Suriye’de direniş gruplarının birleşerek oluşturduğu çatı grup Fetih Ordusu’nun önemli isimlerinden ve yaptığı davet çalışmalarıyla sürekli isminden söz ettiren Dr. Abdullah Muhaysini, “İsviçre İslami Şura Meclisi”nin sorularını yanıtladı.
İkame ettiği Mekke şehrinde ailesini bırakıp Suriye topraklarına gelen Dr. Abdullah Muhaysini, Suriye topraklarına gelmesinin başlıca sebebinin, Suriye’de Esed rejimine karşı savaşan muhalif birlikler ile IŞİD yapılanmasının arasında ortaya çıkan sorunlar olduğunu belirtti.
Daha önceleri IŞİD cemaatine karşı sempatisi olduğunu gizlemeyen Muhaysini, Irak günlerinde onlara karşı bir sevgisinin olduğunu söyledi. Irak günlerinde onlara bazı kesimlerin saldırmasına karşılık onların “mazlum olduğunu” savunduğunu söylenen Muhaysini, “ancak gören kimse işiten kimse gibi değildir” dedi.
2013 yılının Ekim ayının başlarında Suriye’ye gelen Muhaysini sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye topraklarına giriş yapar yapmaz ilk talebim Ebubekir el Bağdadi ile görüşmek oldu. Ancak IŞİD bunun mümkün olmadığını söyleyip, Suriye topraklarında karar mercisinin Ebu Ali el Enbari olduğunu söylediler.”
"Süleyman Ulvan ile görüştüm"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Ebu Ali el Enbari ile birçok defa görüştüm. Uzun uzun oturumlar düzenledik. Ben, IŞİD ile diğer muhalif grupların arasında meydana gelen ihtilaflardan dolayı bağımsız bir mahkemeye katılmaları için Ebu Ali el Enbari’yi ikna etmek için çok çabaladım.”
Nusret Cephesi ve Ahraru’ş Şam Hareketi’ni IŞİD’in tekfir ettiğine değinen Muhaysini şunları ifade etti:
“Benim bu teklifimi el Enbari sert bir şekilde reddetti. O sıralar Devle örgütü Nusret Cephesi’nin ve Ahraru’ş Şam hareketinin kafir olduğuna inanmaktaydı. Şu anda Suud zindanlarında olan Allame Süleyman Ulvan ile görüşmüştüm. O beni hangi tarafın şer’i mahkemeden uzak durduğunu söylemeye zorladı.”
Dr. Abdullah Muhaysini: “O sıralar problem sadece bazı ihtilaflar olduğu için hiçbir kimseye açık bir şekilde mahkemeyi kabul etmeyinin IŞİD olduğunu söylemek istemiyordum. Ancak bu problem kan dökülmesine sebep olunca bunu açık bir şekilde ilan etmek vacip oldu.”
El Enbari’nin teklif ettiğim hiçbir kimsenin mahkemesini kabul etmediğini söyleyen Muhaysini şunları söyledi: “İlk kan aktıktan sonra Ebu Ali el Enbari’nin yanına gittim ve Allame Süleyman Ulvan’nın sizin ile diğer muhalif grupların arasında mahkeme sonucu vereceği kararı kabul eder misiniz diye sordum. Hayır dedi. Yemen’de Ensaru’ş Şeria’nın ve Şeyh İbrahim Rübeyş’in kararını kabul eder misiniz diye sordum. Hayır diye cevap verdi. Cundul Aksa’nın ve İslami Şam’ın vereceği kararı kabul eder misiniz diye sordum. Hayır bunlar küçük gruplar diye cevap verdi.”
"IŞİD kadılık teklif etti"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Bu görüşmelerimiz sırasında Ebu Ali el Enbari bana IŞİD içerisinde kadı olmamı ve Islah Komitesi’nde başkanlık yapmamı teklif etti. Ancak ben onun bu teklifini hemen reddettim ve sadece ihtilafların son bulması için şer’i bir mahkeme kurulmasını istediğimi söyledim.”
Dr. Abdullah Muhaysini: “Devle örgütü ile Ceyşul Mucahidin grubu arasında savaş başladığı sıralarda Ebu Ali el Enbari’nin yanına tekrar gittim. Şayet bu kimselerin mürted olduklarına inanıyorsan bana mürted olma sebeplerini anlat ki bende bu mahkeme işinden vazgeçeyim dedim. O da bana Allah’a yemin olsun ki eğer onların riddetini bilseydim bunu açıkça ilan ederdim diye cevap verdi.”
"Şeriat mahkemesini reddettiler"
Dr. Abdullah Muhaysini, İsviçre İslami Meclis Şura’sı ile yaptığı oturumunda IŞİD cemaatini şer’i mahkemeyi reddettiklerinden dolayı “baği bir topluluk” olarak nitelemektedir. Muhaysini IŞİD’in baği bir topluluk olmasını şu ayetle ilişkilendirmektedir: “Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. “
Dr. Abdullah Muhaysini: “Şayet onların bugün bağımsız şer’i bir mahkemeye tekrar davet etsek bunu kabul ederler mi? Kesinlikle kabul etmezler. Çünkü onlar kendilerine muhalefet eden kimselerden çok cüzi bir kısmı müstesna tamamını tekfir etmektedirler. Salahuddin eş Şişani ve başkaları mahkeme yapılması için onların yanına gitti ancak onlar bunu reddettiler.”
"Eğer biz Sahva'ysak ABD neden bizi vuruyor?"
IŞİD’in Suriye’de Esed rejimine karşı savaşan ve İslami bir devlet kurma projesi olan muhalif grupları Sahavat olarak isimlendirmesine anlam veremeyen Dr. Muhaysini, "Irak’ta Sahve gruplarını Amerika ortaya çıkardı, Amerika bizi burada bombalarken bizler nasıl sahve grupları oluyoruz" dedi.
IŞİD ile diğer muhalif grupların arasında sulh imkanı sorusuna cevap veren Dr. Muhaysini şu ifadeleri kullandı: “Bunun gerçekleşmesi imkansız. Onlar bizleri mürted kafirler olarak görmektedirler. Hatta bizimle savaşı Nusayri Beşşar ile savaşmaktan daha hayırlı görüyorlar. Bunun en büyük delili ise İdlib zaferinden sonra “Hiçbir şey değişmedi. Kafirin elinden mürtedlerin eline geçti” demeleridir.”
"Sürekli bombalı araç gönderiyorlar"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Evet bizler bu topraklara Nusayri rejimi ile savaşmaya geldik. Nusayri rejimi ile savaşmak Devle örgütü ile savaşmaktan daha önceliklidir. Ancak IŞİD bizi bir gün olsun kendi halimize bırakmadı. Sürekli bomba yüklü araçlar gönderiyorlar.”
Dr. Muhaysini yakında hariciler hakkında bir risale yayınlayacağını söyledi. Muhaysini, hazırladığı risalede IŞİD yapılanmasının 40 özelliğinin ilk dönem haricilerin 40 özelliğiyle birebir örtüştüğünü ispatlayacak.
IŞİD yapılanmasına gençlerin katılmasının altında yatan etkenleri yorumlayan Dr. Muhaysini şunları söyledi: “Bu örgüt cazibeli sloganlarla gençlerin duygularıyla oynuyor. Tıpkı İslam Hilafet, İslam Devleti ve benzeri gibi. Yakında aralarında mehdi olduğunu ilan etmeleri uzak bir tahmin değildir.”
"Alimler IŞİD'i harici olarak görüyor"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Cihad sahasını bilen ve takip eden alimlerin tamamı bu kimseleri baği olarak veya harici olarak görmektedirler. Hatta bazıları haricilerden daha azgın görmektedirler."
IŞİD’in sanki bütün muhacirler onların yanındaymış gibi hareket eden medyasına cevap veren Muhaysini, Şam’da sadece bir grupta 3 bin yabancı uyruklu muhacir, buna ek olarak 5 bin Arap muhacir bulunduğunu belirtti.
"IŞİD yabancı gazeteleri referans alıyor"
IŞİD’in Suriye’de bulunan muhalif grupların Batılı devletlerle ilişkili olduğuna dair yabancı gazeteleri referans almasının ahmakça bir tutum olduğunu belirten Dr. Muhaysini, 'şayet size bir fasık haber getirirse onu araştırın ayetini' öne sürerek, "Burada fasıktan kasıt Müslümandır, kafir olduğunda acaba durum nasıldır?" diye sordu.
Amerika’nın IŞİD’i buradan göndermesine gücü yettiğini fakat İslami gruplar arasındaki savaşın menfaatine olduğunu belirten Dr. Muhaysini şu ifadeleri kullandı:
"Bizler IŞİD’in konvoylarının yürüdüğünü görüyoruz ve bayraklarının dalgalandığını. Aynı şekilde Amerikan casus uçaklarının 24 saat semalarda gezdiğini iyi biliyoruz. Bir konvoy çıkar çıkmaz hemen vurmaktadır."
Muhaysini konuşmasının sonlarına doğru IŞİD’e katılan gençlere seslenerek onlara mesaj gönderdi. Ahirette IŞİD’in komutan ve liderlerini desteklediklerinden ve yardım ettiklerinden dolayı cezalandırılacaklarını hatırlatarak onları uyardı ve IŞİD’e katılan gençleri IŞİD cemaatinden ayrılmaya davet etti.
24 Kasım 2015
Haber Merkezi/ incanews
İkame ettiği Mekke şehrinde ailesini bırakıp Suriye topraklarına gelen Dr. Abdullah Muhaysini, Suriye topraklarına gelmesinin başlıca sebebinin, Suriye’de Esed rejimine karşı savaşan muhalif birlikler ile IŞİD yapılanmasının arasında ortaya çıkan sorunlar olduğunu belirtti.
Daha önceleri IŞİD cemaatine karşı sempatisi olduğunu gizlemeyen Muhaysini, Irak günlerinde onlara karşı bir sevgisinin olduğunu söyledi. Irak günlerinde onlara bazı kesimlerin saldırmasına karşılık onların “mazlum olduğunu” savunduğunu söylenen Muhaysini, “ancak gören kimse işiten kimse gibi değildir” dedi.
2013 yılının Ekim ayının başlarında Suriye’ye gelen Muhaysini sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye topraklarına giriş yapar yapmaz ilk talebim Ebubekir el Bağdadi ile görüşmek oldu. Ancak IŞİD bunun mümkün olmadığını söyleyip, Suriye topraklarında karar mercisinin Ebu Ali el Enbari olduğunu söylediler.”
"Süleyman Ulvan ile görüştüm"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Ebu Ali el Enbari ile birçok defa görüştüm. Uzun uzun oturumlar düzenledik. Ben, IŞİD ile diğer muhalif grupların arasında meydana gelen ihtilaflardan dolayı bağımsız bir mahkemeye katılmaları için Ebu Ali el Enbari’yi ikna etmek için çok çabaladım.”
Nusret Cephesi ve Ahraru’ş Şam Hareketi’ni IŞİD’in tekfir ettiğine değinen Muhaysini şunları ifade etti:
“Benim bu teklifimi el Enbari sert bir şekilde reddetti. O sıralar Devle örgütü Nusret Cephesi’nin ve Ahraru’ş Şam hareketinin kafir olduğuna inanmaktaydı. Şu anda Suud zindanlarında olan Allame Süleyman Ulvan ile görüşmüştüm. O beni hangi tarafın şer’i mahkemeden uzak durduğunu söylemeye zorladı.”
Dr. Abdullah Muhaysini: “O sıralar problem sadece bazı ihtilaflar olduğu için hiçbir kimseye açık bir şekilde mahkemeyi kabul etmeyinin IŞİD olduğunu söylemek istemiyordum. Ancak bu problem kan dökülmesine sebep olunca bunu açık bir şekilde ilan etmek vacip oldu.”
El Enbari’nin teklif ettiğim hiçbir kimsenin mahkemesini kabul etmediğini söyleyen Muhaysini şunları söyledi: “İlk kan aktıktan sonra Ebu Ali el Enbari’nin yanına gittim ve Allame Süleyman Ulvan’nın sizin ile diğer muhalif grupların arasında mahkeme sonucu vereceği kararı kabul eder misiniz diye sordum. Hayır dedi. Yemen’de Ensaru’ş Şeria’nın ve Şeyh İbrahim Rübeyş’in kararını kabul eder misiniz diye sordum. Hayır diye cevap verdi. Cundul Aksa’nın ve İslami Şam’ın vereceği kararı kabul eder misiniz diye sordum. Hayır bunlar küçük gruplar diye cevap verdi.”
"IŞİD kadılık teklif etti"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Bu görüşmelerimiz sırasında Ebu Ali el Enbari bana IŞİD içerisinde kadı olmamı ve Islah Komitesi’nde başkanlık yapmamı teklif etti. Ancak ben onun bu teklifini hemen reddettim ve sadece ihtilafların son bulması için şer’i bir mahkeme kurulmasını istediğimi söyledim.”
Dr. Abdullah Muhaysini: “Devle örgütü ile Ceyşul Mucahidin grubu arasında savaş başladığı sıralarda Ebu Ali el Enbari’nin yanına tekrar gittim. Şayet bu kimselerin mürted olduklarına inanıyorsan bana mürted olma sebeplerini anlat ki bende bu mahkeme işinden vazgeçeyim dedim. O da bana Allah’a yemin olsun ki eğer onların riddetini bilseydim bunu açıkça ilan ederdim diye cevap verdi.”
"Şeriat mahkemesini reddettiler"
Dr. Abdullah Muhaysini, İsviçre İslami Meclis Şura’sı ile yaptığı oturumunda IŞİD cemaatini şer’i mahkemeyi reddettiklerinden dolayı “baği bir topluluk” olarak nitelemektedir. Muhaysini IŞİD’in baği bir topluluk olmasını şu ayetle ilişkilendirmektedir: “Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. “
Dr. Abdullah Muhaysini: “Şayet onların bugün bağımsız şer’i bir mahkemeye tekrar davet etsek bunu kabul ederler mi? Kesinlikle kabul etmezler. Çünkü onlar kendilerine muhalefet eden kimselerden çok cüzi bir kısmı müstesna tamamını tekfir etmektedirler. Salahuddin eş Şişani ve başkaları mahkeme yapılması için onların yanına gitti ancak onlar bunu reddettiler.”
"Eğer biz Sahva'ysak ABD neden bizi vuruyor?"
IŞİD’in Suriye’de Esed rejimine karşı savaşan ve İslami bir devlet kurma projesi olan muhalif grupları Sahavat olarak isimlendirmesine anlam veremeyen Dr. Muhaysini, "Irak’ta Sahve gruplarını Amerika ortaya çıkardı, Amerika bizi burada bombalarken bizler nasıl sahve grupları oluyoruz" dedi.
IŞİD ile diğer muhalif grupların arasında sulh imkanı sorusuna cevap veren Dr. Muhaysini şu ifadeleri kullandı: “Bunun gerçekleşmesi imkansız. Onlar bizleri mürted kafirler olarak görmektedirler. Hatta bizimle savaşı Nusayri Beşşar ile savaşmaktan daha hayırlı görüyorlar. Bunun en büyük delili ise İdlib zaferinden sonra “Hiçbir şey değişmedi. Kafirin elinden mürtedlerin eline geçti” demeleridir.”
"Sürekli bombalı araç gönderiyorlar"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Evet bizler bu topraklara Nusayri rejimi ile savaşmaya geldik. Nusayri rejimi ile savaşmak Devle örgütü ile savaşmaktan daha önceliklidir. Ancak IŞİD bizi bir gün olsun kendi halimize bırakmadı. Sürekli bomba yüklü araçlar gönderiyorlar.”
Dr. Muhaysini yakında hariciler hakkında bir risale yayınlayacağını söyledi. Muhaysini, hazırladığı risalede IŞİD yapılanmasının 40 özelliğinin ilk dönem haricilerin 40 özelliğiyle birebir örtüştüğünü ispatlayacak.
IŞİD yapılanmasına gençlerin katılmasının altında yatan etkenleri yorumlayan Dr. Muhaysini şunları söyledi: “Bu örgüt cazibeli sloganlarla gençlerin duygularıyla oynuyor. Tıpkı İslam Hilafet, İslam Devleti ve benzeri gibi. Yakında aralarında mehdi olduğunu ilan etmeleri uzak bir tahmin değildir.”
"Alimler IŞİD'i harici olarak görüyor"
Dr. Abdullah Muhaysini: “Cihad sahasını bilen ve takip eden alimlerin tamamı bu kimseleri baği olarak veya harici olarak görmektedirler. Hatta bazıları haricilerden daha azgın görmektedirler."
IŞİD’in sanki bütün muhacirler onların yanındaymış gibi hareket eden medyasına cevap veren Muhaysini, Şam’da sadece bir grupta 3 bin yabancı uyruklu muhacir, buna ek olarak 5 bin Arap muhacir bulunduğunu belirtti.
"IŞİD yabancı gazeteleri referans alıyor"
IŞİD’in Suriye’de bulunan muhalif grupların Batılı devletlerle ilişkili olduğuna dair yabancı gazeteleri referans almasının ahmakça bir tutum olduğunu belirten Dr. Muhaysini, 'şayet size bir fasık haber getirirse onu araştırın ayetini' öne sürerek, "Burada fasıktan kasıt Müslümandır, kafir olduğunda acaba durum nasıldır?" diye sordu.
Amerika’nın IŞİD’i buradan göndermesine gücü yettiğini fakat İslami gruplar arasındaki savaşın menfaatine olduğunu belirten Dr. Muhaysini şu ifadeleri kullandı:
"Bizler IŞİD’in konvoylarının yürüdüğünü görüyoruz ve bayraklarının dalgalandığını. Aynı şekilde Amerikan casus uçaklarının 24 saat semalarda gezdiğini iyi biliyoruz. Bir konvoy çıkar çıkmaz hemen vurmaktadır."
Muhaysini konuşmasının sonlarına doğru IŞİD’e katılan gençlere seslenerek onlara mesaj gönderdi. Ahirette IŞİD’in komutan ve liderlerini desteklediklerinden ve yardım ettiklerinden dolayı cezalandırılacaklarını hatırlatarak onları uyardı ve IŞİD’e katılan gençleri IŞİD cemaatinden ayrılmaya davet etti.
24 Kasım 2015
Haber Merkezi/ incanews