Yazdıklarınızın benim yazdıklarımla bir ilgisi yok. Siz diyorsunuz ki, hidayeti de sapıklığı da veren Allah. Ben de diyorum ki, neden bazılarına hidayet verirken diğerlerine vermiyor? Hidayet verdiklerinin ayrıcalığı ne, sapıklık verdiklerinin suçu ne? Burada bir eşitsizlik, bir adaletsizlik yok mu? Sorularıma sorularla karşılık vermek yerine yanıtlar verirseniz sevinirim.
"Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getirecek değilsin. Ancak
(gönülden) teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin." (Neml 81)
Allah (c.c.) hidayeti arayan, yönelene, hidayet davetini kabul edene verir; dalâleti arayana da, göğüs açana da sapıklığı verir.
"Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yola girmiş, hidayeti bulmuş olurlar. Yok eğer yüz çevirirlerse onlar sadece ve sadece didişmenin içindedirler. Allah onlara karşı sana yeter. Ve O, işitendir, bilendir." (Bakara 137)
"İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar, ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar" (Bakara 175)
"De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim." (Yunus 108)
"İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar." (Bakara 16)
"
(O) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, şeytanları Allah'tan başka dostlar tuttular ve kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar." (Âraf 30)
Allah (c.c.) "el ADL" olandır ki kimseye iltimas yada zulmetmez. Kişi ne yaparsa kendi iradesiyle yapar ve bundan dolayı mukafat veya azab görecektir.