Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İŞTE GÜZEL HABER

Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş emin misin. İstanbulda Fatih camiinde ve eyüp sultanda gösteriler vardı. Eyüp Sultanda İHH öncülüğünde eylem yapıldı Fatihtekinde ise görüntülere bakılırsa hiç nurculara benzemiyor. Bir sürü tevhid bayrağı , Demokrasiyi yerin dibine sokan pankartlar hilafet çağrıları. Bunlar demokratik nur cemaatinin yada tasavvufi tarikatların yapacağı iş değil. Bilmeden ordaki müslümanları nurcu tarikatçı diye yaftalamış olmayalım. Allahu alem.

Seni bilmem kardeş ama ben Fatih camii'nin cemaatini iyi bilirim. Genelde Hanefi, nurcu ve veya tarikatçılar oluşturur. Bildiğim kadarıyla el-kaide sempatizanı vakıflar veya siteler protestoyu daha önce bildirmediler. Yoksa Bilal Erdoğan'ın ne işi olurdu orda o vakitte? Ve bu arada o siyah sancak ve beyaz bayrak el-kaide'ye ait değil. Hilafet isteyenlerin o bayrakları taşımaları durumu değiştirmez.

sana bir tavsiyem nurcuları, tarikatçıları tekfir etmeyi din dışı görmeyi bırakın vallahi iflah olmazsınız, sapıtırsınız. Selefiside müslüman nurcusuda tarikatçısıda. İmanına tek bir delil görürsem onu müslüman kabul ederim. Böyle sapıkça onu bunu tekfir etmeyi bırakın biraz husnu zan edin. Vallahi dinde aşırı gidenlerin kalbinde bir kin ve nefret oluşuyor. Dünyayı geç Eğer ahiretini düşünüyorsan biraz kendinize çeki düzen verin.
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
ne olursan ol gel diyon yani ha sonrada tasavvuf emirliği vırt emirliği zırt emirliği gibi müslümanlar tekrar parçalansın hadislere sor resulullah yetiş ya gavs diyenle ortak bir işbirliği yapar mıydı insanların birleşeceği tek nokta tevhiddir Allah'ın insanlara ihtiyacı yoktur kıyamete kadar bir grup hak üzere bulunacak ve bu ALLAH'ın dinini hakim kılmaya yetecektir... hal bu ki bu forumda aşırı tekfir ile bilinen kimse burda daha fazla kalamaz sözün misafirlere mi ki iki dakikada sapık ettin siz kelimesinin kapsadıklarını da açarsan daha anlaşılır olur
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
ikincisi zaten tasavvuf ve nurculara göre en büyük cihad nefisle yapılanmış peh... onların müslümünların namuslarını korumaktan daha önemli vazifeleri var mesela gavsına çay getirmek ve çorba dağıtmak def eşliğinde kendilerinden geçmek mücahidlere terörist demek ve hatta sövmek,mitolojik hikayeler eşliğinde süper gavs'ın ! masalları ile uyumak biz bu kadar mı zillet içindeyiz
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Seni bilmem kardeş ama ben Fatih camii'nin cemaatini iyi bilirim. Genelde Hanefi, nurcu ve veya tarikatçılar oluşturur. Bildiğim kadarıyla el-kaide sempatizanı vakıflar veya siteler protestoyu daha önce bildirmediler. Yoksa Bilal Erdoğan'ın ne işi olurdu orda o vakitte? Ve bu arada o siyah sancak ve beyaz bayrak el-kaide'ye ait değil. Hilafet isteyenlerin o bayrakları taşımaları durumu değiştirmez.

sana bir tavsiyem nurcuları, tarikatçıları tekfir etmeyi din dışı görmeyi bırakın vallahi iflah olmazsınız, sapıtırsınız. Selefiside müslüman nurcusuda tarikatçısıda. İmanına tek bir delil görürsem onu müslüman kabul ederim. Böyle sapıkça onu bunu tekfir etmeyi bırakın biraz husnu zan edin. Vallahi dinde aşırı gidenlerin kalbinde bir kin ve nefret oluşuyor. Dünyayı geç Eğer ahiretini düşünüyorsan biraz kendinize çeki düzen verin.


sen yukarıda yazdıklarını okudunmu?


Seni bilmem kardeş ama ben Fatih camii'nin cemaatini iyi bilirim. Genelde Hanefi, nurcu ve veya tarikatçılar oluşturur.

nurcuları, tarikatçıları tekfir etmeyi din dışı görmeyi bırakın .

Eleştririyonmuuuu, savunuyonmuuuu. Bişey anlamadım sakallı
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
tavsiyem nurcuları, tarikatçıları tekfir etmeyi din dışı görmeyi bırakın vallahi iflah olmazsınız, sapıtırsınız. Selefiside müslüman nurcusuda tarikatçısıda.

kendisinde şirk ya da küfür amelleri sadır olup da engelleri ortadan kalkmışsa selefisini de,nurcusunu da,tarikatçısını da peygamber oğlu da olsa o kişiye hala müslümandır diyen tek bir alim ismi ve ilgili nas duymak istiyorum ve bunları tekfir edene sapık diyen tek bir nas sen bu forumdan duydun mu ki muvahhid bir tarikatçıyı tekfir edip taassup eden geçmişte bu şekilde(muvahhid) kimseler,mücahidler mevcuttu onların başımızın üstünde yeri var
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yazıklar olsun ve yuh olsun sizlere. İnternet sizin kafanızı bozmuş. İşiniz gücünüz tefrika, kin, nefret ve buğz olmuş. Siz bu durumdayken zor iflah olursunuz. Allah ıslah etsin sizleri ve sıratı-mustekim üzere olmayi nasib etsin. Bu mantığınızla ne İslam birliği, ne hilafet nede şeriatı getirirsiniz. Sizler dindar kılıklı çapulcularsınız ama bu hal üzere olduğunuzun farkında değilsiniz.
 
A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
allah kendisine şirk koşulmasını asla affetmez (nisa 116)
size amel bakımından en çok ziyanda olanları bildireyimmi onların dünyadada ahirettee yaptıkları boşa gitti oysa onlar güzel iş yaptıklarını zannediyorlardı (kehf 103 104)
allah subhanahu ve teala bizzat onları şirk içerisinde görüyor ve onları affetmeyeceğini söylüyor ve onların yaptıklarının boşa gittiğini söylüyor onların şirk ve küfürlerinide en az 100 maddeyle yazabilirim zaten forumda ararsan bulursun onların şirklerini
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Yazıklar olsun ve yuh olsun sizlere. İnternet sizin kafanızı bozmuş. İşiniz gücünüz tefrika, kin, nefret ve buğz olmuş. Siz bu durumdayken zor iflah olursunuz. Allah ıslah etsin sizleri ve sıratı-mustekim üzere olmayi nasib etsin. Bu mantığınızla ne İslam birliği, ne hilafet nede şeriatı getirirsiniz. Sizler dindar kılıklı çapulcularsınız ama bu hal üzere olduğunuzun farkında değilsiniz.

Artık kalpleri okumaya da başladın demek Sakallı efendi Allah'ın karşılığında bu sözünün hesabını nasıl vereceksin sana verilecek tek cevap aslında... selam diyip geçmek fakat yapamıyorum sen insanları yaşlarıyla rencide etmeye çalışan birisin ama bilmiyorsun ki Resulullah en önemli vaziferi hep 16-20 yaş arasındaki gençlere emanet etti ayrıca bizlerden ilmi bir cevap beklerken işkembeden konuşmaktan da geri durmayan kendi ile çelişen bir insansın
 
C Çevrimdışı

cendeller

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Haber güzel gerçekten ama hangi müslümanlar için?

ankarayı bilmem ama istanbul'daki göstericiler hanefi/nurcu ve veya tarikatçı. yani bunlar selefiliğe / vehhabiliğe ve el-kaideye karşı olan kimseler.

NOT; nusret cephesi sadece sözde el-kaide ile bağlantılı ve aslında el kaideye hiç benzemeyen bir yapı. gönül isterdiki nusret cephesi ve diğer islamcı gruplar suriye islam cephesine/ahraruşşama katılsın. ama nusret cephesini bu haliylede seviyoruz biiznillah.


Kardeş bu organizasyonu düzenleyenler tevhidi bir şuura sahip müslümanlar ve bunlar nurcu veyahutta tarikatçı değiller bir mesele hakkında bilgi sahibi olunmadan konuşmayın inşALLAH...
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
tağutun varlığından habersiz olanlar neyi red ediyorlar dur ben söyleyim içkiyi domuzu yahudiyi bir kısmı hıristiyanı oysa onlara tağutu bilmeden ve red etmeden 1000 rekat namaz kılsalar eylemde yapsalar bunlardan ahirette nasiplenmeyeceklerini bile bile sanki müslümanmış gibi bahsettmek ve savunmak hiç bir muvvahite yakışmaz ama bazen bazı zamanlar da maslahat icabı bunların bu amelleri müslümanlara destek oluyorsa birlikte hareket edilebilir ortadaki akide farklılıkları daha büyük musibetleri gidermede güç birliğini engellemez
 
R Çevrimdışı

Rebi3

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Seni bilmem kardeş ama ben Fatih camii'nin cemaatini iyi bilirim. Genelde Hanefi, nurcu ve veya tarikatçılar oluşturur.

Böyle organizasyonları fatih cami cemaati düzenlemez kardeş. ana konudaki resimlerden anlaman lazım cami cemaati işi olmadığını. Stk lar sosyal medyadan duyurur vakti geldimide orda hep beraber eylem yaparlar cemaatte katılım gösterir. Demokrasi çığırtkanlığı yapan mücahidlere terörist diyen nur cemaatinin böyle tevhidi organizasyonları düzenleyip tevhid bayrağı açacaklarını ve demokrasi karşıtı pankartlar açacaklarını nasıl düşünürsün. Buna cemaatin abileri ablaları yada Fethullah Gülen izin verir mi hiç ? Sana ordaki tevhid ehli müslümanları nurcu tarikatçı diye yaftalama uyarısında bulundum sen bu uyarımı bana nasihate dönüştürmüş onları tekfir etme demişsin pes kardeşim.
Ordaki kardeşler kendilerine nurcu tarikatçı denilmesini kabul etmerzler bilmeden takip etmeden kul hakkına girme fazla uzamadanda konu kapanırsa hayırlı olur inşaAllah.
 
Hilafet Sancağı Çevrimdışı

Hilafet Sancağı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Bu organizasyonu tam emin olmasam da Hizbuttahrir adlı İslami parti(mevcut tağuti t.c. rejimini tanımıyor ve alakası yok,küresel bir hizb)yapmış olabilir.Bu ihtimal kuvvetli.Allah bu kardeşlerimizden razı olsun.Güzel bir eylem.
 
Hilafet Sancağı Çevrimdışı

Hilafet Sancağı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Ve ek bilgi olarak Hizbuttahrir İslami partisinin kuruluş amacı raşidi hilafet devletini silah kullanmadan sadece tebliğle ve islami eğitim çalışmalarıyla kurmaktır.T.c. tağutu tarafından yasa dışı terör örgütü olarak görülüyor ve ceza veriliyor.Ayrıca demokrasi,laiklik,cumhuriyet,milliyetçilik,vatancılık gibi kavramları reddediyorlar ve bu kavramları İslama aykırı olarak görüyorlar.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
KöklüDeğişim tarafından Ankara Hacı Bayram Camii’nde Suriyeli Müslümanlar için düzenlenen giyabi cenaze namazı ve basın açıklaması genç-yaşlı kadın-çocuk demeden binlerce Ankaralı Müslümanın yoğun katılımına sahne oldu.
23.08.2013
Son olarak kimyasal silahlarla kadın-çocuk demeden katledilen Suriyeli Müslümanlar için düzenlenen "Hilafet OlsaydıYaşanmazdı"başlıklı basın açıklaması Ankara Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından özellikle Suriye olmak üzere bütün bir dünyada katledilen, şehit olan mazlum Müslümanlar için cemaatten de yoğun katılımla kılınan gıyabi cenaze namazı ile başladı.
Ardından Suriyeli Müslümanlar için dua edildi. Suriyeli Müslümanların Allah’ın indirdikleriyle hükmedecek bir Hilafet Devleti istedikleri için katledildiklerinin belirtildiği duada Müslümanların kanlarına karşı duyarsız ve hareketsiz kalan yöneticilerin yerine en kısa zamanda Müslümanların kanlarına ve ırzlarına duyarlı bir halife göndermesi için Allah’a niyazda bulunuldu.
Tekbir seslerinin eşliğinde hep bir ağızdan yükselen amin seslerinin zaman zaman gözyaşlarına karıştığı dua esnasında duygusal anlarda yaşandı.
Daha sonra KöklüDeğişim Dergisi yazarlarında Bayram Sağnak bir basın açıklaması yaptı. Sağnak, Suriye’de çoğu çocuklardan oluşan 2000’den fazla Müslüman kardeşimizin kimyasal silah kullanılarak katledilme görüntülerinin benzerlerine daha önce Irak, Afganistan, Burma ve Mısır’da da şahit olduklarını ve derinden yaralandıklarını fakat Müslümanlarıdaha da derinden yaralayanın Müslüman halkların başlarında bulunan yöneticilerin ihanet kokan suskunlukları olduğunu belirtti.
Her yaşanan katliamdan sonra Müslüman halkların başındaki yöneticilerin kınamaktan, BM-NATO gibi elleri Müslüman kanına bulaşmış kuruluşları Müslümanları kurtarmaya davet etmekten başka bir şey yapmadığını belirten Sağnak, Irak’ta, Afganistan’da, Burma’da, Mısır’da ve Suriye’de katledilen Müslümanlar’ın kıyamet günü İslam Ümmeti’nin hasmı olacağını, iki yakasına yapışacağını, onları yardımsız bırakan herkesi Allah’a şikayet edeceğini ifade etti.
Bu sorumluluktan kurtulmanın sadece gözyaşı dökmek ve zalimlere beddua etmek ile değil Hilafet’i istemek ve onun tekrar geri gelmesi için çalışmakla olacağını, eğer bugün bir halifemiz olsa idi bu katliama kimsenin ama kimsenin cüret edemeyeceğini ifade eden Sağnak konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı:
“Bizlerde bugün Allah’a yalvarıyoruz ve ancak ondan yardım diliyoruz. Ey Rabbimiz bizlere yeniden Mua’tasımlar, Selahaddinler, Abdülhamidler gönder ve bizim ve senin düşmanlarını onların elleriyle kahru perişan eyle!”
“İslami Ümmet Hilafet İstiyor” “Hilafetİzzettir Demokrasi Zillettir” Sloganlarıyla sık sık kesilen açıklamanın ardında Müslümanlar olaysız dağıldı.


videosu da var ama buraya ekleyemedim

http://www.kokludegisim.net/index.php?kd=haberoku&id=8395



hacibayram%20(1).jpg


hacibayram%20(2).jpg


hacibayram%20(3).jpg


hacibayram%20(4).jpg


hacibayram%20(5).jpg


hacibayram%20(6).jpg


hacibayram%20(7).jpg


hacibayram%20(8).jpg


hacibayram%20(9).jpg


hacibayram%20(10).jpg


hacibayram%20(11).jpg


hacibayram%20(12).jpg


hacibayram%20(13).jpg


hacibayram%20(14).jpg


hacibayram%20(15).jpg


hacibayram%20(16).jpg


hacibayram%20(17).jpg


hacibayram%20(18).jpg


hacibayram%20(19).jpg


hacibayram%20(20).jpg


hacibayram%20(21).jpg


hacibayram%20(22).jpg


hacibayram%20(23).jpg


hacibayram%20(24).jpg


hacibayram%20(25).jpg


hacibayram%20(26).jpg


hacibayram%20(27).jpg


hacibayram%20(28).jpg


hacibayram%20(29).jpg


hacibayram%20(30).jpg
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Bir sabah uyandınız ve herşey değişmiş...
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Suriye yabancı müdahaleyle değil, İslami direnişle özgürleşecek!Özgür-Der, Suriye'ye yabancı askeri müdahaleyle ilgili bir basın açıklaması yayınladı.

28 Ağustos 2013 Çarşamba - 12:23

Özgür-Der Genel Merkezi'nden bugün yayınlanan basın açıklamasında Suriye'ye askeri müdahale konusu irdeleniyor. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya imzalı açıklamada Suriye'ye askeri müdahale ihtimalinin ancak kimyasal silah kullanılınca gündeme gelmesinin de İsrail'in güvenliği konusuyla ilişkili olduğu belirtilirken iki buçuk yıldır farklı silahlarla öldürülen insanlara ses çıkarmayan tüm bölge ve dünya ülkelerinin de bu katliama ortak olduğu vurgulandı. Suriye halkının dış müdahaleden ziyade kendini savunma hakkının engellenmemesini talep ettiği hatırlatılan açıklamada, direnişçilere silah gitmesini engelleyen, uçuşa kapalı bölge ilan etmeyen vs Batı'nın bu konuda da samimiyetinin sorgulanması gerektiği kaydedildi.

***

SURİYE YABANCI MÜDAHALEYLE DEĞİL, İSLAMİ DİRENİŞLE ÖZGÜRLEŞECEK!

28 Ağustos 2013

21 Ağustos sabahı Şam’ın Doğu Guta bölgesinde gerçekleşen katliamın ardından Suriye’ye uluslar arası müdahale tartışması bir kere daha dünya gündeminde. Daha önce müteaddit defalar “kimyasal silahların kullanılması kırmızı çizgimizdir” açıklaması yapan ABD Başkanı Obama’nın Esed rejiminin kimyasal silahlarla yaptığı katliamın ardından Suriye’ye karşı askeri bir müdahale emri vereceğine dair sinyaller artmış görünüyor.

Askeri bir müdahalenin hangi çerçevede ve ne boyutta olacağına ilişkin henüz bir netlik söz konusu olmamakla birlikte, gelişmeler sınırlı bir müdahalenin kısa süre içinde gerçekleştirilebileceğine işaret etmekte. Rusya ve Çin’in vetosu nedeniyle BM Güvenlik Konseyi’nden karar çıkması beklenmediğinden, bu tür bir müdahalenin NATO çerçevesinde ya da BM Genel Kurulu’nun tutumuna bağlı olarak gönüllü devletlerden teşkil edilecek bir koalisyonla icra edilmesi ihtimali ağır basmakta.

Kuşkusuz hangi formülle icra edilirse edilsin Suriye’ye askeri bir müdahalenin Suriye halkının mağduriyetini ve mazlumiyetini gidermekten ziyade, asıl olarak Batılı güçlerin imaj kaygısının bir neticesi olacağı anlaşılıyor. ABD öncülüğünde atılacak bu tür bir adımla küresel egemenler Suriye’de iki buçuk yıldır devam eden vahşet karşısında takındıkları umursamaz tavrı örtme ve bir kez daha “insanlığın hamisi” payesini üstlenme hesabı içindedirler.

Müdahale tartışmasının kimyasal katliamla birlikte gündemleşmesi dikkat çekicidir. Şüphesiz kimyasal silahlar gibi hiçbir surette kullanılmaması gereken kitle imha araçlarına başvurulmuş olması Suriye rejiminin hukuksuzlukta, canilikte sınır tanımadığının bir göstergesidir. Ama sormak gerekmez mi; tam iki buçuk yıldır sistematik bir tarzda halkını katleden bu aşağılık rejimden hesap sormak için kimyasal silah kullanmasının beklenmesi de ayrı bir canilik değil midir?

Suriyeli masum sivillerin ve özgürlük talebiyle ayağa kalkmış direnişçilerin kimyasal değil de, konvansiyonel silahlarla katledilmeleri meşru mudur? Şehirlerin uçaklarla, helikopterlerle, Scud füzeleriyle tarumar edilmesi, yerleşim yerlerinin üzerine varil bombaları atılması ‘karşılıklı çatışma’ etiketi içinde geçiştirilebilecek eylemler cümlesinden midir?

Baas rejiminin bugüne kadar tüm bu cürümleri pervasızca işlerken, başta Rusya ve İran gibi destekçilerinden ve bilahare de ABD ve Batılı güçlerin, uluslar arası kurum ve kuruluşların sessizliğinden cesaret aldığı açıktır. Ve şüphesiz, hunharca işlenen katliamları boş gözlerle seyreden gerek Batılı gerekse de bölge ülkeleri tüm bu suçlara, vahşete ortak olmuşlardır.

Aynı şekilde bugün sözde Suriye halkına acıdıkları için askeri bir müdahaleden bahseden Batılı güçlerin iki yıldır Suriye’de direnişçilere silah ulaşımını çeşitli baskılarla engellemeleri de, direniş gruplarını “terörist” ilan etmeleri de asla görmezden gelinemez. Yine “ya Esed’den sonra iktidara radikal İslamcı unsurlar gelecek olursa…” endişesiyle Beşşar rejiminin caniliklerine göz yumanların yaşanan tüm katliamların, vahşetin dolaylı ortakları oldukları gerçeği asla unutulamaz!

Tek başına kimyasal silah tartışması bile pek çok şeyi açıklayan ve utanılması gereken bir gündemdir. Suriye halkına ne olduğundan ziyade, temelde ‘Batı’nın sevgili ve de şımarık çocuğu İsrail’e ne olabileceği kaygısından hareketle üretilen bu tartışma bir yönüyle Batı zihninde insanlıktan anlaşılan şeyin ne olduğunu da göstermektedir. İki yıldır 100 bin Suriyelinin katledilmesini umursamayıp, yarınlarda farklı ellere geçtiğinde kendilerine ya da müttefiklerine karşı da kullanılabileceği korkusuyla kimyasal silahları kırmızı çizgi ilan eden tutum Batılı zihniyetin vicdansızlığına ışık tutmaktadır.

Suriye’de tüm dünyanın gözleri önünde iki yılı aşkın bir süredir devam eden zulmü, vahşeti boş gözlerle seyredenlerin şimdilerde Baas rejimine karşı harekete geçecekleri yönünde verdikleri mesajlar tutarlılıktan ve samimiyetten yoksundur. Aylardır Esed rejiminin yıkılması durumunda Suriye’nin ‘aşırı İslamcılar’ın eline geçeceği ve bunun da hem kendileri hem de müttefiklerinin çıkarları için büyük bir tehlike teşkil edeceği korkusuyla hareket edenlerin hedefledikleri şeyin Esed rejiminin yıkılması değil, yıpranmış bir biçimde varlığını devam ettirmesi olduğu açıktır.

Bugüne kadar masum insanların uçaklarla katledilmesinin engellenmesi için Suriye hava sahasının uçuşa kapanması talebini reddettiler. Halkı korumak için direnişçilerin ihtiyaç duydukları silahların ülkeye girişini engellediler. Ve şimdi Suriye halkını kurtarmak için askeri müdahaleden bahsediyorlar! Oysa Suriye halkı sizden kendisini kurtarmanızı değil, öncelikle kendisini savunma hakkını engellememenizi istiyor!

Öte yandan Esed rejimine yönelik askeri müdahale tartışmalarını ‘bölgenin iç içişlerine karışmak’ olarak sunup karşı çıkan anlayışın da büyük bir tutarsızlıkla malul bulunduğuna dikkat çekmekte yarar var. Birileri görmezden gelse de, Suriye bugün zaten boğazına kadar dış müdahaleye maruz kalmış bir ülkedir. Rusya sadece askeri personeli ve silahlarıyla değil, Tartus Limanında konuşlu üssü ile de Suriye’de emperyalist bir güç olarak bulunmaktadır. Aynı şekilde İran Baas rejimine verdiği mali, siyasi, askeri destekle ve bu ülkeye farklı coğrafyalardan sevk ettiği silahlı unsurlarla Suriye’de tam tekmil bir işgal gücü konumundadır.

Tüm bu olguları görmezden gelip, katil Baas rejiminin hamisi ve suç ortağı konumundaki bu güçlerin varlığına itiraz etmeyenlerin ‘Suriye’ye yönelik yabancı bir askeri müdahale’nin kabul edilmezliğini dile getirmeleri ya had safhada bir körlük ya da tam manasıyla ikiyüzlülük zaafına duçar olduklarını ortaya koymaktadır. Bu söylem sahipleri eğer bir nebze tutarlılık, adalet, hakkaniyet sahibi olmuş olsaydılar, henüz sadece bir ihtimal olan ABD ve müttefiklerinin müdahalesine karşı çıkmadan önce zaten fiilen Suriye’ye müdahale etmiş olan Rusya ve İran gibi devletlerin katliam ortaklığına karşı çıkarlardı!

Suriye halkı Baas rejimi ve işbirlikçilerinin vahşetine karşı bugüne kadar tüm olumsuzluklara, yokluklara, zorluklara rağmen kahramanca direndi. İslami kardeşlik ve dayanışma bilinciyle kendisi yanında saf tutan Müslüman halklar dışında kimseden destek görmedi. Sözde insan hakları, özgürlük, despotizme karşı halk iradesi ve benzeri söylemlerin sahibi devletlerin, kuruluşların, örgütlerin vahşete göz yuman tavırları karşısında da asla yılgınlığa düşmedi ve sürekli biçimde “sadece Rabbimize dayanıyor ve ondan yardım diliyoruz” şiarını yükseltti.

Şimdi gelinen aşamada insanlık, hukuk, uluslar arası vicdan adına birileri harekete geçeceklerini ve Baas rejiminin suçlarına daha fazla sessiz kalamayacaklarını iddia ediyorlar. Şurası açıktır ki, ikiyüzlü, tutarsız Batılı güçlerle cani Baas rejimi arasında yaşanabilecek siyasi ve askeri hesaplaşmanın ortaya çıkaracağı sonuçlar Suriye direnişini asla bağlamaz. İslami direniş Suriye halkının özgürlük ve adalet talebini bugün yerli despotlara karşı savunduğu gibi, yarınlarda yoğunlaşabilecek emperyalist dayatmalar karşısında da korumaya ve savunmaya kararlıdır ve muktedirdir!

Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkan
(haksozhaber)
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Mazlumların olduğu her yerde varız


  • 27 Ağustos 2013 22:51 (Son güncelleme 28 Ağustos 2013 00:57)
  • İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Yıldırım, Mısır ve Suriye'deki katliamlara ilişkin, "Biz hayatımız boyunca sınır kabul etmedik. Biz mazlumların olduğu her yerde varız" dedi.



ANKARA insan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, "Biz hayatımız boyunca sınır kabul etmedik. İngilizlerin, Fransızların çizdiği sınırları sınır görmedik. Biz mazlumların olduğu her yerde varız. Suriye'nin de Mısır'ın da iç işlerine karışmaya kararlıyız" dedi.
"Adeviye nöbetini devralıyoruz" sloganıyla İHH Ankara öncülüğünde Mısır ve Suriye'deki katliamları protestoetmek için Abdi İpekçi Parkı'nda düzenlenen gösteriler 10'uncu gününde sona erdi.
"Bu halkı yalnız bırakmayın"
Burada konuşan Yıldırım, dünyanın her yerinde Müslümanların katledildiğini söyleyerek, İslam dünyasını birleşmeye çağırdı. 57 dernekle Suriye'de bulunduklarını belirten Yıldırım, yardım kuruluşlarına "Suriye'ye gelin, burada çalışın. Bu halkı yalnız bırakmayın" çağrısında bulundu.
Suriye'de ve Mısır'daki katliamların asıl sorumlularının "Müslüman ülkelerin işbirlikçi liderleri" olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bizim ABD'den ya da Batı'dan bir beklentimiz yok. Bizim beklentimiz İslam dünyasındaydı ve ne yazık ki o da başarısız oldu" diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye ve İHH'nın Suriye ve Mısır'ın iç işlerine karıştığı yönündeki eleştirileri de hatırlatarak, "Biz hayatımız boyunca sınır kabul etmedik. İngilizlerin ve Fransızların çizdiği sınırları sınır görmedik. Biz mazlumların olduğu her yerde varız. Suriye'nin de Mısır'ın da iç işlerine karışmaya kararlıyız" ifadesini kullandı.
"Furkan ve Esma'ya üzülüyorum"
Katliamlarda şehit olan çocukları da anımsatan Yıldırım, İhvan lideri Muhammed Biltacı'nın kızı Esma ve Mavi Marmara'da şehit olmadan önce Furkan ile konuşmalarını anlattı. "İki şeye çok üzülüyorum: Biri Mavi Marmara'da Furkan, diğeri Esma" diyen Yıldırım, Esma'lar ve Furkan'lar oldukça bu davanın başarıya ulaşacağını söyledi.
Yıldırım, İslam askeri teşkilatı ile para birimi oluşturulması gerektiğini ve bu sayede Müslüman ülkelerin kendi sorunlarını çözebileceğini savundu.
Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna ise kardeşlik duygularıyla Suriye ve Mısır'ı dualarla desteklenmesinin çok önemli olduğunu belirtti. Kelimelerin her şeyi anlatmaya yetmediğini söyleyen Tuna, "Buradaki bakışlar, duruşlar bu çabaların boşa gitmeyeceğini ifade ediyor. Bu zulmün bir an önce sona ereceğine inanıyorum, inşallah bu mücadele çok iyi sonuçlar doğuracak" diye konuştu.
Abdi İpekçi Parkı'ndaki gösteriler Grup Genç'in performansının ardından sona erdi.

AA com tr
 
M Çevrimdışı

mervanbinmübarek

Üyeliği İptal Edildi
Banned
yapilan bu protestoyu elestirmeyin.yapanlara da dil uzatmayin.teblig teblig ve teblig.avam kenidi isine baksin.ilm sahibleri kendi islerine
 
Üst Ana Sayfa Alt