Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kocası Kaybolan, Haber Alamayan, Yurt Dışındayken Boşanmak Caiz mi?

K Çevrimdışı

Konul

Üye
İslam-TR Üyesi
Merhaba kardeşlerim, tanıdıklardan biri 4 yıl önce kocasindan ayrılmış. Fakat kocası o dönem ülke dışındaydı. Kocası onu başka bir ülkede aldatıyordu. Kadın kocasının ailesine söyleyip evden ayrılmış, çehizini, ona düşen altını da götürmüş. Her kes onları boşandı biliyor. Ama kadın dini kurallarla boşanma olmadığı için hala tereddüt içinde. Kocası dinden uzak olduğu için o da onların boşandığını zann ediyor. Şimdi kadın başka birile evlenmek istiyor, fakat emin olmadığı için günaha girmek istemiyor. Bu saatden sonra boşanma nasıl olur? Beni bu konuda bilgilendirirseniz minnetdar olurum. Önceden teşekkürler.
 
K Çevrimdışı

Konul

Üye
İslam-TR Üyesi
Kadin zina yapmamish, fakat bu durumda uzun sure kalamaz. Cunki o da evlenmeli, coluk cocuk sahibi olmali. Bunun icin gidip "eski" kocasina "seni boşuyorum" kelimesini söylemesinimi istemeli,
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, bahsi geçen arkadaşınız, kocasının yurt dışında zina ettiğine dair meşru delilleri mevcud muydu?

Kocanız, musluman mı?
Kardeşim, kocanıza ulaşabiliyor musunuz?
Ulaşmanız dahilinde, ayrılma talebinize ne cevab veriyor?
Rızık, giyecek sorununuzu çözüyor mu?
En son ne zaman yanınızdaydı?
Her ikinizin tarafından hakem tayin ederek sorunu halletmeyi denediniz mi? (Nisa 35)
Karşı tarafı (kocanızı) dinlemeden, bu konu hakkında kesin hüküm veremeyiz.



Kocası Kaybolan Kadının İddeti

Kaybolan ve yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen kimseye "mefkud" denir. Evden çıkıp giden bir daha dönmeyen, dış ülkeye giden ve kendisinden hiçbir haber alınamayan, savaşa katılan fakat bütün gaziler döndüğü halde dönmeyen kimse bu niteliktedir.

Hanefîlere göre normal şartlarda kaybolan kimse kesin olarak öldüğü bilinmedikçe sağ kabul edilir ve eşi iddet beklemez. Bu durum, beldesindeki aynı yaşta olan akranı olan erkekler vefat edinceye kadar sürer. Ancak böyle bir kadın, kocasının ölüm haberini veya kendisini boşadığını güvenilir bir kimseden ya da yazılı bir belgeden öğrenmiş bulunursa iddet bekler ve yeniden evlenebilir. Şâfiîler de bu görüştedir. Delil; kesin olarak bilinen hayatta oluş prensibi (istihbâb) ve sağlam bir belge ile bu ilkenin çürütülmesidir. Ali (r.anh)'nin uygulaması da bu şekilde olmuştur. (İbnu'l-Humâm, Fethu'l-Kadîr, IV, 444,445; İbn Âbidîn, a.g.e., III, 160; İbn Ruşd, a.g.e., II, 52.)

Mâlikî ve Hanbelî muctehidlere göre, kaybolan kişinin hayatından haber alınmasından ümit kesildiği tarihten itibaren dört yıl beklenir. Bundan sonra eşi mahkemeye (Kadı) başvurup kayıplığın tesbitini ve ayrılık kararı verilmesini isteyebilir. Hâkim, eşleri ayırırsa kadın dört ay on gün ölüm iddeti bekler. Ömer (r.anh)'in uygulaması bu şekilde olmuştur. (İbn Ruşd, a.g.e., II, 52; İbnu'l-Hümâm, a.g.e., IV, 440 vd.) Ancak kaybolan kişi yetmiş yaşına ulaşmadıkça malları üzerinde miras cereyan etmez.

İmam Malik'in Muvatta'sında, Şafii, Abdu'r-Razzak, Ebu Ubeyd, Beyhaki ve İbn Ebi Şeybe (Telhisu'l-Habir, III, 235) ile İbn Ebi'd-Dunya'nın rivayet ettiği şu lafızdaki rivayettir:
Abdu'r-Rahman b. Ebi Leyla'dan rivayet edildiğine göre, onun kavminden bir adam yatsı namazını arkadaşlarıyla birlikte kılmak üzere evinden çıktı, fakat bulunamadı. Hanımı Ömer b. el-Hattab (Radıyallahu anh)'a gitti ve ona durumu anlattı.
Ömer (Radıyallahu anh) bu hususu kadının yakınlarına sordu. Onlar da onun dediklerini doğruladılar. Ömer (Radıyallahu anh) ona dört yıl beklemesini emretti.
Dört yıl bekledikten sonra Ömer (Radıyallahu anh)'ın yanına geldi ve ona durumu haber verdi. Bu hali yakınlarına sordu, onlar da onun doğru söylediğini belirttiler. Ömer (Radıyallahu anh) kadına evlenmesini emretti.
Daha sonra onun ilk kocası geldi. Ömer b. el-Hattab (Radıyallahu anh)'ın huzurunda davalaştılar.
Ömer dedi ki: “Sizden herhangi bir kimse uzun bir süre kaybolur da, ailesi onun hayatta olup olmadığını bilmezse (ne yapsın)” dedi.
Adam: “Ama benim mazeretim vardı”, deyince,
Ömer (r.anhum): “Mazeretin nedir” diye sordu.
Adam dedi ki: “Ben kavmimle birlikte yatsı namazını kılmak üzere çıktım. Cinler beni esir aldı -ya da bana cinler isabet etti, dedi- uzun bir süre aralarında kaldım. Bunlara mu'min olan cinler gaza etti. Onlarla savaştılar ve onlara karşı zafer kazandılar. Onlardan esir aldılar. Aldıkları esirler arasında ben de vardım.
Bana:
Dinin nedediler.
“Ben müslümanım”, dedim.
Onlar:
Sen bizim dinimiz üzeresin, seni esir almamız bize helal olmaz”, dediler.
Sonra da beni aralarında kalmak ya da gitmek arasında serbest bıraktılar. Ben de gitmeyi tercih ettim. Geceleyin beni alıp götürdüler. Geceleyin benimle yol yürüyorlardı, gündüzün de fırtınalı bir rüzgarın arkasından gidiyordum.

Ömer (r.anhum): “Peki ne yiyordun” diye sordu.
Adam: “Bakla ve üzerinde Allah'ın adı anılmadık şeyler” dedi.
Ömer (r.anhum): “Ne içiyordun” diye sorunca,
Adam : “üstü örtülmemiş şeyler” diye cevab verdi.

Katâde dedi ki: (Buradaki) el-cedef: üstü örtülmemiş içecekler demektir.
İbn Ebi Leylâ dedi ki: “Ömer adamı hanımını almak ile ona verdiği mehri geri almak arasında muhayyer bıraktı.”

İbn Abdi'l-Berr -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- et-Temhid lima fi'l-Muvattai mine'l-Meânî ve'l-Esânîd adlı eserinde bu rivayet ile ilgili olarak şunları söylemektedir:

"Bu, Iraklıların rivayeti olarak sahih bir haberdir. Mekke'lilerin de meşhur bir rivayetidir..."(et-Temhid, XII, 184; ed-Diraye fi Tahrici Ehadisi'l-Hidaye, II, 142)



Kocası Hapsedilen Kadının Durumu

Uzun süreli de olsa kocası hapsedilen kadın, eşinden ayrılma talebinde bulunma hakkına sahib değildir. Ancak önce de ifade edildiği gibi sadece Mâlikîler, bir mazerete dayalı olsa da olmasa da kocası bir sene veya daha uzun süre ile karısından ayrı yerde kalan kadın, eşinden ayrılma talebiyle mahkemeye başvurabilir. Buna göre kocası bir sene veya daha fazla müddetle hapsedilen kadın, ayrılma talebiyle mahkemeye başvurabilir. Bu başvuru üzerine hâkim, kocaya ihtarda bulunmadan ve süre tanımadan onları birbirinden ayırır ve bu ayırma bir bâin talâk sayılır. (Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, 9/7066-7069.)


Diğer yandan kaybolma savaşta olur, savaşa katılan asker ve esirlerin dönüşünden itibaren bir yıl süreyle dönmezse eşinin başvurusu üzerine İslâm hakimi evliliğe son verir. Kadın ölüm iddetini bekleyip başkası ile evlenebilir. Bu evlilikten sonra, kaybolan kişi çıkar gelirse ikinci evlilik feshedilemez. Fakat kadın İslâm hâkiminden ayrılık kararı almadan evlenir ve bundan sonra eski kocası ortaya çıkarsa ikinci evlilik munfesih (bozulur, geçerliliği kalmamış) olur. (HAK. mad. 128,129; Kadrî Paşa Kodu, mad. 471, 481; Döndüren, Delillleriyle İslâm Hukuku, s. 126.)


Sonuç olarak arkadaşınızın olayını yeterli detaylı bilemiyoruz. Sorduğum sorulara cevab verirseniz, bu hassas konuda daha adaletli görüş bildirebiliriz. Kat'i hukum verebilmemiz için, kocanızın da mudafasını dinlemek gerekmektedir.
 
K Çevrimdışı

Konul

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu sorulariniza bu kadar gec cevap verdiyim icin ozur dilerim. Maalesef bunu simdi okudum. Kocasi en son 2007 de yaninda olmush. Adamin diger kadindan cocugu olmush. Kadin bi yol bulup kocasi ile konushmush ve ondan "seni boshuyorum" kelimesini solemesini istemish. Fakat kocasi ben o sozu asla soylemiycem demish. Shimdi kadinin cevresi Islamdan uzak, yani bu konulari iyi bilmiyorlar. her kes onun artik boshandigini diyor ve onun bu cabasini anlamsiz buluyorlar. bu sorum ichin ozur dilerim shimdi kocasi gelir de onlarin arasinda bi yakinlashma olursa bu zina sayilirmi? Ilginiz icin Allah sizden razi olsun.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim sorularımdan verdiğin cevablar aşağıda. Bu kadar cevapla bir şey söylenemez.
Kocanızın diğer kadından çocuğu olmuş, bu zina ile mi, nikah ile mi? Kocanız, halen o kadınla birlikte mi?


Bunlarla birlikte aşağıdaki sorulara da cevab verebilirsen konu daha anlaşılır olur.


Kardeşim, bahsi geçen arkadaşınız, kocasının yurt dışında zina ettiğine dair meşru delilleri mevcut muydu?

Cevabın: Adamin diger kadindan cocugu olmush.

Kocanız, musluman mı?

Cevabın: ?

Kardeşim, kocanıza ulaşabiliyor musunuz?

Cevabın: ?

Ulaşmanız dahilinde, ayrılma talebinize ne cevab veriyor?

Cevabın: Kadin bi yol bulup kocasi ile konushmush ve ondan "seni boshuyorum" kelimesini solemesini istemish. Fakat kocasi ben o sozu asla soylemiycem demish.

Rızık, giyecek sorununuzu çözüyor mu?

Cevabın: ?

En son ne zaman yanınızdaydı?

Cevabın: Kocasi en son 2007 de yaninda olmush.

Her ikinizin tarafından hakem tayin ederek sorunu halletmeyi denediniz mi? (Nisa 35)

Cevabın: ?

Resmi olarak evlenmiş miydiniz? Resmi olarak evlendiniz ise, Resmi olarak boşandınız mı?

Cevabın: ?


Karşı tarafı (kocanızı) dinlemeden, bu konu hakkında kesin hüküm veremeyiz.
 
K Çevrimdışı

Konul

Üye
İslam-TR Üyesi
zina yapdigi kadin hristian ve asla nikaha girmemishler. Kocasi musluman ama namaz kilmiyor ve dini konularda da iyi diyildir. Kadinin ailesi ise onlarin zaten boshandigi iddaasinda ve kadinin bu cabasina sacmalik diyorlar. Shimdi kadin yalniz bashina kime gidip bu sorunu hall ede bilir? Bi shey daha o zaman ayrilirken kadin kocasina sure vermish ki o sureye kadar donmezsen boshanirim. O da donmemish. Bu nikahi bozarmi?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim buradan sorularıma tam cevab alamıyorum. Böyle önemli , hassas bir meselede , buradan tek taraflı dinleyerek adaletli (hukum) karar vermek isabetli değildir. Yapmanız gereken, bir mahreminizle birlikte, ehl-i sunnet bir alime başvurup, soracağı soruları açıkça yanıtlayarak cevabınıza ulaşabileceğinize inanıyorum.

Sizin, kocanıza 'şu sureye kadar donmezsen boshanirim. O da donmemish' demiş olmanızın Nikahın bitmesinde bir etkisi yoktu. Velev ki ileri sürdüğünüz vakitte gelmemiş olsun . Böyle bir şartı Nikahı elinde tutaan, talak sahibi koca yapabilir.

Rabbim (c.c.), hakkınızda hayırlısını versin.
 
Üst Ana Sayfa Alt