İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
A - Hanefilere göre; hür bir Müslüman, hür bir Müslümana karşı kısas edildiği gibi zimmiye (gayr-i muslim vatandaş) ve köleye karşı da kısas edilerek öldürülür. Yâni bir köleyi veya zimmiyi öldüren hür bir Müslüman da öldürülür.
Buna göre, İslam diyarında bir zimmîyi haksız yere öldüren kimseye öldürmenin niteliğine göre kısas veya diğer cezalar uygulanır. Öldüren kimse müslüman, zimmî veya mustemen (pasaportlu yabancı) olsun hüküm değişmez.
Zimmiyi kasden öldüren müslümanın da öldürüleceğini söyleyen Hanefilerin Delilleri:
a) Usuli gerekçeler:
- Kanun koyucunun bizden öncekiler hakkında verdiği hükümlerin yürürlükten kalktığına dair bir işaret yoksa, bu hükümler sonrakiler hakkında da geçerlidir. Bu anlamda Kur'an'da; "Orada onlara cana can, ... yazdık.” (Maide, 32) denmektedir.
- Ehl-i kitab ve bunların dışındakilerin diyeti müslümanların diyetinin aynısıdır. Zira zimmet akdi ile zimmiler hukuk sahasında islami hükümleri kabul etmiş olurlar. Dolayısıyla müslüman birisi bir zimmiyi kasden öldürse kısas gerekir. (Şeybani, Kitabu’l-hucce, Beyrut, 1983, 4//322)
b) Nakli gerekçeler:
- "Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı.” (Bakara, 178) ayeti kerimesinde yer alan ifade umumi olub, öldürülenlerin tamamını içine almaktadır.
- "Kafir karşılığında müslüman öldürülmez." (İbn Mace, Diyet, 21) hadisinde geçen kafir sözcüğü, kendisiyle savaş halinde olunan kimseleri ifade etmektedir. Zira örfte, "kafir" dendiğinde özellikle "harbi kâfir-savaş halinde olunan gayr-i muslim" anlaşılır. (Mevsıli, el- İhtiyar li Ta'lilil Muhtar, 5/27)
- "Zimmi de zimmeti içerisinde kısas cezasına çarptırılmaz." ibaresi mûmin üzerine atfedilir ki, bu durumda anlam şöyle olur: Kâfiri öldüren mu'min ve (harbi) kafiri öldüren zimmiye kısas uygulanmaz. (Kasani, Bedai, 7/237)
- İmam Muhammed'in rivayetine göre, müslüman birisi zimmet ehlinden birini öldürmüştü. Konu Peygambere iletildiğinde şöyle dedi: "Ben, onun zimmetini gözetenlerin başında gelirim", sonra emretti ve müslümana kısas uyguladılar. (Kitabu'l-hucce, 4/329-345)
c) Akli gerekçeler:
- Zimmiyi öldüren müslümana kısas uygulamak, müslümanı öldüren müslümana kısas uygulamaktan daha haklı nedenlere dayanır. Zira insanlar arasında din farklılığı olduğunda normal kızgınlık halinde bile her zaman öldürme hadisesi olabilir. Dolayısıyla zimmiyi hasım olarak görüp, öldürme durumunda da kısas gerekli olur. Aksi halde zimminin can güvenliği tam korunmamış olur. Zimmet akdinin can, mal, din, namus ve diğer hakları korumada onları müslümanlarla eşit hale getirdiği kabul edilmelidir.
- Zimmi ile zimmet akdi yapıldığından, tıpkı bir müslüman gibi canı hukukun koruması altında sayılır. Ayrıca kısasın uygulanmasında din birliğinin olması da mutlak gerekli değildir. (İmam Kâsânî, Bedaius- sanâi fi Tertibiş- Şerai, 7/237)
- Zimmiyi öldüren müslümana kısas uygulanmaması, onları zimmet akdini kabul etmemeye götürür ki, böyle bir durumda İslam devleti için çok büyük zararlar söz konusu olur. (İmam Mevsıli, 5/27)
B - İmam Malik, Şafii, Ahmed ve Leys'in de içinde bulunduğu Cumhur âlimlere göre ise, hür bir Müslüman zimmîye karşı öldürülmez.
Bir zimmî başka bir zimmîyi öldürse, öldüren daha sonra İslâm'a girse bile yine kısas uygulanır. Bu konuda görüş birliği vardır.
İslamî yönetimde; "kısas" ve "diyet" sadece müslümanlarla ilgili bir hüküm değildir. Bir müslüman, kasden bir gayrı muslimi (zimmiyi) öldürürse, kendisine kısas tatbik edilir. (İmam Merginani, 4/160) Zira Peygamberimiz (a.s.) zimmet ehlinden bir gayr-ı muslimi öldüren kimseye kısas cezasını tatbik etmiş ve; "Elbette ben zimmetim altında bulunanların hakkını almaya en layığım" (Buhari, Diyet, 22) buyurmuştur.
Ali (r.anh) : "Zimmet ehlinin (gayri muslimlerin) cizye vermesi, malları bizim mallarımız gibi, kanları bizim kanlarımız gibi olması içindir" (Molla Husrev, Durer, İst., 1307, 5/91)
Rasûl-u Ekram (a.s.)'in: "Kafire karşılık mûmin öldürülmez" (Ebu Davud, Diyet, IV, 4530) hadisi, zimmet akdi imzalamayan ve İslama karşı savaşan harbîlerle ilgilidir. Çünkü harbînin (İslam'a karşı savaşan kafirin) kanı masûm değildir. Hatta mustemen (pasaportlu yabancı) bile bir harbîyi öldürse, ona kısas cezası uygulanmaz. (İmam Merginani, 4/160)
Bu sebeble, bir İslam ülkesinde ikamet eden (gayri müslim) zimmî, darû'l-harb'te ikamet eden mustemen müslümandan, hukuk noktasından daha üstündür. (Molla Husrev, Durer, 2/ 363) Çünkü Darû'l-harb'te ikamet eden müslümanı öldürdüğü için kısas cezası uygulanmaz. Fakat Darû'l-İslam'da ikamet eden gayri muslimi (zimmîyi) öldüren kimse, kısas edilerek öldürülür!
Hanbelîlere göre, kâfire karşılık müslüman kısasen öldürülmez. Bu meselede Hanbelîler Şâfîîlerle birleşmektedirler. Zira bunlar da konuyla ilgili hadîslerle istidlal ve ihticacda bulunmuşlardır. İlim ehlinden çoğunun görüş ve içtihadı da böyledir.' Nitekim Ömer, Osman, Ali, Zeyd b. Sabit ve Muaviye'den (Allah hepsinden radı olsun) bu anlamda rivayetler vardır. Tabiînden Ömer b. Abdilaziz, Ata', el-Hasan, İkrime ve diğer ilim adamlarından Zuhrî, İbn Şubrume, İmam Mâlik, îmanı Sevrî, İmam Eyzâî, İshak, Ebû Ubeyd, Ebû Sevr ve İbn Munzir de aynı görüş ve ictihaddadırlar.
Nahâî, Şa'bî ve rey tarafdarları ise bunun hilâfına bir ictihadda bulunmuşlardır. Nitekim Şa'bî ile Nahâî'nin bir mecusî veya bir'yahudî veya bir hıristiyana karşılık müslüman kısasen öldürülür sözlerini İmam Ahmed hayretle karşılamış ve şöyle demiştir: "Subhanellah, bir mecusî nasıl müslüman gibi sayılır! Oysa Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz: "Kâfire karşılık bir müslüman kısasen öldürülmez" buyurmuştur. (ibn Kudame, el-Muğnî, 9/341)
a) Cenab-ı Hak, kardeşliği inananlar arasında tesis etmiş ve bu anlamda şöyle demiştir;
"Şubhesiz mûminler birbiri ile kardeştir." (Hucurat 10)
Söz konusu Kur'an metni mûminler ile kafirler arasını ayırmış, yani onları birbirlerine denk tutmamıştır. (Şafii, el~Umm, Mısır 1961, VI, 37-38)
b) Müslümanın kafir karşılığında kısas olunmayacağını belirten hadislerin güvenilirliğine tutunmuşlardır. (Seyyid Sabık, Fıkhu's-Sunne, ll / 446) Delil alınan hadisleri burada zikredebiliriz.
l. Ali (r.anh) den yapılan rivayette göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Mûminlerin kanları (kısas ve diyette) denktir. Onlar başkalarına karşı bir el gibidirler. Onların en düşükleri birbirlerinin zimmetindedir. Dikkat edin! Mûmin, kafir karşılığında ve zimmi de zimmetí içerisinde öldürülmez," (Ebu Davud, K. Diyet, IV/4530, Cihad , 147; Nesâî, kasame: 10, 13; İbn Mâce, diyat: 31; Ahmed: 1/119, 122, 2/180, 192, 215)
2. Amr b. Şuayb'den, o da babasından ve dedesinden yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Mûmin, kafir karşılığında öldürülmez." (İbn Mace, K. Diyet, 11/2658, 2659, 2660; Tirrnizi, K. Diyet, lV/1412 ; Buharî, İlim: 39, cihad: 17, diyat: 24, 31)
Bu grubda yer alan âlimlere göre, birinci ve ikinci hadiste geçen "kafir" sözcüğü hem zimmiye hem de harbi kafire delalet eder.
c) İslam alimleri muste'men harbiyi öldüren müslümana kısas gerekmediğinde ittifak etmişlerdir. Zimmi de bu açıdan muste'mene benzer.
d) Zimmi her ne kadar İslam devletiyle anlaşmalı da olsa, kafir olduğundan dolayı hayatının koruma altında olması şubhelidir. (Kasani, Bedaiıı's-sanai fi tertibi'ş-şerai, VII / 237; Zeydan, Abdulkerim Ahkami'ı'z-zimmiyyin ve'l-muste'min fi dari'l-islam, Beyrut 1988, sf. 209-210)
e) İmam Şafii ayrıca, "inanan kimse yoldan çıkmış kimseye benzer mi? Bunlar bir olamazlar" (Secde 18), ayetini delil getirir. Bu ayetten anlaşılan şu ki; kısas eşitlik üzerine kurulur.
Halbuki ayette de belirtildiği gibi, mûmin ile yoldan çıkmış, (inanmayan) arasında eşitlik yoktur, dolayısıyla mûmine bu durumda kısas gerekmez. Yine hadiste, "müslümanların kanları denktir" denmesiyle, müslümanların ve gayr-i muslimlerin kanlarının eşit olmadığına işaret edilmiştir. (Serahsi, Mebsut. Beyrut trır... XXVl / l3l)
Çıkarılan Hükümler
1- Kısas konusunda insanlar eşit tutulurlar: Hurre karşılık hür kısasen öldürüleceği gibi, köleye karşılık da hür kısasen öldürülür. Kadına karşılık erkek, erkeğe karşılık kadın kısasen öldürülür. Bu daha çok Hanefi'lerin görüş ve içtihadıdır. 2- Zimmî (gayr-i muslim vatandaş) karşılığında müslüman îhsasen öldürülür. Bu istisna teşkil eder. 3- Kâfire karşılık müslüman, köleye karşılık hür kişi kısasen öldürülmez. Bu daha çok Şâfîîlerle Hanbelîlerin görüş ve içtihadıdır. 4- Köleye karşılık köle kısasen öldürülür. Câriyeye karşılık da câriye kısasen öldürülür. Bu meselede ittifak vardır. 5- Muste'men (kendisine eman verilmiş) olan yabancıya karşılık zımmî ve müslüman öldürülmez. Bu daha çok Hanefîlerin görüşüdür. 6- Muste'mene karşılık muste'men kısasen öldürülür. 7- Deliye karşılık âkil sahibi, ergen olmayana karşılık ergen olan kişi kısasen öldürülür. 8- Hasta ve sakat kişiye karşılık sağlıklı ve azası yerinde olan kişi kısasen öldürülür. 9- Baba veya anasını öldüren evlâd kısasen öldürülür. 10- Evlâdına karşılık baba veyahut ana kısasen öldürülmez. 11- Kısasen öldürülmeyenlerden diyet takdir edilip alınır. 12- Kölesine karşılık efendisi kısasen öldürülmez. 13- Ergen olana karşılık ergen olmayan çocuk kısasen öldürülmez. Zira katil hakkında kısas hükmünün uygulanabilmesi için onun âkil, baliğ olması şarttır. 14- Aklı yerinde olana karşılık deli kısasen öldürülmez. Ancak akl kapsamına giren diyet alınır. 15- Kısas daha çok kılıç veya öldürücü bir silâhla yerine getirilir. 16- Katile işkence yapılmaz. Organları kesilmez. 17- Maktulun varislerinden kimi ergen, kimi de küçük yaşta olursa, küçüklerin ergen olması beklenmeksizin büyükler kısas veya diyetten birini talep edebilirler. Bu Hanefîlere göredir. 18- Hak muşterek olduğuna göre vârislerinden küçüklerin ergen olması beklenip öylece kısas, diyet veya affa karar verilir. Bu hem imameyne, hem de Şâfiilerle Hanbelîlere göredir. 19- Öldürülenin ergen olan vârislerinden biri seferde olursa, kısas, diyet veya af hususunda bir karar verebilmeleri için onun seferden dönmesini beklerler. 20- Katil ağır bir cisimle veya boğarak veyahut bir uçurumdan aşağı atarak öldürür ve bu fiilini birden fazla kişi hakkında uygularsa, yakalanınca artık kılıç ve silahla değil fiiline uygun şekilde öldürülür. Bu daha çok Hanefîlere göredir. 21- Üzerinde hudud vâcib olmayanlar hakkında kısas da uygulanmaz. Diyet alınır. 22- Sarhoş kişi o vaziyette bir adam öldürürse, sarhoşluğu dikkate alınmaz ve kısasen öldürülür. 23- Zimmîye karşılık müslüman kısasen öldürülmez. Diyet alınır. Bu daha çok Şâfiîlerin görüş ve içtihadıdır. 24- Zimmîye karşılık zimmî kısasen öldürülür. İsterse bu iki zimmînin dinleri ayrı olsun. 25- Zimmî, adam öldürdükten sonra İslâm'a girse bile kendisini kısastan kurtaramaz. 26- Zimmîye karşılık murted kısasen öldürülür. Murtedde karşılık murted de öldürülür. 27- Köleye karşılık köle kısasen öldürülür. Köleye karşılık hür kişi öldürülmez. Bu daha çok Şâfiilerle Hanbelîlerin görüş ve içtihadıdır. 28- Köle bir başka köleyi öldürdükten sonra hürriyetine kavuşturulsa bile bu onu kısasen öldürülmekten kurtarmaz. 29- Müslüman bir köle ile hür bir zimmî arasında kısas uygulanmaz. 30- Birkaç kişi birleşip hep birlikte bir adamı öldürürlerse, hepsi birden kısasen öldürülür. Ancak maktûlun velisi affederse, o takdirde öldürülmekten kurtulurlar. 31- Evli olup zina eden bir kişiyi bir müslüman öldürecek olursa ne kısas, ne diyet, ne de keffaret gerekir. Bu Şafiî'nin bir kavline göredir. Diğer imamlara göre kısası uygulama yetkisi devlete aittir. O bakımdan kısas gerekir. 32- Kur'ân'da yazılı bulunan âyetler ve hükümler dışında yazılmayıp ehl-i beyte tevdi edilmiş başka âyet yoktur ve olamaz da... 33- Ali'nin (r.anh) muhafaza ettiği sahifede yazılı olanlar Kur'ân âyetleri değil hadîstir. 34- Ahd-u eman alıp İslâm ülkesine sığınan muâhidi öldürmek haramdır ve bunun manevî cezası oldukça ağırdır. 35- Maktulun baba tarafından vârisleri veya bütün vârisleri kâtil hakkında kısas uygulanmasından vazgeçme hakkına sahibdirler. İsterlerse sadece diyet almakla konuyu kapatabilirler. Bütünüyle afvetmeleri de caizdir. 36- Varisler affedince kamu hakkı ve davası söz konusu olur mu? Muctehid imamlara göre, böyle bir hak söz konusu değildir.
Abi cevap için ALLAH razı olsun. Ancak kafama takılan bir şey var. Cumhur zımmiye karşı Müslümana kısas uygulanamaz derken, Hanefiler uygulanabilir diyor ve senin de delil getirdiğin hadisler uygulanması gerektiğini söylüyor. Hanefiler dışındaki cumhurun bu tutumunun hikmeti nedir?