Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslümanların Güncel Sorunları/ Güncellenmesi Gereken Sorunları

maxsimilyan70 Çevrimdışı

maxsimilyan70

Üye
İslam-TR Üyesi
Müslümanların Güncel Sorunları/Güncellenmesi Gereken Sorunları

bismillah velhamdulillah vessalat vesselam ala resulillah emma baad
Bu başlık altında değerlendireceğimiz meseleler, Müslümanca düşünme/düşünebilme üzerinedir.

3 Başlık altında değerlendirmeye gayret ettik:

1- ''Biz'', Derken?
2- Neden Farklı ''biz''leşmeler var?
3-Ne yapmalıyız ?

Gayret bizden başarı, Herşeyi gören Allah'tandır.


1- ''Biz'', Derken?

Her düşünce ekolü, kendi müritlerini özgün bir isimle tanımlar. Söz gelimi ırklarının üstünlüğüne inanan beyazlar kendilerini ''beyaz adam'' olarak tanımlar. ''Biz'' derken, sadece beyaz ırkı senbolize ederler.
Aynı şekilde, işçi sınıfının felsefesi olan marksizm de bağlılarını ''işçi'' olarak tanımlar. ''Biz''in, özel lugatlarındaki anlamı ''biz işçiler ve emekçiler''dir. Bir Hiristiyan kimliği ise ''isa''nın takipçisi olmasıdır.
Oysa İslam, ne ırkları, ne sınıfları, ne de yerel ve kişisel etiketleri; insanların kendilerini tanımlamaları için bir araç olarak görür. Bu dinin mensupları hiç birzaman kendilerini; göçebe, zengin, yoksul, siyah,beyaz, doğulu, batılı, muhammedçi, kurancı, gibi sıfatlarla tanımlamazlar.
Öğretinin karekteri gereği, kabul edilir edilmez tüm yaftalar ve etiketler kaybolur, sadece Allah ile kulu arasında özel bir ilişki kalır.
İslam olmanın anlamıda zaten budur, yani teslim olmaktır.
Tıpkı ibrahim (as) gibi:
''Rabbi kendisine ''teslim ol'' dediğinde,
Dedi: ''Teslim oldum alemlerin rabbine'' (2/131)

2- Neden Farklı ''biz''leşmeler var?


Bazı kardeşlerimiz, Herkes kuran ve sünnette yöneldiğini söylemekte, fakad yinede farklı ''biz''leşmelerden yakınmaktalar.
Herhalde sorunun, kuran ve sünnetten kaynakladığını söyliyemeyiz. Allah'ın kelamını, Resulun sünnettini bu yakıştırmalardan tenzih ederiz. Çünki sorun bizde beyler, Bizim nasıl yaklaştığımızdan.
Bu sorunun cevabı O kadar çok ki, biz sadece 3 tanesine değineceğiz. Bu 3'ünü yeterince idrak eden kardeşlerimize kafi geleceğine inanmaktayım.

A- Gerçekten kuran ve sünnette yaklaşılmamakta, bu sadece söylevde kalmaktadır.

Bazı hatalı kardeşlerimiz, Kuran ve sünnetti; günümüz saptırıcı üstadlarından dinlemekteler. Böylece kuran ve sünnete yöneldikleri zehabına kapılmaktalar. Halbuki muhalif görüşleride iyice dinlemeleri gerekir, ve olaylara yanlı değil objektif yaklaşmaları gerekir.


B- akademik meselelere ve ayrıntıya gömülmek.

Bazı kardeşler, asıl meselemizi bırakıp güncel olmayan, akademik ve ütopik sorunlara yönelirler. Bu tavırlarından, bu sorulardan ve bu sorunlardan kurtulmaları gerekir. Çünki bu akademik meseleler ve ayrıntı gereksiz meseleler müslümanların vahdetine birer darbe gibi inmekte.

Bunun yanında bazı kardeşlerimizde vardır ki; Bunların soruları ütopik, bunların soruları akademik değildir. Bunların soruları, sadece bilgilenmek, bilgiye bilgi katmak için yö*neltilen sorular hiç değildir.

Bunlar dertlerini bilen, dertli müslümanlardır. Yönelttikleri sorular da, meraklarından değil, dertle*rinden kaynaklanan sorulardır.

Bu dert ile yaşaran ve bu yaşlarla aydınlanan gözleriyle size bakarak, ne yapalım can, ne yapalım kurban. ne yapalım kârdaş? derler.

Allah bizlere, kuran ve sünnette bu sorularla bu sorunlarla yönelmeyi nasib etsin.


C- Kuran ve sünnette bütüncül Yaklaşmama sorunu.

Müslümanların fırkalaşmasındaki en büyük sorun olarak bunu görüyorum. Çünki Kuran ve sünnette bütüncül yaklaşmayan müslümanlar, ellerindeki hak kırıntıları ile hakkın kendileri oldukları zehabına kapılmaktalar.

Vereceğimiz misalle daha iyi anlaşılacağını ümit ederek bir örnek vermek istiyoruz.

Allaha teala buyurdu ki: '' Allah kime hidayet etmişse, o doğru yola ermiştir. Kimide sapıtmışsa O sapanlardan olmuştur, Artık sen ona bir yol bulamassın''.

Bu ayeti okuyan bir kimse, doğru yolda olmanın bireysel olarak bir etkisi olmadığını, insanın iradesinin bir fonksiyonu olmadığı kanısına varır. Nitekim yukarda söz konusu ayetide arkasına alarak, hakkı bulduğu zehabına kapılabilir. Ve insanlara bu bakış açısı ile tavır almaya başlar.

Fakad aynı kavram olan ''hidayet'' kavramı ile kuranı kerimde yüzlerce ayet olduğu görülür.

Bunlar: ''Allah ancak zalimleri saptırır''

''Kim doğru yola girmek isterse, Allah onun kalbini islama açar'' buyurmakta.

Görülüyor ki, bütünsel yaklaşıldığında manada çok değişmeler olmakta, birbirini tamamlamaktadır.

Allah en doğrusunu bilir..



3-Ne yapmalıyız ?

Netice olarak, kimseye bize gelin demiyoruz.. Ve kimseye size gelecezde demiyoruz...

Gelin hepbirlikte, Allah ve Rasulunun davetine icabet edelim...


:Kalemşör
 
Üst Ana Sayfa Alt