Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Kafir Özentisi Kişilere Nasıl Cevap Verirsiniz?

Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum,

Bu soru herkesedir,
ailemde batılılara hayranlık duyan ve kendini islama nispet eden devlet ve halkları aşağılayan birkaç kişi var, buna sebep olan şey, birçok kafirlerin bazı konularda müslüman dediğimiz birçok kişiden hem kanunları uygulama hem kanunları gözetme hem de insanlara insaf ile muamele etme noktasında daha iyi bir eğitime sahip olmasıdır, bunu itiraf etmekte bir sıkıntı olmayabilir ama bu sebepler onları kafirlere hayranlık duymaya, onlara özenmeye itiyor, vela ve bera anlayışında büyük sıkıntıları var, normal bir müslüman sıkıntının dinden kaynaklandığını ima eder gibi müslümanı aşağılamaz ama maalesef onlarda böyle. Kafirlerin müslüman bir kişiye din ve ifade özgürlüğü vermesini kafirlerin lütfü gibi görüyorlar (din ve ifade özgürlüğünü islamın ölçülerine ve sınırlarına göre değil, hümanizm ve liberalizm saçmalığına göre belirliyorlar). Müslümanları aşağılamak için de kendini islama nispet eden kötü davranışlı yabancıları örnek gösteriyorlar veya yargı/kanunlar batı devletlerinde (görünürde) daha iyi işlerken, kendini islama nispet eden devletlerin düzensizliklerinden ve devlet memurlarının yolsuzluklarından vs. şikayetçiler, bu devletlerin islam devleti olmadığını zaten belirtiyorum ama niye kendini islama nispet eden devletlerde bu oluyor şüphesine binaen ayrıca eğitim sisteminin yanlış olduğunu, kötü bir çevreden gelmiş olabileceklerini, ailenin çocuklara yeterli islami, ahlaki eğitim vermediğini vs gibi bazı sebeplerden bunun kaynaklanabileceğini söylüyorum ama anlamıyorlar. Yani ne dersem diyeyim; kafirler süper, müslüman diye tabir edilen kişilerin çoğu kötü. Bu iş kusurları itiraf etmekten çıktı, kafirlere hayranlık duymaya vardı. Ölçüleri Kuran ve sünnet olmayınca duvara karşı konuşmak gibi bir şey oluyor. Kafirler kimsenin namaz kılmasına karışmıyor, her yere cami yapılmasına izin veriyorlar, bazı yerlerde ezan okunmasına izin veriliyor, devlet kimseyi dini ve ırkı sebebiyle dışlamıyor, ayrım yapmaksızın gerektiğinde sosyal yardım veriyorlar, islam eğitimi veren okullar var vs. Hümanizme inanan kişiler için makul sebepler olabilir, müslümana göre hak ile batılın ölçüsü hümanizm ve liberalizm değil. Allah'ın dünyasında Allah'ın dediği olmalı diyen uyanık müslümanlar böyle şeylere aldanmaz, kafirler bunlara izin verse de sonuçta Allah'ın helal kıldığına, müstehap kıldığına veya farz kıldığına izin vermiş oluyor, bizi imtihan etmek için kafirlere o hakimiyeti veren de, yaşaması için kafirlere o nefesi ve rızkı veren de Allah. Gerçekten iyi, insaflı ve adil olan kafirlere karşı iyi davranır, gerektiğinde onlara teşekkür de ederiz, düşmanlık edenlere, siyaseten iyi davrananlara veya kuzu postuna bürünmüş kurtlara değil.

Siz böyle kişilere nasıl cevap verirsiniz?
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
We aleykum esselam we rahmetullah akhi,

Gerçekten bu vehn hastalığı birçoklarımızı çepeçevre kuşatmış durumdadır maalesef..

Böyle durumlarda artık onların arasında yaşamak bir yerden sonra işkenceye dönüşüyor, terslesen fayda etmiyor, huzursuzluk çıkıyor, anlatmasan artık seni de kendilerine benzetmeye çalışıyorlar..

Son aşamaya gelmeden önce kendim şu nasihatlerde bulunurum;

Kafir kişiler ve devletleri artık ahiretten umudu kesmiş ve ahiret inançlarını kaybetmiş oldukları için bu dunyayı olabildiğince faydalanabilecekleri bir yer haline getirmeye çalışıyorlar, bu faydaları için başta İslam beldeleri olmak üzere birçok fakir/güçsüz ülkeyi/toplumu her türlü sömürüyorlar. Kendi memleketlerindeki sözde zenginliği aslında sömürge haline getirdikleri yerlerden karşılıyorlar..

Bir de sömürge yapmadıklarını ve yine de zengin olduklarını farz etsek bile gerçekten kafir beldelerinde namus ve eman kalmamıştır.

Bizim beldelere gelecek olursak;
İnsanlarımızın büyük bir çoğunluğu musluman olmayı(Allah'a (swt) ve Resulü'ne (sas)kayıdsız şartsız teslimiyeti) ve Allah'ın affedici olduğu kısmını çok yanlış anladıkları için ahirete yönelik ilim ve amel ğayretini hemen hemen tamamen terketmiş durumdadır, bu sebeble İslam'a dair olması gereken ahlak, hayatlarının belki de hiçbir yerinde kalmamıştır..

Lakin ilim ve amel olmadığı halde "zaten ahiret bizim" diyerekten dunyevi gelişmelerden de kendilerini çekip salıvermişler..

Ahiret ve dunyadan nasibimiz konusunda dengeli ve ahireti öncelikli tutmamız gerekirken maalesef çoğunluk ortalığı çorba etmiştir..

Velhasıl inanç olarak da muamelat olarak da İslam ile kufr arasında adeta munafıkça bir pozisyona düşülmüş durumdadır. Bu büyük curmün ilk nedeni tağut yönetimler ve onların beyni yıkanmış şakşakçılarıdır. Bir de insanların kendi inancını okumaması, araştırmamasıdır..

İslam'ın hiçbir eksiği kusuru yoktur, kusur ancak insandadır.
Dikkat edilirse şu detay hemen farkedilir;
Ğayrimuslim ve ehli nifak kişiler, inancı sadece ferdlere ve sadırlara habsetmeye çalışırlar(aslında tamamen yok etmek isterler), ama içimizdeki en munafık kişinin bile bir yanlışında hemen İslam alemini lekelemeye çalışırlar..

Bu tiplerle munakaşa genelde husranla sonuçlanır, hatta bazen istemeyerek de olsa bazı cumleler kurmak durumunda kalabiliyoruz. Örneğin; >işittiğinde şok olup kendini sorgulayacağını düşündüğüm kişilere< munakaşanın sonunda şunu söylemiş bulunuyorum;

Ey filan, senin anlattıkların tamamen İslam dışı kuruntulardan ibarettir, ne ben senin sözlerine ikna olurum ne de sen benim sözlerime ikna olacak gibi görünüyorsun. Madem ki sana göre ğayrimuslimlerin daha câzib, çağdaş, modern, ilerici ve zengin görünmelerine aldanıp iman etmişsin, öyleyse İslam iddiandan vazgeç, boşuna kendini İslam ile oyalayıp kısıtlama(haşa), var git dindaşlarınla bari dunyanın tadını özgürce(!?) çıkar..

Kimlerin kalbleri mühürlüdür veya değildir bilemeyiz, biz sadece usulünce tebliğ ve davet etmekle ve yeri geldiğinde güçümüz nisbetinde mudahale etmekle mukellefiz, belki de hicret ile..

Hidayet Allah'tandır, biz kimseyi hidayete erdiremeyiz.

Aileni ve çevreni tanımam lakin söylediğin hususlar genel durumdur maalesef, Allah swt sana sabır versin, sadrına şifa ve huzur versin, dilini hak üzere ve tesirli kılsın kardeşim. Amin ecmain..
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
We aleykum esselam we rahmetullah akhi,

Gerçekten bu vehn hastalığı birçoklarımızı çepeçevre kuşatmış durumdadır maalesef..

Böyle durumlarda artık onların arasında yaşamak bir yerden sonra işkenceye dönüşüyor, terslesen fayda etmiyor, huzursuzluk çıkıyor, anlatmasan artık seni de kendilerine benzetmeye çalışıyorlar..

Son aşamaya gelmeden önce kendim şu nasihatlerde bulunurum;

Ğayrimuslim kişiler ve devletleri artık ahiretten umudu kesmiş ve ahiret inançlarını kaybetmiş oldukları için bu dunyayı olabildiğince faydalanabilecekleri bir yer haline getirmeye çalışıyorlar, bu faydaları için başta İslam beldeleri olmak üzere birçok fakir/güçsüz ülkeyi/toplumu her türlü sömürüyorlar. Kendi memleketlerindeki sözde zenginliği aslında sömürge haline getirdikleri yerlerden karşılıyorlar..

Bir de sömürge yapmadıklarını ve yine de zengin olduklarını farz etsek bile gerçekten ğayrimuslim beldelerinde namus ve eman kalmamıştır.

Bizim beldelere gelecek olursak;
İnsanlarımızın büyük bir çoğunluğu musluman olmayı(Allah'a (swt) ve Resulü'ne (sas)kayıdsız şartsız teslimiyeti) ve Allah'ın affedici olduğu kısmını çok yanlış anladıkları için ahirete yönelik ilim ve amel ğayretini hemen hemen tamamen terketmiş durumdadır, bu sebeble İslam'a dair olması gereken ahlak, hayatlarının belki de hiçbir yerinde kalmamıştır..

Lakin ilim ve amel olmadığı halde "zaten ahiret bizim" diyerekten dunyevi gelişmelerden de kendilerini çekip salıvermişler..

Ahiret ve dunyadan nasibimiz konusunda dengeli ve ahireti öncelikli tutmamız gerekirken maalesef çoğunluk ortalığı çorba etmiştir..

Velhasıl inanç olarak da muamelat olarak da İslam ile kufr arasında adeta munafıkça bir pozisyona düşülmüş durumdadır. Bu büyük curmün ilk nedeni tağut yönetimler ve onların beyni yıkanmış şakşakçılarıdır. Bir de insanların kendi inancını okumaması, araştırmamasıdır..

İslam'ın hiçbir eksiği kusuru yoktur, kusur ancak insandadır.
Dikkat edilirse şu detay hemen farkedilir;
Ğayrimuslim ve ehli nifak kişiler, inancı sadece ferdlere ve sadırlara habsetmeye çalışırlar(aslında tamamen yok etmek isterler), ama içimizdeki en munafık kişinin bile bir yanlışında hemen İslam alemini lekelemeye çalışırlar..

Bu tiplerle munakaşa genelde husranla sonuçlanır, hatta bazen istemeyerek de olsa bazı cumleler kurmak durumunda kalabiliyoruz. Örneğin; >işittiğinde şok olup kendini sorgulayacağını düşündüğüm kişilere< munakaşanın sonunda şunu söylemiş bulunuyorum;

Ey filan, senin anlattıkların tamamen İslam dışı kuruntulardan ibarettir, ne ben senin sözlerine ikna olurum ne de sen benim sözlerime ikna olacak gibi görünüyorsun. Madem ki sana göre ğayrimuslimlerin daha câzib, çağdaş, modern, ilerici ve zengin görünmelerine aldanıp iman etmişsin, öyleyse İslam iddiandan vazgeç, boşuna kendini İslam ile oyalayıp kısıtlama(haşa), var git dindaşlarınla bari dunyanın tadını özgürce(!?) çıkar..

Kimlerin kalbleri mühürlüdür veya değildir bilemeyiz, biz sadece usulünce tebliğ ve davet etmekle ve yeri geldiğinde güçümüz nisbetinde mudahale etmekle mukellefiz, belki de hicret ile..

Hidayet Allah'tandır, biz kimseyi hidayete erdiremeyiz.

Aileni ve çevreni tanımam lakin söylediğin hususlar genel durumdur maalesef, Allah swt sana sabır versin, sadrına şifa ve huzur versin, dilini hak üzere ve tesirli kılsın kardeşim. Amin ecmain..

Allah razı olsun hocam, amin cümleten. Bazen vakit israfı olduğunu düşünüyorum ama dediğin gibi hidayet Allah'tandır, belki mecliste bulunan birileri sözlerimden etkilenir de araştırır ve hidayetine vesile olurum.

Kafirlerin bu dünyaya fazla önem verdiklerini, hayatlarının anlamı dünyada eğlenmek ve faydalanmak olduğunu dolayısıyla daha fazla özen göstermiş olabileceklerini ve bu huzuru bozmak isteyen kişilere cezayı uygulamada bizimkilerden daha titiz olduklarını ben de ifade ediyorum.

Allahu alem, ayrıca şöyle bir kıssa nakledilir ki uydurma olabilir ama manası da İslam'a uygun gibi,

"Bir gün Peygamber efendimiz, Eshabıyla oturuyordu. Peygamber efendimizi dinlemeye, Arapça bildikleri için Yahudiler de geliyorlardı. Eshab-ı kiramdan biri, (Yâ Resulallah! İçime çok vesvese geliyor. Bunun bir ilacı var mı?) dedi. Yahudi hemen atıldı, (Bizim dinimizde hiç vesvese yok. Sen gel, bizim dinimize gir!) dedi. Peygamber efendimiz, (Yâ Ali, buna sen cevap ver!) buyurdu. Hazret-i Ali, (Yâ Resulallah! Boş eve hırsız girmez) dedi. Ne kadar güzel cevap! Hırsız boş evde ne yapsın? Şeytan, imansız kişiyle niye uğraşsın? O, biraz bozabilir miyim diye kıymetli cevherin olduğu yere, yani imanlıya saldırır. Onun için müminlerin kalbine gelen bu üzüntüler, sıkıntılar, imanın güçlü olduğuna, orada bir cevherin varlığına alamettir."

Zannımca şeytan kafirlerden çok müslümanlarla veya kendini islama nispet edenlerle uğraşıyor ki bu şekilde bir kısım kişileri de kafirlere hayranlık duymaya itiyor.
 
Son düzenleme:
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aleyküm selam ve Rahmetullahi ve Berakatühü akhi,

Maalesef ki seküler bir beldede yaşadığımız ve medya İslam düşmanları tarafından kontrol edildiği için, birçok Müslümanlara adalet, özgürlük ve eşitliğe sahip olmanın tek yolunun laik bir hükümete sahip olmak olduğunu düşünerek batıla yönlendirmeye çalışıyorlar/çalıştırlar. Öte yandan ne kadar dini anlatan Müslümanları varsa esaret altında tuttular ve tutuyorlar (Allah Müslüman kardeşlerimizi ve bacılarımızı esaretlerini çözsün). Ve bunun yerine televizyonlarda işte "işte boşanma sayıları artıyor, sigara haram mı helal mi, siyer dersleri" gibi müşrik akideleriyle Müslümanları manipüle etmeye çalışıyorlar. İnsanları dünya ile kandırdılar ve insanın en zayıf olduğu şeylerden birisi olan dünyevi şeyleri onların istifadesine sunularak sanki kalıcı olduklarını hissettirdiler. Müslümanları Furkan olan Kur'an'ı ve Sünnetten alıkoydular. Bunun yerine alternatif dinleri (!) önlerine koydular.
İslam düşmanları bu küfrü yaratmak için çok çalıştılar ve bunda da çok başarılı oldular. Pek çok Müslümanı adil ve özgür bir topluma sahip olmanın tek yolunun laik bir hükümete sahip olmak olduğuna ikna etmeyi başardılar.
Dinimizi sanki bir ideolojiymiş gibi gösterdiler ve okullarda da çocukları müşrik gibi yetiştirdiler.

Demokratik ülkelerin yöneticileri, suçluları ve günahkârları suçlarına ve günahlarına hapsederek tövbeyi imkânsız hale getirmek isterler ve sonra Allah'ın affedici olduğunu söylerler, insanları Allah'ın affından uzaklaştırmak isterler, böylece insanlar tağut yöneticilerinden memnun olurlar ve Allah'ın affını aramazlar.
Allah'ın suç saydığı ve haram kıldığı şeyleri alenileştiriyorlar ve öte yandan İslam'ı sadece barış dini olarak lanse ettiler. Cihada bile terörizm dediler.


Her şeyden önce biz Müslümanlar, yaratılmışların en hayırlısının Nebiler ve Resuller olduğuna ve insanların en hayırlısının da Muhammed Ümmeti olduğuna inanırız. Allah (Tebareke ve Teala) şöyle buyurur:

"Ve şüphesiz sen (ey Muhammed) yüce bir ahlak üzeresin." (Kalem 68:4)



"Biz seni (Ey Muhammed) ancak âlemlere (insanlara, cinlere ve bütün var olanlara) rahmet olarak gönderdik." (Enbiya' 21:107)

"De ki (Ey Muhammed): "Eğer (gerçekten) Allah'ı seviyorsanız, bana uyun (yani İslami tevhidi kabul edin, Kur'an ve sünnete uyun), Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Ve Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." (Âl-i İmrân 3:31)



Cabir bin Abdullah'tan rivayet edilmiştir:
Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: "Benden önce hiç kimseye verilmeyen beş şey bana verildi. -1. Allah beni bir aylık mesafeye kadar korku ile (düşmanlarımı korkutarak) muzaffer kıldı. -2. Yeryüzü benim için (ve bana tâbi olanlar için) namaz kılınacak ve teyemmüm edilecek bir yer kılındı. -3. Benden önce hiç kimseye helal kılınmamış olan ganimetler bana helal kılındı. -4. Bana (kıyamet günü) şefaat etme hakkı verildi. -5. Her peygamber yalnız kendi kavmine gönderilirdi, ben ise bütün insanlığa gönderildim. [ Sahih-i Buhari, 335]

Allah (Tebareke ve Teala) şöyle buyuruyor:

"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Siz marufu emreder, münkerden nehyeder ve Allah'a iman edersiniz. Eğer kitap ehli iman etmiş olsalardı, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde inananlar vardır, fakat onların çoğu fasıktır (Allah'a isyan eden, itaat etmeyen)." (Âl-i İmrân 3:110)

"Şüphesiz biz sizi adil ve mutedil bir ümmet kıldık." (Bakara 2:143)

Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah’a iman edersiniz. Şayet Ehl-i Kitap iman etmiş olsaydı, onlar için daha hayırlı olurdu. Onlardan müminler olmakla birlikte, çoğunluğu fasıklardır. (3/Âl-i İmran, 110)

Hayırlı ümmet olarak Allah bizi gösterirken bunlar ise yanlış anladılar ve kendilerince tahrif ettiler.



Onların sözde "özgürlük" ve "demokrasi "lerine aldanmamalıyız çünkü gerçekte bu onların heva ve heveslerine kölelikten başka bir şey değildir. Onların "hoşgörüsü" ve "açık fikirliliği" bizi kandırmamalı çünkü bu onların kötülük ve sapkınlıklarını gizlemekten başka bir şey değildir.

Maalesef bu tam da Allah (cc.) ve Rasûlünün (sav) bizi uyardığıdır.

Bu insanlarla ilgili sorun, Müslümanlardan kaldırıp kâfirlere indirmiş olmalarıdır. Bunu bir dizi nedenden dolayı yapıyorlar, ancak en önemlisi, kâfirlere ve onların yollarına bakmaları ve bunu olduğu gibi - Allah'ın bir imtihanı - görmek yerine, bunun yerine arzu edilecek bir şey olarak görmeleridir. Başlarına en ufak bir musibet gelse Allah'a isyan edecek nesiller yetişiyor. Sonra da "Allah beni niye imtihan ediyor?" diyecek kadar ahmaklaştılar!!!!

Bu tehlikeli bir düşünce tarzıdır ve Müslümanlar olarak çok dikkatli olmamız gereken bir şeydir. Standartlarımızın kâfirlerin seviyesine düşmediğinden, aksine onları Kur'an ve Sünnet seviyesine yükselttiğimizden emin olmalıyız.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Ebu Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh-’dan rivayet olunduğuna göre Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Bir Müslümanın, en hayırlı malının dinini fitnelerden korumak için yanına alıp dağ başlarına ve otlak yerlere gideceği koyunların olması yakındır.» [Sahih Hadis] - [Buhârî rivayet etmiştir]



Bu hadis, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) şu anda içinde yaşadığımız zaman hakkında çok açık bir uyarısıdır. Bize Müslümanların sahip oldukları en iyi şeyin sadece birkaç koyun olduğu bir durumda olacaklarını ve yöneticilerin zulmünden kaçacaklarını söylüyor. Ve bugün gördüğümüz de tam olarak budur.

Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:

Mikdam bin Ma'dikarib El-Kindi rivayet etti:
Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Yakında öyle bir zaman gelecek ki, bir adam yastığına yaslanacak ve benim hadislerimden biri rivayet edildiği zaman şöyle diyecek: 'Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı (yeterlidir). O neyi helal kılarsa biz de onu helal sayarız ve neyi haram kılarsa biz de onu haram sayarız. Şüphesiz Rasûlullah (s.a.v.) neyi haram kılmışsa, Allah da onu haram kılmıştır."

Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi malının nereden geldiğine, helal mi haram mı olduğuna bakmayacak." [Sünen-i Nesei 4454]

Tevban'dan (ra) rivayet edilmiştir:
Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: İnsanlar yemek yerken yemeklerini paylaşmak için birbirlerini çağırdıkları gibi yakında size saldırmak için birbirlerini çağıracaklar. Birisi sordu: O zaman sayımız az olduğu için mi böyle olacak? O cevap verdi: Hayır, o zaman sayıca çok olacaksınız; ama selin sürüklediği çerçöp gibi olacaksınız ve Allah düşmanınızın göğsünden sizin korkunuzu alacak ve kalplerinize son bir korku salacak. Birisi sordu: Vehn nedir? Allah Resulü (sav): diye cevap verdi: Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır. (Sünen-i Ebi Davud 4297)

Allah Rasulünün (sav) dediği gibi, bu vehn hastalığını yaydıkça yaydılar. Ahireti unutturdular. Kur'an'ı ve Sünneti sırtlarına attılar.

Sonuç olarak, kâfirleri örnek alma ve onlar gibi olmayı arzulama konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bunun yerine, bizi cennete götürecek olan Allah'ın göndermiş olduğu Furkan olan Kur'an ve Resulullah (sav)'ın Sünnetini rehber edinmeliyiz.

Akhi davetimizi metodlarla etsek bile bunların kalpleri mühürlü. Davetimizi edeceğiz tabii ki ama anlamıyorlarsa zorlamanın alemi bile yok. Belki Allah onlara hidayet eder. Ben artık dünya hayatında sizlere başarılar iyice eğlencenizi çıkarın diyorum. Hidayet sadece Allah'tandır ve biz ne kadar dilimiz dönünceye kadar anlatsak bile akletmiyorlar.

Rabbim seni sevsin Akhim, Rabbim kalbini dini üzere sabit kılsın ve sadrına şifa versin.
Maalesef genel olarak bahsettiğim durum da budur.
Akibet Muttakilerindir [Kasas Suresi,13]
 
Son düzenleme:
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aleyküm selam ve Rahmetullahi ve Berakatühü akhi,

Maalesef ki seküler bir beldede yaşadığımız ve medya İslam düşmanları tarafından kontrol edildiği için, birçok Müslümanlara adalet, özgürlük ve eşitliğe sahip olmanın tek yolunun laik bir hükümete sahip olmak olduğunu düşünerek batıla yönlendirmeye çalışıyorlar/çalıştırlar. Öte yandan ne kadar dini anlatan Müslümanları varsa esaret altında tuttular ve tutuyorlar (Allah Müslüman kardeşlerimizi ve bacılarımızı esaretlerini çözsün). Ve bunun yerine televizyonlarda işte "işte boşanma sayıları artıyor, sigara haram mı helal mi, siyer dersleri" gibi müşrik akideleriyle Müslümanları manipüle etmeye çalışıyorlar. İnsanları dünya ile kandırdılar ve insanın en zayıf olduğu şeylerden birisi olan dünyevi şeyleri onların istifadesine sunularak sanki kalıcı olduklarını hissettirdiler. Müslümanları Furkan olan Kur'an'ı ve Sünnetten alıkoydular. Bunun yerine alternatif dinleri (!) önlerine koydular.
İslam düşmanları bu küfrü yaratmak için çok çalıştılar ve bunda da çok başarılı oldular. Pek çok Müslümanı adil ve özgür bir topluma sahip olmanın tek yolunun laik bir hükümete sahip olmak olduğuna ikna etmeyi başardılar.
Dinimizi sanki bir ideolojiymiş gibi gösterdiler ve okullarda da çocukları müşrik gibi yetiştirdiler.

Demokratik ülkelerin yöneticileri, suçluları ve günahkârları suçlarına ve günahlarına hapsederek tövbeyi imkânsız hale getirmek isterler ve sonra Allah'ın affedici olduğunu söylerler, insanları Allah'ın affından uzaklaştırmak isterler, böylece insanlar tağut yöneticilerinden memnun olurlar ve Allah'ın affını aramazlar.
Allah'ın suç saydığı ve haram kıldığı şeyleri alenileştiriyorlar ve öte yandan İslam'ı sadece barış dini olarak lanse ettiler. Cihada bile terörizm dediler.


Her şeyden önce biz Müslümanlar, yaratılmışların en hayırlısının Nebiler ve Resuller olduğuna ve insanların en hayırlısının da Muhammed Ümmeti olduğuna inanırız. Allah (Tebareke ve Teala) şöyle buyurur:

"Ve şüphesiz sen (ey Muhammed) yüce bir ahlak üzeresin." (Kalem 68:4)



"Biz seni (Ey Muhammed) ancak âlemlere (insanlara, cinlere ve bütün var olanlara) rahmet olarak gönderdik." (Enbiya' 21:107)

"De ki (Ey Muhammed): "Eğer (gerçekten) Allah'ı seviyorsanız, bana uyun (yani İslami tevhidi kabul edin, Kur'an ve sünnete uyun), Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Ve Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." (Âl-i İmrân 3:31)



Cabir bin Abdullah'tan rivayet edilmiştir:
Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: "Benden önce hiç kimseye verilmeyen beş şey bana verildi. -1. Allah beni bir aylık mesafeye kadar korku ile (düşmanlarımı korkutarak) muzaffer kıldı. -2. Yeryüzü benim için (ve bana tâbi olanlar için) namaz kılınacak ve teyemmüm edilecek bir yer kılındı. -3. Benden önce hiç kimseye helal kılınmamış olan ganimetler bana helal kılındı. -4. Bana (kıyamet günü) şefaat etme hakkı verildi. -5. Her peygamber yalnız kendi kavmine gönderilirdi, ben ise bütün insanlığa gönderildim. [ Sahih-i Buhari, 335]

Allah (Tebareke ve Teala) şöyle buyuruyor:

"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Siz marufu emreder, münkerden nehyeder ve Allah'a iman edersiniz. Eğer kitap ehli iman etmiş olsalardı, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde inananlar vardır, fakat onların çoğu fasıktır (Allah'a isyan eden, itaat etmeyen)." (Âl-i İmrân 3:110)

"Şüphesiz biz sizi adil ve mutedil bir ümmet kıldık." (Bakara 2:143)

Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah’a iman edersiniz. Şayet Ehl-i Kitap iman etmiş olsaydı, onlar için daha hayırlı olurdu. Onlardan müminler olmakla birlikte, çoğunluğu fasıklardır. (3/Âl-i İmran, 110)

Hayırlı ümmet olarak Allah bizi gösterirken bunlar ise yanlış anladılar ve kendilerince tahrif ettiler.



Onların sözde "özgürlük" ve "demokrasi "lerine aldanmamalıyız çünkü gerçekte bu onların heva ve heveslerine kölelikten başka bir şey değildir. Onların "hoşgörüsü" ve "açık fikirliliği" bizi kandırmamalı çünkü bu onların kötülük ve sapkınlıklarını gizlemekten başka bir şey değildir.

Maalesef bu tam da Allah (cc.) ve Rasûlünün (sav) bizi uyardığıdır.

Bu insanlarla ilgili sorun, Müslümanlardan kaldırıp kâfirlere indirmiş olmalarıdır. Bunu bir dizi nedenden dolayı yapıyorlar, ancak en önemlisi, kâfirlere ve onların yollarına bakmaları ve bunu olduğu gibi - Allah'ın bir imtihanı - görmek yerine, bunun yerine arzu edilecek bir şey olarak görmeleridir. Başlarına en ufak bir musibet gelse Allah'a isyan edecek nesiller yetişiyor. Sonra da "Allah beni niye imtihan ediyor?" diyecek kadar ahmaklaştılar!!!!

Bu tehlikeli bir düşünce tarzıdır ve Müslümanlar olarak çok dikkatli olmamız gereken bir şeydir. Standartlarımızın kâfirlerin seviyesine düşmediğinden, aksine onları Kur'an ve Sünnet seviyesine yükselttiğimizden emin olmalıyız.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Ebu Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh-’dan rivayet olunduğuna göre Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Bir Müslümanın, en hayırlı malının dinini fitnelerden korumak için yanına alıp dağ başlarına ve otlak yerlere gideceği koyunların olması yakındır.» [Sahih Hadis] - [Buhârî rivayet etmiştir]



Bu hadis, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) şu anda içinde yaşadığımız zaman hakkında çok açık bir uyarısıdır. Bize Müslümanların sahip oldukları en iyi şeyin sadece birkaç koyun olduğu bir durumda olacaklarını ve yöneticilerin zulmünden kaçacaklarını söylüyor. Ve bugün gördüğümüz de tam olarak budur.

Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:

Mikdam bin Ma'dikarib El-Kindi rivayet etti:
Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Yakında öyle bir zaman gelecek ki, bir adam yastığına yaslanacak ve benim hadislerimden biri rivayet edildiği zaman şöyle diyecek: 'Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı (yeterlidir). O neyi helal kılarsa biz de onu helal sayarız ve neyi haram kılarsa biz de onu haram sayarız. Şüphesiz Rasûlullah (s.a.v.) neyi haram kılmışsa, Allah da onu haram kılmıştır."

Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi malının nereden geldiğine, helal mi haram mı olduğuna bakmayacak." [Sünen-i Nesei 4454]

Tevban'dan (ra) rivayet edilmiştir:
Peygamber (ﷺ) şöyle buyurdu: İnsanlar yemek yerken yemeklerini paylaşmak için birbirlerini çağırdıkları gibi yakında size saldırmak için birbirlerini çağıracaklar. Birisi sordu: O zaman sayımız az olduğu için mi böyle olacak? O cevap verdi: Hayır, o zaman sayıca çok olacaksınız; ama selin sürüklediği çerçöp gibi olacaksınız ve Allah düşmanınızın göğsünden sizin korkunuzu alacak ve kalplerinize son bir korku salacak. Birisi sordu: Vehn nedir? Allah Resulü (sav): diye cevap verdi: Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır. (Sünen-i Ebi Davud 4297)

Allah Rasulünün (sav) dediği gibi, bu vehn hastalığını yaydıkça yaydılar. Ahireti unutturdular. Kur'an'ı ve Sünneti sırtlarına attılar.

Sonuç olarak, kâfirleri örnek alma ve onlar gibi olmayı arzulama konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bunun yerine, bizi cennete götürecek olan Allah'ın göndermiş olduğu Furkan olan Kur'an ve Resulullah (sav)'ın Sünnetini rehber edinmeliyiz.

Akhi davetimizi metodlarla etsek bile bunların kalpleri mühürlü. Davetimizi edeceğiz tabii ki ama anlamıyorlarsa zorlamanın alemi bile yok. Belki Allah onlara hidayet eder. Ben artık dünya hayatında sizlere başarılar iyice eğlencenizi çıkarın diyorum. Hidayet sadece Allah'tandır ve biz ne kadar dilimiz dönünceye kadar anlatsak bile akletmiyorlar.

Rabbim seni sevsin Akhim, Rabbim kalbini dini üzere sabit kılsın ve sadrına şifa versin.
Maalesef genel olarak bahsettiğim durum da budur.
Akibet Muttakilerindir [Kasas Suresi,13]

Amin akhim, zor bir devirdeyiz, senin de dediğin gibi fazla zorlamaya gerek yok, konu açılırsa cevabını veriyorum. İnadına yapar gibi konu hep aynı yere geliyor, batılı kafirlerin ne kadar müthiş varlıklar olduğunu duymak zorundayım. Allah hidayet versin, ne diyeyim.
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir de komik olanı, kafirde gördüğü bir hasleti müslümanda görmüş olsaydı o müslümanı eleştirirdi ama kafirde gördüğü için o haslet güzel oluyor, mesela Almanya başbakanı, kendisinin arabasına benzin doldurmadığını, çalışanın bunu yaptığını ve bu yüzden benzin fiyatlarına vakıf olmadığını itiraf etmesine diyor ki: "bak görüyor musun, ne kadar dürüst, bizimkiler böyle değil" ama aynı olay bir müslümanda olmuş olsa "bak görüyor musun, adam ülkenin yöneticisi ama kendi ülkesinden ve gündeminden habersiz" diye eleştirirdi, sanırım bu kişiler kendi durumunu farketmiyorlar. Olay kafirde olunca hep iyi çerçeveden, kendini islama nispet edende olunca da kötü çerçeveden bakıyorlar. Bu zihniyettekileri sokak röportajlarında da görüyorum, artık dinlemeyi bıraktım bu saçmalıkları. Resmen özenmek için bahane arıyorlar. Allah hidayet versin.
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Amin akhim, zor bir devirdeyiz, senin de dediğin gibi fazla zorlamaya gerek yok, konu açılırsa cevabını veriyorum. İnadına yapar gibi konu hep aynı yere geliyor, batılı kafirlerin ne kadar müthiş varlıklar olduğunu duymak zorundayım. Allah hidayet versin, ne diyeyim.
Akhi yani şunu diyeyim ben sana. Ben insanları Allah'a davet eden bir davetçiyim. Eski arkadaşlarımdan başladım davete ve çoğunun hoşuna gitse de sanki bu dini partiymiş gibi gördüler. Aslında hoşlarına gitmelerinin sebebi de şu, bunların kendi sapkın dinlerinin kanıtı yok ki, biz delilini getirince diyecek cevapları yok. Tam dini anlatırken, bu helal ile haram meseleleri bunların dünyevilik canlarını sıkıyor. Sonra da kafalarını tekrar kuma gömüyorlar. Zaten kafirlerin de misalleri budur akletme yok bunlarda. Bunların aklı da haşa "Acaba Allah'ı kim yarattı ?" sorgulayarak halbuki hak Olan Kur'an'da İhlas suresinde Allah Subhanehu ve Teala zaten açıklıyor;
1 . De ki: “O Allah (zatında, sıfatlarında ve fiillerinde) birdir.”
2 . “Allah (her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kullarının duayla yöneldiği) Es-Samed’dir.”
3 . “Doğurmamış ve doğurulmamıştır.”
4 . “Hiçbir şey O’nun dengi değildir.”

Bu delil işte. Verecek cevapları olmayınca başka bahanelerle geliyor, sonra bu davet başlıyor münakaşaya. Yıllarını ilah edindikleri sürekli hata yapan mantıklarıyla harcayıp iyice bunak hale gelecekler. Sen ne yaparsan yap mühürleşmiş olan kalplerini mûtmain edemezsin.
 
Son düzenleme:
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir de komik olanı, kafirde gördüğü bir hasleti müslümanda görmüş olsaydı o müslümanı eleştirirdi ama kafirde gördüğü için o haslet güzel oluyor, mesela Almanya başbakanı, kendisinin arabasına benzin doldurmadığını, çalışanın bunu yaptığını ve bu yüzden benzin fiyatlarına vakıf olmadığını itiraf etmesine diyor ki: "bak görüyor musun, ne kadar dürüst, bizimkiler böyle değil" ama aynı olay bir müslümanda olmuş olsa "bak görüyor musun, adam ülkenin yöneticisi ama kendi ülkesinden ve gündeminden habersiz" diye eleştirirdi, sanırım bu kişiler kendi durumunu farketmiyorlar. Olay kafirde olunca hep iyi çerçeveden, kendini islama nispet edende olunca da kötü çerçeveden bakıyorlar. Bu zihniyettekileri sokak röportajlarında da görüyorum, artık dinlemeyi bıraktım bu saçmalıkları. Resmen özenmek için bahane arıyorlar. Allah hidayet versin.
her koyun (sözüm kafirlere) kendi çobanının (çoban görünümlü kurt) takipçisi olacak.

Allah Resulü (sav) buyuruyor
“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)

Allah subhanehu ve teala Fatiha Suresinde;
"Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (Fâtiha Suresi, 7)

Allah'ım bizim kalplerimizi dinin üzere sabit kıl. Bizi sıratı müstakim yoluna ilet.
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
her koyun (sözüm kafirlere) kendi çobanının (çoban görünümlü kurt) takipçisi olacak.

Allah Resulü (sav) buyuruyor
“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)

Allah subhanehu ve teala Fatiha Suresinde;
"Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (Fâtiha Suresi, 7)

Allah'ım bizim kalplerimizi dinin üzere sabit kıl. Bizi sıratı müstakim yoluna ilet.

Amin
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Az önce konuyla alakalı bir ayete tevafuk ettim, subhanAllah sanki ilk defa görmüş gibi oldum;

"Kendilerine kitabtan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, cibte ve tağuta inanıyorlar. Ve inkâr edenlere: “Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar."
Nisa 51
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Az önce konuyla alakalı bir ayete tevafuk ettim, subhanAllah sanki ilk defa görmüş gibi oldum;

"Kendilerine kitabtan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, cibte ve tağuta inanıyorlar. Ve inkâr edenlere: “Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar."
Nisa 51
SubhanAllah!
Çünkü onlar hevâlarını ilah edindiler. Dünyayı ahirete tercih ettiler

اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُۜ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَك۪يلًاۙ

Hevasını/arzusunu ilah edineni gördün mü? Şimdi sen mi ona vekil olacaksın? (25/Furkân, 43)
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Kafirlerin müslüman bir kişiye din ve ifade özgürlüğü vermesini kafirlerin lütfü gibi görüyorlar (din ve ifade özgürlüğünü islamın ölçülerine ve sınırlarına göre değil, hümanizm ve liberalizm saçmalığına göre belirliyorlar)

Yiğidi öldür hakkını yeme. Batı'yı yerden yere vurmak bu durumda işe yaramaz, aksine Müslümanları aşağı konumda gösterir. Liberalizm hümanizm gibi fikirler topyekün saçma değil, yalnızca bazı noktalarda hataya düşüyorlar.
Bu yönde yapılabikecek olan kritik ama insaflı bir analizdir. Hatalara olduğu gibi dikkat çekmek.

En temel sorun, bu tür insanların İslam medeniyetini tanımamaları. Bunu gözler önüne seren bir belgesel veya kitap önerebilir veya anekdotlar anlatabilirsin.

Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar ve Allah’a iman edersiniz. Şayet Ehl-i Kitap iman etmiş olsaydı, onlar için daha hayırlı olurdu. Onlardan müminler olmakla birlikte, çoğunluğu fasıklardır. (3/Âl-i İmran, 110)

Kendimizi tezkiye ederken de ölçülü olmalıyız. Mesela kardeşin getirdiği bu ayet sahabe için inmiştir. Bize ne derece uyduğunu yalnız Allah bilir. Müslümanım diye gezinip gayrimüslimden farkı olmayan adamlar var, onlar bizden değildir, bunu da söyleyebilmek lazım.
 
Son düzenleme:
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yiğidi öldür hakkını yeme. Batı'yı yerden yere vurmak bu durumda işe yaramaz, aksine Müslümanları aşağı konumda gösterir.

Batılıları her konuda, her zaman yerden yere vurduğum yok, konuşma esnasında sözlerine hak verdiğim de oluyor, teknolojideki gelişme, üretim, bilim, düzen, yargıda titizlik, başka dinden ve ırktan olan insanlara karşı iyi muamele gibi konulara hak veriyorum, ben pozitif yönlerini öne sürerek özenti olmaya karşıyım yoksa pozitif yönlerini itiraf etmeye karşı değilim, mübah olan şeylerden faydalanılabilir, özenti olmadan kafirden öğrenilecek bir şey varsa öğrenilir, bu kafir milletlerin itikadını gözetmeden sanki dinde tek kriterler dünyevi başarılar ve diğer insanlarla olan iyi muamelelermiş gibi dinin bunlara indirgenmesine karşıyım. Daha iyi bir ortamda yetişmiş, güzel bir eğitim almış kafirlerin iyi muamelesini öne sürerek onların yüceltilmesine; kötü bir ortamda yetişmiş, kötü bir ahlaki, insani ve islami eğitim almış müslümanları örnek göstererek sanki sorun dindenmiş izlenimi verip müslümanların aşağılanmasına karşıyım.

Liberalizm hümanizm gibi fikirler topyekün saçma değil, yalnızca bazı noktalarda hataya düşüyorlar.

Başkasının özgürlük alanına girmeden, kimseye zarar vermeden ve hakaret etmeden, dilediğini dilediğin şekilde ifade edebilmek ve yapabilmak liberalizmdir, batının liberalizm anlayışı islamla bağdaşmaz çünkü emri bil maruf ve nehyi anil munker iptal edilmiş, islamın haram kıldığı zina, içki gibi amellere özgürlük tanınmış, bununla birlikte dediğin gibi din özgürlüğü gibi ve başka mübah şeyler de bu liberalizme dahil olduğu için müslümanlar bu batıl fikirden yararlanıyor zira fikir batıl olsa da bu fikrin içinde islamla uyuşan bazı durumlar var, ben liberalizmin içinde islamla bağdaşan kısımları eleştirmedim ama ölçü islam değil liberalizm olursa islam açısından tabii ki kötüdür, aslında cümlemden bu anlaşılıyor. Hümanizm de böyle, fikir batıl ama bu fikirde islamla uyuşan şeyler olabilir.
 
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Bu sorun yeni bir durum değil ümmetin 500 yıldır kanayan yarası maalesef, Osmanlılarin çöküşüne bakın özelde birçok sebep var fakat temelde coğrafi keşiflerin çok kötü etkisi söz konusu, ABD kıtası keşfedilince altın üstünlüğü batıya geçti bir günde Osmanlı parası bayağı değer kaybetti hatta Osmanlı parasının halkın alım gücünü artırmak paraya delik fln bir takım şeyler yaptı bozuk para tabiride aslında buradan gelir. Teknolojik ve ekonomik üstünlük o günden beri aşama aşama batılıların eline geçti en sonunda 1800 lü yıllarin başında askeriyeye sonundada ekonomi çöktü, o kadar kötü duruma düştük ki denge siyasetinden başka birşey işe yaramıyordu mısır valisi bile halifeye kafa tutar oldu..yani kolay bir süreç olmadı kardeşim bu aşamaya gelisimiz bunu demek istiyorum ben şimdi batıdaki teknolojik ekonomik askerî üstünlüğü bahane edenlere kestirme cevap olarak şu ayeti delil gösteririm.

Eğer siz (Uhud’da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir’de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.

Âl-i İmrân Sûresi, 3/140

O günleri biz insanlar arasında döndürüp duruyoruz. Bu âyete çeşitli anlamların verilmesi mümkündür. Zafer bir gün müminlerin, başka bir gün de onların olur, anlamına gelebilir. Azîz ve celîl olan Allah, düşmana karşı cihâd etmeyi ve savaşmayı müminler için bir imtihan sebebi kıldı, bu yolla onları imtihan etmektedir; bazan onlar, bazan da düşman zafer kazanıyor. Nitekim bir âyet-i kerîmede şöyle buyurmuştur: “Denemek için sizi kötü ve iyi durumlarla imtihan ederiz. Sonunda bize geleceksiniz”{Dipnot}. Başka bir âyette de şöyle buyuruyor: “Biz onları iyi durumlarla da, kötü durumlarla da imtihan ettik”{Dipnot}. Cenâb-ı Hak, her vesile ile kullarını imtihan etmektedir; bazan iyilikle, bazan da kötülükle onları sınamaktadır. Zafer günlerini insanlar arasında dolaştırmanın başka bir gayesi de olabilir,o da şudur: Şayet yardım ve zafer hep müslümanların olsaydı, o zaman kâfirler İslâm’a girdiklerinde kendi tercihleriyle değil, zaferin sürekli müslümanlarda olduğunu gördüklerinde canlarından korktukları için istemeyerek, zorla ve kahrolarak iman etmiş olacaklardı. Buna mukabil zafer ve galibiyet hep kâfirlerde olsaydı, bu defa inkârcılar kendilerinin hak yolda olduğunu düşünecekler ve bu da kendilerini İslâmiyeti benimsemekten alakoyacaktı. Müminlerin maruz kaldıkları belaların, kendilerinin işlediği günahtan yahut Allah’ın emrini terk etmek veya yasağını çiğnemek suretiyle ilâhî emirlere muhalefet etmelerinden dolayı gelmiş olması da muhtemeldir. En doğrusunu bilen Allah’tır. kaynak:Tevilatul Kur'an

Allah kullarını imtihan etmek için bazen iyi bazen kötü imtihanlar yaşatıyor bunu devletler planındada düşünün bazen müslümanlar ezici çoğunluk bazen kâfirler şuan dünyanin nerdeyse her yerinde kafirlerin ideolojisi hakim, bu Allah'ın günleridir bunu kulları arasında çevirir..nitekim teknoloji ve ekonomik üstünlüğe aldanan o şahıs Lut(as) döneminde yaşasaydı ne yapacaktı? Batının en son hale gelebileceği hali Lut kavminden başkası değil herşey serbest ve refah içindeler..ayet ve hadislerde geçtiği üzere Lut as bir evi doldurmayacak kadar insan iman etti. O zamanın çoğunluğun doğrulariyla Allah korusun Bir eşcinsel olabilir haşa peygamberi inkar edebilirsin.. Yani iman noktasında doğruya ulaştıran yol çoğunluğun yoluysa bu yol bizi her zaman doğruya ulaştırmaz ulaştıramaz olabildiğini bi şekilde karşımızdakine anlatmalıyiz, her şeyin cevabi Kuranı Kerimde mevcut...
Nuh as iman davetine kavmi şöyle cevap verdi:
Şuara Suresi.111: “Şöyle cevap verdiler: ‘Seni toplumun en aşağı kesiminin izlediğini göre göre sana iman eder miyiz!’”
Şöyle cevap verdiler: “Seni toplumun en aşağı kesiminin izlediğini göre göre sana iman eder miyiz!” Diyorlar ki: Biz seni nasıl tasdik edebiliriz ki?! Sana tâbi olanlar ancak bizim zayıflarımız ve ayak takımı, rey ve tedbir sahibi olmayan kimselerdir. Eğer sen davanda doğru olsaydın o takdirde bizim şereflilerimiz ve başlarımız da sana inanırlardı. Aslında onun risâletinin hak oluşu konusunda belirtilen zayıf kesimlerin inanması ileri gelen başların tasdik etmesinden daha ibretlik bir durum içerir. Şöyle ki: İnsanların zayıf kesimleri başkalarına şu iki saikle uyarlar: Ya mal ve servet sahibi olma beklentisi, yahut kendileri için makam ve mevki yahut şeref gibi bir çıkar beklentisi olması. Ya da dinde basiretli olma, belli bir paye elde etme ve ilim sahibi olma gibi bir erdem beklentisi sebebiyle uyarlar.Bu itibarla da bu özellikleri kendilerinde bulunduran kimselere tâbi olurlar. Peygamberler’in (s.a.) ellerinde mal yoktur, onlara yakın olmak için bir riyaset ya da makam ve mevki elde etme arzusu gibi bir saik de olamaz. Hal böyle iken zayıf kesimler, kendi canlarına karşı eşrafın öldürme, ipe çekme gibi saldırıları olacağından korkmalarına rağmen eğer onlara uymuşlarsa, bu demektir ki onları imana sevk eden ancak ve ancak kendi nazarlarında onların hak üzere olduklarının, getirdikleri mesajın doğru olduğunun ortaya çıkmasıdır. Bu itibarla sözü edilen kesimlerin tâbi olması peygamberlerin mesaj getirdikleri iddialarında -eğer iyice düşünülür ve tefekkür edilirse- onların hak üzere olduklarını gösteren en büyük kanıt olur. Kaynak:Tevilatul Kur'an
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Batılıları her konuda, her zaman yerden yere vurduğum yok, konuşma esnasında sözlerine hak verdiğim de oluyor, teknolojideki gelişme, üretim, bilim, düzen, yargıda titizlik, başka dinden ve ırktan olan insanlara karşı iyi muamele gibi konulara hak veriyorum, ben pozitif yönlerini öne sürerek özenti olmaya karşıyım yoksa pozitif yönlerini itiraf etmeye karşı değilim, mübah olan şeylerden faydalanılabilir, özenti olmadan kafirden öğrenilecek bir şey varsa öğrenilir, bu kafir milletlerin itikadını gözetmeden sanki dinde tek kriterler dünyevi başarılar ve diğer insanlarla olan iyi muamelelermiş gibi dinin bunlara indirgenmesine karşıyım. Daha iyi bir ortamda yetişmiş, güzel bir eğitim almış kafirlerin iyi muamelesini öne sürerek onların yüceltilmesine; kötü bir ortamda yetişmiş, kötü bir ahlaki, insani ve islami eğitim almış müslümanları örnek göstererek sanki sorun dindenmiş izlenimi verip müslümanların aşağılanmasına karşıyım.



Başkasının özgürlük alanına girmeden, kimseye zarar vermeden ve hakaret etmeden, dilediğini dilediğin şekilde ifade edebilmek ve yapabilmak liberalizmdir, batının liberalizm anlayışı islamla bağdaşmaz çünkü emri bil maruf ve nehyi anil munker iptal edilmiş, islamın haram kıldığı zina, içki gibi amellere özgürlük tanınmış, bununla birlikte dediğin gibi din özgürlüğü gibi ve başka mübah şeyler de bu liberalizme dahil olduğu için müslümanlar bu batıl fikirden yararlanıyor zira fikir batıl olsa da bu fikrin içinde islamla uyuşan bazı durumlar var, ben liberalizmin içinde islamla bağdaşan kısımları eleştirmedim ama ölçü islam değil liberalizm olursa islam açısından tabii ki kötüdür, aslında cümlemden bu anlaşılıyor. Hümanizm de böyle, fikir batıl ama bu fikirde islamla uyuşan şeyler olabilir.

Seni anlıyorum kardeşim, ama zannımca Müslümanların çoğu bahsettiğim bir tutumla meseleyi yaklaşarak Batı'yı her noktadan vurmaya çalışıyor. Sağlıklı bir temelde durursak, özgüvenimiz var ise, dini bir nimet, hidayet, temizlik ve müjde olarak biliyorsak, başkalarında gördüğümüz iyiliklere imrenme, kıskanma durumu olmaz. Batılıları aşağılamaya çalışmanın bir tür aşağlık kompleksinden yola çıktığını düşünüyorum. Kendimde benzer düşünceler farkettim.
Doğru olan titiz ve sakin bir tavırla mevcut kusurlara, cürümlere, dalalete. Örneğin Al Muhajirun Medya'nın hazırladığı Batı belgeseli ikna edici Batı'daki sosyal ve ahlaki sorunlara dikkat çekiyordu. Bu önemli.

Hümanizm ve liberalizme gelirsek, ilk önce şu soruyu sormalıyız: hangi kıstas ile fikri bir akıma batıl diyoruz? Halbuki fikri akımlar bir tek fikirden oluşmuyor, bir fikirler manzumesini barındırıyor. Toptancı bir bakış yerine galip yönüne bakmayı tercih ediyorum ben bu durumda ve liberalizm ile hümanizm galip yönüyle menfi değil aksine oldukça olumlu gelişmelerdir. Rönesans Avrupası hümanizmine ve 17.yy liberalizmine bakarsak bunu görürüz. İnsan onuruna saygı duyulmuş, ruhban sınıfının bencil ve zalim tahakkümü ve cahili taassubuna meydan okunmuş ve insanların yaşam standardlarını ve eğitim seviyelerini yükseltmeye çalışılmıştır. Hümanizm bu dönemde Yunan felsefesine dayanıyor ki bu Avrupa'ya Arapça tercümeler vasıtasıyla gelmiştir. İlmi sevmek, ahlaki ilkeleri gözeterek yaşamak, adaletli olmak gibi en temel ahlaki erdemler burada savunulmuştur. Liberalizm de yine kralın insanları malı ve canı üzerindeki haksız tahakkümünü, zorbalığını kaldırmıştır ki bu da ayniyle Allah'ın hükmüne muvafıktır. Osmanlı'da bu ancak yüz sene sonra Gülhane Hattı Hümayunuyla yeniden ikame edilebilmiştir. O zamana dek bazı hüküm sahipleri kafalarına estiği şekilde insanları idam edebiliyordu.

Ayrıca bu dönemde Avrupa'da bir çok düşünür teslis inancını da reddederek tek tanrı inancını benimsemiştir. Hatta bazıları Hazreti Muhammed'i övmüştür. Bu temelin ateizme, materyalizme ve ruhaniyetin inkarına evrilmesi 19.yy'da gerçekleşmiştir ne yazık ki. Evet şimdi hümanizm deyince dinsiz bir ahlakçılık anlaşılıyor, ancak bu akımın temeli Pico della Mirandola ve Erasmus von Rotterdam gibi dindar insanlara dayanır.

Tarihe bakarak günümüzde görülen ahlaksızları asıldan ziyade bir tür sapma olarak görüyorum. Günümüz liberalizmi ve hümanizmi farklı şeyler, ama işte bu tarihi geleneğe dayanıyorlar ve onun kisvesine sığınıyorlar. Batı'ya imrenen insanlara da bunu böyle anlatabiliriz.

Bir isme bakmak yerine her eylemi her düşünceyi kendi başına değerlendirebiliriz.
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt