Âleykum selam we rahmetullahi we berâkâtuhu kardeşim;
Rasûl-u Ekram (s.a.v.), Abdullah bin Huzâfe (r.anh)'ı İran Kisrâsı Perviz İbni Hurmüz'e elçi olarak gönderirken kendisine vermesi için yolladığı İslâma dâvet mektubu şöyle başlıyordu:
"Bismillahirrahmanirrahim!"
Allah Rasûlu Muhammed`den, Fars'ların büyüğü Kisrâ`ya!"
(Suheylî, Ravdu'l- Unf, C. 6, sf: 590)
Mektubdaki ifâdeden de anlaşıldığı gibi, mu'min bir kimsenin, kâfire tazim ve ululama anlamına gelen ifadelerde bulunması câiz değildir. Rasulullah (s.a.v.) de bundan dolayı genel olarak "büyük Kisrâ'ya" dememiş, "Farsların büyüğü Kisra" diyerek, "o (falanca) ırkın, devletin büyüğü" anlamında ifade kulanarak kendisi için ve muslumanlar için büyüklüğü söz konusu etmemiştir.
Siz de, başvurunuzdaki ifâdelerde (kullanılan kelimelerin bulunduğunuz coğrafyadaki örfteki manasına da dikkate alınarak) kullandığınız kelimeler bu mânada olur ve muhâtabınız da bu şekilde bir büyüklüğü kendisine atfettiğinizi anlamıyorsa câiz, aksi taktirde câiz değildir.