A
Çevrimdışı
BİRİNCİ BÖLÜM
Yıl 2050! Zamanda yolculuk mümkün hale gelmiştir. Bizim kafadarlar da bu akşam bir araya gelip zamanda yolculuk yapmak için bir karar almak üzere sözleştiler. Yatsı namazını müteakip yolculuk merkezinde bir araya geldiler. Merkezde bir araya gelenler, Ahmet, Hüseyin, Cevad, Mahmud, ve Abdullah idi. Şimdi onların konuşmalarına kulak verelim. Ahmet söze başladı;
-Kardeşler, malumunuz zamanda yolculuk mümkün hale geldi. Şimdi yapmamız gereken şey, ilk yolculuğumuzu nereye yapacağımıza karar vermek.
Hüseyin söz aldı:
-Aslında ben buraya gelirken nereye gideceğimizi düşündüm ve gideceğimiz yer ve zamanı buldum. Şayet siz de uygun görürseniz ilk yolculuğumuzu oraya yapalım derim.
Herkesi bir merak almıştı. Ahmet merakla sordu:
-Anlat bakalım, merak ettik.
-Bence yolculuğu Kerbela’ya yapalım.
Hüseyinin bu fikri hepsi tarafından kabul gördü. Hep bir ağızdan:
-Evet çok isabetli bir fikir. Bizce de ilk yolculuğun oraya yapılması güzel olur.
Cevad söze girdi:
-Ne zaman yola çıkıyoruz?
-Kaç gün içinde hazırlığımızı tamamlarız?
-Sanırım iki gün yeter.
-O halde herkes hazırlığını yapsın Cuma günü Cuma namazını müteakip yola çıkarız. Yalnız bir mesele var.
-Nedir o mesele?
-Kim nereye gidecek?
-Görev taksimi yapalım. Bence merkezde sen kal. Teknik konuları senden iyi bilen yok. Bir aksilik olup da zamanda kaybolmayalım.
-Peki! Aslında ben de oralara gitmek isterdim ama Mahmud’un da dediği gibi teknik işlerden iyi anlamak çok önemli. En ufak bir aksilik istenmeyen sonuçlara neden olabilir.
-Peki kim nereye gidecek? Dedi Abdullah.
-Mahmud Mekke’ye gitsin. Hüseyin sen Hz. Hüseyin’i (ra) takip et. Cevad ırak senin. Abdullah sen de Medine ve diğer yerlere git. Herkes malzemelerini eksiksiz alsın. Telefonlar, uçan kaykaylar, kıyafetler, yani kısaca ne gerekiyorsa. Unutmayın bir iğne bile unutlmayacak. Evden almanız gerekenleri oradan diğerlerini de buradan alıp yola çıkarsınız inşallah. Sorusu olan var mı?
-Ne kadar kalacağız orada?
-Hz. Hüseyin (ra) ve diğer şehidlerin katilleri cezalandırılana kadar.
-Yani epeyce bir süre kalacağız anlaşılan.
-Kardeşler! Zaman zaman geri geleceksiniz. Yerinize gerekirse yeni elemanlar da gönderebiliriz. Ama şunu iddiayla söylüyorum ki oraları gördükten sonra geri gelmek istemeyeceksiniz.
-Aslında ben de bu şekilde düşünmüştüm, dedi Abdullah.
-Unutmayın ki gideceğiniz zaman Hz. Hüseyin (ra) dönemi. O zamanki dünya ile bu zamanki dünya arasında epeyce fark var. Efendimiz (sav) den hemen sonraki döneme gidiyorsunuz. Bazı sahabeleri (ra) görme imkanına da kavuşacaksınız inşallah. Hadi bakalım hazırlık yapmak üzere herkes dağılsın. Benim de yapmam gereken işler var.
Elemanlar hazırlık yapmak üzere dağıldılar. Cuma günü namaza kadar tüm hazırlıklarını yapıp cumayı da eda ettikten sonra merkezde bir araya geldiler. Son kontrolleri de yaptıktan sonra zaman makinesinin kabinine girdiler. Işınlama kabinlerinde herkes yerini aldıktan sonra…
BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU
Yıl 2050! Zamanda yolculuk mümkün hale gelmiştir. Bizim kafadarlar da bu akşam bir araya gelip zamanda yolculuk yapmak için bir karar almak üzere sözleştiler. Yatsı namazını müteakip yolculuk merkezinde bir araya geldiler. Merkezde bir araya gelenler, Ahmet, Hüseyin, Cevad, Mahmud, ve Abdullah idi. Şimdi onların konuşmalarına kulak verelim. Ahmet söze başladı;
-Kardeşler, malumunuz zamanda yolculuk mümkün hale geldi. Şimdi yapmamız gereken şey, ilk yolculuğumuzu nereye yapacağımıza karar vermek.
Hüseyin söz aldı:
-Aslında ben buraya gelirken nereye gideceğimizi düşündüm ve gideceğimiz yer ve zamanı buldum. Şayet siz de uygun görürseniz ilk yolculuğumuzu oraya yapalım derim.
Herkesi bir merak almıştı. Ahmet merakla sordu:
-Anlat bakalım, merak ettik.
-Bence yolculuğu Kerbela’ya yapalım.
Hüseyinin bu fikri hepsi tarafından kabul gördü. Hep bir ağızdan:
-Evet çok isabetli bir fikir. Bizce de ilk yolculuğun oraya yapılması güzel olur.
Cevad söze girdi:
-Ne zaman yola çıkıyoruz?
-Kaç gün içinde hazırlığımızı tamamlarız?
-Sanırım iki gün yeter.
-O halde herkes hazırlığını yapsın Cuma günü Cuma namazını müteakip yola çıkarız. Yalnız bir mesele var.
-Nedir o mesele?
-Kim nereye gidecek?
-Görev taksimi yapalım. Bence merkezde sen kal. Teknik konuları senden iyi bilen yok. Bir aksilik olup da zamanda kaybolmayalım.
-Peki! Aslında ben de oralara gitmek isterdim ama Mahmud’un da dediği gibi teknik işlerden iyi anlamak çok önemli. En ufak bir aksilik istenmeyen sonuçlara neden olabilir.
-Peki kim nereye gidecek? Dedi Abdullah.
-Mahmud Mekke’ye gitsin. Hüseyin sen Hz. Hüseyin’i (ra) takip et. Cevad ırak senin. Abdullah sen de Medine ve diğer yerlere git. Herkes malzemelerini eksiksiz alsın. Telefonlar, uçan kaykaylar, kıyafetler, yani kısaca ne gerekiyorsa. Unutmayın bir iğne bile unutlmayacak. Evden almanız gerekenleri oradan diğerlerini de buradan alıp yola çıkarsınız inşallah. Sorusu olan var mı?
-Ne kadar kalacağız orada?
-Hz. Hüseyin (ra) ve diğer şehidlerin katilleri cezalandırılana kadar.
-Yani epeyce bir süre kalacağız anlaşılan.
-Kardeşler! Zaman zaman geri geleceksiniz. Yerinize gerekirse yeni elemanlar da gönderebiliriz. Ama şunu iddiayla söylüyorum ki oraları gördükten sonra geri gelmek istemeyeceksiniz.
-Aslında ben de bu şekilde düşünmüştüm, dedi Abdullah.
-Unutmayın ki gideceğiniz zaman Hz. Hüseyin (ra) dönemi. O zamanki dünya ile bu zamanki dünya arasında epeyce fark var. Efendimiz (sav) den hemen sonraki döneme gidiyorsunuz. Bazı sahabeleri (ra) görme imkanına da kavuşacaksınız inşallah. Hadi bakalım hazırlık yapmak üzere herkes dağılsın. Benim de yapmam gereken işler var.
Elemanlar hazırlık yapmak üzere dağıldılar. Cuma günü namaza kadar tüm hazırlıklarını yapıp cumayı da eda ettikten sonra merkezde bir araya geldiler. Son kontrolleri de yaptıktan sonra zaman makinesinin kabinine girdiler. Işınlama kabinlerinde herkes yerini aldıktan sonra…
BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU