Cahil cahil konuşup fitne saçmakimse kimseyi kandırmasın;
Ehli sünnet hiçbir zaman muayyen tekfirde bulunmamıştır diyen kimseye gelince, bu sözü söyleyen cahil kimse ehli sünnet ile mürcieyi birbirine karıştırmaktadır.
Mutlak tekfir şuna inanan veya şu işi yapan kimse kafir olur demektir. Muayeyen tekfir ise mutlak tekfirden hareketle küfür olan itikada veya amele sahip olan belli bir kişiyi tekfir etmektir. Kuran ve sünnette mutlak tekfirin de muayyen tekfirin de sayısız örnekleri vardır. Hal böyle iken birini kabul edip diğerini reddetmek olmaz. Umumi tekfir muayyen tekfiri gerektirmez diyen cahildir. Tam tersine, umumi tekfir gerekli şartları taşıyan kişiler için her zaman muayyen tekfiri gerektirir. Fiil küfür ise fail elbette kafirdir. Küfür işleyene kafir demeyeceğiz de ne diyeceğiz?
Her küffür ameli sahibini kafir edecekse usul-u fıkıhta ki tekfiri engelleyen şartlar neden konulmuştur.
Öyle olsa her küfür fiilini işleyene sorgusuz sualsiz tekfir edilirdi.
Muayyen tekfir için kişi ile görüşülüp bu fiili neden yaptığı öğrenilir. Cahil ise cehaleti , ikrah-ı mülcie (zorlayıcı baskı) bir hali mi var ya da bu fiili yapmasına sebeb olan bir tevili mi var.
Bunlar açıklanır , izah edilir , konu netleştirilir ondan sonra tevbeye çağrılır.
Son durumuna göre tekfir edilir veya edilmez.
Şimdi buradan uzun uzadıya Rasulullahın ashabın bazı yaptığı fiilere neden kendileriyle konuştuğunu , tekfir etmediğini aktarmak istemiyorum.
Hz. Ömer'in (r.a.) halifeliği zamanında Kudame b. maz'un (r.a.) içki içmesi ve hatalı tevili sayesinde tekfirden kurtulduğunuda biliniz.
Ön yargı ile yazılarıma bakarsanız bir şey anlamazsınız. Muayyen tekfir vardır fakat şartları vardır demek ayrı , muayyen tekfiri inkar etmek ayrı.
İlla gelişigüzel tekfir edeceğim diyorsanız piyasada çok tekfir siteleri mevcuttur. Oralarda rahatlayınız.