Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Maide 105 Uzerine Derin Sekilde Dusunebilmeyi Becerebilmek!!!!

H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
105- Ey müzminleri Siz kendinize bakın. Siz doğru yolu bulursanız, o sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman yaptıklarınızı size haber verecektir.

Bu buyruğa dair açıklamalarımızı dört başlık halinde sunacağız: [361]



1- Bu Âyetin Bir Önceki Buyruklarla İlişkisi:


İlim adamlarımız derler ki: Bu âyetin bundan önceki buyruklarla ilişkisi, sakındırılmask gereken şeylerden sakındırmak yönü iledir Bu da bundan önce nitelikleri geçmiş bulunan ve dîni hususunda atalarının ve geçmişlerinin taklidine yönelen kimselerin durumudur.

Âyetin zahiri, kişinin bizzat kendisi dosdoğru olması halinde iyiliği emredip münkerden alıkoymanın, vaeib olmadığına ve hiçbir kimsenin başkasının günahı dolayısıyla sorumlu olmayacağına delâlet etmektedir. Şayet sünnet-i seniyyede bu âyetin tefsirine dair varid olmuş buyruklar ile, ashabın ve tabiinin sözleri -yüce Allah'ın yardımıyla biraz sonra açıklayacağımız gibi- vârid olmasaydı, anlam bu olacaka. [362]



2- Kişinin Kendisine Bakmasının Anlamı:


Yüce Allah'ın: "Siz kendinize bakın" buyruğu kendinizi masiyetlerden koruyun, elemektir. Meselâ; Zeyd'e dikkat et, denilecek olursa bu Zeyd'i kolla, gözet, ondan ayrılma, demektir. Ancak, (muhatap değil de) gaib siga-sıyla: Zeyd'e dikkat etsin, gözkulak olsun şeklinde bir tabir (Arap-çada) kullanılamaz. Çünkü, böyle bir ifade ancak muhataplara ve üç lafız (kelam, söz) ile söylenir. ise, Zeyd'i tut, anlamındadır.İfadesi deAmr yanındadır, huzuruna gelmiştir, anlamındadır, Zeyd senin yanındadır, sana yakındır anlamlarına gelir. Şair de şöyle demiştir:

"Ey kovayı doldurmak için kuyunun dibine inmiş adam; İşte benim kovam senin yanındadır."

ifadesi ise, şâz (kullanımı istisnaî) dır. [363]



3- İyiliği Emredip Kötülükten Sakındırmanın Gereği:


Ebu Dâvud, Tirmizî ve başkaları, Kays b. Ebu Hazımdan şöyle dediğini-n-vayet ederler: Ebu Bekir es-Sıddik (r.a) bize bir hutbe iraU edip dedi ki: Siz. şu âyeti okuyor ve onu doğru olmayan bir şekilde te'vil ediyorsunuz: "Ey İman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolu bulursanız o sapanlar size zarar veremez." Hiç şüphesiz ben de Rasulullah (sav)'ı şöyle buyururken dinledim: "Muhakkak ki insanlar zalimi gördükleri takdirde, eğer ellerini yakalamaz ve zulümden çekmez iseler, aradan fazla bir zaman geçmeksizin Allah kendi nezdinden onların hepsini kuşatacak bir azap gönderir." Ebu İsa (et-Tirmizî) dedi ki: Bu, hasen, sahih bir hadistir.[364]

İsbâk b. İbrahim dedi ki: Ben, Amr b. Ali'yi şöyle derken dinledim: Ben, Vekî'i şöyle derken dinledim: Ebu Bekir'den, o Peygamber (sav)'dan yoluyla, sahih tek bir hadis dahi yoktur. Ben (İshâk b. İbrahim) derim ki : İsmail b. Ebi Halidin Kays yoluyla sahih lek bir rivayeti dahi yoktur.[365] (İshak b- İbrahim der ki: İsmail, Kays'dan mevkuf olarak rivayet etmiştir. en-Nakkâ;i da der ki: Bu, Vekî'in bir aşırılığıdır (Çünkü), bu hadisi Şu'be, Süf'yan'dan, İshâk da İsmail'den merfu' olarak rivayet ettiği gibi, Ebu Dâvud, Tirmizîve başkaları da Ebu Umeyye eş-Şa'banîden rivayet etmektedirierr eş-Şa'bânî dedi ki: Ebu Salebe el-Huşenî'ye varıp dedim ki: Serî şu âyeti nasıl anlamaktasın? O: Hangi âyet dîye sorunca, ben de: Yüce Allah'ın: "Ey müzminler siz kendinize bakın. Siy. doğru yolu bulursanız, o sapanlar sîze zarar veremez" buyruğu dedim. Şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki, sen bu hususta bilen birisine sordun. Ben de bunu Rasulullah (savVa sordum, dedi ki: "(Anladığınız gibi yapmayın). Aksine, birbirinize iyiliği emredin, kötülükten sakındırın. Nihayet kendisine itaat olunan bir cimrilik, ardından gidilen bir heva, tercih olunan bir dünya ve her kişinin kendi görüşünü beğendiğini görecek olursan, o takdrrde özel olarak kendine bak ve umuma ait işlerle uğraşmayı bırak. Çünkü, şüphe yok ki, ileride öyle günler gelecek ki, o günlerde sabretmek, avuçta ateş tutmak gibidir. O günlerde (hayırlı) amellerde bulunan kimseler için sizin ameliniz gibi amel yapan elli kişinin ecri kadar ecir verilir." Bir rivayette de şöyle denilmektedir: Ey Allah'ın Rasulü, bizden elli kişinin mi, yoksa onlardan elli kişinin mi ecri kadar? Hz. Peygamber: "Hayır, sizden elli kişinin ecri kadar..." diye.buyurdu, Ebu İsa dedi ki: Bu, hasen garip bir hadistir.[366]

' İbn Abdi't-Berr der ki: Hz. Peygamberin: "Hayır, sizden..." ifadesini, kimi raviler ifâde etmemiş ve onu zikretmemişlerdir. Bu, daha önceden geçmiş bulunmaktadır

Yine Tirmizî Ebu Hureyre'den, o da Hz. Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir; "Sizler, öyle bir zamanda yaşıyorsunuz kiv sizden kendisine emrolunan şeylerin ondabirini terk eden olursa helak olur. Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki, onlardan emrolunduğunun ondabirini yapan kurtulacaktır" (Tirmizt.) der ki; Bu, garip bir hadistir.[367]

İbn Mes'ud'dan da şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bu zaman, bu âyetin zamanı değildir. Sizden kabul olunduğu sürece hakkı söyleyiniz. Eğer söylediğiniz hak reddolunacak olunsa, o vakit kendinize bakınız.[368]

İbn Ömer'e, fitne zamanlarından birisinde şöyle sorulmuş: Keşke şu günlerde söz söylemeyi bırakıp da iyiliği emredip kötülükten sakındırmasan. Şu cevabı verdi: Rasulullah (sav) bize dedi ki: "Hazır bulunan, hazır büiunmı-yana tebliğ etsin." Bizler ise hazır bulunduk. O bakımdan size tebliğ etmemiz gerekir. Yakında öyle bir zaman gelecek kir dönemde hak söylenecek olursa kabul olunmayacaktır. Bir rivayette de Hz. Peygamber'in: "HazLr bulunan kimse hazır bulunmayana tebliğ etsin" buyruğundan sonra şöyle demiştir: işte hazır bulunanlar bizlerdik, Kazır bulunmayanlar da sizlersiniz. Fakat, bu âyet-i kerime bizden sonra gelecek bir takım kavimler içindir ki, onlar hakkı söyleyecek olurlarsa onlardan kabul olunmayacaktır.[369]

İbnü'l-Mübarek der ki: Yüce Allah'ın: "Siz kendinize bakın" buyruğu bütün mü'minlere bir hitaptır. Yani, siz kendi dininize mensup olanlara bakınız, onlara dikkat ediniz. Yüce Allah'ın: "Kendinizi öldürmeyiniz:" buyruğu gibidir. Sanki, biriniz Ötekine iyiliği emretsin ve biriniz diğerini kötülükten alıkoysun, demiş gibidir. O bakımdan bu buyruk, iyiliği emredip münkerden alıkoymanın vücubuna bir delildir. Bununla birlikte müşriklerin, münafıkların ve kitap ehlinin sapıklıklarının size bir zararı olmaz. Çünkü, iyiliği emretmek, -önceden de geçtiği gibi- müslüinanlardan olup isyankâr kimselere yapılır. Bu anlamda bir açıklama, Said b. Cübeyr'den de rivayet edilmiştir.

Said b. el-Müseyyeb ise der ki: Âyet-i kerimenin anlamı şudur: Siz, iyiliği emredipv münkerden alıkoyduktan sonra, hidayet bulduğunuz takdirde, sa-pıtanların size hiçbir zararı olmaz.

İbn Huveyzimendad der ki: Âyet-i kerime insanın özel olarak kendisiyle uğraşmasını, İnsanların kusurlarına el atıp onlarla uğraşmayı terk etmesini, onların gizli hallerini araştırmaktan vazgeçmesini ihtiva etmektedir. Çünkü, onlar onun durumunun iç yüzünü sorup araştırmadıkları gibi, o da. onların durumları hakkında sorup araştırmaya kalkışmasın. Bu da yüce Allah'ın: "Herkes kazandıkları karşılığında rehin alınmıştır" (ei-Müddesir, 74/38) ile: "Hiçbir günahkâr bir başkasının günahım yüklenmez" (ei-En'âm, 6/164) buyruklarım andırmaktadır. Peygamber (sav)'ın da şu buyruğuna benzemektedir: "O takdirde evinde otur ve yalnız kendi nefsine bak."[370]

Bununla iyiliği emredip, münkerden sakındırmanın mümkün olmayacağı bir zamanı kastetmiş olması da mümkündür. O takdirde kalbiyle o münke-ri reddeder ve bizzat kendisini ıslah etmekle meşgul olur.

Derim ki: İbn Lehîa tarafından rivayet edilen garip bir hadis vardır: İbn Le-hia dedi ki: Bize, Bekr b. Sevâde el-Cüzami anlattı. Bckr, Ukbe b. Âmir'den şöyie dediğini nakletti: Rasulullalı (sav) buyurdu ki: "İkiyüzüncü yılın başı oldu mu, artık hiçbir İyiliği emretme, hiçbir münkerden sakındırma ve bizzat kendine bak."

İlim adamlarımız derler ki: Hz. Peygamberin bunu söyleyiş sebebi, zamanın değişmesi, hallerin bozulması ve yardımcıların azlığından dolayıdır.

Cabir b. Zeyd dedi ki: Âyet-i kerimenin anlamı şudur; Ey şu Bahîra'nın kulaklarını yaran ve Sâibe develeri başıboş bırakanların evlatları, din üzere istikamet hususunda siz kendinize bakın. Siz hidayet bulduğunuz takdirde, geçmişlerin sapıklıklarının size bir zararı olmaz. (Cabir) der ki: Kişi İslama girdi mi, kâfirler ona şöyle derlerdi: Böylelikle alalarını beyinsizlikle suçlamış oldun, onîann sapık olduklarını iddia ettin ve şunu şunu yaptın. Bunun üzerine yüce Allah bu sebepten dolayı bu âyet-i kerimeyi indirdi.

Şöyle de denilmiştir: Âyet-i kerime, öğüt vermenin kendilerine hiç bir fayda sağlamadığı hevâ ehli kimseler hakkındadır. Sen bir topluluğun öğüdünü kabul etmeyecekleri, aksine onu hafife alıp kötülüklerini açtktan yapacaklarını bilecek olursan, sesini çıkarma.

Yine şöyle denilmiştir: Âyet-i kerime, bazıları irtidat edecek noktaya gelinceye kadar müşriklerin işkenceye tabi tuttukları esir kimseler hakkında nazil olmuştur, islam üzere kalmaya devam edenlere de: Siz kendinize bakınız. Arkadaşlarınızın irtidat etmelerinin size bir zararı olmaz, denilmektedir.

Said b. CÜbeyr der ki: Âyet-i kerime kitab ehli hakkındadır.

Mücahid de der ki: Ayet-1 kertme yahbdi, hıristiyan ve onlara benzeyen kimseler hakkındadır. Onlar bu kanaatleriyle âyetin anlamının şu olduğunu kabul etmiş oluyorlar: Cizyeyi ödemeleri şartıyla kitab ehlinin küfürlerinin size bir zararları olmaz.

Şöyle de denilmiştir: Bu âyet-i kerime, iyiliği emredip, münkerden alıkoymayı, yasaklayan buyruklarla nesh olmuştur. Bunu da ekMehdevî ifade etmiştir. İbn Atiyye der ki; Bu, zayıf bir görüştür ve bunu kimin söylediği bilinmemektedir. Derim ki: Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellam'dan şöyle dediği nakledilmiştir: Şanı yüce Allah'ın Kitabında hem nasihi, hem de mensûhu bir arada toplamış bu âyetten başka bir âyet-i kerime yoktur. Başkası da şöyle demiştir: Bu âyette nesh edici buyruk, "doğru yolu bulursanız" buyruğudur ki, burada hidayet bulmak, iyiliği emredip münkerden alıkoymak demektir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. [371]



4- Emri bilmaruf'Neky-i anilmunkerde Bulunmanın Hükmü:


İyiliği emredip, kötülükten alıkoymak, kabul edilmesi umulduğu yahut da sertlikle dahi olsa, zalimin vazgeç irilmesi ümidedildiği takdirde, -emreden kişi- özel olarak kendisine gelecek bir zarardan ya da müslüm ani arın başına gelmesine sebep teşkil edeceği bir fitneden korkmadığı sürece teayyün eder. Bu fitne ise, ya birliğin bölünmesi yahut da insanlardan bir kesime bir zararın gelmesi suretiyle olur. İşte böyle birşeyden korkulacak olursa, "siz kendinize bakın" buyruğu muhkemdir ve o sınırda durulması icabeder. Diğer taraftan kötülükten nehyedecek kimse de -az önce geçtiği gibi- adaletli genel olarak büyük günahları ve özellikle nehyettiği o kötülüğü işlemeyen bir kimse olması şartı yoktur. İlim ehli topluluğu bu görüştedir, bunu bil. [372]


[361] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 6/465-466.
[362] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 6/466.
[363] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 6/466.
[364] Ebû Dâvud, Melahim 17; Tirmizî, Filen 8, Tefsir 5. sûre 17; îbrt Mâce, Fiten 20; Mûsned, I, 2, 5, 7, 9.
[365] İshak b. İbrahim, İshak b. Rnhaveyh'dir. Kays de Kays b. Ebi Hazîm'dîr. İsmail'den kasıt, ' İsmail b. Eb" Halid'dir, (Nitekim-hadisin belirtilen yerlerdeki rivayetlerinde bu, açıkça ifade edilmiştirJAmr b. Ali'nin Kays hakkındaki Veki'den naklettiği bu ifadelerinin bir alınlık olduğunu îbn Hacer*ixı H-Tehzib VIII, 346-347Weki açıklamalarından rahatlıkla anlaşıldığı gibi ismail'in hem güvenilir bir ravi, hem de Kays'ran çokça rivayetinin bu¬lunduğu da (I, 254-255'de açıkça belirtilmekledir. Dolayısıyla en-Nekkaş'ın bu husus¬taki ifadelerini haklı sörmek eerekir
[366] Tirmizi,Tefsir 5. sure18; Ebu Davud Melahim 17; İbn Mace Fiten 21.
[367] Tirmizî, Fiten79.
[368] Mekhurden buna benzer bir rivayet: Suyuti, ed-Durru'l Mensur, III, 219, Abdullah b. Mes'ud'ıın âyel ile ilgili şöyle dediği rivsiyeı edilmiştir: Kamçı ve kıhç buna engel ol¬madığı surete iyiliği emredip münkerden alıkoyunuz. Eğer, bu d um m olursa o taktirde kendince bakınız. ( Suyîui, ed-Burru'l-Mensür, III, 216)
[369] Suyuti, Durru'l Mensâr, III, 216-217.
[370] Az önce geçen Ebû Salebe el-Hıışcni'nin rivayet, ettiği hadiste benzer ifadeler geçmişti.
[371] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 6/466-470.
[372] İmam Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmil’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 6/470.

sonuc : Hz.Ebubekir r.h.a dan gelen hadisi serif kirmizi ile belirtilen ne kadar dogru zamanimiza baktigimizda bu hadisin yeteri kadar sahih oldugu anlasilmaktadir.simdi afganda,cecende,kafkasta,irakta,ortaasyada, fiziki azablar degilde nedir ve bu azab on
lari yeteri kadar kusatmistir hadisteki gibi diger azab iseki bence en buyugu budur dunyada bbulunduklari ulkelerde cok kucuk azinlik olarak yasayan(avrupa,amerika gibi) muslumanlarin durumudur manevi azab icerisinde yasiyorlar turkiyenin durumuda bunlardan farkli degildir,fiziki azabin oldugu yerde sehit olabilisiniz YA MANEVI AZAB CEKTIGINIZ YERDE NE OLABILIRSINIZ CEVABI KENDIMIZE SOYLEYELIMKI ISE YARASIN...SELAMETLE

(MANEVI AZAB :FAIZ,ZINA,FUHUS,ZULUM,VS.VS. ILE IC ICE YASAYABILMEK VE SEYRETMEK)
 
Üst Ana Sayfa Alt