أ
Çevrimdışı
Şeyh Abdurrahman bin Hasen (rahimehullah) der ki:
"Tevhîd ile kastedilen sırf Rububiyet Tevhîdi değildir, çünkü kişi, Rabb Teâlâ'nın hak ettiği bütün sıfatları isbât edip kendilerinden münezzeh olduğu sıfatların tümünden O'nu tenzih etse ve sadece O'nun her şeyin yaratıcısı olduğunu ikrar etse, Allah'tan başka ilâh bulunmadığına şehâdette bulunmadığı sürece muvahhid olamaz. Mutlaka sadece Allah'ın, ibâdeti hak eden hak ilâh olduğunu kabul etmeli ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmadan ibâdet etmelidir. İlâh; ibâdeti hak eden me'lûh ve ma'bûd demektir."
(Fethu'l-Mecid li Şerh-i Kitâbû't-Tevhîd, syf:27)
"Tevhîd ile kastedilen sırf Rububiyet Tevhîdi değildir, çünkü kişi, Rabb Teâlâ'nın hak ettiği bütün sıfatları isbât edip kendilerinden münezzeh olduğu sıfatların tümünden O'nu tenzih etse ve sadece O'nun her şeyin yaratıcısı olduğunu ikrar etse, Allah'tan başka ilâh bulunmadığına şehâdette bulunmadığı sürece muvahhid olamaz. Mutlaka sadece Allah'ın, ibâdeti hak eden hak ilâh olduğunu kabul etmeli ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmadan ibâdet etmelidir. İlâh; ibâdeti hak eden me'lûh ve ma'bûd demektir."
(Fethu'l-Mecid li Şerh-i Kitâbû't-Tevhîd, syf:27)