F
Çevrimdışı
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Allah Azze ve Celle, dünya işlerinin alimi, Ahiret işlerinin cahili olan kimseye buğz eder” [İbni Hibban(1/273); Mevariduz Zaman(1975); Beyhaki(10/194); Feyzul Kadir(2/285); Deylemi(558); Camius Sağir(1856); Tergib(1/252); Hatib(4/426); Elbani, Sahiha(195) hasendir]
Prof Dr İhsan Süreyya Sırma diyor ki;
“…Kur’an, Allah adıyla başlaması ve gelen ilk vahyin de insana “Rabbinin adıyla oku” diye hitap etmesi çok anlamlıdır Ne var ki bu, en çok istismar edilen, Allah’ın davası dışındaki gayelere zaman zaman alet edilen bir husustur Millete okuma mı öğretilecek; hemen siyah çerçeve gözlüklü bir profesör televizyon ekranlarına çıkartılır ve şöyle konuşturulur;
“Sayın dinleyicilerim, gerici olmayın; kız çocuklarınızı da okullara gönderinbaşlarını açsınlar medeni olsunlarOnun için okuma yazma seferberliği başlattık Zaten Allah’ın ilk emri de, “oku” değil midir? okumayı öğreningazete, dergi okuyun da kültürünüz artsın! Kur’an kurslarına gidip gerici olmayın Medeni ve çağdaş insanlar olun!”
Diyelim ki; bunlar güzel şeyler de, bunun Allah’ın emriyle alakası yok! Allah, “Rabbinin adıyla oku!” diye emrediyor Rabbin adıyla okumak, Onun emrettiği şekilde okumak, Onun emrettiği şekilde de yaşamaktır Kur’an’ın ilk emri olan “oku”, dergi, gazete, magazin okumak değil, Rabbin kanunu olan Kur’anı okumak ve Onun istediği gibi yaşamaktır Bir taraftan, yazdığımız bir kitabın başına Allah’ın adını, Besmeleyi koymayı yasaklayacaksınız, diğer yandan da, hangi kültüre hizmet ettiği bilinmeyen kitabınızı okutmak için Allah’ın “Oku!” emrini hatırlatacaksınız Bu göz göre göre ayetin, Kur’anın sömürüsüdür, nmünafıklıktır Allah’a savaş açmış bir zihniyet, bu zihniyeti işlediği kitabı satmak ve okutmak için Allah’ın emri olan “Oku”yu hatırlatıyor! Ve onların öyle yapabilmeleri, Müslümanların gerçek dinlerini bilmemelerinden, dinlerini, bu gibi Allah düşmanlarının yazmış oldukları “din kitapları”ndan öğrenmelerinden kaynaklanıyor…
“İnsan, kendisini zengin olmuş görünce muhakkak azar”
(Alak; 6-7) ayetinde geçen “gına”, sadece zenginlik değil, aynı zamanda makamdır; ve Allah, beşeri makamların tehlikesine işaret ediyor ve diyor ki; “insan makamlara gelince, baği olur, yani sapıtır O makama oturduktan sonra, sadece kendisini ve makamının devamını düşünür
Günde beş defa namaz kılıyorsa da kıldığı o namaz, onu Allah’ın rızası dahilinde değil, makamının rızası dahilinde, düşünmeye, hareket etmeye sevk ve idareye götürür Burada şu inceliği kaybetmemek lazım; insan ve insanın sahip olduğu bütün dünyevi makamlar Allah içindir, öyle olmak lazım… Çünkü hüküm, sadece O’na aittir İnil hükmü illa lillah! İşte bu incelik unutulduğundan, bazı dünyevi makamlara gelen Müslümanlar; “Efendim, gerçi ben falan dinsizin emrine göre hareket ediyorum amma; beş vakit namazımı kılıyor, oruç tutuyor, hacca gidebiliyorum Mühim olan, Müslüman’ın bu makamlara gelebilmesidir Beynamaz birisi bu makama gelse, daha mı iyi olur?”
Ona diyoruz ki; namaz kılan bir Müslüman’ın, dinsiz bir amirin emirlerine göre oturup, kalkması elbette binamazın böyle hareket etmesinden daha büyük bir cinayettir! Namaz kılıyorsun amma amirinin emriyle Müslümanlar aleyhinde soruşturmalar açıyor, Müslüman üniversiteli kızların başörtülerini açıyor, Müslüman gençlerin sakalını kestiriyor, İslam’ı tebliğ etmek isteyen elemanına yasaklar koyabiliyorsan, kıldığın namaz, seni hiçbir şekilde yönetmiyor demektir Sen, Allah’ın, tehlikesine işaret ettiği makamın cazibesine kapılmış, Allah’ın değil, dinsiz amirinin hoşnutluğunu, rızasını gözetir olmuşsun!” [İhsan Süreyya Sırma, Mekke Dönemi ve İşkence(s28-30)]
“Allah Azze ve Celle, dünya işlerinin alimi, Ahiret işlerinin cahili olan kimseye buğz eder” [İbni Hibban(1/273); Mevariduz Zaman(1975); Beyhaki(10/194); Feyzul Kadir(2/285); Deylemi(558); Camius Sağir(1856); Tergib(1/252); Hatib(4/426); Elbani, Sahiha(195) hasendir]
Prof Dr İhsan Süreyya Sırma diyor ki;
“…Kur’an, Allah adıyla başlaması ve gelen ilk vahyin de insana “Rabbinin adıyla oku” diye hitap etmesi çok anlamlıdır Ne var ki bu, en çok istismar edilen, Allah’ın davası dışındaki gayelere zaman zaman alet edilen bir husustur Millete okuma mı öğretilecek; hemen siyah çerçeve gözlüklü bir profesör televizyon ekranlarına çıkartılır ve şöyle konuşturulur;
“Sayın dinleyicilerim, gerici olmayın; kız çocuklarınızı da okullara gönderinbaşlarını açsınlar medeni olsunlarOnun için okuma yazma seferberliği başlattık Zaten Allah’ın ilk emri de, “oku” değil midir? okumayı öğreningazete, dergi okuyun da kültürünüz artsın! Kur’an kurslarına gidip gerici olmayın Medeni ve çağdaş insanlar olun!”
Diyelim ki; bunlar güzel şeyler de, bunun Allah’ın emriyle alakası yok! Allah, “Rabbinin adıyla oku!” diye emrediyor Rabbin adıyla okumak, Onun emrettiği şekilde okumak, Onun emrettiği şekilde de yaşamaktır Kur’an’ın ilk emri olan “oku”, dergi, gazete, magazin okumak değil, Rabbin kanunu olan Kur’anı okumak ve Onun istediği gibi yaşamaktır Bir taraftan, yazdığımız bir kitabın başına Allah’ın adını, Besmeleyi koymayı yasaklayacaksınız, diğer yandan da, hangi kültüre hizmet ettiği bilinmeyen kitabınızı okutmak için Allah’ın “Oku!” emrini hatırlatacaksınız Bu göz göre göre ayetin, Kur’anın sömürüsüdür, nmünafıklıktır Allah’a savaş açmış bir zihniyet, bu zihniyeti işlediği kitabı satmak ve okutmak için Allah’ın emri olan “Oku”yu hatırlatıyor! Ve onların öyle yapabilmeleri, Müslümanların gerçek dinlerini bilmemelerinden, dinlerini, bu gibi Allah düşmanlarının yazmış oldukları “din kitapları”ndan öğrenmelerinden kaynaklanıyor…
“İnsan, kendisini zengin olmuş görünce muhakkak azar”
(Alak; 6-7) ayetinde geçen “gına”, sadece zenginlik değil, aynı zamanda makamdır; ve Allah, beşeri makamların tehlikesine işaret ediyor ve diyor ki; “insan makamlara gelince, baği olur, yani sapıtır O makama oturduktan sonra, sadece kendisini ve makamının devamını düşünür
Günde beş defa namaz kılıyorsa da kıldığı o namaz, onu Allah’ın rızası dahilinde değil, makamının rızası dahilinde, düşünmeye, hareket etmeye sevk ve idareye götürür Burada şu inceliği kaybetmemek lazım; insan ve insanın sahip olduğu bütün dünyevi makamlar Allah içindir, öyle olmak lazım… Çünkü hüküm, sadece O’na aittir İnil hükmü illa lillah! İşte bu incelik unutulduğundan, bazı dünyevi makamlara gelen Müslümanlar; “Efendim, gerçi ben falan dinsizin emrine göre hareket ediyorum amma; beş vakit namazımı kılıyor, oruç tutuyor, hacca gidebiliyorum Mühim olan, Müslüman’ın bu makamlara gelebilmesidir Beynamaz birisi bu makama gelse, daha mı iyi olur?”
Ona diyoruz ki; namaz kılan bir Müslüman’ın, dinsiz bir amirin emirlerine göre oturup, kalkması elbette binamazın böyle hareket etmesinden daha büyük bir cinayettir! Namaz kılıyorsun amma amirinin emriyle Müslümanlar aleyhinde soruşturmalar açıyor, Müslüman üniversiteli kızların başörtülerini açıyor, Müslüman gençlerin sakalını kestiriyor, İslam’ı tebliğ etmek isteyen elemanına yasaklar koyabiliyorsan, kıldığın namaz, seni hiçbir şekilde yönetmiyor demektir Sen, Allah’ın, tehlikesine işaret ettiği makamın cazibesine kapılmış, Allah’ın değil, dinsiz amirinin hoşnutluğunu, rızasını gözetir olmuşsun!” [İhsan Süreyya Sırma, Mekke Dönemi ve İşkence(s28-30)]