Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Madde de gerçektir

M Çevrimdışı

Mehmo

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ruhçu öğreti ve onun izinden giden tüm oluşumlar aslında maddenin bir hayalden, bir ilizyondan ibaret olduğunu iddia ederler hep.

Buna kanıt olarak öne sürdükleri şeylerden ilki maddenin aslında enerjiden oluştuğu, maddenin kökenine inilirse enerji dalgalanması vb. şeylerle karşılaşacağımızı söylemeleridir. Bir de işin içine ışığı falan sokarlar, akılları sıra maddenin aslının ilizyon, dumani ve hayaletvari bir şey olduğunu ispatlarlar.

Ama hesaba katmadıkları bir şey var, enerji denilen şey de madde dışı bir şey değildir. Madde onun konsantre haliyse, enerji ise maddenin dağınık ve değişik halidir. Işık denilen şey de maddeden başka bir şey değildir. Yani maddenin kökenine inilince yine karşımıza madde ve gerçeklik çıkmakta.

Maddeyi hayal zannedenlerin öne sürdükleri ikinci delil ise, madde âleminin aslında duyu organlarımızın oyunları sonucu varmış gibi algılandığını belirtmeleridir.

Eğer biz bir şeyi görüyorsak o şey var olduğu için değil, gözümüz öyle algıladığı için gördüğümüzü, eğer bir şeyi duyuyorsak aslında yine kulak adlı alıcımızın yarattığı şeyi algıladığımızı söylerler.

Yine burada hesaba katmadıkları bir şey var. Eğer söyledikleri gibi madem onlar gerçek değil, alıcılarımızın oluşturduğu bir ilizyon hepsi. Öyleyse niye bir alıcımız bozulunca hemen tamire yani tedaviye koşuyoruz. Madem alıcılarımın oynadığı oyun bütün bunlar öyleyse bir şaşının objeleri çift görmesi de, sağlıklı bir gözün tek görmesi kadar normal ve sağlıklıdır. Öyleyse neden sağlıklı gözün gördüğü teki kabul ediyorsunuz da şaşı gören gözü "sağlıksız" ve yanlış görüyor kabul ediyorsunuz.

Veya niye kataraktlı bir gözün ışıkların etrafında hale görmesini "sağlıksız" ve "yanlış" kabul edip tedaviye başvuruyorsunuz. Madem gerçeklik denilen şey alıcılarımızın ilizyonundan ibaret niye bu durumu "hatalı" kabul edip ameliyatlara, ilaçlara veya bitkisel kürlere başvuruyorsunuz.

Yine aynı şekilde kulağı ağır işiten birini niye "sesleri sağlıklı bir şekilde işitemiyor" deyip tedavi etmeye kalkıyorsunuz.

Nedenini ben söyleyeyim. Çünkü madde gerçektir ve ilizyon değildir. Öyle alıcılarımızın oyunu falan hiç değildir ve evrensel değişmez ölçüleri vardır. Bu yüzden bu ölçüleri sağlıklı bir şekilde algılayamayınca, madde gerçekliğini sağlıksız bir şekilde algıladığınızı anlıyor ve hemen tedaviye koşuyorsunuz. Eğer madde bir hayal olsaydı buna gerek kalmazdı. Maddenin gerçekliği sabittir ve kişiden kişiye değişmez. Tabii alıcılarınızda bir bozukluk yoksa.

Şimdi vereceğim ayetler konumuzla doğrudan ilgili değil. Çünkü birinci anlamları, Allah`ın gönderdiği ayetleri ve peygamberleri yalanlayanları eleştirmekte. Kendilerine getirilen apaçık kanıtlara rağmen sapkınlıklarını sürdürenlerden bahsedilmekte.

Yalnız ayetlerin apaçık birinci anlamlarını kabul ettikten sonra, ayetlerin işaret ettiği başka anlamlara da kafa yorabiliriz öyle değil mi? Tabii bizim yükleyeceğimiz bu ikincil ve üçüncül anlamlar birer iddia ve varsayım olmaktan ileri geçemeyecektir. Bu yüzden şimdi bu söyleyeceklerimi sadece "bir beyin jimnastiği" olarak kabul ediniz lütfen. Bunun dışında bir amacım yok.

—Sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik, onlar da onu elleriyle yoklasaydılar, muhakkak o küfürlerinde inat edenler yine "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir. " diyeceklerdi. (Enam Suresi 7. ayet)

Bu ayetin açık anlamı dışında başka işaretlerine bakacak olursak; size apaçık bir şekilde alıcılarınızla algılayabileceğiniz fiziksel şeyler sunduğumuz halde sizler bütün bu gerçekleri bir ilizyon ve hayal kabul etmekte ısrar ediyorsunuz anlamına da gelebilir mi?

-"İşte bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş!" diye.


—Bu da mı sihir, yoksa siz görmüyor musunuz? (Tur suresi 13 ve 14. ayetler)

Yine bu ayetin birinci açık anlamı dışında beyin jimnastiği yapacak olursak; işte madde âlemine hep bir hayal, hep bir ilizyon dediniz durdunuz, şimdi tadın şiddetli ateşin azabını bakalım görün madde gerçekmiymiş yoksa ilizyon mu? Anlamında da dolaylı bir uyarı içeriyor olabilir mi acaba?

Tur Suresi 44. Ayet: Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler `Birbiri üstüne yığılmış bir bulut" diyecekler.

Kamer Suresi 2. Ayet: Hala bir mucize görseler, yüz çevirip: "Süregelen bir sihir!" derler.

Bu ayetlerde de, birinci anlamları dışında, acaba madde âlemini bir ilizyon olarak gören ve "maddenin kökeninde üst üste yığılmış enerji dalgalanmaları" falan var deyip gerçekliğini inkâr etmeye kalkanlara bir uyarı olabilir mi?

-Hem görsen onları, Rablerinin huzuruna durdukları zaman! O: "Nasıl şu gördüğünüz gerçek değil miymiş? " diyecek, onlar da: "Evet Rabbimiz hakkı için gerçek!" diyecekler. O zaman: "Küfrettiğinizin cezası olarak azabı tadın!" buyuracak. (Enam Suresi 30 ayet)

Yine bu ayette birinci ve gerçek anlamda şüphesiz ki kâfirlerin dini inkârlarının sonucu yaşadıkları hüsran anlatılıyor. Ama yine ayetlerin birinci anlamı dışında beyin jimnastiği yapacak olursak, dolaylı da olsa, madde âlemini tüm ispatlarına rağmen bir ilizyon kabul edenler eleştiriliyor olabilir mi?

Dediğim gibi bütün bu ayetleri yazmamdaki neden zihin egzersizi yapmak sadece. Zaten ayetlerin ikincil ve üçüncül anlamları için çıkıp da kimse kesin olarak "şu şöyledir" diyemez. Diyenler yanılgı içerisindedir.

Fakat bazı ayetler doğrudan da, maddenin-yaratılmışların gerçek olduğu bilgisini bizlere vermektedir:

AHKAF

3. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak gerçek ile ve belli bir süreye göre yarattık. İnkar edenler, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

ANKEBUT

44. Allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır


Allah "gerçek"-"hak" olarak yarattığını da belirtiyor ayetlerinde.

Ayrıca bazı ayetlerinde yarattığı varlıklar üzerine yemin ediyor. Örneğin:

TIN

1. Yemin olsun incire, zeytine,

2. Tûr-i Sîna`ya,

3. Ve şu güvenli kente ki,


Rabbimiz bir hayalin üzerine yemin etmez. Gerçekler ki üzerlerine yemin etmekte.


Kısacası ruhçu öğretinin insanlara benimsetmeye çalıştığı "herşey algılarımızın bir oyunu, gerçekte madde bir hayalden ibarettir" inancı doğru değildir.

Yine her zaman ki gibi ruhçuluk, insanları yanlış inanışlara ve hatta inkara yönlendirmek için çırpınmaktadır.

Bunu fark etmenin yolu yine "yalnız Kuran" deyip İslam`a yönelmekten geçmektedir



Selam ve sevgiler.
 
M Çevrimdışı

Mehmo

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ramtha adlı kitaptan alıntı:

"Bu hayat tümüyle bir oyun; bir ilizyondur."

Ra Bilgileri adlı kitaptan alıntı:

"Ama sizin illüzyonunuzun..."

Mevlana'nın divan-ı kebir adlı kitabından alıntı:

"Hakikatte senin gördüğün ben değilim, ben bir hayalden, bir gölge varlıktan ibaretim!"

"Dünyada görülen bütün varlıklar, insanlar, bitkiler, hayvanlar, balıklar, kuşlar bunların hepsi de birer nakıştan, hayalden ibarettir."

"
Ey zavallı insan! Senin varlığın Hakk'ın varlığı önünde yoktur. Yoktan ibarettir. Sen var gibi görünen bir yoksun.
îşte bu hakîkati anlarsan şaşılıktan kurtulursun. "
 
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Gerçek manâda kullanıldığı zaman tam bir akıl tutulması cidden senin attığın örneklerden de görüyoruz,ama bizim tevhid ehlinden falan birisi böyle bişey derse o dünya ve içindekilerin bir gün yok olacağına dikkat çekmek için demiştir ya,bir nevi söz sanatı gibi teşbih gibi düşün. Bu gibi ifadeler gerçekten dediğin gibi saçma bir felsefi akıma da işaret edebilir,dünyanın faniliğine dikkat çekmeye de işaret edebilir abi :unsure:
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Muhterem kardeşim niyetini bilemem ama, kaynaklarına dikkat et ve muhatabını(bizleri) tanı..

Önceki paylaşımlarınla birlikte değerlendirdiğimde;

•Hiçbir konunun selam ile başlamadığını gördüm, bunun anlamı nedir?

•Teheccud namazı ve akşam namazının son sunneti ile ilgili mesajlarından anladığım kadarıyla sunnet inkarcısı da değilsin, lakin "İslam'da canlıların ruhu yoktur" diye açtığın konu ve "ruhçu öğretiler" gibi yaptığın genelleme Kur'an'a da sunnete de aykırıdır!

•Şimdiki konuda da muhatabların yani bizler, tasavvufçuymuşuz gibi yaklaşımların olmuş.. Bizler ruhu inkar etmeyiz, diğer gerçekleri de inkar etmeyiz!
Gerçekleri inkar edenlerle alakalı olarak şu konuya bakabilirsin;

•Bazı fasıkların uydurmalarına karşı çıkayım derken, sahihleri de inkar eden murtedlerin tuzağına düşmemeni tavsiye ederim..

•Son olarak şunu söyleyeyim:
Eğer İslam'ı öğrenmek ve yaşamak istiyorsan; Kur'an'a, sahih hadislere, ashâba ve ihsan ile takib eden mu'minlerin cumhuruna uymaktan başka hayırlı yol yoktur!
 
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhterem kardeşim niyetini bilemem ama, kaynaklarına dikkat et ve muhatabını(bizleri) tanı..

Önceki paylaşımlarınla birlikte değerlendirdiğimde;

•Hiçbir konunun selam ile başlamadığını gördüm, bunun anlamı nedir?

•Teheccud namazı ve akşam namazının son sunneti ile ilgili mesajlarından anladığım kadarıyla sunnet inkarcısı da değilsin, lakin "İslam'da canlıların ruhu yoktur" diye açtığın konu ve "ruhçu öğretiler" gibi yaptığın genelleme Kur'an'a da sunnete de aykırıdır!

•Şimdiki konuda da muhatabların yani bizler, tasavvufçuymuşuz gibi yaklaşımların olmuş.. Bizler ruhu inkar etmeyiz, diğer gerçekleri de inkar etmeyiz!
Gerçekleri inkar edenlerle alakalı olarak şu konuya bakabilirsin;

•Bazı fasıkların uydurmalarına karşı çıkayım derken, sahihleri de inkar eden murtedlerin tuzağına düşmemeni tavsiye ederim..

•Son olarak şunu söyleyeyim:
Eğer İslam'ı öğrenmek ve yaşamak istiyorsan; Kur'an'a, sahih hadislere, ashâba ve ihsan ile takib eden mu'minlerin cumhuruna uymaktan başka hayırlı yol yoktur!

Müslümanlara herhangi bir yaftadan ziyade genel olarak bu düşüncede olanlara yazmış Allahu alem,çünkü örnek gösterdiği yazarlar arasında kendini islama nispet etmeyenler de var,bizlere ofansif bir yaklaşım göremedim ben abi ya :unsure:
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Müslümanlara herhangi bir yaftadan ziyade genel olarak bu düşüncede olanlara yazmış Allahu alem,çünkü örnek gösterdiği yazarlar arasında kendini islama nispet etmeyenler de var,bizlere ofansif bir yaklaşım göremedim ben abi ya :unsure:
Öncelikle şunu belirteyim;
Vahdeti vucud/şuhudculara cevaben iyi bir konu ve içerik olabilir, lakin ruhu ve kabir azabını inkar olayı bizi de karşı bir cebheye almaktadır..

İlk konusunda; insanların ruhları olduğuna ve kabir azabının varlığına inanan kişilere(bizlere) ruhları ve kabir azabını inkar eden evhamları getiren kişinin gözünde tasavvuftan pek farkımız yoktur herhalde..

Yine bu konuda "ruhçu öğreti" diye başlayıp "izinde giden tüm oluşumlar" şeklinde devam etmesi ve en son eklediği mevlana örnekleri bizimle alakalı olmadığı halde bize hitab özelliği taşımakta gibi..

Yani hem kaynağı yanlış hem de bu ithamları yönelttiği kitle yanlış..
 
salticidae Çevrimdışı

salticidae

lessismore
İslam-TR Üyesi
Maddeler enerjinin farklı halleridir. Kilonova patlamalarından saçılan maddelerden altın, demir, oksitten oluşan gezegenler bile oluşuyor. Hatta elmas dediğimiz şeyden oluşan dünya kadar gezegenler var.
 
salticidae Çevrimdışı

salticidae

lessismore
İslam-TR Üyesi
Dünya genelinden haberin yok, rmin ol Müslümanlar diğerlerine kıyasla yeni yorumlara en açık topluluklar diyebilirim. Hristiyanların ruhban sınıfıyla takılsan beynin yanar.
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
maddenin gerçek olması onun parçacıklardan ,parçacıkların da enerji dönüşümünden olduğu gerçeğini değiştirmez , bahsettiğiniz ise sicim teorisidir onun da mantığa uygunluğu dışında bir delili yoktur , ışık konusunda önce bir çift yarık deneyini sonra geciktirilmiş halini araştırın hatta yapabiliyorsanız o deneyi kendiniz yapın bir şeyin veya oluşun öncesi nedir sonrsı nedir karmakarışık bir hal almaktadır.

blok zaman evren zaman teorisin de ise zaten madde enerji ayrımı yoktur . herşey olup bitmiş durumdadır sadece zamandaki oynama sebebi ile bir sıra halinde olayları ve oluşları görmekteyizdir bu üzden enerji ve maddeyi farklı algılamaktayızdır.

fizikçilerin kimilerinin illüzyon dedikleri şey burada devreye girer . çünkü bu teoriye göre zaten herşey olmuş bitmiş bir bütünlüktedir hatta neden sonuç ilişkisi de tersine işler sonuçlar nedenleri oluşturur derler çünkü oluşlar bizim algıladığımız zaman akışına göre bizi sonuca yani bütüne götürmek için oluşur .

bunlar aşşağııdakilerle örtüşmektedir ancak bu böyledir diyecek değilim allahu alem .

(1) Ebu Azze anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette ölmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir şeye dedi- muhtaç kılar."
Tirmizi, Kader 11, (2148).

(2) Her şey bir kadere (ölçü ve plana) göredir...” (Müslim, Kader, 18; Muvatta’, Kader, 1)

(3)“Sizden hiçbir kimse ve hiçbir canlı yoktur ki cennet ve cehennemdeki yeri ile saîd (mutlu) veya şakî (bedbaht) olduğu yazılmış olmasın...” (Buhârî, Cenâiz, 82; Müslim, Kader, 6)

(4) Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Baki'u'l-Ğarkad'da idik. Derken yanımıza Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra:
"Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!" buyurdular. Cemaat:
"Ey Allah'ın Resûlü, dedi. Öyleyse hakkımızda yazılana itimad edip ona dayanmayalım mı?"
"Çalışın, buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekâvet ehli olanlar da şekâvet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır!"
Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).
Buhari, Tefsir, Leyl, Cenaiz 83, Edeb 120, Kader 4, Tevhid 54; Müslim, Kader 6, (2647); Ebu Davud, Sünnet 17, (4694); Tirmizi, Kader 3, (2137), Tefsir, Leyl, (3341).

sonuç olarak bizler zamana bağlı varlıklarız el evvel el ahir olan Allahtır^bu yüzden yukardaki hadislerde bahsedileni algılamaya çalışmak boşuna çaba sadece kabul etmek gerekir: bu yüzden ne kaderimizi algılayabiliriz ne de hangi sonucun bize n e yaptıracağını .

ayrıca algılarımız yaratılışımızla sınırlıdır , gözümüz farklı ışık dalga boylarını görecek şekilde yaratılsaydı göreceğimiz şeyler böyle çeşitlenecekti. bizim gözümüzün bozulduğuna inanmamız aşşağıdaki görüntülerin gerçekliğini ortadan kaldırmaz .

29139
 
Üst Ana Sayfa Alt