Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Maide 44 / Allah (cc)'ın İndirdikleri ile Hükmetmeyenlerin Durumu Nedir?

M Çevrimdışı

musluman_izzetli_olmali

Üye
İslam-TR Üyesi
Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah'ın Kitab'ını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduğuna) şahitlerdi. Şu halde (Ey yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.
maide:44

İçinde hidayet ve nur olan (yol gösteren ve aydınlatan) Tev-ratı şüphesiz biz indirdik. Allah'a teslim olan peygamberler o tevratta yahudilere hükmederler. Allah'ın kitabını korumakla görevli olan alimler ve Rabbaniler de onun Allah'ın hükmü olduğuna, şahitlik yaparak o kitapla hükmederler, insanlardan korkmayın benden korkun. Azıcık para karşılığında ayetlerimi satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendisidirler.

Peygamberler ve onların yolundan yürüyen ilim adamları kitabın ah­kamını korumak ve onunla hükmetmekle görevliler.

Papazlar, kırallardan korkarak veya para karşılığı Allah'ın ayetlerini yanlış yorumlayarak, veya Tevrat'tan çıkararak kâfir olmuşlardır.

Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerdir. "Bu ayet yahudiler ve hristiyanlar hakkındadır bizi ilgilendirmez" diyenler iyi bilsinlerki o mantıkla hareket edilirse Kur'an'da bizi ilgilendiren ayet bulunmaz.

Çünkü ayetlerin bir kısmı yahudiler hakkında, bir kısmı hristiyanlar hakkında, geri kalanda peygamber efendimiz zamanındaki insanlar hak­kındadır.

Tefsircilerimiz Kur'an'ın ayetlerinden "sebebi nüzul ayeti tahsis et­mez" kaidesini çıkarmışlardır.

Günümüzde de gücü yettiği halde Allah'ın indirdiği Kur'an-la hük-metmeyenîerin, kâfir olduğunu haber verir
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bu, mesajımı 2. silişim ve 3. yollayışım olacak. Tekrar cevap gelmez ise kendi yorumumu eklemeyi düşünüyorum, sorumu son kez soruyorum;

Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenlerden kimler fasık, kimler zalim ve kimler kafirdir?

Bazı alimler ;
Maide 44'deki "Allahın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirler" sıfatını muslumanlara;
Maide 45'deki "Allahın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimler" sıfatını yahudilere;
Maide 47'deki "Allahın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıklar" sıfatını hrıstiyanlar;
demişdir. İşte buna bir örnek Mufessir Kurtubi'nin tefsirinde yer alan Ebu Bekr b. el-Arabî'nin görüşü :

Allah'ın indirdiği ile Hukmetmeyenler;

"Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir." Diğer âyetlerde de "zalimlerin, fasıkların ta kendileridir" dîye buyurulmaktadır. Bu âyetlerin hepsi kâfirler hakkında nazil olmuştur. Bu da Muslim'in Sahih'inde el-Berâ yoluyla gelen hadiste sabit olmuştur ki, bu hadis daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Büyük çoğunluk da bu görüştedir. Müslüman ise, büyük günah işleyecek olsa dahi kâfir olmaz.
Âyet-i kerimede hazf edilmiş ifadelerin bulunduğu da söylenmiştir. Yani, kim Kur'ânı reddetmek suretiyle Rasulun de sözünü inkâr yoluyla Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyecek olursa, o kişi kâfirdir. Bunu, İbn Abbas ve Mucahid söylemiştir. Bu açıklamaya göre âyet umumidir.

İbn Mes'ud ve el-Hasen der ki: Bu âyet-i kerime ister müslüman, ister yahudi, ister Hristiyan olsun Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyen herkes hakkında umumidir. Yani, bunun doğruluğuna inanarak ve bu şekilde aykırı hüküm vermenin helal olduğuna kanaat getirerek..
Ancak, kendisinin haram işlediğine inanarak böyle bir iş yapan ise, müslümanların fâsıkları arasında yer alır. İşi de Allah'a kalmıştır. Allah dilerse onu azablandırır, dilerse de ona mağfiret eder.
İbn Abbas da kendisinden nakledilen bir rivayete göre söyle demektedir: Kim Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyecek olursa o, kâfirlerin işine benzeyen bir iş yapmıştır.
Şöyle de denilmiştir: Yani, kim Allah'ın bütün indirdikileriyle hükmetmezse, o kimse kâfirdir. Ancak, tevhid İle hükmetmekle birlikte, serî bazı hükümler gereğince hükmetmeyen kimse, bu âyetin kapsamına girmez.
Doğru olan birinci görüştür. Şu kadar var ki Şâbî: Bu âyet-i kerime yahudiler hakkında has (özel)dir. en-Nehhâs da bu görüşü tercih etmiş ve şöyle demiştir Bunun böyle olduğuna da üç husus delâlet etmektedir. Bunlardan birisi, yahudiler bu buyruktan önce: "Onunla yahudilere hükmederlerdi" buyruğu zikredilmişlerdir Dolayısıyla zamir onlara aittir. Diğer bir husus, ifadelerin akışı (siyakı) da buna delalet etmektedir. Nitekim bundan sonra: "Biz, onda onlara şunu yazdık..." denilmektedir. Buradaki zamir de icma ile yahudilere aittir. Yine yahudiler, recmi ve kısası inkâr edenlerdir.

Birisi kalkıp: Kim" edatı şart edatı olarak zikredilecek olursa, onun tahsis edildiğine dair bir delilin vâki olması hali dışında umumidir, diyecek olursa, ona şöyle cevab verilir:
Burada bu edat, zikretmiş bulunduğumuz diğer delillerle birlikte O kimse ki, anlamındadır. İfadenin takdiri de şöyle olur: Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyen o yahudiler, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir. Bu da bu hususta yapılan açıklamaların en güzelidir.
Rivayet olunduğuna göre, Huzeyfe'ye sorulmuş: Bu âyet-i kerimeler İsrail oğulları hakkında mıdır? o da şöyle demiş: Evet, onlar hakkındadır. Fakat, andolsun ki, onların yollarını iki ayakkabı tekinin birbirine benzediği ve aynı hizada olduğu gibi izleyeceksiniz.
"Kâfirlerin tâ kendileridir" ifadesinin müslümanlar, "zalimlerin tâ kendileridir" ifadesinin yahudiler, "fâsıkların tâ kendileridir" ifadesinin ise hıristiyanlar hakkında olduğu da söylenmiştir. Ebu Bekr b. el-Arabî'nin tercih ettiği görüş de budur. Devamla der ki: Çünkü âyetlerin zahirinden anlaşılan budur. Ayrıca İbn Abbas'ın, Cabir b. Zeyd'in, İbn Ebi Zâide'nin ve İbn Şubrurne ile Şa'bî'nin de tercih ettiği görüş budur.
Tavus ve başkalan da der ki: Bu, kişiyi dinden çıkartan bir küfür değildir. Fakat, küfrün altında kalan bir kütür çeşididir. Ancak, bunda farklı durumlar söz konusudur. Eğer yanındaki hükmü verirken, o hüküm Allah'ın yanından gelmiştir diye verecek olursa bu, küfrü gerektiren, Allah'ın hükmünü bir değiştirmedir. Şayet hevası gereği ve masiyet yoluyla başka hükümle hükmedecek olursa, ehl-i sünnetin günahkârlar için mağfiret ile ilgili kabul ettikleri asıl delillerine binaen mağfiret söz konusu olabilecek bir günahtır, el-Kuşeyrî der ki: Haricilerin görüşüne göre, bir kimse rüşvet alıp Allah'ın hükmünden başka bir hükümle hüküm verecek olursa o kâfirdir. Bu görüş, ayrıca el-Hasen ve es-Suddi'ye de izafe edilmiştir.

(Ebu Abdullah El Kurtubi : El Camiu li Ahkamil Kuran : 7/497-498)



Molla Husrev Dureru'l Hukkam'da şöyle diyor:
"Siyerû'l Ecnas'ta kaydedildiğine göre; bir kimse başkasına küfür ahkâmıyla emretmek için azmeylese, sırf bu azmi sebebiyle kâfir olur. Şayet bir kimse kelime-i küfrü konuşsa ve bir cemaat de o konuşulan sözü kabul etse o cemaatin hepsi kâfir olur."
(Molla Husrev, Dureru'l Hukkam fî şerḥi Ġureri’l-aḥkâm, İst: 1307, C:1, sf: 324)


İlgili Konu:

Allah’ın İndirdikleri ile Hükmetmeyenlerin Hükmü
 
Üst Ana Sayfa Alt