Kuran-ı Kerim'de yer alan çeşitli mucizeler

hass Çevrimdışı

hass

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Es Selamü Aleyküm.

Kuran'ı Kerim'de yer alan bazı mucizeleri X hesabında paylaşıyorum. Sizinle de paylaşmak istedim.

Not: Forumda yeniyim. Eğer bu reklama giriyorsa ve forum kurallarına aykırıysa moderatörlerden silmesini rica ediyorum. Konuyu yanlış yere açmışsam da başlığın taşınmasını...

Allah hepimizi Sırat-ı Müstakim üzere kılsın.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Horasan Fedaisi Çevrimiçi

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Ve Aleykumusselam ve rahmetullah
 
hass Çevrimdışı

hass

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
O halde Bismillah diyerek başlayalım.

Kur'an-ı Kerim'de Kaçış Hızı'ndan (diğer adıyla Kurtulma Hızı/Escape Velocity) bahsedildiğini, uzaya çıkan ilk insanın (Yuri Gagarin) adını kodlayarak, daha sonra kozmonotun isminin verileceği doğduğu bölgenin koordinatının verildiğini biliyor muydunuz?

12.jpg


55/33'te Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"Ey cin ve insan toplulukları! Gökleri ve yeri aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama bir güç olmaksızın geçemezsiniz!"

Mealler için tıklayabilirsiniz: Rahmân Suresi 33. Ayet

Ayetin mealinden de anlaşılabileceği üzere, insanlığın dünyanın sınırlarını ancak bir güçle (Roket) aşabileceğini aksi takdirde bunu başaramayacağı buyuruluyor bizlere.

Hamiş: Kuran-ı Kerim'de Arz kelimesi sık sık Dünya için kullanılmaktadır.

Bu ayetler indiği dönemde, insanların (özellikle inançsızların) tepkilerini düşünün. Birçoklarına belki tamamen anlamsız gibi gelmiştir. Bugün ise nasıl bir mucize olduğunu anlayacağız. (Size bir ipucu: Kuran-ı Kerim'de ilk okuyuşta insana farklı gelen, anlamlandırmakta zorlanılan ayetler büyük bir mucizeyi içinde barındırdığına işarettir. Sadece anlaşılmak için zamanının gelmesini bekliyordur.

Önce önden birkaç bilgi verelim: Bir cismin belirli bir gezegenin veya gökcisminin yerçekiminden kurtulması için gerekli olan minimum hıza kaçış hızı denir. Bu hıza ulaşan cisim, tekrar geri düşmeden ve ek bir itme almadan gezegenden çıkar.

Kaçış hızı, evrensel çekim sabiti ile gezegenin kütlesinin çarpımının iki katının, gezegenin yarıçapına bölünmesiyle elde edilen değerin kareköküdür. Her gezegen için farklıdır doğal olarak. Dünya için ise bu formülleri yerine koyduğumuzda: Dünya için kaçış hızı 11186 m/s olarak bulunur.


kaçış.jpg


Şimdi yukarıda dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayeti, bağlamıyla birlikte dekripto yapalım:

Kuran'ın tamamı (Evrenin kendisi) 6236 ayet

ayet sayısı.jpg


Rahman suresinin 33. ayeti, Kuran'ın baştan 4934. ayetidir (Dünyanın evren içindeki konumu)

rahman 33.jpg



Ve ayetin kendisi de 16 kelimedir. (Dünyanın sınırları)

16.jpg


6236+4934 +16= 11186
Görüldüğü gibi dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayet, 11.186 gibi dünyanın sınırlarını aşmak için gereken spesifik sayıyı tam olarak ifade ediyor.


Ayet-i Kerime'deki mucizeye devam edelim:

Dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayette başka hangi bilginin mevcut olması makul karşılanır: Tabii ki bunu dünyada ilk kez yapanın. Uzaya çıkan ilk insan denilince akla gelen tek isim doğal olarak Yuri Gagarin'dir.

Gagarin'in uzaya çıkması ile uzay savaşlarında önemli bir hamle gerçekleştiren Sovyetler, kozmonotunun ismini onurlandırmak için doğduğu yer olan Gjat'ın adını 1968 yılında değiştirdi ve Gagarin adını verdi.

Linke tıklayın ve Gagarin Oblastı denilen bu yerin koordinatlarına bakın: Gagarin, Smolensk Oblast - Wikipedia

55 33 kuzey enlemi olduğunu göreceksiniz. Ekran görüntüsünü aldım:

gaga.jpg


Yerin ve göğün sınırlarını aşmaktan bahseden ayetin künyesi de tam olarak böyle: 55. Sure 33. Ayet: 55/33
Kaçış Hızı
için gerekli olan hız Mach 33 olarak tanımlanır. yani ses hızının 33 katı.

Mach 32 kaçış için yeterli olmaz. Zira Mach 32, 10.976 m/s'ye tekabül eder ki bu da yer çekiminden kurtulmak için minimum hızı karşılamaz.
Kaçış hızının sağlanması için Mach 33'e (11.319 m/s) ihtiyaç duyulur . Tıpkı ayet numarası gibi 55/33

Allah Resulü kendisinden yüzlerce yıl sonra uzaya çıkılacağını, bunun için ne kadar hıza ihtiyaç duyulması gerektiğini, bunu kimin başaracağını, adını onurlandırmak için ülkesinin bu kişinin doğduğu yere adını vereceğini ve bu yerin koordinatlarını nasıl bilebilirdi?

Hız ölçü ve koordinat birimlerinin son birkaç yüzyılın icadı olduğunu da buna ekleyin... Bu, kitabın Allah-u Teala tarafından olduğunun kanıtlarındandır.


Uzaya ilk kez çıkmak ve Yuri Gagarin demişken... Kuran-ı Kerim'deki harf dizilimi mucizesine dikkat çekmeden geçmeyelim.

20. surenin 125. ayetinde Yuri Sputnik ve Ruthenia kelimelerini oluşturan harfler, ilki soldan sağa diğer ikisi sağdan sola olacak şekilde geçmektedir.

rut.jpg


Not: Ruthenia, Batı Avrupa ve Katolik dünyasında Doğu Slav topraklarını tanımlamak için kullanılan bir isimdi.

rut1.jpg
rut2.jpg


Sputnik 1 ise bilindiği gibi Sovyetler Birliği tarafından yürütülen ve insan yapımı ilk uydunun uzaya fırlatılmasıyla sonuçlanan uzay programıydı. 4 Ekim 1957'de fırlatılan Sputnik 1, insanlık tarihindeki ilk yapay uydu olarak kabul edildi ve Uzay Çağı'nın başlangıcını simgeledi.


Yuri Gagarin'den yeniden bahsetmek istemiyorum. Sadece 19 harften oluşan bir Ayet-i Kerime'de birbiriyle ilintili bu 3 kavramın geçmesinin ne kadar küçük bir ihtimal olduğunu size bırakarak bazı sebeplerden ötürü mucizeye dahil etmediğim ancak yine de manidar bir kısımla bitirmek istiyorum.

Gagarin'e atfedilen meşhur hikaye vardır. İddiaya göre Yuri Gagarin, Dünya'ya uzaydan bakmış ve "Burada bir tanrı falan göremiyorum" demiştir.

Meselenin aslının ise şöyle olduğu söylenegelir: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin din karşıtı çalışmaları dahilinde Nikita Kruşçev bir konuşmasında şöyle demiştir: Neden bir Tanrı'ya bağlanasınız ki? İşte gagarin... Uzaya gitti ve orada bir tanrı filan görmedi!

İçinde Yuri, Sputnik ve Ruthenia kelimelerinin geçtiği ayetin (20/125) meali ise bakın nasıl:

"(Kıyamet günü) Der ki, "Ey Rabbim, ben gözleri gören biriydim, beni neden kör haşrettin?"

Ve bir kez daha analım ayeti:

"Ey cin ve insan toplulukları! Gökleri ve yeri aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama bir güç olmadan geçemezsiniz. Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/33-34


En doğrusunu Allah bilir!
 
Horasan Fedaisi Çevrimiçi

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
O halde Bismillah diyerek başlayalım.

Kur'an-ı Kerim'de Kaçış Hızı'ndan (diğer adıyla Kurtulma Hızı/Escape Velocity) bahsedildiğini, uzaya çıkan ilk insanın (Yuri Gagarin) adını kodlayarak, daha sonra kozmonotun isminin verileceği doğduğu bölgenin koordinatının verildiğini biliyor muydunuz?

Ekli dosyayı görüntüle 34690

55/33'te Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"Ey cin ve insan toplulukları! Gökleri ve yeri aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama bir güç olmaksızın geçemezsiniz!"

Mealler için tıklayabilirsiniz: Rahmân Suresi 33. Ayet

Ayetin mealinden de anlaşılabileceği üzere, insanlığın dünyanın sınırlarını ancak bir güçle (Roket) aşabileceğini aksi takdirde bunu başaramayacağı buyuruluyor bizlere.

Hamiş: Kuran-ı Kerim'de Arz kelimesi sık sık Dünya için kullanılmaktadır.

Bu ayetler indiği dönemde, insanların (özellikle inançsızların) tepkilerini düşünün. Birçoklarına belki tamamen anlamsız gibi gelmiştir. Bugün ise nasıl bir mucize olduğunu anlayacağız. (Size bir ipucu: Kuran-ı Kerim'de ilk okuyuşta insana farklı gelen, anlamlandırmakta zorlanılan ayetler büyük bir mucizeyi içinde barındırdığına işarettir. Sadece anlaşılmak için zamanının gelmesini bekliyordur.

Önce önden birkaç bilgi verelim: Bir cismin belirli bir gezegenin veya gökcisminin yerçekiminden kurtulması için gerekli olan minimum hıza kaçış hızı denir. Bu hıza ulaşan cisim, tekrar geri düşmeden ve ek bir itme almadan gezegenden çıkar.

Kaçış hızı, evrensel çekim sabiti ile gezegenin kütlesinin çarpımının iki katının, gezegenin yarıçapına bölünmesiyle elde edilen değerin kareköküdür. Her gezegen için farklıdır doğal olarak. Dünya için ise bu formülleri yerine koyduğumuzda: Dünya için kaçış hızı 11186 m/s olarak bulunur.


Ekli dosyayı görüntüle 34681

Şimdi yukarıda dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayeti, bağlamıyla birlikte dekripto yapalım:

Kuran'ın tamamı (Evrenin kendisi) 6236 ayet

Ekli dosyayı görüntüle 34683

Rahman suresinin 33. ayeti, Kuran'ın baştan 4934. ayetidir (Dünyanın evren içindeki konumu)

Ekli dosyayı görüntüle 34684


Ve ayetin kendisi de 16 kelimedir. (Dünyanın sınırları)

Ekli dosyayı görüntüle 34685

6236+4934 +16= 11186
Görüldüğü gibi dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayet, 11.186 gibi dünyanın sınırlarını aşmak için gereken spesifik sayıyı tam olarak ifade ediyor.


Ayet-i Kerime'deki mucizeye devam edelim:

Dünyanın sınırlarını aşmaktan bahseden ayette başka hangi bilginin mevcut olması makul karşılanır: Tabii ki bunu dünyada ilk kez yapanın. Uzaya çıkan ilk insan denilince akla gelen tek isim doğal olarak Yuri Gagarin'dir.

Gagarin'in uzaya çıkması ile uzay savaşlarında önemli bir hamle gerçekleştiren Sovyetler, kozmonotunun ismini onurlandırmak için doğduğu yer olan Gjat'ın adını 1968 yılında değiştirdi ve Gagarin adını verdi.

Linke tıklayın ve Gagarin Oblastı denilen bu yerin koordinatlarına bakın: Gagarin, Smolensk Oblast - Wikipedia

55 33 kuzey enlemi olduğunu göreceksiniz. Ekran görüntüsünü aldım:

Ekli dosyayı görüntüle 34686

Yerin ve göğün sınırlarını aşmaktan bahseden ayetin künyesi de tam olarak böyle: 55. Sure 33. Ayet: 55/33
Kaçış Hızı
için gerekli olan hız Mach 33 olarak tanımlanır. yani ses hızının 33 katı.

Mach 32 kaçış için yeterli olmaz. Zira Mach 32, 10.976 m/s'ye tekabül eder ki bu da yer çekiminden kurtulmak için minimum hızı karşılamaz.
Kaçış hızının sağlanması için Mach 33'e (11.319 m/s) ihtiyaç duyulur . Tıpkı ayet numarası gibi 55/33

Allah Resulü kendisinden yüzlerce yıl sonra uzaya çıkılacağını, bunun için ne kadar hıza ihtiyaç duyulması gerektiğini, bunu kimin başaracağını, adını onurlandırmak için ülkesinin bu kişinin doğduğu yere adını vereceğini ve bu yerin koordinatlarını nasıl bilebilirdi?

Hız ölçü ve koordinat birimlerinin son birkaç yüzyılın icadı olduğunu da buna ekleyin... Bu, kitabın Allah-u Teala tarafından olduğunun kanıtlarındandır.


Uzaya ilk kez çıkmak ve Yuri Gagarin demişken... Kuran-ı Kerim'deki harf dizilimi mucizesine dikkat çekmeden geçmeyelim.

20. surenin 125. ayetinde Yuri Sputnik ve Ruthenia kelimelerini oluşturan harfler, ilki soldan sağa diğer ikisi sağdan sola olacak şekilde geçmektedir.

Ekli dosyayı görüntüle 34687

Not: Ruthenia, Batı Avrupa ve Katolik dünyasında Doğu Slav topraklarını tanımlamak için kullanılan bir isimdi.

Ekli dosyayı görüntüle 34688Ekli dosyayı görüntüle 34689

Sputnik 1 ise bilindiği gibi Sovyetler Birliği tarafından yürütülen ve insan yapımı ilk uydunun uzaya fırlatılmasıyla sonuçlanan uzay programıydı. 4 Ekim 1957'de fırlatılan Sputnik 1, insanlık tarihindeki ilk yapay uydu olarak kabul edildi ve Uzay Çağı'nın başlangıcını simgeledi.


Yuri Gagarin'den yeniden bahsetmek istemiyorum. Sadece 19 harften oluşan bir Ayet-i Kerime'de birbiriyle ilintili bu 3 kavramın geçmesinin ne kadar küçük bir ihtimal olduğunu size bırakarak bazı sebeplerden ötürü mucizeye dahil etmediğim ancak yine de manidar bir kısımla bitirmek istiyorum.

Gagarin'e atfedilen meşhur hikaye vardır. İddiaya göre Yuri Gagarin, Dünya'ya uzaydan bakmış ve "Burada bir tanrı falan göremiyorum" demiştir.

Meselenin aslının ise şöyle olduğu söylenegelir: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin din karşıtı çalışmaları dahilinde Nikita Kruşçev bir konuşmasında şöyle demiştir: Neden bir Tanrı'ya bağlanasınız ki? İşte gagarin... Uzaya gitti ve orada bir tanrı filan görmedi!

İçinde Yuri, Sputnik ve Ruthenia kelimelerinin geçtiği ayetin (20/125) meali ise bakın nasıl:

"(Kıyamet günü) Der ki, "Ey Rabbim, ben gözleri gören biriydim, beni neden kör haşrettin?"

Ve bir kez daha analım ayeti:

"Ey cin ve insan toplulukları! Gökleri ve yeri aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama bir güç olmadan geçemezsiniz. Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? 55/33-34


En doğrusunu Allah bilir!

Yakın zamanda bir site keşfetmiştim. Orada da bu türden çok ilginç mucizeler ve tesbitler okumuştum sizin anlattıklarınız ayrıca şok edici. SubhanAllah
 
hass Çevrimdışı

hass

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Paylaşacağım pek çok mucize var ama aynı başlık altında devam mı edeyim yoksa her biri için ayrı başlık mı açayım kararsız kaldım.
 
Horasan Fedaisi Çevrimiçi

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Paylaşacağım pek çok mucize var ama aynı başlık altında devam mı edeyim yoksa her biri için ayrı başlık mı açayım kararsız kaldım.

Buradan devam et derim

Böylece her yeni mucizede başlık tekrar ön plana çıksın ve ilk mesajlarındaki mucizeleri görmeyenler onları da görmüş olur belki böylece
 
hass Çevrimdışı

hass

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Serimize devam ediyoruz Allah'ın izniyle.

Kuran'ı Kerim'in mucizelerini araştırırken, -ki bunların hiçbiri benim buluşum değil, üzerine çalışan, emek veren tüm müminlerden Allah razı olsun,- en şayan-ı hayret noktalarından biri mucizelerin bize bağlamıyla birlikte verilmesidir. Birazdan sunacağımız örnekte de bunu göreceğiz.

Kuran'ı Kerim'de demirin erime ve kaynama derecesine, gümüşün erime derecesine, suyun kaynama derecesine, güneşin yüzey sıcaklığına, tuzun erime noktasına işaret edildiğini biliyor muydunuz?

Bugün sizlere Kuran'ı Kerim'in altı mucizesini birden sunacağım inşallah. Bu mucizeler benzer yapıda ve aynı yöntemle elde edildiği için altısını birlikte anlatmak daha doğru olur diye düşündüm.

demir1.jpg



Kuran'da Demir kelimesi (Hadid) ilk kez İsra suresi 50. ayette geçer.

"De ki: İster taş olun, ister demir." 17/50

Bu Ayet-i Kerime Kuran'ın baştan 2079. ayetidir.

demir2.jpg



Ve bu ayetten tam 1538 ayet sonra, yani Kuran'ın baştan 3616. ayetinde Allah-u Teala Davud peygamberden bahsederek şöyle der:

"Ve biz ona demiri yumuşattık." 34/10

demir22.jpg


İki ayet arasında (Ayetlerin kendisi dahil) 1538 ayet olduğunu vurgulamamın sebebini anlamışsınızdır. İlk görseldeki tabloda da görebileceğiniz gibi, demirin erime derecesi 1538'dir.

Yüce Allah ilk demir kelimesi geçişinden sonra adeta her bir ayeti bir derece olacak şekilde yerleştirerek 1538 ayet sonra "Ve demiri ona yumuşattık" ifadesini kullanıp, demirin erime derecesine işaret buyurmuş.

2 ayet arasında çok fazla ayet olduğu için video olarak da hazırladım:



Arama motoruna (Iron's Melting Point/Demirin Erime Noktası) yazarsanız sonucun kendiliğinden Celcius değeri olarak verildiğini göreceksiniz. Zira evrensel olarak kullanılan değer bu. Bu tercihin bile mucize olduğunu birazdan daha net anlayacağız.

Konunun başında da dediğim gibi mucizelerin en dikkat çekici noktalarından biri, bağlamını da içinde barındırması. Sadece iki demir kelimesi geçişini arasında bile 1538 ayet olsaydı bunu mucize kabul ederdik (ihtimalin düşüklüğüne binaen) ancak burada bir de bağlam var. Allah-u Teala "Davud'a demiri yumuşattık" buyuruyor. Davud A.S'ın ordusu demirin eritilip şekil verilmesiyle elde edilen çeşitli saldırı ve savunma silahlarını kullanıyordu.

Kuran'ı Kerim'de Enbiya suresinde Allah şöyle buyuruyor:

"Bir de sizi savaşınızın şiddetinden koruması için ona (Davud), zırh yapma sanatını öğrettik. 21/80

Ve Seb'e suresinde ise şöyle diyor:

"(Ey Davud) geniş zırhlar yap, onları dokurken ölçülü ol" 34/11


Şimdi gelelim ikinci mucizeye. Eriyen bir nesneyi ısıtmaya devam ederseniz ne olur? Tabii ki kaynar. Az önce Allah-u Teala'nın adeta her bir ayeti bir derece olarak kullandığını ve nihayet 1538 ayet sonra "demiri yumuşattık" diyerek erime derecesini işaret ettiğini gördük. Şimdi bir üst katmana çıkıyor yani demiri kaynatıyoruz. O halde sayımda da alt katmana inip bu kez ayet değil harf sayıyoruz.

34/10'da Allah-u Teala "Demiri ona yumuşattık' ifadesini kullanmıştı. İşte bundan sonra büyük bir mucize daha gerçekleşiyor ve bu cümleden sonra surenin sonuna kadar tam olarak 2862 harf bulunuyor.

2862.jpg


Ki bu da demirin kaynama noktasıdır.

kaynar.jpg



Şimdi aynı yöntemi, Gümüş kelimesi üzerinden yapalım. Kuran'da Gümüş kelimesi (Fidda) 6 yerde geçer. Bunların yalnızca ilk ikisinde gümüş kelimesi geçişinde El Takısı (Harf-i Tarif) almış halde (El-Fidda) bulunur.
gümüş1.jpg


Bunlar 3. Sure'nin (Al-i İmran) 14. ayeti ile 9. Sure'nin (Tevbe) 34. ayetidir.

İlki Kuran'ın baştan 307. ikincisi ise 1269. ayetleridir.

Ve iki ayet arasında 961 ayet vardır.

Ve ardından Allah-u Teala şöyle buyurur:

"Bu toplanıp saklanan altının, gümüşün cehennem ateşinde kızdırılıp, onların alınlarının, böğürlerinin ve sırtlarının dağlanacağı gün..." 9/35

Allah-u Teala, Tevbe 34'de gümüşten bahsediyor. (Önceki gümüş kelimesi geçişi ile arasında 961 ayet var) Ve bir sonraki ayette de (Tevbe 35) gümüşün kızdırılmasından ve bununla insanların dağlanmasından bahsediyor. Yine bir bağlam...

Burada büyük bir incelik var. Zira gümüşün erime noktası tam olarak 961,8 derecedir. Yani virgülü saymayınca 961 kabul etsek bile sayının, yani gümüşün erime noktasının kendisi 962 dereceye daha yakın. Ve Allah-u Teala da gümüşten 961 ayet sonra, kızdırılmasından da bir sonraki ayette bahsederek 961'i 962'ye tamamlıyor.




Sıra suyun kaynama derecesinde...

Kuran'ı Kerim'de "kaynar" (Yağli) kelimesi ilk ve tek 44/45'te geçer.

Kaynar kelimesi Arapça çeviri

Mealler için tıkla

"(Suçluların yemeği) erimiş maden gibi karınlarında kaynar."

Ve 47/15'te şöyle buyrulur:

"Takva sahiplerine vaat edilen cennetin misali: İçinde bozulmayan sudan, tadı değişmeyen sütten, şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar... (bulunur) Orada onlar için meyvelerin her türlüsü ve rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç, ateşin içinde ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça koparan sıcak sudan içirilen kimse gibi mi?

Kuran'da ilk ve tek kaynar kelimesi geçişinden sıcak su geçişine kadar tam 100 ayet var ki bu da suyun kaynama derecesidir.




Şimdi gelelim Güneşin Yüzey Sıcaklığına...

Herkesin malumudur ki Güneş’in yüzey sıcaklığı doğrudan ölçülemez, Güneş'e fiziksel sensör göndermek mümkün değildir. Bunun yerine, spektroskopi ve kara cisim ışıması yasaları kullanılarak hesaplanır.

Ölçüm yollarından biri Wien Sabitidir. Wien Sabiti, siyah bir cismin (elektromanyetik enerjiyi mükemmel yayan bir nesne) termodinamik sıcaklığı ile radyasyon yoğunluğunun en büyük olduğu dalga boyu arasındaki ilişkiyi tanımlamakta kullanılan fiziksel bir sabittir. max = b/t formülüyle gösterilir. burada b sabiti yaklaşık 2.897×106 nm·k'dir.

Güneş’in en fazla ışık yaydığı dalga boyu 500 nm civarındadır (Görünür ışığın yeşil-sarı bölgesi). Bu formülle Güneş'in etkin sıcaklığının 5778 Kelvin yüzey sıcaklığı olduğu hesaplanır.

Diğer ölçüm yolu da bir nesnenin sıcaklığı ile yaptığı ışınım arasındaki ilişkiyi veren bir fizik yasası olan Stefan-Boltzmann Yasasıdır. Detaylara girmek istemiyorum ama hem Wien Kayma Yasası hem de Stefan-Boltzmann Yasası Güneş'in Yüzey Sıcaklığını 5778 Kelvin olarak ölçmektedir.

forl.jpg


Kısacası Güneş'in ısısı (sıcaklığı) yaydığı ışınım aracılığıyla ölçülür. Güneş, elektromanyetik radyasyon yayarak enerji salar ve bu radyasyonun spektrumu, sıcaklığını belirlemede kullanılır.


Kuran'da ilk kez Güneş kelimesi Bakara suresinin 258. ayetinde geçer. Ayet şöyle:

"Allah kendisine hükümdarlık verdi diye, İbrahim'le Rabbi hakkında tartışmaya gireni görmedin mi? İbrahim: "Benim Rabbim dirilten ve öldürendir" dediğinde "Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti. Bunun üzerine İbrahim: "Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir bakalım" deyince o inkar eden şaşırıp kaldı. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez." 2/258

Ve Güneş adı verilen (Şems) 91. surenin ilk ayetinde şöyle buyurulmaktadır:

"Ant olsun güneşe ve ışığına" 91/1

Az önce de değindiğimiz gibi, Güneş'in ısısı yaydığı ışığınım aracılığıyla ölçülür. Tıpkı ayette üzerine yemin edildiği gibi...


Kuran'da ilk kez güneş kelimesi geçişi, Kuran'ın baştan 265. ayetinde geçer. (2/258)

güneş1.jpg



"Güneşe ve ışığına ant olsun" denilen 91/1 ise Kuran'ın baştan 6044. ayetidir.
güneş2.jpg



İkisi arasında
tam olarak 5778 ayet vardır. Yine aynı şekilde video olarak hazırladım.



Not: Görüldüğü gibi Kuran-ı Kerim burada Celcius değil Kelvin cinsinden veriyor değeri. Bu da bir mucizedir. Zira güneş, ampul veya diğer ışık yayan cisimlerin sıcaklığı Kelvin cinsinden ölçülür zira bunlar kara cisim radyasyonu olarak modellenir. Kelvin ölçeğinde negatif sıcaklık yoktur. Celsius veya Fahrenheit gibi ölçeklerde ise negatif değerler olabilir. Termodinamik hesaplamalar için ise mutlak sıfırdan başlayan bir ölçek kullanmak daha mantıklıdır. Güneş’in yüzey sıcaklığı gibi büyük ölçekli sıcaklıklar ölçülürken, Stefan-Boltzmann Yasası ve Wien Kayma Yasası gibi fiziksel yasalar Kelvin birimi üzerinden çalışır. Bu yüzden astronomide, termodinamikte ve bilimsel hesaplamalarda Kelvin kullanılır.

Not 2: Güneş gibi geniş yüzeye sahip bir gezegende elbette farklı noktalarda farklı sıcaklıklar ölçülür. Ancak etkin sıcaklığın ölçülmesi için bazı yasalar ve sabiteler kullanılır. Bu yüzden farklı farklı sayılar verilse de en yaygın formüllerde hep 5778 Kelvin sonucu alınır.


Kuran'da güneş kelimesinin ilk kez geçtiği ayetten (2/258) bahsetmişken... Allah şöyle buyuruyor bu ayette:

"Allah kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim'le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim ona 'Benim rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür' dediği zaman, 'Ben de diriltir ve öldürürüm' demişti. İbrahim 'Allah güneşi doğudan getiriyor, hadi sen de onu batıdan getir' deyince o inkarcı şaşırıp kaldı. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez."

Görüldüğü gibi ayette doğu ve batı kelimeleri kullanılıyor. Küresel bir nesnenin doğu ve batı kısmı arasındaki fark onun çapını verir.

Ayette, güneşi doğudan getirenin Allah olduğu vurgulanıyor. İnsanın onu batıdan getirmesinin mümkün olmadığı, bunu yalnızca Allah'ın yapacağına işaret ediliyor.

Kısacası Güneş belirtiliyor, doğu ve batı diyerek çapına işaret ediliyor ve Allah'ın gücü vurgulanıyor.

Not: Kuran'ın tamamında Allah kelimesi 2699 kez geçer.

2/258 ayeti ile Kuran'daki Allah kelimesi geçişlerini çarptığımızda bakın ortaya ne çıkıyor:

2*258*2699 = 1.392.684

Bu sayı tam olarak güneşin çapıdır.

Not: Yuvarlama ile birçok kaynakta 1.392.000 yazsa da tam sayı 1.392.684'dür.

GÜNEŞ ÇAP.png



Son olarak Tuz...

Kuran'da deniz (tuzlu su) ve su yalnızca iki ayette birlikte geçmektedir. Bunlar 25/53 ile 35/12'dir.

25/53'te şöyle buyurulur:

"İki denizi birbirine salan odur. Bu tatlı ve susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. O ikisinin arasına bir perde ve aşılamayan bir sınır koymuştur."

35/12'de ise şöyle:
"İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlı, susuzluğu giderici ve içilmesi kolaydır, beriki tuzlu ve acıdır..."

Görüldüğü gibi iki ayette de su ve tuz kelimeleri geçmektedir. İki ayet arasında (İlkinden ikincisine kadar sayılırsa) 764 ayet (İki ayet de sayıma dahil edilirse) 765 ayet vardır.


Su ve tuzun toplam moleküler ağırlığı 764,45'tir.

toplam.jpg




Gelelim tuzun erime noktasına.

Kuran'da tutuşturma anlamında (Kökü: Secere) kelimesi 3 ayette geçer. İlk geçiş 40/72, son geçiş 81/6'dır.

40/72'de ayetinde cehennemliklerin uğrayacağı azaplardan biri şöyle anlatılır:

"Kaynar su içindedirler... Sonra tutuşturulurlar."

81/6'da ise kıyamet yaklaştığı vakit dünyada olacaklardan birinden şöyle bahsedilir:

"Denizler tutuşturulduğu zaman..."

Bu iki ayet arasında tam olarak 1602 ayet bulunur. Az önce bahsettiğimiz gibi 2 deniz ve su yalnızca 2 ayette birlikte geçmektedir. Bu nedenle sonucu ikiye bölüyoruz.

1602/2= 801

Tuzun erime noktası 801 derecedir.


Not: Kıyamet yaklaştığında Allah denizlerin tutuşturulacağından bahsediyor. Normal şartlar altında saf su yanmaz, ısıtıldığında kaynar ve buharlaşır. Tuzlu su ise belirli enerji kaynaklarıyla (elektroliz veya radyo frekansları) hidrojen açığa çıkarırsa, hidrojeni yanabilir. Denizlerin tutuşturulması hadisesinin nasıl yaşanacağını ise en iyi Allah bilir.

irum.png


Kulu ve elçisi Muhammed'e (S.A.V) sayısız mucizeler içeren kitabını vahyeden Allah'ın şanı yücedir. Her şeyi bilen ve bildiğinin bir kısmını da bizlere böylece bildiren Rabbimizin bizleri gerçeğe şahitlik edenlerden kılmasını niyaz ederiz.
 

Ekli dosyalar

  • ÇAP.png
    ÇAP.png
    246 KB · Görüntüleme: 5
  • çap.jpg
    çap.jpg
    194.2 KB · Görüntüleme: 5
  • demir3.jpg
    demir3.jpg
    119.5 KB · Görüntüleme: 5
Son düzenleme:
Geri
Üst Ana Sayfa Alt