Anlamak istediğim bir mesele var, merhamet edip aydınlatabilene duacıyım
Mesele şu; nakşibendi tarikatındaki kalp zikrinin bidat olup olmaması.. hadislerde teşvik edilen hafi zikirden bahsetmiyorum.. kalben allah demek nimetlerini zikretmek tabi alimlerce efdal görülmüş ama, Nakşibendilerin uyguladıgı zikirde;
1. Tahta tesbih şart koşulur, plastik veya taştan olmaz, illaki bu tesbih kullanılacak, Rasulullah (sav) Aişe annemize namaz sonrası tesbihatta, parmaklarını kullanmasını tavsiye etmiş, parmaklarımla çeksem n'olur ki? Tahta tesbih kullanılmasının Kur'an ve Sünnete göre fazileti nedir? Rasulullah zikir çekerken tahta tesbihi mi emretmiş?
2. Tesbih sol memeden dört parmak aşağı hizaya denk getirilecek, Rasulullah'ın böyle bir emri var mı? Tesbihi kalp hizasında tutmanın mantıki yönü nedir? Kur'an ve sünnette zikirde tesbihi kalp hizasına getirin diye bir emr var mı? Bi' kere tesbihin bidat olup olmamasıda ayrıca düşünülmesi gereken konu.. (Cevaz veren alimler var ama ibadet icadı için değil alelade kullanılması gerektiği kanaatindeyim)
3. Bu zikir en az beşbinden başlıyor ve yüzbir binde nihayete eriyor, üç aylık periyotlarla mudavemet halinde terakki sağlanıyor. Niçin beşbinden başlıyor ve yüzbirbin de sona eriyor, bu sayıların Kur'an veya -sahih sünnet demiyorum- zayıfta olsa sünnette yeri var mı? Niçin beşbinden başlıyor ve -mesela- 3500 çeken kimsenin zikri itibara alınmıyor? Nabza göre şerbet verir gibi zikir çekmek yerine sahih sünnette yer alan günde yüz kere la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh... duasını okuması daha faziletli olmaz mı? en azından bu icad edilen zikir yerine rasulullahın tavsiye ettiği zikri icra ederim.
4. Gelelim letaif zikrine... Tasavvufi inanca göre -budistlerin bahsettiği çakralara benziyor- insan vucudunda beş tane cevher bulunmaktadır, bunlar; Hafi, ahfa, sır, ruh ve kalp.. ruhun yerini de sağ memenin 4 parmak altı olarak söylerler, ruh hakkında bize çok az bilgi verilmişken ruhun yerini söylemek ne kadar inandırıcı bulunur? Hem bu latifelerin varlığı neyle sabittir? Araştırdıgım kadarıyla sofilerin bir kitabında bu latiflelerle alakalı bir hadis var, dikkatinizi çekerim sadece hiç bir kaynagı senedide yok, hiçbir hadis kulliyatından bu hadisi bulamazsınız, Hem mutasavvıf seyda İsmail Çetin Hoca bile bu hadis için serserilerin uydurması der. Letaiflerin varlığı ve onlar üzerine zikir çekilmesi Kur'an ve sünnetle sabit değilken bu zikrin sahabeler tarafından çekildiği nasıl ispatlanabilir. Son olarak letaif zikrine geçilince, tesbih bu latifeler üzerine tutulur ve Allah'ın zikri bu letaiflere adeta yedirilerek gerçek makamına ulaşmasını sağladıklarını iddia ederler..
5. Dili damağa yapıştırmak... Dili damağa yapıştırmak ve zikir etmekle alakalı, İmam Rabbani senetsiz bir şekilde bu zikrin Rasulullahın mağarada Ebu Bekir es-Sıddık'a talim edildiği yazmakta.. Abdullah bin Mübarek gibi; İsnad dindendir, eğer öyle olmasaydı dileyen dilediğini söylerdi, söz söyler ve bu sözün muktezasınca bu iddianın isnadını sorarız. Zaten hiçbir kitapta Rasulullah'ın böyle bir telkinde bulunduğu yazmaz.. Sadece tek dayanakları İmam Rabbani'nin sözü.. Ne kadar tatmin edici tartışılır..
6. Vird örtüsü, vird çekerken beyaz bir örtü kullanmamak adapsızlık sayılır ve makbul de görülmez. Hangi eserde veya kaynakta Rasulullah ashabına zikir çekerken örtüyü şart koşmuştur?
Anlaşılıyor ki, bu zikir bidat ve icad edilmiş bir zikirdir. Kur'an ve sünnette yeri yoktur. Tezkiye ettiği de düşünülemez!
Mesele şu; nakşibendi tarikatındaki kalp zikrinin bidat olup olmaması.. hadislerde teşvik edilen hafi zikirden bahsetmiyorum.. kalben allah demek nimetlerini zikretmek tabi alimlerce efdal görülmüş ama, Nakşibendilerin uyguladıgı zikirde;
1. Tahta tesbih şart koşulur, plastik veya taştan olmaz, illaki bu tesbih kullanılacak, Rasulullah (sav) Aişe annemize namaz sonrası tesbihatta, parmaklarını kullanmasını tavsiye etmiş, parmaklarımla çeksem n'olur ki? Tahta tesbih kullanılmasının Kur'an ve Sünnete göre fazileti nedir? Rasulullah zikir çekerken tahta tesbihi mi emretmiş?
2. Tesbih sol memeden dört parmak aşağı hizaya denk getirilecek, Rasulullah'ın böyle bir emri var mı? Tesbihi kalp hizasında tutmanın mantıki yönü nedir? Kur'an ve sünnette zikirde tesbihi kalp hizasına getirin diye bir emr var mı? Bi' kere tesbihin bidat olup olmamasıda ayrıca düşünülmesi gereken konu.. (Cevaz veren alimler var ama ibadet icadı için değil alelade kullanılması gerektiği kanaatindeyim)
3. Bu zikir en az beşbinden başlıyor ve yüzbir binde nihayete eriyor, üç aylık periyotlarla mudavemet halinde terakki sağlanıyor. Niçin beşbinden başlıyor ve yüzbirbin de sona eriyor, bu sayıların Kur'an veya -sahih sünnet demiyorum- zayıfta olsa sünnette yeri var mı? Niçin beşbinden başlıyor ve -mesela- 3500 çeken kimsenin zikri itibara alınmıyor? Nabza göre şerbet verir gibi zikir çekmek yerine sahih sünnette yer alan günde yüz kere la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh... duasını okuması daha faziletli olmaz mı? en azından bu icad edilen zikir yerine rasulullahın tavsiye ettiği zikri icra ederim.
4. Gelelim letaif zikrine... Tasavvufi inanca göre -budistlerin bahsettiği çakralara benziyor- insan vucudunda beş tane cevher bulunmaktadır, bunlar; Hafi, ahfa, sır, ruh ve kalp.. ruhun yerini de sağ memenin 4 parmak altı olarak söylerler, ruh hakkında bize çok az bilgi verilmişken ruhun yerini söylemek ne kadar inandırıcı bulunur? Hem bu latifelerin varlığı neyle sabittir? Araştırdıgım kadarıyla sofilerin bir kitabında bu latiflelerle alakalı bir hadis var, dikkatinizi çekerim sadece hiç bir kaynagı senedide yok, hiçbir hadis kulliyatından bu hadisi bulamazsınız, Hem mutasavvıf seyda İsmail Çetin Hoca bile bu hadis için serserilerin uydurması der. Letaiflerin varlığı ve onlar üzerine zikir çekilmesi Kur'an ve sünnetle sabit değilken bu zikrin sahabeler tarafından çekildiği nasıl ispatlanabilir. Son olarak letaif zikrine geçilince, tesbih bu latifeler üzerine tutulur ve Allah'ın zikri bu letaiflere adeta yedirilerek gerçek makamına ulaşmasını sağladıklarını iddia ederler..
5. Dili damağa yapıştırmak... Dili damağa yapıştırmak ve zikir etmekle alakalı, İmam Rabbani senetsiz bir şekilde bu zikrin Rasulullahın mağarada Ebu Bekir es-Sıddık'a talim edildiği yazmakta.. Abdullah bin Mübarek gibi; İsnad dindendir, eğer öyle olmasaydı dileyen dilediğini söylerdi, söz söyler ve bu sözün muktezasınca bu iddianın isnadını sorarız. Zaten hiçbir kitapta Rasulullah'ın böyle bir telkinde bulunduğu yazmaz.. Sadece tek dayanakları İmam Rabbani'nin sözü.. Ne kadar tatmin edici tartışılır..
6. Vird örtüsü, vird çekerken beyaz bir örtü kullanmamak adapsızlık sayılır ve makbul de görülmez. Hangi eserde veya kaynakta Rasulullah ashabına zikir çekerken örtüyü şart koşmuştur?
Anlaşılıyor ki, bu zikir bidat ve icad edilmiş bir zikirdir. Kur'an ve sünnette yeri yoktur. Tezkiye ettiği de düşünülemez!