Değerli kardeşim evvela ayet diyerek yazdığın sözün gerçekten ayet olup olmadığını araştırıp öyle yaz.
"Kadının yeri evidir." şeklinde bir ayet yok diye biliyorum. Ama kastettiğin ayet eğer Ahzab Suresinde geçen şu ayet ise :" Hem vakarınızla evlerinizde durun da önceki cahiliyyet devri çıkışı gibi süslenip çıkmayın, namaz kılın, zekat verin, Allah'a ve peygamberine itaat edin! Ey Ehl-i Beyt (peygamberin ev halkı), Allah yalnızca sizden kiri uzaklaştırıp tertemiz, pampak etmek istiyor.(Ahzab 33) Bu ayette kastedilen durum kadınların hiç bir surette evlerinden çıkamayacağı değildir. Cahiliyye döneminde olduğu gibi açılıp saçılarak, süslenip püslenip erkeklerin dikkatini kendi üzerlerine çekecek şekilde giyinerek dışarıya çıkmamalarını emrediyor.
Çünkü aynı surenin 59. ayetinde Allah (s.w.t) peygamberine hitaben, mümin kadınların dışarıya çıkarken ne şekilde giyinmeleri gerektiğine dair bilgi veriyor :"
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."
Bu ayette de görüldüğü gibi mümin kadınlar dışarı çıkarken onları sıradan, basit kadınlardan ayıran, onların mümin olduğunu simgeleyen dışarı kıyafetlerini (cilbab) bedenlerini örtecek şekilde giyerler. Bu sayede bir toplumda cinsiyetleriyle değil, şahsiyetleri ile varolduklarını ilan etmiş olurlar ki onları taa uzaklardan gören birileri bile onların dindar, iffetli hanımlar olduklarını ve bu inançtan ötürü bedenlerini örttüklerini anlayıp onlara bulaşmaktan kaçınırlar.
Evlerde vakarla oturmak bahsinde Allahın ikazı hassaten toplumun önder kadınları, sembolleri ve müminlerin anneleri olan peygamber hanımlarına yönelik olmakla beraber aslında tüm mümin kadınlardan da beklenendir. Çünkü peygamber hanımları herhangi bir hanım olmayıp münafıkların ve diğer insanların kendileri aleyhine bahane arayıp fırsat kullandıkları konum sahibi hanımlardır. Bu sebepledir ki Peygamber eşlerine işleyecekleri bir günahın cezası da normal kadınların iki katı gibidir. Aynı şekilde peygamber eşlerinin işledikleri hayırlar da normal bir hayırdan iki kat sevap alır. Yani peygamber hanımları şahsında muhkem olmak kaydıyla, bugün için de önder konumda bulunan müminlerin konum sahibi hanımları bir iş yaparken iki kat daha hassas ve dikkatli olmalıdırlar. Çünkü sıradan hanımlar gibi sadece kendi zatlarını temsil etmekle kalmayıp ümmetin iffet ve şahsiyetini de temsil etme makamındadırlar.
Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa, onun cezası iki kat verilir. Bu, Allah’a göre kolaydır.(Ahzab 30)
İçinizden kim Allah’a ve Resûlüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. Biz, ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır. (Ahzab31)
Yine aynı surede görüyoruz ki Mümin hanımlar (peygamber hanımları) mahrem olmayan erkeklerle konuşmak zorunda kaldıklarında bile ne şekilde konuşmaları gerektiğine dair ikaz edilmişlerdir. Zira biz biliyoruz kiHz Aise annemize erkek sahabelerden bir çok sorular sorulmuş, Hz.Ömer(r.a) e de bir çok hanım soru sormuştur. Ayrıca bir mümin kadın bugün için bile çarşıya pazara veya yakın bir akrabasına, hastaneye vs gitmek durumunda kalınca zaruretler onu bir erkekle konuşmak zorunda bırakabilir. Aslolan şudur ki mümin kadın kıyafetinin tesettüre uygunluğunu gözetip bakış ve sözlerine, sesinin tonuna hak ölçüde riayet ettikten sonra toplumda varlığını sağlamış olur.
Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.(Ahzab 32)
Mümin kadın hiç bir surette evden çıkamaz diye bir kaide yok demek ki. yoksa hiç evden çıkmayacak olan bir hanımın tesettürle korunmasından veya konuşurken nasıl söz söyleyeceğinden bahsedilmezdi. bununla beraber, mümin bir hanım için Allah(s.w.t) öncelikli karargah olarak evini öncelemesini, evini ilim ve hikmeti elde edip ibadetle takviye edebildiği bir eğitimhaneye çevirmesini dilemiştir. çünkü mümin hanım mümin nesillerin ilk öğretmenidir. ve fıtratına uygun olan şey de dışarının ağır yükü altında ezilip erkeklerin tacizkar bakışları altında sömürülmek değil, onurlu, vakarlı, bilgili, donanımlı bir muhahhide olabilmek için medreseye çevirdiği aile ortamıdır. Bu demek değildir ki mümin hanım eve saplanıp kalsın. hayır aksine evi onun önceliği ve en temel karargahıdır. yoksa başka hanımlarla ve kızlarla ilgilenip tebliğ yapabileceği, Allahın ziikrini hatırlayıp hatırlatabileceği, hakkı ve sabrı tavsiye edebileceği ortamlar edinmesinde sakınca yoktur.
Siz evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır(Ahzab 34)
bilakis günümüzde evlerde boş boş oturup dedikodu ve dizilerle ömrünü, emanetini heba eden kadınlardan ziyade sorumlu, donanımlı, muvahhide hanımlara ihtiyaç vardır.
ben böyle düşünüyorum. eksik ve yanlışlarımı kıymetli üstadlar tamamlarlar Biiznillah.