Tâ ki, Allah'tan başkasına ibadet etmeyesiniz. Şubhesiz ki ben, Allah tarafından sizi bir uyaran ,ve bir müjdeleyenim.
Bu Kur'an, Allah tarafından sağlam ve açık bir şekilde indirildi ki, put ve ortaklara ibadeti bırakıp ancak Allaha kulluk edesiniz. Şubhesiz ki ber sizin için Allah tarafından gönderilmiş bir uyarıcıyım. Sizleri, Allaha isyan ettiğiniz takdirde cezalandıracağı gerçeğiyle uyarırım. Yine ben sizler için bir müjdeleyiçiyim. Allaha itaat ettiğiniz takdirde onun sevabını kazanacağınızı müjdelerim. '
Rasulullah (s.a.v.) kendisine Peygamberliğin geldiği ilk zamanlarda, "Önce en yakın akrabanı uyar." (Şuara 214) âyeti gelince Safa tepesine çıkmış ve Kurayş'in, kendisine en yakın kollarından başlayarak insanları çağırmış ve onlara demiştir ki;
"Bu dağın alt tarafından atlıların (düşmanların) çıkıvereceklerinin size haber versem bana inanır mısınız?"
Onlar da:"Biz senin yalan söylediğini duymadık." demişler.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) da: "Şubhesiz ki ben.sizi, şiddetli bir azaba uğrayacağınız hususunda uyarıyorum." buyurmuştur.
(Muslim, K. el-İman, bab: 355 Hadis No: 208
Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 4/466-467)
Peygamber (s.a.v.)'in İnsanlara Direkt Olarak Konuşması
Son üç ayet (Hud 1-2-3) adeta Peygamber (s.a.v.)'in insanlara yönelttiği sözleri anlatmaktadır. İkinci ayet bu hususta çok açıktır. Bu uslub birçok defa tekrar edilmiştir. Bu Peygamber (s.a.v.)'in insanlara önem verdiğini göstermektedir. "Rabbinizden bağışlanma dileyesiniz" cümlesi "Tâ ki Allah'tan başkasına tapmayasınız" cümlesi üzerine atfedilmiştir. Bu aynı şekilde Allah'ın kitabının Allah dışındakilere ibadet etmemeye davet ve Peygambere insanlar adına; "Ben ancak bir uyarıcı ve müjdeleyiçiyim" demesini emretmek için indiğini ifade etmektedir. Bu ayetlerde ve bu durumda herhangi bir sorun yoktur.
(İzzet Derveze, et-tefsiru’l-hadis, Ekin Yayınları: 2/447)
Kuran-ı Kerim baştan sona Allah cc. lafzıdır.
Mesela Hud suresi 2. ayette bunlardan biridir. ateist kafirlerin bu tarz ayetleri göstererek Kuran-ı Kerim Muhammed (s.a.v.) yazmış diyerek cahil insanları kandırmaya çalışmaktadırlar. Halbuki bu tarz ayetler İnsanların Allah'tan başkasına ibadet etmemeleri için kitabın ancak bu cihetle geldiği insanlara bildirilmiş ve insanlar tek olan Allah'a ibadet ettikleri zaman Peygamber'in onların sonlarının iyi olacağını müjdeleyen, Allah'a şirk koştukları zaman sonl*rının kötü olacağından sakındıran bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak Allah tarafından gönderildiği, yine onun diliyle belirtilmiştir. Bu tür ayetleri siyak ve sibakına bakıldığı zaman ; Allah c.c., peygamberin ağzından peygamberi ifadeyle muhatabların daha iyi anlaması, tefekkur etmesi için ifade etmiştir.
Yine Zariyat suresi 51. ayet de böyledir.
47- Göğü kuvvetîce bina ettik, biz genişlik (ve şumûlluk) sahibiyiz.
48- Yeri de biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici olanlarız.
49- Ve biz herşeyden iki (sınıf, nevi) çift yarattık. Umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
50- O halde Allah'a (gazabı gelmeden tevbe ile koşun) kaçın. Ben size O'nun tarafından görevlendirilmiş apaçık bir uyarıcıyım.
51- Allah ile beraber başka ilahlar uydurmayın. Ben size O'nun tarafından görevlendirilmiş apaçık bir uyarıcıyım.
İlk üç ayette; Allah'ın muşahede edilen kudretine, lutfuna dinleyenlerin dikkatleri çekilmek istenir.
1- Göğü yücelten, gücüyle bina eden O'dur.
2- Yeryüzünü yayan ve döşek haline getiren (yararlı kılan) O'dur.
3- Allah, melekutunda uygunluk ve benzerliği tamamlamak için herşeyden çift yaratandır. O, geniş, kapsamlı kudret sahibidir. Yarattıkları şeylerin ilk olması ne de güzeldir. İşte bütün bunlarda bir hatırlatma vardır ki, dinleyenleri Allah'ın azametine, yüceliğine, O'nu itiraf etmeye, düşünmeye çağırıyor.
Bu ayetleri takip eden başka iki ayet Peygamber'in diliyle haykırır: Çabuk davranın, Allah'a koşun. Gazabından, inkarcıların hakettikleri sondan kaçın. Allah ile birlikte başka tanrılar edinmeyin, ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.
Kıssa bölümünden sonra gelen bu ayetler, Peygamber'in diğer peygamberlerin gönderildiği gibi gönderildiğini açıklar. Geçen ümmetlerden inkâr edenlerin sonlarını hatırlatır ve uyarıda bulunur.
Nebevi hitap üslubu ile gelen bu ayetler, siyak ile görünürde uyumludur. Bunun benzeri Kur'an'da değişik örneklerle tekrarlanır. Bu, Kur'an belâgatının uslublarından bir uslubtur denilebilir.
Kur'anın içindeki bir harf dahi Kur'an dandır. Oradan bir harfi çeşitli gerekçelerle kasıtlı olarak eksiltemeyiz, hele namazda asla. Namazın geçersizliğne sebeb olabilir. Kur'andaki ayetlerin manasına göre değil, Kur'an'dan bir parça olduğu için okunur. Kafir , firavun beddua ayetleri de bu kapsamdadır. tahiyattaki dualarda böyledir.