H
Çevrimdışı
Muhammed el-Makdisi’den Ümmete ve Mücahidlere çağrı
Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den Suriye’deki Durum Hakkında Yeni Açıklama islahhaber.net-HABER Ebu Muhammed Makdisi Horasan, Yemen, İslami Mağrip, Sina, Somali ve Kafkaslardaki mücahitlerin liderlerine: Allah onları korusun ve onların vesilesiyle dinini...
Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den Suriye’deki Durum Hakkında Yeni Açıklama
islahhaber.net-HABER
Ebu Muhammed Makdisi
Horasan, Yemen, İslami Mağrip, Sina, Somali ve Kafkaslardaki mücahitlerin liderlerine: Allah onları korusun ve onların vesilesiyle dinini muzaffer kılsın.
Selamun aleyküm ve rahmetullah
Meseleye gelirsek;
Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a hamd, yalnızca Allah’a tapılsın ve kendisine şerik koşulmasın diye kılıç üzere gönderilene selam olsun. Kardeşler, bildiğiniz gibi Şam sahasında meydana gelen Mucahidler arasındaki savaşlar cihadı ve Mücahitleri destekleyen insanların kalplerine keder vermiştir. Bu durum cihad icin endişelenenleri uykusuz bırakmış, din düşmanlarını ise sevindirmiştir.
Belki sizler, diğer insanlar, alimler ve Mücahitler gibi bizim de arabuluculuk yapma imkânlarını tükettiğimizi biliyorsunuz. Anlaşmazlığın ve çatışmanın tarafları ile görüştük, bunların arasında Bağdadi de vardı, ben kendisine özel olarak ve Tanzim Devle’ye aleni olarak nasihat verdim. Ayrıca resmi sözcüleri Adnani’nin haddini aşmasına da cezaevinden yayınlatabildiğim kadar cevap verdim, kendisinin haddi asmadaki küstahlığı cevap verilmeyi bile hak etmiyordu.
Ayrıca sevgili kardeşimiz, Mücahit Komutan Şeyh Eymen Zevahiri’ye (Allah onu korusun) yazarak Tanzim Devle ve Nusret Cephesi arasındaki uzlaştırma yahut hakemlik cabalarımıza dair malumat verdim. Devle’nin daha önceki hakemlik teşebbüslerini inatla reddederek ileri sürdüğü şartları karşılayan, kendilerine itimat ettiğim en yakın öğrencilerime bu cabaları yürütmeleri için yetki vereceğimi de bildirdim.
Bağdadi’ye de bu inisiyatifleri reddetmesinin tüm Mücahitlerin gözünde mesuliyeti onların omzuna yükleyeceğini ve yaptıklarının ciddi sonuçları olacağını bildirdim.
Ek olarak Devle’de dini otorite konumunda olan şahıslarla da görüşmelerim oldu ve sahtekârlıklarını, caliyi dolaşmalarını, cihad liderleri ile münasebetlerinde yalana başvurmalarını, ve Allah’ın adaletini kendilerinin aleyhinde olsa bile en çok uygulaması gereken kişiler olan Mücahitlere uymayacak diğer özelliklerini bu mektuplaşmalarda delilleriyle belgeledim.
Biliyorsunuz ki Tanzim Devle haram olan kanı dökmüştür, ve bu gerçektir. Onlar Mücahitlerin liderlerinin ve mesayihin emirlerine uymayı, ayrıca lider ve alimlerin tavsiye ve uzlaşma teşebbüslerini reddettiler. Bu da iyi bilinmektedir, belgelidir ve hakikattir. Asrilik saflarını, hatta bazı dini görevlilerini derinden etkilemiştir. Bazıları saflarında Haricilerin bulunduğunu açıkça itiraf etmiştir.
Bu insanların Suriye’de zorla kendilerini kabul ettirdiklerini, İslam Devleti kılıfı altında İslami terminoloji kullanarak cihad ve mücahitler adına konuştuklarını, bu şekilde cihada, mücahitlere ve arzulanan İslam devletine leke sürdüklerini ve sürmeye devam edeceklerini biliyorsunuz.
Tüm bunlar Mücahitlere karsı kitlesel bir tepki ortaya cikaracak ve Sahavat’i meydana getirecektir. Bu ise Allah’in seriatindan ve Peygamberin sunnetinden sapmak guluv’a (asiriliga) yol acacagi icindir.
Tanzim Devle liderlerinin, resmi sozculerinin ve dini yetkililerinin lider ve alimlerimize karsi hadlerini astiklarina da sahitsiniz. Ozellikle sevgili kardesimiz Seyh Eymen Zevahiri’ye karsi tavirlarinda bu aciktir.
(Zevahiri’ye) itaatsizlik edip emrini reddettiklerinde, Mucahidler ona baglayici bir biatlerinin olmadigini iddia etmelerine karsi sahitlik yapmaya baslayinca El Kaide’nin Cihad yolundan saptigini ileri surerek suclarini ve Mucahidlere karsi haddi asmalarini, liderlerinin nasihatlerini reddetmelerini hakli cikarmaya basladilar. Iddialarini dogrulamak icin de esasen Islami acidan hatasiz olan beyanatlardaki ifadelerde acik aradilar.
Liderlerinin sozlerine bakildiginda gorulen onyargi ve haksiz elestiriler kavrayis eksikligi ve yanlis hedeflerin bir gostergesidir. Tum bunlar gunahlarini, Mucahidlerin saflarini bolmelerini ve inkarciliklarini mazur gostermek icin yapilmaktadir. Ileri surdukleri gerekceler yuzeyselliklerini, sig dusunceli olduklarini, genis bir fikih anlayisini, asiriliga toleranslarini ve meselelere gerektiginden fazla onem vererek abarttiklarini ispat etmektedir.
Adnani’nin son beyanati bu bahsettigim ozelliklere bir ornektir. Ek olarak Komutan Seyh Eymen Zevahiri’nin hakemligini reddettikleri diger aciklamalarinda bulunan baska bircok ozelligi gosteren bir ornektir.
Hakemlik, Seyh Zevahiri’ye ve Tanzim Devle’ye yazdigim mektuplardaki tesebbuslerin cekirdegiydi. Hakemligi acikca reddetmeleri tum kapilari kapatmis ve kimseye konusacak birsey birakmamistir, uzlasma ve hakemlik artik bir secenek degildir ve yeryuzundeki herkes bunu duymustur.
Bu sebeple ertelemek veya beklemekte artik fayda yoktur. Belki de bizim iyiligi emr ve kotulukten nehyetmede sessiz kalacagimizi dusunduler. Bu sekilde bize, yeryuzundeki tum cihad alimlerine ve liderlerine hakikati soylemek, dogruluk sahiplerinin saflarina katilmak, liderlerinin ve alimlerin emirlerini ve hakemligi reddedip haddini asan bu grubu bildirmek vacip olmustur.
Tum bunlara dayanarak ilan ediyorum ki Irak-Sam Islam Devleti dogruluk yolundan sapmis ve Mucahidlere tecavuzde bulunmus bir orguttur. Onlar asirilik temayulu gostermektedirler. Haram kani dokmus, onlarin mallarini ve Esad’dan fethettikleri bolgeleri savas ganimeti almistir. Bu grup Cihadin ve Mucahidlerin sanini lekelemistir. Silahlarini murtedlerden ve Muslumanlarla harb edenlerden Muslumanlara cevirmislerdir ve baska belgelenmis sapkinliklari mevcuttur.
Tum Mucahidlere bu beyani resmi duruslari olarak benimsemeleri ve bunu ilan etmeleri cagrisinda bulunuyorum. Tanzim Devle uyelerine de Nusret Cephesi saflarina katilmalari ve Nusra liderlerine biat etmeleri cagrisi yapiyorum. Bu bizim onlara fetvamiz, onlar icin sectigimiz ve yapmalari icin tesvik ettigimiz seydir. Ayrica tum Islami cihad sitelerine, Muslumanlarin meseleleri ve cihadla alakali olanlara bu beyani yaymalari ve ISID’in aciklamalarini yaymaktan kacinmalari cagrisi yapiyorum.
Bu beyan bu asi gruptan Islami mesruiyeti kaldirmaktadir. Bu beyan Allah’in hukmunu reddeden, sapkinliklari ve azginliklari sebebiyle Allah’in yolundan ayrilan ve Cihadin adini lekeleyen, haram kan doken grubun asiri metodlarinin reddi ve onlardan beraat ilanidir.
Bagdadi’ye, komutanlarina ve sar’ilerine gizli ve acik olarak yaptigimiz tavsiyeler sonrasi tum hakemlik tesebbuslerini reddetmeleri ve sapkinliklari sebebiyle bu durusu almaya mecbur kaldik.
Ayrica bu, cihad liderlerinin ve alimlerinin tum cagrilarinin reddedilmesi, Seriata itaati reddederek mumteni’ olmalari, liderlerine itaati reddettikleri gibi insanlarin haklarini kendilerine vermeyi de reddetmelerinden sonradir. Kendisini dogru yola dondurmek icin tum yollarin tuketilmesinden sonra Hakki soylemek uzerimize vacip olmustur, ki kendisi (Bagdadi), komutanlari ve sar’i yetkilileri sapkinliklarinda israr etmislerdir.
Cihad ehline de bu gruba karsi insanlari uyarmak, Mucahidlere onlarla baglantilarini kesip dogruluk sahiplerinin saflarina katilmalarini soylemek vaciptir. Bu cihadin tekrar birlik olmasi ve Mucahidlerin saflarinin birlesmesi icindir. Muhakkak Allah kendisi icin tek bir vucut halinde saf saf savasanlari sever. Cihadin parcalanmasini, gucumuzun azalarak cihadin zayiflamasini ve dusmanlarimizin bizi birbirimize dusurmesini istemez.
Yucelerin en yucesi olan Allah’tan Mucahidleri iclerinde en salih olanlarin etrafinda birlestirmesini, sirk ve batil sancagini dusurup Tevhid sancagini yuceltmesini diliyoruz.
1435 Recep (Mayıs) ayının ortasında yazılmıstır.
Ebu Muhammed Makdisi
İngilizce’den çevrilmistir.
Kaynak: http://justpaste.it/maqdisi-ISIS
Ceviri: Ekrem Yılmaz islahhaber.net için Türkçeye tercüme etmiştir.
Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den Suriye’deki Durum Hakkında Yeni Açıklama islahhaber.net-HABER Ebu Muhammed Makdisi Horasan, Yemen, İslami Mağrip, Sina, Somali ve Kafkaslardaki mücahitlerin liderlerine: Allah onları korusun ve onların vesilesiyle dinini...
Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den Suriye’deki Durum Hakkında Yeni Açıklama
islahhaber.net-HABER
Ebu Muhammed Makdisi
Horasan, Yemen, İslami Mağrip, Sina, Somali ve Kafkaslardaki mücahitlerin liderlerine: Allah onları korusun ve onların vesilesiyle dinini muzaffer kılsın.
Selamun aleyküm ve rahmetullah
Meseleye gelirsek;
Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a hamd, yalnızca Allah’a tapılsın ve kendisine şerik koşulmasın diye kılıç üzere gönderilene selam olsun. Kardeşler, bildiğiniz gibi Şam sahasında meydana gelen Mucahidler arasındaki savaşlar cihadı ve Mücahitleri destekleyen insanların kalplerine keder vermiştir. Bu durum cihad icin endişelenenleri uykusuz bırakmış, din düşmanlarını ise sevindirmiştir.
Belki sizler, diğer insanlar, alimler ve Mücahitler gibi bizim de arabuluculuk yapma imkânlarını tükettiğimizi biliyorsunuz. Anlaşmazlığın ve çatışmanın tarafları ile görüştük, bunların arasında Bağdadi de vardı, ben kendisine özel olarak ve Tanzim Devle’ye aleni olarak nasihat verdim. Ayrıca resmi sözcüleri Adnani’nin haddini aşmasına da cezaevinden yayınlatabildiğim kadar cevap verdim, kendisinin haddi asmadaki küstahlığı cevap verilmeyi bile hak etmiyordu.
Ayrıca sevgili kardeşimiz, Mücahit Komutan Şeyh Eymen Zevahiri’ye (Allah onu korusun) yazarak Tanzim Devle ve Nusret Cephesi arasındaki uzlaştırma yahut hakemlik cabalarımıza dair malumat verdim. Devle’nin daha önceki hakemlik teşebbüslerini inatla reddederek ileri sürdüğü şartları karşılayan, kendilerine itimat ettiğim en yakın öğrencilerime bu cabaları yürütmeleri için yetki vereceğimi de bildirdim.
Bağdadi’ye de bu inisiyatifleri reddetmesinin tüm Mücahitlerin gözünde mesuliyeti onların omzuna yükleyeceğini ve yaptıklarının ciddi sonuçları olacağını bildirdim.
Ek olarak Devle’de dini otorite konumunda olan şahıslarla da görüşmelerim oldu ve sahtekârlıklarını, caliyi dolaşmalarını, cihad liderleri ile münasebetlerinde yalana başvurmalarını, ve Allah’ın adaletini kendilerinin aleyhinde olsa bile en çok uygulaması gereken kişiler olan Mücahitlere uymayacak diğer özelliklerini bu mektuplaşmalarda delilleriyle belgeledim.
Biliyorsunuz ki Tanzim Devle haram olan kanı dökmüştür, ve bu gerçektir. Onlar Mücahitlerin liderlerinin ve mesayihin emirlerine uymayı, ayrıca lider ve alimlerin tavsiye ve uzlaşma teşebbüslerini reddettiler. Bu da iyi bilinmektedir, belgelidir ve hakikattir. Asrilik saflarını, hatta bazı dini görevlilerini derinden etkilemiştir. Bazıları saflarında Haricilerin bulunduğunu açıkça itiraf etmiştir.
Bu insanların Suriye’de zorla kendilerini kabul ettirdiklerini, İslam Devleti kılıfı altında İslami terminoloji kullanarak cihad ve mücahitler adına konuştuklarını, bu şekilde cihada, mücahitlere ve arzulanan İslam devletine leke sürdüklerini ve sürmeye devam edeceklerini biliyorsunuz.
Tüm bunlar Mücahitlere karsı kitlesel bir tepki ortaya cikaracak ve Sahavat’i meydana getirecektir. Bu ise Allah’in seriatindan ve Peygamberin sunnetinden sapmak guluv’a (asiriliga) yol acacagi icindir.
Tanzim Devle liderlerinin, resmi sozculerinin ve dini yetkililerinin lider ve alimlerimize karsi hadlerini astiklarina da sahitsiniz. Ozellikle sevgili kardesimiz Seyh Eymen Zevahiri’ye karsi tavirlarinda bu aciktir.
(Zevahiri’ye) itaatsizlik edip emrini reddettiklerinde, Mucahidler ona baglayici bir biatlerinin olmadigini iddia etmelerine karsi sahitlik yapmaya baslayinca El Kaide’nin Cihad yolundan saptigini ileri surerek suclarini ve Mucahidlere karsi haddi asmalarini, liderlerinin nasihatlerini reddetmelerini hakli cikarmaya basladilar. Iddialarini dogrulamak icin de esasen Islami acidan hatasiz olan beyanatlardaki ifadelerde acik aradilar.
Liderlerinin sozlerine bakildiginda gorulen onyargi ve haksiz elestiriler kavrayis eksikligi ve yanlis hedeflerin bir gostergesidir. Tum bunlar gunahlarini, Mucahidlerin saflarini bolmelerini ve inkarciliklarini mazur gostermek icin yapilmaktadir. Ileri surdukleri gerekceler yuzeyselliklerini, sig dusunceli olduklarini, genis bir fikih anlayisini, asiriliga toleranslarini ve meselelere gerektiginden fazla onem vererek abarttiklarini ispat etmektedir.
Adnani’nin son beyanati bu bahsettigim ozelliklere bir ornektir. Ek olarak Komutan Seyh Eymen Zevahiri’nin hakemligini reddettikleri diger aciklamalarinda bulunan baska bircok ozelligi gosteren bir ornektir.
Hakemlik, Seyh Zevahiri’ye ve Tanzim Devle’ye yazdigim mektuplardaki tesebbuslerin cekirdegiydi. Hakemligi acikca reddetmeleri tum kapilari kapatmis ve kimseye konusacak birsey birakmamistir, uzlasma ve hakemlik artik bir secenek degildir ve yeryuzundeki herkes bunu duymustur.
Bu sebeple ertelemek veya beklemekte artik fayda yoktur. Belki de bizim iyiligi emr ve kotulukten nehyetmede sessiz kalacagimizi dusunduler. Bu sekilde bize, yeryuzundeki tum cihad alimlerine ve liderlerine hakikati soylemek, dogruluk sahiplerinin saflarina katilmak, liderlerinin ve alimlerin emirlerini ve hakemligi reddedip haddini asan bu grubu bildirmek vacip olmustur.
Tum bunlara dayanarak ilan ediyorum ki Irak-Sam Islam Devleti dogruluk yolundan sapmis ve Mucahidlere tecavuzde bulunmus bir orguttur. Onlar asirilik temayulu gostermektedirler. Haram kani dokmus, onlarin mallarini ve Esad’dan fethettikleri bolgeleri savas ganimeti almistir. Bu grup Cihadin ve Mucahidlerin sanini lekelemistir. Silahlarini murtedlerden ve Muslumanlarla harb edenlerden Muslumanlara cevirmislerdir ve baska belgelenmis sapkinliklari mevcuttur.
Tum Mucahidlere bu beyani resmi duruslari olarak benimsemeleri ve bunu ilan etmeleri cagrisinda bulunuyorum. Tanzim Devle uyelerine de Nusret Cephesi saflarina katilmalari ve Nusra liderlerine biat etmeleri cagrisi yapiyorum. Bu bizim onlara fetvamiz, onlar icin sectigimiz ve yapmalari icin tesvik ettigimiz seydir. Ayrica tum Islami cihad sitelerine, Muslumanlarin meseleleri ve cihadla alakali olanlara bu beyani yaymalari ve ISID’in aciklamalarini yaymaktan kacinmalari cagrisi yapiyorum.
Bu beyan bu asi gruptan Islami mesruiyeti kaldirmaktadir. Bu beyan Allah’in hukmunu reddeden, sapkinliklari ve azginliklari sebebiyle Allah’in yolundan ayrilan ve Cihadin adini lekeleyen, haram kan doken grubun asiri metodlarinin reddi ve onlardan beraat ilanidir.
Bagdadi’ye, komutanlarina ve sar’ilerine gizli ve acik olarak yaptigimiz tavsiyeler sonrasi tum hakemlik tesebbuslerini reddetmeleri ve sapkinliklari sebebiyle bu durusu almaya mecbur kaldik.
Ayrica bu, cihad liderlerinin ve alimlerinin tum cagrilarinin reddedilmesi, Seriata itaati reddederek mumteni’ olmalari, liderlerine itaati reddettikleri gibi insanlarin haklarini kendilerine vermeyi de reddetmelerinden sonradir. Kendisini dogru yola dondurmek icin tum yollarin tuketilmesinden sonra Hakki soylemek uzerimize vacip olmustur, ki kendisi (Bagdadi), komutanlari ve sar’i yetkilileri sapkinliklarinda israr etmislerdir.
Cihad ehline de bu gruba karsi insanlari uyarmak, Mucahidlere onlarla baglantilarini kesip dogruluk sahiplerinin saflarina katilmalarini soylemek vaciptir. Bu cihadin tekrar birlik olmasi ve Mucahidlerin saflarinin birlesmesi icindir. Muhakkak Allah kendisi icin tek bir vucut halinde saf saf savasanlari sever. Cihadin parcalanmasini, gucumuzun azalarak cihadin zayiflamasini ve dusmanlarimizin bizi birbirimize dusurmesini istemez.
Yucelerin en yucesi olan Allah’tan Mucahidleri iclerinde en salih olanlarin etrafinda birlestirmesini, sirk ve batil sancagini dusurup Tevhid sancagini yuceltmesini diliyoruz.
1435 Recep (Mayıs) ayının ortasında yazılmıstır.
Ebu Muhammed Makdisi
İngilizce’den çevrilmistir.
Kaynak: http://justpaste.it/maqdisi-ISIS
Ceviri: Ekrem Yılmaz islahhaber.net için Türkçeye tercüme etmiştir.
