Müslüman Aciz Değildir!
Selamunaleyküm kardeşlerim,
Bir sesim olacak olsa, size çocuklarınızın sesiyle seslenmek isterdim. Her birinizi “annecim, babacım, abicim, ablacım” diye yardıma çağırmak isterdim. Bütün kalbim ve bu kalbin Rabbi şahittir, aynı arzuyla size sesleniyorum. Annelerim, babalarım, kardeşlerim diyerek sizi yardıma çağırıyorum. Müslümanların yeri göğü inletecek seslerinize, dualarınıza, emeklerinize, evlatlarınıza, imanımıza hasretimizi söylüyorum.
Her gün sağlıklarına, varlıklarına, ömürlerine dua ettiğiniz, onlar için şükrettiğiniz çocuklarınızın ismi nedir kardeşlerim? Ahmet mi, Mehmet mi, Ali mi, Ayşe mi, Burak mı, Zeynep mi, Rabia mı, Meryem mi? Yusuf mu? Musa mı? Muhammed mi?
Bugün size çocuklarımızı anlatmak istiyorum.
Dün Mısır sokaklarında bir anne, oğlunu arıyordu. Binlerce kefenin içinde, yüzlerini sırayla açtırıp tek tek… İkiyüz tane vurulup, kefenlenmiş cenazeye baktı. Ahmet yoktu.
Sonra birinin önünde durdu yüreği, dedi ki “bu oğlum Ahmet’tir, Ahmet burada.” Açtılar yüzüne baktılar, Ahmet oradaydı. Gülümsüyordu. Allah aşkına, yetsin yüreğiniz, bakın bu yüze bakıp, siz de evladınızı arayın.
Ekli dosyayı görüntüle 5326
Kardeşlerim,
Mısır’da Ahmet gibi nice kardeşimiz, sokağa çıkmadan önce, kollarına isimlerini, telefon numaralarını yazıyor çıkmaz kalemlerle. Vurulursak, şehit olursak ailelerine haber verilebilmesi için yazıyorlar. Binlercesi şehit oldu, binlercesi yaralandı, daha milyonlarcası direnmeye, hak yolunda canlarını vermeye devam ediyorlar. Size evlatlarınızın sesiyle sesleniyorum.
Evlerinizde oturmayın! Sokakları doldurun, camileri doldurun, meydanları doldurun. Mihraplarımız, seccadelerimiz, kalplerimiz harp yeridir kardeşlerim, kazanırsak “yalnız Rabbe kul olmanın” şerefine, onuruna kavuşuruz.
Bu dert yalnız bugünün değil, dünün ve yarının da derdidir. İnsanın yaratıldığı ilk günden son güne kadar olan sürecek bu kavga bugün en çetin haliyle başta Mısır olmak üzere tüm Müslüman coğrafyasında yaşanıyor. Şahidiz ve şahitliğimizden sorulacağız. Bugün tüm dünyanın kaderini belirleyecek kardeşlerim.
Müslümanlar aciz değildir kardeşlerim, kim size “siz kendinizi aciz sanasınız diye konuşuyorsa” vallahi sizi aciz kılmak istiyor. Müslüman aciz değildir. Bakın size dünümüzden bahsedeyim;
Bedir Savaşı’nda silahlarıyla, sayılarıyla kat kat üstün duran küfr ordusu, bir avuç Müslümanla savaşırken… Peygamber efendimiz, ellerini göğe kaldırmış, Rabbimize yakarıyordu. “Ya Rabbi bugün bu bir avuç Müslüman da helak olursa, sana bundan sonra yeryüzünde kulluk edecek kimse kalmayacak! Ya Rabbi bize müjdelediğin yardımı gönder, müjdelediğin zaferi nasip et!” Öyle şiddetli dua ediyordu ki Ebu Bekir “Duan arşı inletti Ya Resullullah, Allah bize zaferi verecektir” diyordu. Bedir savaşını bir avuç müslümanın yeryüzünü dolduran imanı kazandı kardeşlerim. Zaferi müjdeleyen ayetler indirildi, Ali efendimiz kılıcını savurdu, nice Müslüman şehit oldu ve bize bir kitap bıraktılar.
Size dünümüzden bahsedeyim kardeşlerim,
Hz. Hüseyin, Kerbela yoluna düşerken, yanındakiler “gitme ey Resulün oğlu, gitme vallahi seni öldürecekler” demişlerdi. Hz. Hüseyin “Vallahi ben bugün gitmezsem, bir daha kimse hak yolunda yürümez” diye cevap verdi. O lanetlenmiş kalabalık, bir avuç müslümanın etrafını sardılar, onları çölün ortasında aç, susuz, şehit ettiler! Bir Zeynep kaldı, her şeyi anlatan. Bize hak yolunda olma cesaretini öğretti.
Biz böyle bir ümmetin devamıyız kardeşlerim, bu yol hiçbir zaman bedelsiz olmadı.
Her kul eceliyle doğar, biz ölüme ve ölümün Hak’tan olduğuna iman ederiz. Kişinin eceli gelmişse, bunu değiştirecek yoktur. O vakit gelmemişse, bizden canımızı da kimse alamaz. Bu sebepledir ki Müslüman can korkusuna düşmez, canımız Allah yolunda bizim ismailimizdir, kurbanımızdır. Müslüman canıyla korkutulamaz kardeşlerim, bu sebepledir ki küfr ordusunun, kefenini giyip, hak yolunda yürüyene yapacak hiçbir şeyi yoktur. Ölürsek Hz. Hüseyin’in, Hz. Hamza’nın, Hz. Ali’nin, Hz. Ebubekir’in, Efendimizin saflarında sayılırız. Kalırsak Zeynep gibi bizden sonrakileri aydınlatmak vazifesiyle kalırız.
Müslüman aciz değildir. Çünkü “Bizim imanımız, onların silahlarından üstündür. “
Takipçilerimizden AYŞE
( 2. Yazıda size bugünümüzden bahsedeceğim inşaAllah.)
Cahide Sultan
Selamunaleyküm kardeşlerim,
Bir sesim olacak olsa, size çocuklarınızın sesiyle seslenmek isterdim. Her birinizi “annecim, babacım, abicim, ablacım” diye yardıma çağırmak isterdim. Bütün kalbim ve bu kalbin Rabbi şahittir, aynı arzuyla size sesleniyorum. Annelerim, babalarım, kardeşlerim diyerek sizi yardıma çağırıyorum. Müslümanların yeri göğü inletecek seslerinize, dualarınıza, emeklerinize, evlatlarınıza, imanımıza hasretimizi söylüyorum.
Her gün sağlıklarına, varlıklarına, ömürlerine dua ettiğiniz, onlar için şükrettiğiniz çocuklarınızın ismi nedir kardeşlerim? Ahmet mi, Mehmet mi, Ali mi, Ayşe mi, Burak mı, Zeynep mi, Rabia mı, Meryem mi? Yusuf mu? Musa mı? Muhammed mi?
Bugün size çocuklarımızı anlatmak istiyorum.
Dün Mısır sokaklarında bir anne, oğlunu arıyordu. Binlerce kefenin içinde, yüzlerini sırayla açtırıp tek tek… İkiyüz tane vurulup, kefenlenmiş cenazeye baktı. Ahmet yoktu.
Sonra birinin önünde durdu yüreği, dedi ki “bu oğlum Ahmet’tir, Ahmet burada.” Açtılar yüzüne baktılar, Ahmet oradaydı. Gülümsüyordu. Allah aşkına, yetsin yüreğiniz, bakın bu yüze bakıp, siz de evladınızı arayın.
Ekli dosyayı görüntüle 5326
Kardeşlerim,
Mısır’da Ahmet gibi nice kardeşimiz, sokağa çıkmadan önce, kollarına isimlerini, telefon numaralarını yazıyor çıkmaz kalemlerle. Vurulursak, şehit olursak ailelerine haber verilebilmesi için yazıyorlar. Binlercesi şehit oldu, binlercesi yaralandı, daha milyonlarcası direnmeye, hak yolunda canlarını vermeye devam ediyorlar. Size evlatlarınızın sesiyle sesleniyorum.
Evlerinizde oturmayın! Sokakları doldurun, camileri doldurun, meydanları doldurun. Mihraplarımız, seccadelerimiz, kalplerimiz harp yeridir kardeşlerim, kazanırsak “yalnız Rabbe kul olmanın” şerefine, onuruna kavuşuruz.
Bu dert yalnız bugünün değil, dünün ve yarının da derdidir. İnsanın yaratıldığı ilk günden son güne kadar olan sürecek bu kavga bugün en çetin haliyle başta Mısır olmak üzere tüm Müslüman coğrafyasında yaşanıyor. Şahidiz ve şahitliğimizden sorulacağız. Bugün tüm dünyanın kaderini belirleyecek kardeşlerim.
Müslümanlar aciz değildir kardeşlerim, kim size “siz kendinizi aciz sanasınız diye konuşuyorsa” vallahi sizi aciz kılmak istiyor. Müslüman aciz değildir. Bakın size dünümüzden bahsedeyim;
Bedir Savaşı’nda silahlarıyla, sayılarıyla kat kat üstün duran küfr ordusu, bir avuç Müslümanla savaşırken… Peygamber efendimiz, ellerini göğe kaldırmış, Rabbimize yakarıyordu. “Ya Rabbi bugün bu bir avuç Müslüman da helak olursa, sana bundan sonra yeryüzünde kulluk edecek kimse kalmayacak! Ya Rabbi bize müjdelediğin yardımı gönder, müjdelediğin zaferi nasip et!” Öyle şiddetli dua ediyordu ki Ebu Bekir “Duan arşı inletti Ya Resullullah, Allah bize zaferi verecektir” diyordu. Bedir savaşını bir avuç müslümanın yeryüzünü dolduran imanı kazandı kardeşlerim. Zaferi müjdeleyen ayetler indirildi, Ali efendimiz kılıcını savurdu, nice Müslüman şehit oldu ve bize bir kitap bıraktılar.
Size dünümüzden bahsedeyim kardeşlerim,
Hz. Hüseyin, Kerbela yoluna düşerken, yanındakiler “gitme ey Resulün oğlu, gitme vallahi seni öldürecekler” demişlerdi. Hz. Hüseyin “Vallahi ben bugün gitmezsem, bir daha kimse hak yolunda yürümez” diye cevap verdi. O lanetlenmiş kalabalık, bir avuç müslümanın etrafını sardılar, onları çölün ortasında aç, susuz, şehit ettiler! Bir Zeynep kaldı, her şeyi anlatan. Bize hak yolunda olma cesaretini öğretti.
Biz böyle bir ümmetin devamıyız kardeşlerim, bu yol hiçbir zaman bedelsiz olmadı.
Her kul eceliyle doğar, biz ölüme ve ölümün Hak’tan olduğuna iman ederiz. Kişinin eceli gelmişse, bunu değiştirecek yoktur. O vakit gelmemişse, bizden canımızı da kimse alamaz. Bu sebepledir ki Müslüman can korkusuna düşmez, canımız Allah yolunda bizim ismailimizdir, kurbanımızdır. Müslüman canıyla korkutulamaz kardeşlerim, bu sebepledir ki küfr ordusunun, kefenini giyip, hak yolunda yürüyene yapacak hiçbir şeyi yoktur. Ölürsek Hz. Hüseyin’in, Hz. Hamza’nın, Hz. Ali’nin, Hz. Ebubekir’in, Efendimizin saflarında sayılırız. Kalırsak Zeynep gibi bizden sonrakileri aydınlatmak vazifesiyle kalırız.
Müslüman aciz değildir. Çünkü “Bizim imanımız, onların silahlarından üstündür. “
Takipçilerimizden AYŞE
( 2. Yazıda size bugünümüzden bahsedeceğim inşaAllah.)
Cahide Sultan