İstihare Duası
Allah-u Teâlâ’ya istihâre ile danışan, müminlerle de istişâre eden ve işini araştıran kimse pişman olmaz.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
“İş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz ki Allah, tevekkül edenleri sever.”
Âl-i İmran 159
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَ أَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَ أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَ لاَ أَقْدِرُ، وَ تَعْلَمُ وَ لاَ أَعْلَمُ، وَ أَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَ مَعَاشِي وَ عَاقِبَةِ أَمْرِي فَاقْدُرْهُ ليِ وَ يَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ، وَ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَ مَعَاشِي وَ عَاقِبَةِ أَمْرِي فَاصْرِفْهُ عَنيِّ وَ اصْرِفْنيِ عَنْهُ وَ اقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize, Kur’an’dan bir sure öğretir gibi tüm işlerde istihâre etmeyi öğretir ve:
‘Sizden biriniz bir işi yapmayı içinden geçirirse, farz namazın dışında iki rekât namaz kılsın. (İkinci rekâtın secdesinde iken) şöyle dua etsin:
‘Allah’ım! İlmine başvurarak senden iyilik isterim. Kudretine dayanarak senden güç isterim. Senden, yüce ihsanını isterim. Sen güç yetirirsin, ben güç yetiremem. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen bilinmeyenleri en iyi bilensin. Allah’ım! Bu işi benim için dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda iyi biliyorsan, onu bana takdir et, kolaylaştır ve sonra bereketli kıl. Bu işin benim için dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda şerli olarak biliyorsan onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Ve benim için nerede olursa hayrı takdir et. Sonra, beni ondan razı kıl’ buyurdu.”
Buhari 7/162
Allah-u Teâlâ’ya istihâre ile danışan, müminlerle de istişâre eden ve işini araştıran kimse pişman olmaz.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
“İş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz ki Allah, tevekkül edenleri sever.”
Âl-i İmran 159
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَ أَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَ أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَ لاَ أَقْدِرُ، وَ تَعْلَمُ وَ لاَ أَعْلَمُ، وَ أَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَ مَعَاشِي وَ عَاقِبَةِ أَمْرِي فَاقْدُرْهُ ليِ وَ يَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ، وَ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَ مَعَاشِي وَ عَاقِبَةِ أَمْرِي فَاصْرِفْهُ عَنيِّ وَ اصْرِفْنيِ عَنْهُ وَ اقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize, Kur’an’dan bir sure öğretir gibi tüm işlerde istihâre etmeyi öğretir ve:
‘Sizden biriniz bir işi yapmayı içinden geçirirse, farz namazın dışında iki rekât namaz kılsın. (İkinci rekâtın secdesinde iken) şöyle dua etsin:
‘Allah’ım! İlmine başvurarak senden iyilik isterim. Kudretine dayanarak senden güç isterim. Senden, yüce ihsanını isterim. Sen güç yetirirsin, ben güç yetiremem. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen bilinmeyenleri en iyi bilensin. Allah’ım! Bu işi benim için dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda iyi biliyorsan, onu bana takdir et, kolaylaştır ve sonra bereketli kıl. Bu işin benim için dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda şerli olarak biliyorsan onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Ve benim için nerede olursa hayrı takdir et. Sonra, beni ondan razı kıl’ buyurdu.”
Buhari 7/162