Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

KAFİRLERİN ÖZELLİKLERİ...

N Çevrimdışı

NESİB İSLAM

Üye
İslam-TR Üyesi
KAFİRLERİN ÖZELLİKLERİ
Ayeti Kerimeler:
"Gerçekten kâfir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da müsavidir. Çünkü onlar iman etmezler." (Bakara-6)
"Kâfirlerin hali, bağırıp çağırmak dışında bir şey duymayan, yine de haykıran kimsenin haline benzer. Onlar sağırlar, dilsizler, körlerdir. Onun için düşünmezler." (Bakara-171)
"Eğer sana kağıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, buna rağmen inkar edenler, ‘Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir.’ derlerdi." (Enam-7)
"Allah katında canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Çünkü onlar (Allah’a) iman etmezler." (Enfal-55)
"Kâfir olanlar, ‘Sen Resul olarak gönderilmiş bir kimse değilsin’ derler. De ki: Benimle sizin aranıza şahit olarak Allah ve yanında kitap (Kur’an) ilmi olan yeter." (Ra’d-13)
"Onlara (kafirlere) ayetlerimiz okunduğu zaman dediler ki (evet) işittik. İstesek bunun bir benzerini biz de söyleyebiliriz. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." (Enfal-31)
"Ayetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar kendilerine ayetlerimizi okuyanların nerdeyse üzerlerine saldırırlar. De ki: Size bundan (bu öfke ve huzursuzluğunuzdan) daha kötüsünü bildireyim mi? ATEŞ! Allah onu kâfirlere vadetti. O, ne kötü varış yeridir." (Hac-72)
"Kendilerine (kâfirlere) o çok esirgeyici Allah’tan yeni bir öğüt gelmeye dursun, ille ondan yüz çevirirler." (Şuara-5)
"Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez." (Tevbe-32)
"Onlara (kâfirlere) ayetlerimiz açıkça okunduğu zaman, (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler, ya bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir dediler. De ki: Onu kendiliğimden getirmem benim için olacak şey değildir. Ben bana vahiy olunandan başkasına uymam. Çünkü (sizin arzunuza uyar da) Rabb’ime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım." (Yunus-15)
"Onlar (kâfirler) halkı Allah yolundan men eden ve onu eğriltmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkâr ederler." (Araf-45)
"İnkârcılar dediler ki: Sanki biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten (diriltilip) çıkarılacak mıyız?" (Neml-67)
"Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarf ediniz denildiğinde, kâfirler mü’minlere dediler ki: Allah’ın dileseydi doyuracağı kimseleri biz mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz." (Yasin-47)
"Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar uzak bir sapıklık içindedirler." (İbrahim-3)

Hadis-i Şerifler:
"Kâfirin misali kökü üzerinde dimdik duran erze ağacı gibidir. Onu hiçbir şey eğriltemez. Nihayet sökülmesi bir defada olur." (Müslim)
"Allah Teala cehennemliklerin en hafif azap edilenine, dünya ve ondaki bütün varlıklar senin olsa, onları fidye verir miydin? diye soracak. O kimse: Evet cevabını verecektir. Bunun üzerine Ben senden daha Adem’in sulbünde iken bundan daha ehvenini, şirk koşmamanı, Benim de seni cehenneme koymamı dilediğimde sen şirkten başkasını kabul etmedin buyuracaktır." (Müslim)

MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ
Ayeti Kerimeler:
"İnsanlardan birtakımları (münafıklar) vardır ki, inanmadıkları halde Allah’a ve ahiret gününe inandık derler. Çünkü onlar, güya Allah’ı ve mü’minleri aldatırlar. Halbuki ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. Onların kalplerinde nifak ve haset hastalığı vardır. Allah da onların bu hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır. Onlara, yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde, biz ancak ıslah edicileriz derler. Kesin olarak biliniz ki onlar ancak kötülük yapan bozgunculardır. Lâkin anlamazlar. Onlara insanların iman ettikleri gibi siz de iman ediniz, denildiği vakit, biz hiç, sefihlerin (akılsız kişilerin) iman ettikleri gibi iman mı edeceğiz? derler. Biliniz ki akılsız ve ahmak olanlar yalnız kendileridir. Fakat bunu bilmezler." (Bakara-8-13)
"Onlara: Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Resulüne gelin (ihtilaflarımızın halli için onlara başvuralım) denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün." (Nisa-61)
"Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye çalışıyorlar. Halbuki Allah onların oyunlarını, başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı da çok az hatırlarlar." (Nisa-142)
"Onların sadakalarının kabul edilmesini engelleyen onların Allah ve Resulünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyerek sadaka vermelerinden başka bir şey değildir." (Tevbe-54)
"Münafık erkekler ve münafık kadınlar, birbirlerindendir. Çünkü onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyarlar ve onlar ellerini sıkı tutarlar. (Allah için harcamak hususunda cimrilik gösterirler.) Allah’ı unuttular. Allah da onları unuttu. Muhakkak münafıklar fasıkların tâ kendileridir." (Tevbe-67)
"Şeytan onları (münafıkları) istila etmiş, onlara Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın taraftarıdırlar. İyi bilin ki şeytanın taraftarı mutlaka kaybedenlerdir." (Mücadele-19)
"Demek sizler (münafıklar) iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk yapacak, akrabalık bağlarını da koparacaksınız öyle mi? İşte bunlar Allah’ın kendilerini lânetlediği, bu yüzden kendilerini sağır ve gözlerini kör kıldığı kimselerdir." (Muhammed-22-23)

Hadis-i Şerifler
"Münafıkların kendilerini ele verecek alametleri vardır: Selamları lânet, yemekleri kapma ve yağmalamadır. Ganimetleri hile ve desisedir. Mescitlere ancak öğlende gelirler. Namaza üşene üşene gelirler. Kibirlidirler. Ne severler ve ne de sevilirler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler." (Ahmed-Cemül Fevaid)
"Kimde dört vasıf varsa halis münafık olur. Dört şeyden biri bulunan kişide ise onu terk edinceye dek münafıklıktan bir haslet vardır. Bunlar: Kendisine bir emanet bırakıldığı zaman hıyanet eder. Konuştuğunda yalan konuşur. Anlaştığı zaman, sözünde durmayıp bozar. Bir kimseyle çekiştiği zaman aşırı gider." (Müslim)
"Münafıkta bir araya gelmeyen iki haslet: Ahlâkî güzellik ve dinde ince anlayış, kavrayış." (Tirmizi)
"Münafık iki sürü arasında, kâh birine, kâh ötekine yanaşan şaşkın koyun gibidir." (Müslim)
Abdullah ibni Ömer radıyallahü anh şöyle dedi:
"Bugünkü münafıklar, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanındaki münafıklardan daha kötüdür. Bu nasıl olur? denilince dedi ki: Çünkü o gün onlar nifaklarını gizliyorlardı. Şimdi ise çekinmeden dışa vuruyorlar." (Buhari)
Mü’min, kâfir ve münafıkların özelliklerinden bahseden ayeti kerime ve hadis-i şeriflerden bir kısmını zikrettik. Anlaşılacağı üzere: Mü’minlerin en belirgin özellikleri, iman etmeleri, teslim olmaları, şirk ve küfürden nefret etmeleri, hayır işlerde yarışmaları, iyilik etmeleri, kötülüğe mani olmaları, dürüst, ahlâklı, sabırlı olmaları dünyaya rağbet etmemeleri, namaz kılmaları, oruç tutmaları, zekat vermeleri, hacca gitmeleri, Allah yolunda cihat etmeleri, ahde vefa göstermeleri, yalan söylememeleri, emanete hıyanet etmemeleri, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi canlarından, mallarından, evladu iyallerinden daha çok sevmeleri, Allah ve Rasulullah sallallahu aleyhivesellem’in emirlerine tereddütsüz inkıyat etmeleri, menettiklerinden ictinab etmeleri, affedici olmaları, darlıkta da, bollukta da infak etmeleri ve benzeri güzelliklerdir.
Kâfir ve münafıkların müşterek özellikleri inkarları, Peygamberlere, mü’minlere ve İslam’a düşmanlıkları, dünyaperest olmaları, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmaları, ölümden sonraki dirilişe, hesaba, cennet ve cehenneme inanmamaları ve benzeri çirkin sıfatlardır.
Münafıklar küfürlerini gizledikleri, Müslümanların arasında onlardan biriymiş gibi yaşadıkları için kâfirlerden çok daha tehlikelidirler. Onların tehlikelerinden korunmak için, özelliklerini, vasıflarını çok iyi bilmek ve ona göre tedbirli olmak gerekir.
Nifakın yani münafıklığın bir kısmı İTİKADİ’dir ki yukarıda da ifade edildiği gibi bunlar kâfirlerden de daha tehlikeli ve zararlıdırlar. Bir kısmı da AMELİ’dir. Buna göre nifakı, İTİKADİ NİFAK, AMELİ NİFAK olarak iki kısımda incelemek gerekmektedir.
İTİKADEN MÜNAFIK olanlar yani kalben inkâr ettikleri halde dilleri ile iman ettiklerini söyleyenler, bu halleri doğrudan doğruya küfür olduğu için bu gibiler ebediyen cehennemliktirler.
AMELEN MÜNAFIK olanlar ise kâfir değillerdir. Mesela bir kimsenin Müslüman olduğu halde Hadis-i Şerif’te bildirildiği gibi bir zaaf eseri olarak yalan söylemesi, sözünde durmaması, emanete hıyanet etmesi, riya gibi büyük günahları irtikap etmesi onu dinden çıkarmaz. Ancak bunlar günah-ı kebairdir. Kişi tevbe etmez ise azaba müstahak olur. Ancak bu kötü vasıflar imanla ilgili olursa kişiyi kâfir yapar.
Yaşadığımız asır çeşit çeşit fitnelerin yoğunlaştığı, her geçen gün artarak devam ettiği bir asırdır. Kargaşa, anarşi ve fitnelerin en belirgin özelliği yaygınlaşması, Hak ile batılın birbirine karışması, iman zafiyeti, dünyaperestlik ve gayri müslimleri taklit, Müslümanların birbiri ile savaşması, kişinin küfre girdiği halde kendini hâlâ Müslüman zannetmesi. Böyle zamanlarda Müslümanlar cemaat bağlarını kuvvetlendirmeli, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in haber verdiği: "Allah’ın emrini yerine getirmekte sabit, kendilerini yalanlayanların ve muhaliflerinin zarar veremeyeceği" topluluktan bir fert olmaya ve o ortam içinde bulunmaya çaba göstermelidirler. Aksi taktirde fitnelerin içinde kaybolup gidebilir ve hatta Allah korusun imanından olabilirler.
Yukarıda imanın sahih olabilmesi için zikredilen üç şarttan bilhassa üçüncü şartta bir çok insan vartaya düşmekte, İslam’ın bir kısım hükümlerini beğenmeme, yaşadığımız çağda böyle bir hükmün veya uygulamanın olamayacağı gibi görüşler serdetmektedir. Bu hastalıklı, zavallı görüşlerini de modern çağın modern görüşleri açılımları, yorumları olarak sunmaktadırlar. Mutlak müctehidlerin, muttaki, salih ulemanın geçmişte ortaya koydukları ictihatları ve görüşleri de klasik görüşler olarak küçümsemekte ve Müslümanların kafalarını karıştırıp, bağlılıklarını zayıflatmaya çalışmaktadırlar.
Kur’an-ı Kerim’deki ahkâm ayetlerinin bu çağda uygulanamazlığını dolayısıyla bu ayetlerin gündemden çıkarılmasıyla, dindarlar ile laikler arasındaki çatışmanın ortadan kaldırılacağını ileri süren bir kısım fasıklarla bu konuda çalışma yapmayı planlayan kişilerin ve buna destek veren diğer zevatın bu acıklı durumları, fitne ve kargaşa dönemlerinde insanların nasıl dalalete düştüklerine ve başkalarını da kendileri gibi nasıl dalalete düşürmek için çalıştıklarına hem dâl hem de mudil olduklarına çok çarpıcı örneklerdir.
Baş örtüsünün farz olmadığını, kadınların baş, kol açık olarak namaz kılabileceklerini, hayızlı kadınların oruç tutabileceklerini, Kur’an’ın Türkçe meali ile namaz kılınabileceğini, bugünkü bankalardan alınan kredilerin faiz olmadığını, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetini, hadisleri aradan çıkarıp doğrudan Kur’an’a ulaşıp, İslam’ın Kur’an’dan öğrenilmesi gerektiğini ve benzeri bir çok sapıklıklar her gün gündeme getirilerek halkın saf inançlarına darbeler indirilmektedir. Bütün bunlar iman zaafından ve dünyaperestlikten kaynaklanmaktadır. Böyle fitne dönemlerinin dehşetini Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir çok hadisi şerifleriyle bildirmiş ve biz ümmetini o günlerde uyanık olmamız için ikaz etmiştir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
"Karanlık gecenin (zifiri) karanlıklarına benzeyen fitneler zuhur etmeden amellere şıtab edin. (o fitneler zuhur ettiğinde) kişi mü’min olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak, yahut mü’min olarak akşamlayacak, kâfir olarak sabahlayacak, DİNİNİ BİR DÜNYA METAI MUKABİLİNDE SATACAKTIR." (Müslim)
Diğer bir hadisi şerifte de şöyle buyuruluyor:
"Yemek yiyenlerin büyük tabağa üşüştükleri gibi, insanların size karşı birleşip üşüşmeleri yakındır. Biri sordu:
- Acaba o zaman biz sayıca az mı olacağız?
"- Hayır, bilâkis siz o zaman sayıca çok olacaksınız. Fakat selin sürüklediği çör çöp gibi dağınık olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu çıkaracaktır. Sizin kalplerinize de VEHEN atacaktır" buyurdu.
Vehen nedir ya Rasulullah? diye sorduklarında şöyle buyurdu:
- "DÜNYA SEVGİSİ ve ÖLÜM KORKUSU." (Ebu Davud)
Fitne dönemlerinin özelliklerinden olan gayri müslimleri taklit hususunda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
"Siz sizden önceki insanların yollarına, mutlaka karış karış, arşın arşın uyacaksınız. Hatta onlar kertenkele deliğine girseler bile, siz de onlara uyup o deliğe gireceksiniz."
- Ya Rasulullah! Onlar Yahudi ve Hristiyanlar mıdır? diye sordular.
- "Ya başka kim olacaktır?" buyurdu. (Buhari-Müslim)
Kişilerin nasıl küfre düşecekleri hususunda da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Ahir zamanda genç ve beyinsiz gençler çıkacak. Yeryüzünün en güzel sözlerini söyleyecekler, Kur’an okuyacaklar. Fakat imanları boğazlarından aşağıya geçmeyecek. Dinden, okun yaydan çıktığı gibi çıkacaklar..." (Buhari-Müslim)
 
Üst Ana Sayfa Alt