Bir kulun saadeti nerededir?
Bir kul ne zaman hakiki kulluğa ve mutluluğa erişir?
Allah’ın yanında değerli ve hayırlı olanlar kulun yanında da değerliyse Allah’ın yanında değersiz olanlar da kulun yanında değersizse kul o zaman hayra erişir. Peki kulun bedbahlığı nerededir? Yani bir insan ne zaman dünyanın ve ahiretinin hayrını elinden kaybeder?
Eğer Allah’ın yanında değersiz olan bir şey senin yanında değerliyse, Allah’ın sevmediği bir şey senin yanında sevimliyse veya Allah’ın değer vermediği bir şey senin yanında çok çok değerli ve peşinden koşulası bir şeyse sen hem dünyanı hem de ahiretini kaybetmişsin demektir.
Özellikle Allah Rasûlü ashabını terbiye ederken bu konu üzerinde çokça dururdu. Mesela İmam Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste bir gün Allah Rasûlü sahabesi ile birlikte yolda giderken bir enik yavrusu gördüler. Enik yavrusu ve kulakları olmayan bir enik yavrusu. Hem köpek Araplarda çok değersiz görülür hem de bedeninde özür olan bir köpek. Allah Rasûlü (sav) insanların tiksindiği o leşi gösterdi. “Bir dinar karşılığında bunun size verilmesini ister miydiniz?” dediler ki “Ey Allah’ın Rasûlü ne bir dinarı bunu parasız bile istemezdik çünkü bu değersiz bir şey.”
Allah Rasûlü dedi ki: “Dünya bunun sizin yanınızda değersiz olduğundan Allah’ın katında daha değersizdir.” Yani siz bundan nasıl tiksindiyseniz bu sizi nasıl hiç cezbetmediyse Allah’ın (cc) dünyaya vermiş olduğu değer de budur.
Başka bir hadisi şerifte Peygamber (sav) dedi ki: “Dünyanın ahiret karşılığındaki değeri şudur. Sizden biri parmağını denize soktuğunda denizden çıkan şeye baksın.” Sudan parmağınızı çıkardığınızda zaten ya bir damla parmağınızda kalır ya da kalmaz. O bir damla da birkaç saniye içerisinde kuruyup gider. Deniz ahirettir. Denizden bizim parmağımıza bulaşansa dünyadır.
Yani Allah Rasûlü bize şunu demek istiyor. Bu kadar fani olan, bu kadar basit olan, bu kadar çabuk zevale uğrayacak olan şeyler sizin yanınızda sakın ha sakın değerli olmasın. Düşününki bir insan dünyaya çok düşkün olsun. Altını ve gümüşü Peygamberimiz hazine olarak biriktirmesin demesine rağmen bu insan altın ve gümüş biriktirsin. Bunun size ne faydası olacak bir düşünün. Velev ki Allah muhafaza siz bunun zekatını vermediniz. Bunun karşılığı nedir?
Allah Rasûlü diyor ki: “Altını veya gümüşü olup da bunun zekatını vermeyen her insan kıyamet gününde o altın ve gümüş demirden tabakalar haline getirilecek. Sonra ateşte kızartılacak ve insanın alnına, göğsüne ve sırtına ateş olarak vurulacak.” Diyelim ki siz Allah’ın hakkını gözettiniz ve bu malın zekatını verdiniz. Kalbinizin ona taalluk etme tehlikesi var. Kalbin taalluk etmesi kişinin altına ve gümüşe kul olması demektir. Kişinin dolara ve euroya kul olması demektir. Nasıl olur peki bu? “Dinarın kulu helak olsun” diyor Peygamber. “Dirhemin kulu helak olsun. Onun ayağına bir diken battığı zaman o dikeni çıkaramasın.” Kimdir bu dinara ve dirheme kul olan, dolara veya türk lirasına kul olan insan? Kendisine para verildiğinde mutlu olan ama kendisine para verilmediğinde, rızkı daraldığında ve kazanmadığında öfkelenen, hırçınlaşan insan dinarın, dirhemin veya doların kuludur diyor Peygamber (sav).
Onun için kardeşlerim Allah’tan en fazla istediğimiz şeylerden biri şu olsun. “Yarabbi dünya senin yanında ne kadar değersizse bizim yanımızda da o kadar değersiz olsun. Salih ameller ve kulluk senin yanında ne kadar değerliyse bizim yanımızda da o kadar değerli olsun.” Bu şekilde Allah’a (cc) dua edelim.
Bir kul ne zaman hakiki kulluğa ve mutluluğa erişir?
Allah’ın yanında değerli ve hayırlı olanlar kulun yanında da değerliyse Allah’ın yanında değersiz olanlar da kulun yanında değersizse kul o zaman hayra erişir. Peki kulun bedbahlığı nerededir? Yani bir insan ne zaman dünyanın ve ahiretinin hayrını elinden kaybeder?
Eğer Allah’ın yanında değersiz olan bir şey senin yanında değerliyse, Allah’ın sevmediği bir şey senin yanında sevimliyse veya Allah’ın değer vermediği bir şey senin yanında çok çok değerli ve peşinden koşulası bir şeyse sen hem dünyanı hem de ahiretini kaybetmişsin demektir.
Özellikle Allah Rasûlü ashabını terbiye ederken bu konu üzerinde çokça dururdu. Mesela İmam Müslim’in rivayet ettiği bir hadiste bir gün Allah Rasûlü sahabesi ile birlikte yolda giderken bir enik yavrusu gördüler. Enik yavrusu ve kulakları olmayan bir enik yavrusu. Hem köpek Araplarda çok değersiz görülür hem de bedeninde özür olan bir köpek. Allah Rasûlü (sav) insanların tiksindiği o leşi gösterdi. “Bir dinar karşılığında bunun size verilmesini ister miydiniz?” dediler ki “Ey Allah’ın Rasûlü ne bir dinarı bunu parasız bile istemezdik çünkü bu değersiz bir şey.”
Allah Rasûlü dedi ki: “Dünya bunun sizin yanınızda değersiz olduğundan Allah’ın katında daha değersizdir.” Yani siz bundan nasıl tiksindiyseniz bu sizi nasıl hiç cezbetmediyse Allah’ın (cc) dünyaya vermiş olduğu değer de budur.
Başka bir hadisi şerifte Peygamber (sav) dedi ki: “Dünyanın ahiret karşılığındaki değeri şudur. Sizden biri parmağını denize soktuğunda denizden çıkan şeye baksın.” Sudan parmağınızı çıkardığınızda zaten ya bir damla parmağınızda kalır ya da kalmaz. O bir damla da birkaç saniye içerisinde kuruyup gider. Deniz ahirettir. Denizden bizim parmağımıza bulaşansa dünyadır.
Yani Allah Rasûlü bize şunu demek istiyor. Bu kadar fani olan, bu kadar basit olan, bu kadar çabuk zevale uğrayacak olan şeyler sizin yanınızda sakın ha sakın değerli olmasın. Düşününki bir insan dünyaya çok düşkün olsun. Altını ve gümüşü Peygamberimiz hazine olarak biriktirmesin demesine rağmen bu insan altın ve gümüş biriktirsin. Bunun size ne faydası olacak bir düşünün. Velev ki Allah muhafaza siz bunun zekatını vermediniz. Bunun karşılığı nedir?
Allah Rasûlü diyor ki: “Altını veya gümüşü olup da bunun zekatını vermeyen her insan kıyamet gününde o altın ve gümüş demirden tabakalar haline getirilecek. Sonra ateşte kızartılacak ve insanın alnına, göğsüne ve sırtına ateş olarak vurulacak.” Diyelim ki siz Allah’ın hakkını gözettiniz ve bu malın zekatını verdiniz. Kalbinizin ona taalluk etme tehlikesi var. Kalbin taalluk etmesi kişinin altına ve gümüşe kul olması demektir. Kişinin dolara ve euroya kul olması demektir. Nasıl olur peki bu? “Dinarın kulu helak olsun” diyor Peygamber. “Dirhemin kulu helak olsun. Onun ayağına bir diken battığı zaman o dikeni çıkaramasın.” Kimdir bu dinara ve dirheme kul olan, dolara veya türk lirasına kul olan insan? Kendisine para verildiğinde mutlu olan ama kendisine para verilmediğinde, rızkı daraldığında ve kazanmadığında öfkelenen, hırçınlaşan insan dinarın, dirhemin veya doların kuludur diyor Peygamber (sav).
Onun için kardeşlerim Allah’tan en fazla istediğimiz şeylerden biri şu olsun. “Yarabbi dünya senin yanında ne kadar değersizse bizim yanımızda da o kadar değersiz olsun. Salih ameller ve kulluk senin yanında ne kadar değerliyse bizim yanımızda da o kadar değerli olsun.” Bu şekilde Allah’a (cc) dua edelim.