Cevap Doğru.
Şöyleki;
kavmine ilk gittiğinde ilkönce;Resûlallah'ın duasıyla keramet olarak:
alnın ortasında parlayan bir ışıkla gidiyor lakin yolda Devsliler ona "ilahlarını terk etti de alınına belli olsun diye ışık geldi demesinler diye, o parlaklığın kandil gibi eline verilmesi için dua ediyor ve öyle oluyor. Babası ve eşi kabul edip müslüman oluyor fakat Devsliler onu her gördüklerinde Kaş göz işareti yapıyorlar. Bir çoban dışında kimse inanmıyor. Sonra Sahabemiz Resûlallah'ın yanına gidip olanları anlatıyor. Şimdi aralarında geçen diyalogu anlatayim:
– Yâ Resûlullah! Devs kabilesi Allaha âsi oldular. İslâma girmeleri için yaptığım da’vetimi kabul etmediler. Onların aleyhinde bedduâ et de, helâk olsunlar, dedim.
Şefkât ve merhamet Peygamberi, ellerini açıp kıbleye dönerek:
– Yâ Rabbi! Devs halkına doğru yolu göster de, onları İslâm dînine getir, diye duâ buyurdu. Bana da:
” İrca’ ila kavmik ! fed’uhum verfuk bihim ”
– Kavmine dön! Onları – rifk ile -güleryüzle ve tatlı dille İslâmiyete da’vet etmeye devam et ! Kendilerine yumuşak davran ! buyurdu.
Hemen dönüp memleketime geliyor. Devs halkını İslâma davetten hiç boş kalmİyi.
Resûlallah'ın tavsiyesine uygun bir sekilde dini temsil ve teblig eden Tufeyl b. Amr’in vesilesiyle Devs kabilesinden pek çok kimse birer birer Müslüman olmaya basladi.
Tufeyl b. Amr, Peygamber efendimiz, Hayber’de bulunduğu sırada, Devs kabilesinden kendisine tâbi olup, Müslümanlığı kabul edenlerle birlikte Medine’ye geldiler. Sayıları 70 veya 80 civarındaydı.
Yani ilk davetinde sadece Ebu Hureyre iman etti sonraki dönüşü ile beraber Hayber'de anca iman eden bu 70-80 kişi oldu.