Selamun Aleykum
Küfür Diyarına Yolculuk Yapmanın Hükmü: Küfür Diyarında İkame: Küfür Diyarında Kalmanın Farklı Türleri Vardır: 5- Öğrenim Maksadıyla Kalmak: Bu da bir ihtiyaç dolayısıyla kalmak kabilindendir. Ancak ondan daha tehlikeli ve kalanın din ve ahlâkını daha çok yaralayıcıdır. Çünkü öğrenci olan, mertebe itibariyle kendisinin aşağıda, hocalarının da daha yukarıda olduğunu hisseder. Bunun neticesinde onlara ta’zim eder, onların görüşlerinin, düşünce ve yaşayışlarının doğruluğuna kanaat getirir. Sonunda onları taklide kadar gider. Allah’ın korumayı dilediği pek az kimseler müstesnâ… Diğer taraftan öğrenci, hocasına ihtiyaç duyar. Bu da ona sevgi duymasına ve onun sapıklık ve sapkınlığında ona müdahalede bulunmamasına sebeb olur. Öğrenci, öğrenim gördüğü yerde arkadaş edinir. Aralarından samimî olanları da olur. Onları sever, onları veli edinir, onlardan bir şeyler alır.
İşte bu hususların tehlikesinden ötürü daha çok korunmak, dikkat ve özen göstermek gerekir. Bu yüzden bu maksatla küfür diyarında kalmada daha önce aranan iki temel şarta ek olarak başka şartlarda aranır:
a) Öğrencinin, faydalıyı zarardan ayırabilecek ve uzak geleceğe bakabilecek derecede aklî olgunluğa erişmiş olması. Küçük yaşta gençlerin ve aklı yetersiz olanların gönderilmesi ise onların din, ahlâk ve yaşayışları için büyük tehlikedir. Ayrıca bu, geri dönecekleri ve o kâfirlerden aldıkları zehirleri bünyelerine üfleyecekleri ümmetleri toplumları içinde bir tehlikedir. Nitekim vâkıa buna şahittir. Bu gibi öğrencilerin pek çoğu gittiklerinden başka türlü dönmüşlerdir. Dinlerinde, ahlâk ve yaşayışlarında sapıtarak dönmüşlerdir. Hem kendileri, hem de toplumları için bu hususta bilinen ev tanık olunan zararlar ortaya çıkmıştır. Böylelerini öğrenim maksadıyla göndermek, ancak koyunları, saldırgan köpeklere takdim etmeye benzer.
b) Öğrencinin hak ile bâtılı birbirinden ayırt edebilecek, bâtıla karşı hak ile mücadele verebilecek kadar şer’î bilgiye sahip olması gerekir. Ta ki onların üzerinde oldukları bâtıla aldanarak onu hak zannetmesin. Ya hak ile bâtıl onun için içinden çıkılamayacak bir hal almasın ya da bâtılı bertaraf etmekte acze düşmesin. Aksi taktirde şaşırır kalır ya da bâtıla uyar.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı duada şöyle buyrulmaktadır:
“Allah’ım! Bana hakkı hak olarak göster ve ona tâbi olmayı nasib et. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan uzak durmayı nasib et. Bana hakkı içinden çıkılmaz, anlaşılmaz bir hale getirme, o takdirde ben saparım.”
c) Öğrencinin küfre ve fasıklığa karşı kendisini koruyup himaye edebilecek bir dindarlığa sahip olması gerekir. Dindarlığı zayıf bir kimse –Yüce Allah’ın dilemesi müstesnâ- orada kalınca kötülüklerden kendini koruyamaz. Buna sebep ise hücumların kuvvetli, direncin zayıf olmasıdır. Oradaki küfür ve fasıklığın sebebi güçlü ve çok çeşitlidir. Öğrencinin direnci zayıf düşerse etkisini hemen gösterir.
d) Kendisi sebebiyle orada kalacağı ilme ihtiyaç duyulması. Şöyle ki onun o ilmi öğrenmesi, Müslümanlar için bir maslahat olmalı ve Müslüman ülkelerde ki okullarda onun benzeri bulunmamalıdır. Şâyet Müslümanların maslahatına olmayan fuzûlî bir bilgi ya da İslâm diyarındaki okullarda benzeri bulunan bir bilgi ise böyle bir bilgi için küfür diyarında kalmak caiz olmaz. Çünkü bu tür kalış, din ve ahlâk için bir tehlikedir ve faydasız yere pek çok malın zayi edilmesi söz konusudur.
Kaynak: Allame Muhammed b. Sâlih el-‘Useymîn, Şerhu Selâseti’l-Usûl, Sahife: 257-266.
Küfür Diyarına Yolculuk Yapmanın Hükmü: Küfür Diyarında İkame: Küfür Diyarında Kalmanın Farklı Türleri Vardır: 5- Öğrenim Maksadıyla Kalmak: Bu da bir ihtiyaç dolayısıyla kalmak kabilindendir. Ancak ondan daha tehlikeli ve kalanın din ve ahlâkını daha çok yaralayıcıdır. Çünkü öğrenci olan, mertebe itibariyle kendisinin aşağıda, hocalarının da daha yukarıda olduğunu hisseder. Bunun neticesinde onlara ta’zim eder, onların görüşlerinin, düşünce ve yaşayışlarının doğruluğuna kanaat getirir. Sonunda onları taklide kadar gider. Allah’ın korumayı dilediği pek az kimseler müstesnâ… Diğer taraftan öğrenci, hocasına ihtiyaç duyar. Bu da ona sevgi duymasına ve onun sapıklık ve sapkınlığında ona müdahalede bulunmamasına sebeb olur. Öğrenci, öğrenim gördüğü yerde arkadaş edinir. Aralarından samimî olanları da olur. Onları sever, onları veli edinir, onlardan bir şeyler alır.
İşte bu hususların tehlikesinden ötürü daha çok korunmak, dikkat ve özen göstermek gerekir. Bu yüzden bu maksatla küfür diyarında kalmada daha önce aranan iki temel şarta ek olarak başka şartlarda aranır:
a) Öğrencinin, faydalıyı zarardan ayırabilecek ve uzak geleceğe bakabilecek derecede aklî olgunluğa erişmiş olması. Küçük yaşta gençlerin ve aklı yetersiz olanların gönderilmesi ise onların din, ahlâk ve yaşayışları için büyük tehlikedir. Ayrıca bu, geri dönecekleri ve o kâfirlerden aldıkları zehirleri bünyelerine üfleyecekleri ümmetleri toplumları içinde bir tehlikedir. Nitekim vâkıa buna şahittir. Bu gibi öğrencilerin pek çoğu gittiklerinden başka türlü dönmüşlerdir. Dinlerinde, ahlâk ve yaşayışlarında sapıtarak dönmüşlerdir. Hem kendileri, hem de toplumları için bu hususta bilinen ev tanık olunan zararlar ortaya çıkmıştır. Böylelerini öğrenim maksadıyla göndermek, ancak koyunları, saldırgan köpeklere takdim etmeye benzer.
b) Öğrencinin hak ile bâtılı birbirinden ayırt edebilecek, bâtıla karşı hak ile mücadele verebilecek kadar şer’î bilgiye sahip olması gerekir. Ta ki onların üzerinde oldukları bâtıla aldanarak onu hak zannetmesin. Ya hak ile bâtıl onun için içinden çıkılamayacak bir hal almasın ya da bâtılı bertaraf etmekte acze düşmesin. Aksi taktirde şaşırır kalır ya da bâtıla uyar.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı duada şöyle buyrulmaktadır:
“Allah’ım! Bana hakkı hak olarak göster ve ona tâbi olmayı nasib et. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan uzak durmayı nasib et. Bana hakkı içinden çıkılmaz, anlaşılmaz bir hale getirme, o takdirde ben saparım.”
c) Öğrencinin küfre ve fasıklığa karşı kendisini koruyup himaye edebilecek bir dindarlığa sahip olması gerekir. Dindarlığı zayıf bir kimse –Yüce Allah’ın dilemesi müstesnâ- orada kalınca kötülüklerden kendini koruyamaz. Buna sebep ise hücumların kuvvetli, direncin zayıf olmasıdır. Oradaki küfür ve fasıklığın sebebi güçlü ve çok çeşitlidir. Öğrencinin direnci zayıf düşerse etkisini hemen gösterir.
d) Kendisi sebebiyle orada kalacağı ilme ihtiyaç duyulması. Şöyle ki onun o ilmi öğrenmesi, Müslümanlar için bir maslahat olmalı ve Müslüman ülkelerde ki okullarda onun benzeri bulunmamalıdır. Şâyet Müslümanların maslahatına olmayan fuzûlî bir bilgi ya da İslâm diyarındaki okullarda benzeri bulunan bir bilgi ise böyle bir bilgi için küfür diyarında kalmak caiz olmaz. Çünkü bu tür kalış, din ve ahlâk için bir tehlikedir ve faydasız yere pek çok malın zayi edilmesi söz konusudur.
Kaynak: Allame Muhammed b. Sâlih el-‘Useymîn, Şerhu Selâseti’l-Usûl, Sahife: 257-266.