18- KAFİRLERE VELA GÖSTERMEMEK VE ONLARI TEKFİR ETMEK
Kişinin müslüman olabilmesi için sadece sahte ilahları reddedip , bütün ibadetleri yalnız Allah’a yapmış olması yeterli değildir. Aynı zamanda tağutlara itaat edenleri tekfir etmesi, onları müslüman olarak kabul etmemesi, tağutlara ve onların uşakları olan diğer muşriklere sevgi ve dostluk göstermemesi, onlardan uzak olması, onlarla beraber hareket etmemesi gerekir.
Allah (c.c) aşağıdaki ayette bunu açıkça belirtiyor:
“İbrahim ve bareberinde olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani bir zaman onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: “Biz sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi reddettik. Yalnız Allah’a iman etmenize kadar bizimle sizin aranızda ebedi bir düşmanlık ve kin ortaya çıkmıştır.”(Mumtahine: 4)
Allah (c.c) ayette: İbrahim ve beraberinde olanlarda bizim için uyulması gereken güzel bir tutum olduğunu bildiriyor. Ayette onların yalnız Allah’a iman edip, Allah’tan başka ibadet edilen ilah ve tağutlardan ve tağutlara ibadet eden kimselerden de uzak oldukları, kavimlerini müslüman olarak kabul etmedikleri, onlara karşı kalblerinde hiçbir sevgi duymayıp onlara kin duydukları ve bunu da onlara karşı düşmanlık ederek hareketleriyle gösterdikleri belirtiliyor. İşte La ilahe illÂllah’ın gerçek manası budur.
Kişi bu kelimeyi bu şekilde kabul edib bu kelimeye uygun olarak yaşar ve bu kelimeyi bozacak hareketlerden kaçınırsa işte ancak o zaman müslüman olur. Allah (c.c) mûminlerin sıfatlarını belirtirken şöyle buyuruyor:
“Allah’a ve ahirat gününe inanan bir milletin babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah’a ve rasulune karşı gelenlere sevgi beslediklerini göremezsin. İşte Allah imanı bunların kalblerine yazmış ve katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan radı olmuştur. Onlar da Allah’tan radı olmuştur. İşte bunlar Allah’tan yana olanlardır. İyi bilin ki saadete erişecek olanlar Allah’tan yana olanlardır.” (Mucadele: 22 )
Allah (c.c) bu ayette en yakın akraba dahi olsa kafirleri seven, kafirleri destekleyen, geçerli bir mazeret olmaksızın onlarla haşir-neşir olan kişinin iman iddiasının geçersiz olduğunu bildiriyor.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Mûminlerden başkasını dost edinme. Allah’tan korkanlardan başkasına da yemeğini yedirme.”
(Tirmizi; Ahmed; Hakim, İbni Hibban sahih senetle; Ebu Davud , Hadis No:4832; Cem'ul-Fevaid, C.4, Adab bahsi, Salim b. Gaylan an'l-Velid b. Kaysan Ebu Said asl-i senedi ile tahric ettiler; Tac, C.5, Sevgi bahsi)
“Kişi kimi severse onunla beraber haşr olunur.” “Din Allah için sevmek ve Allah için buğz etmekten ibarettir.”
(Buhari, Edep bahsi; Muslim, birr bahsi; Ebu Davud; Tirmizi; Taberani sahih senedle; Tac: C.5, Dinin temeli Allah ve Rasulunu sevmekten ibarettir bahsi)
İbni Abbas (r.anhuma) şöyle diyor:
“Sevdiğini Allah için seven, darıldığına Allah için darılan, dostuna Allah için dost olan, düşmanına Allah için düşman olan kimse; işte ancak bu tutumuyladır ki Allah’ın sevgisine ve himayesine erişir. Kişi böyle yapmadıkça namazı ve orucu çok olsa bile imanın tadına varamaz. İnsanların dostlukları genellikle dünya ile ilgili konulara dayanır oldu. Bu da onlara bir şey kazandırmayacaktır.”
(İbni Cerir-Taberi)
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Kim muşriklerin topluluğuna girer ve aynı yerde yerleşirse o da onlar gibidir.”
(Ebu Davud, Siyer bahsi; Tirmizi, Siyer bahsi; Sahiha Camiu's-Sağir, 6/279)
“Allah (c.c), muşrik olan bir kişinin müslüman olduğu zaman şirk topluluğunu bırakıp da İslam topluluğuna geçmedikçe hiçbir amelini kabul etmez.”
(İbni Mace, sahih senedle)
İmanı bozan kafirleri dost edinmekten maksat; İslam’a karşı olan, İslam’ı yoketmeye çalışan, tağutu destekleyen kişileri dost edinmektir. Bunlar en yakın akraba olsa bile mûmin, onlara dostluk göstermez. Fakat bunların dışındaki kişilere; onları İslam’a ısındırmak için iyi muamelede bulunmak İslam’ın yasaklamadığı bilakis tavsiye ettiği şeylerdir.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz. Doğrusu Allah adil olanları sever.” (Mumtahine: 8)
Esma binti Ebu Bekir şöyle dedi:
Rasulullah (s.a.v) zamanında muşrik olan annem ziyaret etmek için bana geldi. "Anneme iyi davranabilir miyim?” diye Rasulullah’a sordum.
Rasulullah: “Evet” dedi. Bunun üzerine Mumtahine: 8 ayeti indi.
(Buhari: hibe, 29/2, 3. 142 (edeb) 8/1, 7,71; Muslim, Zekat bahsi; Ebu Davud, 1668, Hişam b. Urvenin an ebihi an Esma asl-i senedi ile tahriç ettiler; Tac: C.5, S.10, İyilik ve Ahlak bahsi; Cem'ul Fevaid: C.4, Sf: 308, Sib-i Rahime iyilik bahsi)
Ömer b. Hattab (r.anh) mescidin yanında çok güzel bir ipek elbise gördü.
Rasulullah (s.a.v.)’a şöyle dedi: ‘Bu elbiseyi Cumua günü ve heyetleri karşılamak üzere giymek için alsaydın.’
Rasulullah, Ömer’e şöyle dedi: “Bu elbiseyi ancak kıyamet gününde hüsrana uğrayacak kişiler giyer.”
Sonra Rasulullah’a bu elbiselerden ganimet olarak geldi.
Rasulullah bir tanesini Ömer (r.anh)’e verince, Ömer (r.anh) şöyle dedi: ‘Daha önce bu elbiseyi giyenler hakkında iyi şeyler söylemediğin halde bana niçin veriyorsun?
‘Rasulullah (s.a.v.) Ömer ‘e: “Ben sana giymen için vermedim” buyurdu.
Ömer sonra bunu Mekke’de bulunan muşrik kardeşine hediye etti.
(Cem'ul-Fevaid: C. 3, Sf: 114, Elbise ve zinet bahsi; Muvatta: Libas bahsi, C. 18, Sf: 9, 17-8; Buhari: Cumua bahsi, 7.1, 214, ideyn I-II, 2 buyu, III, 16 hibe bahsi; Muslim, Libas bahsi, No 6-9, Sf: 1688-40; Ebu Davud, Hadis No: 4041-1; Nesei: Zinet bahsi, 84-86-97, VIII, 196-8; İbni Ömer an ömer senedi ile tahric etti)
Bir kimsenin nasıl müslüman olacağı hususu Kur’an ve sünnetten delilleriyle anlatılmış oldu. Bu anlatılanlar hususunda ehli sünnet alimleri arasında da hiçbir ihtilaf yoktur. Artık bundan böyle inananlar bilerek inansınlar inkar edenler de bilerek inkar etsinler.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Mahvolan apaçık bir delilden ötürü mahvolsun, yaşayan da apaçık bir delilden ötürü yaşasın.” (Enfal: 42)