Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

LEGAL VE İLLEGAL YAPILANMALAR KARŞISINDA İSLAMİ METOD , NASIL BİR YOL İZLİYECEĞİZ ? (ALLAH İÇİN OKUY

maxsimilyan70 Çevrimdışı

maxsimilyan70

Üye
İslam-TR Üyesi
LEGAL VE İLLEGAL YAPILANMALAR KARŞISINDA İSLAMİ METOD , NASIL BİR YOL İZLİYECEĞİZ ? (ALLAH İÇİN OKUYUN BEYLER)

LEGAL VE İLLEGAL YAPILANMALAR KARŞISINDA İSLAMİ METOD , NASIL BİR YOL İZLİYECEĞİZ ? (ALLAH İÇİN OKUYUN BEYLER)
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve biz*leri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (c.c.)'a mahsus*tur.
Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetince sevebildikleri, Efendimiz, önderimiz, Rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya, aline, ashabına ve onun yolunu izlemeye çalışan ümmeti üzerine olsun.
******************************************
Allahım,
Anlatmak istediklerimizi iyi anlatabilmek için Dilimizin düğümlerini çöz ve işiten kalbleri aklettir.
Allah'ım,
Sensin bizim Rabbimiz, bizleri Sen yarat*tın, biz Senin kulunuz. Gücümüz yettiğince ah*de sadık kalacağımıza söz veriyoruz. Yaptıkları*mızın ve yapmamız gerekirken yapamadıklarımızın şerrinden Sana sığınıyoruz. Günahlarımızı Sana itiraf ediyoruz, verdiğin nimetleri de itiraf ediyoruz. Bizleri affet, affedici ve bağışla*yıcı ancak sensin.
Allah'ım,
Hayatın ve ölümün fitnesinden, cehennem*den ve bizleri Senin hoşnutluğundan uzaklaştı*racak her şeyden Sana sığınırız. Ya Rabbi, sapmaktan, sapıklığa sebeb olmaktan, ihti*lafa düşmekten, nifaktan, batılı savunmaktan, batıldan korkmaktan, acizlikten, zillete düş*mekten, insanların, cinlerin ve bütün yarattık*larının şerrinden Sana sığınırız. Allah’ım, faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doy*mayan nefisten ve kabul olmayan duadan yine Sana, her zaman Sana sığınırız.
Bizleri koru,
Bizlere hidayet et,
Bizlere yardım et,
Bizleri yalnız bırakma Allah'ım...
Bizi sensiz, Bizleri sensiz bırakma Allah'ım...

Yine Elbetteki bismillah elbetteki Allah diye başlıyoruz Sözlerimize. Onsuz başlanan her sözün bereketinin kesik olduğunu, yine biliyor ve bu bilinçle yine iman ediyoruz..

20 yy ikinci yarısında halktan gizlenen bazı Rabbani gerçekler Seyyid kutub , Mevdudi vb bazı alimlerin cehdleri ile kitlelere hızlı bir şekilde duyulma başlamış ve bu başlayış ile müslümanlar bildikleri bu Rabbani gerçekleri bulundukları yerlerden kitlelere anlatmaya tebliğ etmeye devam etmiş.

Bu gayretler kısa sürede meyvesini vermiş ve bu rabbani gerçekler müslümanlar arasına rahmete dolayısıyla vahdete meydan vermişti.

Doğru bir öncelik ve samimi bir gayretle başlayan bu çalışmalar meyvesini vermesine rağmen, daha sonraları tevhidi gelişimin keyfiyetini belirleyecek hedef ve istikamet konusunda ciddi sorunlar meydana gelmiştir.

Tevhidi anlayan,
tevhidi gerçeklere iman eden bu müslümanlar, daha sonra ne yapacaklar ve nasıl bir hedef istikametinde çalışacaklardır?
Elbetteki bunların belirlenebilmesi, öncelikle sağlıklı bir konum tesbitinde bulunmakla mümkündür. İşte bu noktada atalar dininin verdiği bir terbiye ile Kuranı kerime ve efendimizin sünnettine değil geleneksel fıkıh kitablarına yönelen müslümanlar, hangi konumda olduklarına ve ne yapmaları gerektiğine, bu fıkıh kitablarından cevab aramışlardır. Hepimizin bildiği gibi geleneksel fıkhı belirleyen imamlar, hiç devletsin kalmadıkları ve cahiliyyenin benimsediği bir toplumda yaşamadıkları için müslümanlara darulislam fıkhını açıklamışlar ve farazi olarak da, bir islam beldesi istila edilirse o günün müslümanlarına kıyamı emretmişler ve islam devletini yeniden tesis etmek için darulharp fıkhını vermişlerdir. Dolayısıyla asırlar önce ictihad kapısı kapandığına! ve farazi fıkhın uzandığı son nokta bu olduğuna göre, fıkıh kitablarına yönelen müslümanlar darul İslam ve darulharp olmak üzere iki ayrı secenekle karşı karşıya gelmişlerdir.

İşte bu yol ayrımında,
tevhidi ve tevhidi gerçekleri dikkate almayan çoğunluklar, yönetilen toplumların ''biz müslümanız'' demelerinden hareketle bulundukları ülkelere ''darulislam'' derlerken; inandıkları tevhidi gerçeklik açısından yönetilenlerden ziyade yönetenleri ve yönetim biçimlerini dikkatte alanlar ''darulharp'' demeyi tercih etmişlerdir. Tabiki bu darulharp tesbiti darulharp fıkhınıda bereberinde getirmiş ve öncelikli hedef darulharp fıkhını esas alarak islam devletini yeniden kurmak olmuştur. Nitekim bu hedef ve bu hedefi bir an önce gerçekleştirmek için yapılan illegal çalışmalar, kendilerine radikal denilen bu müslümanları yersiz, gereksiz, ham ve keyfiyetsiz oluşumlara, GİZLİ VE SİLAHLI YAPILANMALARA KADAR SÜRÜKLEMİŞ VE TOPLUMDA MARJİNAL KALAN BU MÜSLÜMANLARLA, uzun yıllardır batılılaşma sürecinden geçen insanların arasını ayırmıştır.

Benzer tevhidi gerçeklerle karşılaşmalarına rağmen, haklı ve geçerli nedenlerle bu radikal müslümanların yaptıklarını yanlış görenler ise aynı hedefe legal yollardan gitmeyi benimsemişler, bir kısmı islami kimliklerini gizliyerek kurumsallaşmayı ve kadrolaşmayı tercih etmişlerdir.
Kalkış noktasındaki gizli ve nihai hedefi islam devleti olmasına rağmen demokratik süreçte laikleşen VE ŞARTLARI DEĞİŞTİRMEKTEN ZİYADE ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞEN BU ÇALIŞMALARIN NETİCESİNDE İSE İSLAM DEVLETİ KURMAK BİR YANA ONBİLERCE YÜREK DEVLETİ YERLE YEKSAN OLMUŞ VE DEVLETE SAHİB OLMAK İSTEYEN MÜSLÜMANLAR, DEVLETTEN ÖNEMLİ , DAHA ÖNEMLİ, ÇOK DAHA ÖNEMLİ OLAN İSLAMİ KİMLİK VE KİŞİLİKLERİNİ KAYBETMİŞLERDİR..

Oysa uzun yıllardır cahiliyyenin yerleşip-köksaldığı toplumlarda yaşayan müslümanlara, şanı yüce rabbimiz legal yada silahlı olarak illegal yollarla devleti ele geçirme ve biran önce İSLAM DEVLETİ KURMA MÜKELEFFİYETİ VERMEMEKTEDİR.

İslami hareket konusunda 25 yılldır kuranı kerim araştırması yapan bir müslüman olarak kalbi bir mutmainlikle ifade ettiğimiz ve yüzlerce ayeti kerimelerle delillendireceğimiz bu yaklaşıma, meseleyi KURAN BÜTÜNLÜĞÜNDE DEĞERLENDİRMEYEN BAZI KARDEŞLERİMİZ, BİR KAÇ AYETİ KERİME ÖNE SÜREREL BİZE KARŞI ÇIKABİLECEKLERDİR.
halbuki kurani kerimde ''sizin dininiz size, benim dinim bana'' (109/6) yaklaşımından başlayıp ''fitne kalmayıncaya ve din yalnız allahın oluncaya kadar onlarla savaşın..(2/193)'' buyruğuna kadar gelişen çok uzun islami bir süreç vardır. Burada önemli olan ve gerekli olan doğru bir konum tesbitiyle meselenin kuran bütünlüğünde değerlendirilmesi ve birbirinden farklı merhalelerin fıkhını beyan eden ayeti kerimlerin, birbiriyle çelişiksiz olan hikmetli anlam bütünlüğünün anlaşılmasıdır.

Ayeti kerimelerden ziyade yaşanan realiteyi dikkatte alan bazı kimseler ise '' Bütün olumsuzlukların kökeninde, gayri islami devletler ve onların küfür icraatları vardır. Devlet destekli kültür faaliyetleriyle toplumlar değiştirildiğine, şirk ve küfrün esas alındığı batılılaşma süreci devlet eliyle yürütüldüğüne göre asıl hedef devlet olmalı, her ne pahasına olursa olsun islam devleti kurulmalıdır. sivrisineklerle tek tek uğraşmaktan ziyade bataklığa yönelmeli ve küfrün ana musluğu ele geçirilmelidir. Çünki islam devleti olduğu zaman insanlar hak ve hakikati daha rahat görür, Allaha kulluğu daha rahat yaşarlar'' demektedirler.
Kulağa mantıklı ve hoş gelen bu sözler,
İslama ve islamın öncelelikli kaynağı olan kurana göre boş sözlerdir. İslam devleti elbetteki güzel bir hedef ve ulaşıldığı zaman hem insanlar , hemde müslümanlar için rahmetli bir konumdur. Ancak Allaha kulluk, Rabbimizin taktiri istikametinde her konumda ve her şartta yaşanması gereken bir kulluktur. Nitekim şanı yüce rabbimide ilahi bir hikmet ve takdir gereği, bu konumu dönem dönem değiştirmekte ve gayrimüslimlerin iktidara gelmesine izin vermektedir. Burada önemli ve öncelikli olan içinde bulunulan durumu bir an önce değiştşrmeye çalışmak değil, bu konumun fıkhını yaşamak ve zor şartlarda da olsa Allaha kulluğu yerine getirmektir.

Fakat ne yazık ki İslam devleti hedefi,
bu hedefi önemseyen ve önceleyen müslümanları farklı konumlara sürüklemiş ve yaşamaları gereken kulluk fıkhından uzaklaştırmıştır. Oysa aynı hedef istikametinde legal ve illegal yolları benimseyen bu müslümanların böyle bir hedefi olmasaydı, bu müslümanların son yarım asırda islam adına neler yapacaklarını, nasıl bir kimliğe ulaşacaklarını ve insanları nereye davet edeceklerini düşünmek bile gönlümüze hüzünlü bir hoşluk ve içimizi burkan bir genişlik vermektedir. Çünki cahiliyyenin terleşip-köksaldığı toplumlarda Allaha kulluğun gereğini yaşamak isteyen müslümanlar, aşağıdaki soruları kuranı kerime göre cevablıyacak ve cevabları sırası ile yaşacaklardır,,

1- kurana göre nasıl inanmamız gerekir;
2- bu inanç ve itikadı esas alan kimlik ve kişiliğimizin nasıl olması gerekir?
3-Sahib olduğumuz inanç, kimlik ve kişiliğe göre nasıl yaşamamız , dünyaya, insanlara ve olaylara nasıl yaklaşmamız gerekir?
4-ilk üç maddede sırasıyla beyan edilen uhrevi kurtuluş yoluna, insanlar nasıl ve ne şekilde davet edileceklerdir?

NE KADAR AÇIK, NE KADAR SADE VE NE KADAR TEMİZ BİR YOL DEĞİL Mİ? bu yoldaki müslümanların ''müslüman'' sıfatından başka ismi olmadığı gibi, insanları allahdan başka davet etmeleri gereken bir merci, BİR ÖRGÜT, bir kurum, BİR PARTİ gibi başka bir devlet adredleride yoktur. Zincirleme bir rahmet reaksiyonu olan bu hareket, cahiliyyenin yerleşip-köksaldığı toplumlarda yaşayan müslümanların asla vazgecemeyicekleri ve kurani sorumluluk ile asla vazgecemiyecekleri bir harekettir. ÇÜNKÜ tüm insanlık için bir rahmet ve merhamet dini olan islam, ''önce vatan'' değil ''önce İNSAN'' demekte, kurum ve yapılardan önce insana değer vererek, insanın uhrevi kurtulunu öncelemektedir.

BÜYÜK DÜŞÜNMEYE ALIŞIK OLAN BAZI SABIRSIZLAR '' PEKİ SONRA NE OLACAK? BİZ BUNU MU SADECE BUNU MU YAPACAĞIZ?'' DİEYECEKLERDİR..

EVET,

SADECE BUNU YAPACAK SADECE BUNU YAŞACAĞIZ..

Kuranı kerimden aldığımız tavizsiz bir kimlik ve aydınlık bir kişilik ile bunu yaptığımız zaman, rahmet dolu bu davetimize insanların yeterli bir ilgisi ve icabeti yoksa zaten başka bir şey yapmamızada gerek yoktur. Çünki insanlık tarihi boyunca hakka sahib olanmüslümanlar, hakkı konuşmaktan yana olurken; hak gerçeklik karşısında aciz kalan cahiliyye mensupları ise söz karşısında silaha sarılan, konuşmayı değil zor ve baskı yöntemlerini önceleyenkesim olmuştur..
Dolayısıyla yukarıda 4 madde olarak verdiğimiz Allaha kulluk daveti halk arasındakabul görüp, ciddi bir şekilde yaygınlaştığı zaman, bu rahmet sürecindeki ve davet fıkhındaki değişiklik, müslümanların tercihine değil cahiliyyenin müdahalesine göre olacaktır. Tabiki böyle bir dönemde şartlar değişmekte, müslğmanlar saldıran değil saldırılan taraf olmakta ve haksız saldırılara uğrayan müslümanlar KAMU VİCDANI BÜTÜNLEŞMEKTEDİR..

HER NEYSE,

DİYEREK BU KONUYU KAPATMAK İSTİYORUZ.. ÇÜNKÜ KURANI KERİMDEN ALIDIĞIMIZ BU GERÇEKLERİ DİLE GETİRİRKEN, ÜLKEDEKİ VE DÜNYADAKİ MÜSLÜMANLARIN DURUMUNA BAKIYOR VE HÜZÜNLÜ BİR FISILTI İLE ''BİZ, KİMLERE NE ANLATIYORUZ Kİ?'' DİYORUZ.

NEYSE BEYLER SİZ ESNİYEREK OKUMAYA DEVAM EDİN!!

BİZ YİNE GÖNLÜMÜZE YÖNELİYOR VE GÖMLÜMÜZDE OLAN GÜZEL BİRMÜSLÜMANIN ANLAMLI BİR MISRASINA- GERÇEKLERDE GÖZLERİMİZ DOLARAK NEFES VERİYORUZ..

''BİR HİLAL UĞRUNA YA RAB, NE GÜNEŞLER BATIYOR!..''

(alagaş'ın eserlerinden derlenmiştir.. )
 
M Çevrimdışı

muhammedziya

Üyeliği İptal Edildi
Banned
islami harekette legal illegal diye bir şey yok
her duruma göre farklı yöntemler sunar islam
böyle kulağı ters eliyle göstermenin anlamı yok...
kısır bir tartışma mehmet alagaştan beklemezdim doğrusu..
 
maxsimilyan70 Çevrimdışı

maxsimilyan70

Üye
İslam-TR Üyesi
islami harekette legal illegal diye bir şey yok
her duruma göre farklı yöntemler sunar islam
böyle kulağı ters eliyle göstermenin anlamı yok...
kısır bir tartışma mehmet alagaştan beklemezdim doğrusu..

Sevgili Kardeşim, Ne diyorsun anlıyamadım?
''İslami harekette legal, illegal hareketler yok diyorsun.'' Bizde onu diyoruz yok zaten, islam nasıl Rabbani bir din ise bu dinin metoduda Rabbanidir.
Kulağı ters eliylede gösterdiği ve gösterdiğimiz yok kardeşim.İnşaAllah, demek istediğinizi anlatırsanız, belki yardımcı olabiliriz.
Kısır bir tartışma değil, Öze dönüş, özle birlikte kuran ve sünnet'te dönüş çağrısı.
 
M Çevrimdışı

muhammedziya

Üyeliği İptal Edildi
Banned
yazıdan anladığım kadar alagaş ne legal nede illegal oluşum kabul etmemektedir

kurulacak her birliktelik ya legal yada illegal olacağından
hiç birleşmeyin demeyemi getiriyor

islami metod bir önder ve etrafında şura demektir
buda dünyanın hemen heryerinde illegaldir

eee ne anladık
öteki kavramlar üzerinden konuşursak kulağı tersten göstermeye devam etmiş olacağız....

yani kavram müslümanlığı yapıp,
islamı yaşıyor görünmeye devam edecez.......
 
maxsimilyan70 Çevrimdışı

maxsimilyan70

Üye
İslam-TR Üyesi
yazıdan anladığım kadar alagaş ne legal nede illegal oluşum kabul etmemektedir

kurulacak her birliktelik ya legal yada illegal olacağından
hiç birleşmeyin demeyemi getiriyor

islami metod bir önder ve etrafında şura demektir
buda dünyanın hemen heryerinde illegaldir

eee ne anladık
öteki kavramlar üzerinden konuşursak kulağı tersten göstermeye devam etmiş olacağız....

yani kavram müslümanlığı yapıp,
islamı yaşıyor görünmeye devam edecez.......

Sevgili Kardeşim, bir önceki yorumunuzda islamda ''lagal ve illegal hareketler yoktur'' derken şimdidi her hareket illegal olacaktır diyorsun. Bence daha dikkatli okumamız ve gelişi-güzel yaklaşımlardan kurtulmamız gerekmez mi?
Ve legal ve illegalden ne anladığınızı iyi anlayın, İçinde bulunulan durum darulharp olsa idi elbette illegal yapılanmaları teyit edebilecek ve bizde destek verebilektik, fakat içinde bulunulan durum ne darulislam, nede darulharp.. İçinde bulunduğumuzun konumun ismine kuranı kerim; darulcahiliyye demekte, ve darulharpte muhatablar kafirler iken, darul cahiliyyede muhatablar gayrimüslimlerdir. Kuranı kerimin her iki kesimede yaklaşımı farklılık arzetmektedir. en barizinden kafirlere sert yaklaşırken, cahilliyede yaşayanlara yumuşak yaklaşmakta ve fark yüzlerce ayet-i kerimde belirmekte..

Bunun yanında Sünnetullah gerçeğinide idrak etmenizi istiyorum. Rabbimiz bizi; Allahın helakı ile korkutucu ve uyarıcı vasfı ile göndermekte, insanları Allah ile (Allahın sünnetullahı) ile değilde kendileri ile silahları ile korkutanlar, Rabbani metoda ters hareket etmekte ve sünnettullah gerçeğini kavrayamamaktadırlar.

Rabbimiz davet toplumun geneli ulaşırsa ve insanlar apaçık uyarılırlarsa ve halada küfürlerinde diretirlerse o kavmi helak edeceğini bildirmekte. Bunları daha önceki makalelerle hep anlatmaya çalışıyoruz fakat arkadaşlar esniyerek okumaya ve bildiklerini yapmaya devam ediyorlar.

“Biz hangi memleketi helak ettikse, muhakkak onların halkını uyaranlar olmuştur. Onlara öğüt verilmiştir. Biz zulmetmiş değiliz.” Şuara: 26/208-209.

“Biz refah içinde şımanp azgınlaşan nice ülkeleri helak ettik. İşte meskenleri ki, kendilerinden sonra bunların pek azında oturulabilindi. Varis olanlar biziz. Senin Rabbin, ana merkezlerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe ülkeleri yıkıma uğratıcı değildir. Biz ancak halkı zulmetmekte olan ülkeleri helak ederiz.”Kasas: 28/58-59.


“Biz, bir ülkeyi yıkıma uğratmak islediğimiz zaman, oranın nimet ve refahtan şımarmış elebaşlarına emirlerimizi bildiririz. Onlar ise onda (emirlerimizde) bozgunculuk yaparlar. Artık onun üzerinde hüküm hak olur ve o ülkeyi kökünden helak ederiz.” İsra: 27/16.
 
Üst Ana Sayfa Alt