أ
Çevrimdışı
Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtühü
Bu mesele ile alakalı delilleri inceliyordum. Genelde zâruret durumu ve Allah size dinde zorluk kılmadı, ayeti delil olarak zikrediliyor. Ama ben doğrudan bu konuyu ele alan bir Kur'ân ve Sünnetten delil var mı merak ediyordum. Bu hadislere denk geldim.
Mukâtebe (Kölenin, efendisiyle azad edilmesi için yaptığı anlaşma) ile ilgili vela (Âzad olmaktan veya muvâlât sözleşmesinden doğan hükmî akrabalık bağı, velayet) ile ilgili aşağıdaki hadisler, (zâruret olan) küfür sözleşmelerinin boşa çıktığına ve bunların kâfirlerin boş kuruntusundan başka bir şey olmadığına delil olur mu?
Özellikle ilk hadisteki altını çizdiğim kısım, bu durumla örtüşüyor gibi.
Hişam b. Urve babasından şöyle rivâyet etti: Aişe radiyallahu anha dedi ki: Bana, Berire adlı cariye gelerek: Ben efendimle mukatebe anlaşması yaptım. Her sene bir ûkıye Ukiye: 12 dirhem (memleketlere göre değişen ağırlık ölçüsü). olmak üzere toplam dokuz ukiye vereceğim. Bana yardım et» deyince, ona şöyle dedim; Velân Velâ: azat eden efendi ile azat ettiği kölesi arasındaki bir akrabalık bağı olup, köle hürriyetlerine kavuştuktan sonra kendi varisleri olmadan ölürse mirası efendisine ya da varislerine kalır. bana ait olmak şartıyla, efendilerin senin yerine benim peşin olarak vermeme razı olurlarsa, derhal verir (ve seni azad eder)im» Bunun üzerine Berire, efendilerinin yanına gitti. Onların yanından dönünce bana şöyle dedi. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da yanımda oturuyordu: Bana söylediğini efendilerime anlattım. Velâ kendilerine ait olmaksızın teklifini kabul etmediler. (sallallahu aleyhi ve sellem) konuşmamızı duydu ve meseleyi sordu. Ben de kendilerine, olanları genişçe anlattım. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana şöyle dedi: O cariyeyi satın al, alırken de velânın kendilerine ait olmasını şart koş. Nasıl olsa velâ azat edenindir.» de öyle yaptım. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Cemaatin içersinde ayağa kalkarak Allah'a hamdu sena etti, şöyle buyurdu: «Ne oluyor bazı kişilere! Allah'ın kitabında olmayan şartları ileri sürüyorlar? Allah'ın kitabında olmayan şart yüz tane de olsa hükümsüzdür. Allah'ın koyduğu hüküm uyulmaya daha lâyıktır. Allah'ın koyduğu şart daha güvenilirdir. Velâ, sadece azat edene aittir,» (Buharî, Buyu, 34/73; Müslim, Itk, 20/2, no:8)
Abdullah b. Ömer (radıyallahu anh)'den: Mûminlerin annesi Aişe (r.anha) bir cariye satın alıp azad etmek istedi. Cariyenin efendileri de şöyle dediler: Bu cariyeyi sana velâsı bize ait olmak üzere satabiliriz.» Bunun üzerine meseleyi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a anlattım. O da şöyle buyurdu; Bu şart, velânın sana aidiyetine engel olmaz. Çünkü velâ azad edene aittir.» (Buharî, Buyu, 34/73; Müslim, Itk, 20/2, no:5.)
Abdurrahman'ın kızı Amre (radıyallahu anha)'dan: Berire, mûminlerin annesi Aişe'ye (radiyallahu anha) yardım istemeye geldi. Aişe de ona şöyle dedi: Efendilerin, bedelini bir defada verip seni azat etmemi kabul ederlerse yapayım.» üzerine Berire durumu efendilerine anlattı. Onlar da şöyle dediler: Velân bize ait olmazsa kabul etmeyiz.» Rivâyet eden Amre devamla şöyle dedi: Sanıyorum ki Aişe (r.anha) bu meseleyi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a anlattı. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da ona şöyle dedi: Onu satın al ve azat et. Çünkü velâ, azat edene aittir.» Hafız der ki: Görünüşüyle murseldir. Malik'in ravileri bu konuda ihtilafsızdır. (Buharî, Mukateb, 50/4.)
İmâm-ı Mâlik, dilediği kişilerle velâ anlaşması yapmak kaydıyle kendisini efendisinden satın alan köle hakkında derki: Bu caiz değildir. Velâ, azad edene aittir. Adam azad ettiği kölesinin, dilediği kimselerle velâ anlaşması yapmasına izin verirse, bu caiz olmaz. Çünkü Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) «Velâ azad edene aittir» buyurmuş, velâyı satmayı ve bağışlamayı da yasak etmiştir. azad ettiği kölenin dilediği kişilerle velâ anlaşması yapmasına izin vermesi ve bunu şart koşması caiz olduğu zaman, bu, velâyı bağışlamak olur.
(Kaynak: İmam Malik Muvatta, Itk (köle Azadı) Ve Velâ Kitabı)
Bu mesele ile alakalı delilleri inceliyordum. Genelde zâruret durumu ve Allah size dinde zorluk kılmadı, ayeti delil olarak zikrediliyor. Ama ben doğrudan bu konuyu ele alan bir Kur'ân ve Sünnetten delil var mı merak ediyordum. Bu hadislere denk geldim.
Mukâtebe (Kölenin, efendisiyle azad edilmesi için yaptığı anlaşma) ile ilgili vela (Âzad olmaktan veya muvâlât sözleşmesinden doğan hükmî akrabalık bağı, velayet) ile ilgili aşağıdaki hadisler, (zâruret olan) küfür sözleşmelerinin boşa çıktığına ve bunların kâfirlerin boş kuruntusundan başka bir şey olmadığına delil olur mu?
Özellikle ilk hadisteki altını çizdiğim kısım, bu durumla örtüşüyor gibi.
Hişam b. Urve babasından şöyle rivâyet etti: Aişe radiyallahu anha dedi ki: Bana, Berire adlı cariye gelerek: Ben efendimle mukatebe anlaşması yaptım. Her sene bir ûkıye Ukiye: 12 dirhem (memleketlere göre değişen ağırlık ölçüsü). olmak üzere toplam dokuz ukiye vereceğim. Bana yardım et» deyince, ona şöyle dedim; Velân Velâ: azat eden efendi ile azat ettiği kölesi arasındaki bir akrabalık bağı olup, köle hürriyetlerine kavuştuktan sonra kendi varisleri olmadan ölürse mirası efendisine ya da varislerine kalır. bana ait olmak şartıyla, efendilerin senin yerine benim peşin olarak vermeme razı olurlarsa, derhal verir (ve seni azad eder)im» Bunun üzerine Berire, efendilerinin yanına gitti. Onların yanından dönünce bana şöyle dedi. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da yanımda oturuyordu: Bana söylediğini efendilerime anlattım. Velâ kendilerine ait olmaksızın teklifini kabul etmediler. (sallallahu aleyhi ve sellem) konuşmamızı duydu ve meseleyi sordu. Ben de kendilerine, olanları genişçe anlattım. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana şöyle dedi: O cariyeyi satın al, alırken de velânın kendilerine ait olmasını şart koş. Nasıl olsa velâ azat edenindir.» de öyle yaptım. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Cemaatin içersinde ayağa kalkarak Allah'a hamdu sena etti, şöyle buyurdu: «Ne oluyor bazı kişilere! Allah'ın kitabında olmayan şartları ileri sürüyorlar? Allah'ın kitabında olmayan şart yüz tane de olsa hükümsüzdür. Allah'ın koyduğu hüküm uyulmaya daha lâyıktır. Allah'ın koyduğu şart daha güvenilirdir. Velâ, sadece azat edene aittir,» (Buharî, Buyu, 34/73; Müslim, Itk, 20/2, no:8)
Abdullah b. Ömer (radıyallahu anh)'den: Mûminlerin annesi Aişe (r.anha) bir cariye satın alıp azad etmek istedi. Cariyenin efendileri de şöyle dediler: Bu cariyeyi sana velâsı bize ait olmak üzere satabiliriz.» Bunun üzerine meseleyi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a anlattım. O da şöyle buyurdu; Bu şart, velânın sana aidiyetine engel olmaz. Çünkü velâ azad edene aittir.» (Buharî, Buyu, 34/73; Müslim, Itk, 20/2, no:5.)
Abdurrahman'ın kızı Amre (radıyallahu anha)'dan: Berire, mûminlerin annesi Aişe'ye (radiyallahu anha) yardım istemeye geldi. Aişe de ona şöyle dedi: Efendilerin, bedelini bir defada verip seni azat etmemi kabul ederlerse yapayım.» üzerine Berire durumu efendilerine anlattı. Onlar da şöyle dediler: Velân bize ait olmazsa kabul etmeyiz.» Rivâyet eden Amre devamla şöyle dedi: Sanıyorum ki Aişe (r.anha) bu meseleyi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a anlattı. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da ona şöyle dedi: Onu satın al ve azat et. Çünkü velâ, azat edene aittir.» Hafız der ki: Görünüşüyle murseldir. Malik'in ravileri bu konuda ihtilafsızdır. (Buharî, Mukateb, 50/4.)
İmâm-ı Mâlik, dilediği kişilerle velâ anlaşması yapmak kaydıyle kendisini efendisinden satın alan köle hakkında derki: Bu caiz değildir. Velâ, azad edene aittir. Adam azad ettiği kölesinin, dilediği kimselerle velâ anlaşması yapmasına izin verirse, bu caiz olmaz. Çünkü Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) «Velâ azad edene aittir» buyurmuş, velâyı satmayı ve bağışlamayı da yasak etmiştir. azad ettiği kölenin dilediği kişilerle velâ anlaşması yapmasına izin vermesi ve bunu şart koşması caiz olduğu zaman, bu, velâyı bağışlamak olur.
(Kaynak: İmam Malik Muvatta, Itk (köle Azadı) Ve Velâ Kitabı)