepler var). Kur'an'da helal olan bir şeyi peygamber haram kılma yetkisine sahip olsa bile bu yasaklama, kimin söylediği/yazdığı belli olmayan rivayetlere dayandırılamaz. Ya Kur'an gibi korunmuş bir hadis kitabına dayandırılır ya da bizzat peygambere sorulur ancak her ikisi de mümkün olmadığına göre Allah'ın yasaklamadığı bir şey yasaklanamaz

Şu dediklerine o kadar uzunca cevaplar verilir ki, sana sadece şu yazdıkların arasında bir komikliğini yazayım. Normalde sana göre denizden çıkanlarda haram olmalıdır, çünkü Allah subhanehu ve teala diyor ki ; "حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ" Yani ölü eti size haram kılındı. Malum ki tüm balıklar, canlılar denizden çıkıyor ve boğazı vurulmadan ölerek leş oluyorlar. Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat ise Rasulullah s.a.v. "İki ölü size helal kılındı. Çekirge ve balık" hadisine dayanarak balık yiyor.

Vallahi bizler hadislerin kimlerin yazdığını ve naklettiğini iyi biliyoruz. Sizin hadis ilminden cahil olduğunuzdan ötürü bunları bilmemeniz normaldir. Sizler daha dedenizin babasını tanımaz iken, Muhaddisler silsile şeklinde hadisleri, kişilerin hallerini araştırarak yazdılar. Şarkta ve garpta dolaşıp hadisleri topladılar. İki kişinin rivayet ettiği Kur'an'ı kabul edipte, yine Kur'an'ı nakleden aynı kişilerden onlarca kişi hadis nakledince bunu kabul etmemek en büyük çelişkidir. Zira ahad haberler(bir kişinin naklettiği hadisler) dışında ki SAHİH hadislerin hepsi Kur'an'dan daha sağlam şekilde bize ulaşmıştır. Kur'an iki şahit eşliğinde gelirken, örneğin "Kim benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın" hadisi bir metni ile 75, bir metni ile 102 sahabeden nakledilmiştir.

Hadislere şüphe getirenlerin asıl sorunu, muhaddis ve ravileri kendileri gibi gizlide ve açıkta haram işleyen fasıklar sanmalarıdır. Çünkü bu kimselerin kalbinde ki tiksinti, hayatlarındaki fısklar ve dillerinde ki yalanlar mealcileri, hadisçileride kendileri gibi sanmalarına yol açmıştır.

Ayrıca bir konu söyle ki insanlar sana cevap verememiş olsun. Vallahi ki Muhammed bin Abdulvahhab'ın dediği gibi "Müslümanların en avamı, kafirlerin en alimini alt eder."
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
konuya başlık üzerinden b cavap yazacaktım ama korktum konu baya uzamış ben yinede bişy yazayım . bırakın şu bis şiaların adetlerini tartışmayı para karşılığı zinanın islam akidesinde yeri yok..islamın ahlakında yeri yok...şiilerin herzamanki pislikleri işte...
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şu dediklerine o kadar uzunca cevaplar verilir ki, sana sadece şu yazdıkların arasında bir komikliğini yazayım. Normalde sana göre denizden çıkanlarda haram olmalıdır, çünkü Allah subhanehu ve teala diyor ki ; "حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ" Yani ölü eti size haram kılındı. Malum ki tüm balıklar, canlılar denizden çıkıyor ve boğazı vurulmadan ölerek leş oluyorlar. Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat ise Rasulullah s.a.v. "İki ölü size helal kılındı. Çekirge ve balık" hadisine dayanarak balık yiyor.

Büyük deniz canlıları boğazlanabiliyorsa boğazlanırlar ancak hamsi gibi çok küçük canlıları tek tek boğazlamak zor olacağından, onları avlamak amacıyla ağ/olta atarken Allah'ın adını anmak yeterlidir. Tıpkı avcı hayvanı avın üstüne salarken ya da avcı hayvanın tuttuğu avı yerken Allah'ın adını anmak gibi.

Vallahi bizler hadislerin kimlerin yazdığını ve naklettiğini iyi biliyoruz. Sizin hadis ilminden cahil olduğunuzdan ötürü bunları bilmemeniz normaldir. Sizler daha dedenizin babasını tanımaz iken, Muhaddisler silsile şeklinde hadisleri, kişilerin hallerini araştırarak yazdılar. Şarkta ve garpta dolaşıp hadisleri topladılar. İki kişinin rivayet ettiği Kur'an'ı kabul edipte, yine Kur'an'ı nakleden aynı kişilerden onlarca kişi hadis nakledince bunu kabul etmemek en büyük çelişkidir. Zira ahad haberler(bir kişinin naklettiği hadisler) dışında ki SAHİH hadislerin hepsi Kur'an'dan daha sağlam şekilde bize ulaşmıştır. Kur'an iki şahit eşliğinde gelirken, örneğin "Kim benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın" hadisi bir metni ile 75, bir metni ile 102 sahabeden nakledilmiştir.

Hadisleri kimlerin yazdığını ve naklettiğini bile bilmezken, peygamberin ne söylediğini-yaptığını nereden bileceksiniz? Rivayetler ses-görüntü kaydı mıdır da bu kadar emin olabiliyorsunuz? İki kişinin rivayet ettiğini iddia ettiğin Kur'an'a sen inanıyorsun, ben inanmıyorum. Ben Allah'ın indirdiği ve koruduğu Kur'an'a inanıyorum. Hadisleri Kur'an'dan daha sağlam gören birisi "bu hadis zayıf, şu hadis uydurma" diyebildiğine göre "şu ayet zayıf, şu ayet uydurma" da diyebilir. Eee Allah'ın ayetini bir keçinin yediğine inanabilecek bir kafadan başka ne beklenir ki?

Bazı ayetlerde Allah ile peygamberin Kur'an dışı iletişime geçtiklerinden bahsedilmiştir. Nerede bahsedilmiştir? Ayetlerde. Peki ayetler nerededir? Kur'an'da. Peki Kur'an'ı bizlere aktaran kimdir? Allah!

Bazı hadislerde Allah ile peygamberin Kur'an dışı iletişime geçtiklerinden bahsedilmiştir. Nerede bahsedilmiştir? Hadislerde. Peki hadisler nerededir? Kütüb-i sitte. Peki Kütüb-i sitte'yi bizlere aktaran kimdir? İnsanlar!
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sen diyorsun ki:"Bir şey haram kılınmadığı sürece helaldir" değil mi?

Şu soruma cevap ver eğer savunduğun bu usulde samimiysen.

Allah azze ve cella buyuruyor ki:

أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ

"Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın."

Bakara Suresi 187. ayet.

Bak bu ayette Allah azze ve celle أُحِلَّ لَكُمْ yani "size helal kılındı" buyuruyor. O halde senin din anlayışına göre bunun daha önce haram kılınması gerekiyor değil mi? Peki Kur'an'da Ramazan gecesi insanın eşine yaklaşmasının haram olduğuna dair bir ayet var mı? Hayır yok. Çünkü bunu Peygamber yasaklamıştı. Daha sonra bu ayetle helal kılındı.

Bu ayeti iyice oku. Burada laf yarıştırmanın tartışmanın sana hiçbir faydası yok. Yarın alemlerin Rabbinin huzurunda dikileceksin ve bunların hesabını vereceksin. O gün sana ne bu tartışmaların, ne üstün gelmelerin bir faydası olmaz.

Tekrar ayete dönecek olursak, Allah ayette :"Allah, kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti." buyuruyor. Zulüm ancak Allah'ın haram kıldığı, yasakladığı şeylerle insanın Rabbine isyan etmesidir. Tevbe de ancak haram olan bir iş sebebiyle yapılıır. Bunlarda bize açık bir şekilde Kur'an dışında da haram ve helal belirlendiğini gösteriyor.

"Ey müminler, Allah'ın size helal kıldığı tertemiz nimetleri haram saymayın, sınırları aşmayın. Hiç kuşkusuz Allah sınırları aşanları sevmez." (5:87)

Bu ayete göre;

1- Bu ayet inmeden önce, temiz şeyler haram mıydı?

2- Bir şeyin helal kılınmış olması illa daha önce Allah tarafından haram kılınmış olduğu anlamına gelmez. İnsanların kendi kendilerine haram kıldıkları anlamına da gelebilir.

3- Bir şeyin helal kılınmış olması, daha önce Allah tarafından haram kılınmış olduğu anlamına gelse bile illa hadisler yoluyla haram kılınmış olduğu anlamına gelmez. Daha önceki şeriatlar-kitaplar vasıtasıyla haram kılınmış olduğu anlamına da gelebilir.

Mesela İsa, Tevrat'ta haram kılınan şeyleri Allah'ın kendisine vermiş olduğu İncil ile helal kılmıştır.

"Benden daha önce inen Tevrat'ı onaylayıcı olarak size haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl ilan etmek üzere Rabbiniz tarafından kesin bir kanıtla size geldim. Allah'tan korkunuz ve bana itaat ediniz."

Bir de şöyle bir ayet var;

"İsrail'in (Yakub'un), Tevrat'ın indirilişinden önce kendine yasakladıkları dışında kalan tüm yiyecekler İsrailoğulları'na helâl idi. De ki; 'Eğer doğru söylüyorsanız, Tevrat'ı getirip okuyunuz.'"

Yahudiler, Tevrat (Kitap) dışı bir iddiada bulunuyor ve Allah da onları Tevrat (kitap)'tan delil getirmeye davet ettiriyor. Bu bana bir yerden tanıdık geliyor, nerden acaba?
 
I Çevrimdışı

ismt

Üye
İslam-TR Üyesi
senin nickin bile küfrünü belli ediyor.

peki sen sabah ogle ikindi aksam yatsı bu vakitlerin rekatlarını neye gore kılıyorsun ?

namaz bitiminde saga sola selam verirken, yarabbi bilmiyorum ama saga da sola da selam veriyorum ne olur tam emin degilim bağışlamı diyorsun ?

daha dogrusu sen namaz kılıyormusun ?

sunnetin gecerliligi yoksa ne diye ayette açıkla diyor ? Nahl 44 ve 64

ibadet bilmiyorum yapıyormusunuz lakin eger yapıyorsanız neye gore yapıyorsunuz, namaz hac vb.

Son Olarak.. Senin (GİBİ) lerin geleceğini biz zaten sen gelmezden biliyorduk.. O yüzden sen istediğin kadar havlayabilirsin..



Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun koltuğuna kurulan tok bir adamın size: Sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter, diyeceği günler yakındır..." Ebu Davud, Sünnet, 6, İmare 33; Tirmizi, İlim 10)
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
senin nickin bile küfrünü belli ediyor.

peki sen sabah ogle ikindi aksam yatsı bu vakitlerin rekatlarını neye gore kılıyorsun ?

namaz bitiminde saga sola selam verirken, yarabbi bilmiyorum ama saga da sola da selam veriyorum ne olur tam emin degilim bağışlamı diyorsun ?

daha dogrusu sen namaz kılıyormusun ?

sunnetin gecerliligi yoksa ne diye ayette açıkla diyor ? Nahl 44 ve 64

ibadet bilmiyorum yapıyormusunuz lakin eger yapıyorsanız neye gore yapıyorsunuz, namaz hac vb.

Son Olarak.. Senin (GİBİ) lerin geleceğini biz zaten sen gelmezden biliyorduk.. O yüzden sen istediğin kadar havlayabilirsin..



Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun koltuğuna kurulan tok bir adamın size: Sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter, diyeceği günler yakındır..." Ebu Davud, Sünnet, 6, İmare 33; Tirmizi, İlim 10)

Allah katından olan (Kur'an) dan neyi inkar etmişim ki küfrüm olsun? Yoksa insanlar katından olan şeyleri (rivayetleri) kabul etmediğim için mi küfürde oluyorum? Bana rivayetlerin yüzde yüz peygamberden olduğunu kanıtla, dünyanın bir numaralı hadis (rivayet) savunucusu olurum.

Neymiş? Bizim gibilerin geleceğini biliyorlarmış. Ben de hadis (rivayet) savunucusu olsam ben de böyle bir hadis (rivayet) uydurabilirim. Bundan daha kolay ne var? Yalanın vergisi yok nasıl olsa.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Allah katından olan (Kur'an) dan neyi inkar etmişim ki küfrüm olsun? Yoksa insanlar katından olan şeyleri (rivayetleri) kabul etmediğim için mi küfürde oluyorum? Bana rivayetlerin yüzde yüz peygamberden olduğunu kanıtla, dünyanın bir numaralı hadis (rivayet) savunucusu olurum.

Neymiş? Bizim gibilerin geleceğini biliyorlarmış. Ben de hadis (rivayet) savunucusu olsam ben de böyle bir hadis (rivayet) uydurabilirim. Bundan daha kolay ne var? Yalanın vergisi yok nasıl olsa.


RAHMAN ve RAHİM olan ALLAH'ın adı ile

Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi ya-sakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.(Haşr 7)

neyi inkar ettiğinin farkındasın umarım ! hala da aynı zihniyete devam ediyorsan bizim yapacağımız anti sapık savar görevini yerine getirmek !
 
I Çevrimdışı

ismt

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah katından olan (Kur'an) dan neyi inkar etmişim ki küfrüm olsun? Yoksa insanlar katından olan şeyleri (rivayetleri) kabul etmediğim için mi küfürde oluyorum? Bana rivayetlerin yüzde yüz peygamberden olduğunu kanıtla, dünyanın bir numaralı hadis (rivayet) savunucusu olurum.

Neymiş? Bizim gibilerin geleceğini biliyorlarmış. Ben de hadis (rivayet) savunucusu olsam ben de böyle bir hadis (rivayet) uydurabilirim. Bundan daha kolay ne var? Yalanın vergisi yok nasıl olsa.

dogru senin katında hadisin bir degeri olmadıgı için inkar edilecek bir şey yok..

rivayetin ben sana silsilesini yazsam cevabın ne olacaktı ? bu sefer bu şahıslar ne kadar dogru soyluyordu dicektin.

evet biz senin gibi necislerin gelecegini biliyorduk.. ayrıca sen hadisin silsilesini bırak sen bizzat hadise karşısın, zira boşuna adına anti hadis dememişsin.

bende bir hadis uydururum demişsin haydi buyur uydur, kaynaklı bir şekilde ? tarihte nasıl alimlermiz iddialarınızı curuttuyse bunuda curutecektır ..

İşin garib tarafı onemli olan sorulara cevap vermemişsin ? İşine gelen tarafı almışsın hemen..

peki sen sabah ogle ikindi aksam yatsı bu vakitlerin rekatlarını neye gore kılıyorsun ?

namaz bitiminde saga sola selam verirken, yarabbi bilmiyorum ama saga da sola da selam veriyorum ne olur tam emin degilim bağışlamı diyorsun ?

daha dogrusu sen namaz kılıyormusun ?

sunnetin gecerliligi yoksa ne diye ayette açıkla diyor ? Nahl 44 ve 64

ibadet bilmiyorum yapıyormusunuz lakin eger yapıyorsanız neye gore yapıyorsunuz, namaz hac vb.
 
Üst Ana Sayfa Alt