Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Namazi Terk Edenin Değil--hic Kilmayanin Hukmu Ne Oluyor?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Assalamu aleykum va rahmatullah
kardeslerim namazi kilip terk edenin diyil--hic namaz kilmayan birinin hukmu ne oluyor?
ona musluman muamelesi yapilirmi?
Allah hepinizden razi olsun
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum es selam ve rahmetullah;

Cumadan cumaya kılan namazı terkeden gibidir ki Allahu Alem cuma için harcadığı çabalarıda boşadır beş vakit namazı kılmayan yada terkedenin bütün amelleri boşunadır...

Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:"Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy olundu: Eğer Allah (cc)'a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider. Ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun." (Zümer Suresi: 65)
"Kim küfrederse bütün yaptıkları batıl olmuştur. Ve O, ahirette hüsrana uğrayanlardandır."(Maide Suresi: 5)
Ebu'd-Derda (ra)'den şöyle dedi:
Allah Resulü (sav) buyurdu ki: "Her kim ki bilerek namazı terk ederse bütün amellerini boşa çıkarmıştır."
(Bu Hadis'i İmam-ı Ahmed (rh) Müsned'in de rivayet etmiştir.)
Yukarıdaki ayetlerde, Allah (cc)'a şirk koşanın ve iman'ın gerekleriyle amel etmeyip ele kafir olanların, yapmakta oldukları amellerinin hepsinin batıl olduğu ifade edilmektedir.
Allah (cc) buyuruyor ki:
"Gerçekten kafir olup da Allah (cc) yolundan yüz çevirenler, hak kendilerine belli olduktan sonra elçilere karşı gelenler, Allah (cc)'a hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah(cc) onların amellerini boşa çıkarır." (Muhammed Suresi: 32)
 
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
akhiler sirk kosmayarak,kelimeyi sehadeti soyleyerek 30-40-50 sene hic namaz kilmayan birine musluman muamelesinin yapilip yapilmamasi soz konusu
lutfen akhiler cok onemli.
Allah Resulunden(s.a.s) den,sehabeden hangi bir muamele yapildi
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
NAMAZIN TERKİYLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER:


a- “Muhakkak ki namazın terki, kul için küfür ve şirk arasında bir durumdur.” manalarına gelen hadisler:

1- "ان بين الرجل و بين الشرك و الكفر ترك الصلاة"
“Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır.”(Müslim, Îmân 134)

2- " بين الرجل و بين الشرك و الكفر ترك الصلاة "
“Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır.”(Müslim, Îmân 134)

3- " بين العبد و بين الكفر ترك الصلاة "
“Kul ile küfür arasında namazın terki vardır.”(Ebû Dâvut, Sünnet 14; Tirmizî, Îman 9; İbn Mâce, İkâmes-Salah 77)

4- " بين الكفر و ايمان ترك الصلاة "
“Küfür ile iman arasında namazın terki vardır.”(Tirmizî, İman 9)

5- " بين العبد و بين الشرك او الكفر ترك الصلاة "
“Kul ile şirk veya küfür arasında namazın terki vardır.”(Tirmizî, İman 9)

6- " ليس بين العبد و الشرك الا ترك الصلاة فادا تركها فقد اشرك "
“Kul ile şirk arasında namazın terkinden başka bir şey yoktur. Onu terk ederse, şirk koşmuş olur.”(İbn Mâca, İkâme’s-Salâh 77)

7- " ليس بين العبد و بين الشرك او بين الكفر الا ترك الصلاة "
“Kul ile şirk arasında veya küfür arasında, namazın terkinden başka bir şey yoktur.” (Darîmî, Salat, 29)

Metinler arasında çok fazla bir mana farkı yoktur. İkisinde, “kişi” kelimesi dördünde de “kul” kelimesi kullanılmıştır. Şirk kelimesi beş hadiste, küfür kelimesi de altı hadiste geçmektedir. Bir yerde de “şirke düşmüş” olacağı sarahaten belirtilmiştir. Metinler arasında her hangi bir tezat olmayıp her biri, diğerini desteklemektedir.
b- “Onlarla bizim aramızdaki fark namazdır. Bunun için kim namazını terk ederse küfretmiştir.” manasına gelen hadisler:

8- " العهد اللدي بيننا و بينهم الصلاة فمن تركها فقد كفر"
“Onlarla (kafirlerle/münafıklarla) bizim aramızdaki ahit (fark), namazdır. Her kim onu terk ederse, küfretmiş olur.”(Tirmizî, İman 9; İbn Mâce, İkâme’s-Salah 77)


9- " ان العهد اللدي بيننا و بينهم الصلاة فمن تركها فقد كفر"
“ Muhakkak ki, onlarla (kafirlerle/münafıklarla) bizim aramızdaki ahit (fark), namazdır. Her kim onu terk ederse, küfretmiş olur.”(Neseî, Salat 8)
Bu iki hadis arasındaki fark yalnız te’kit edatıdır. Bir önceki hadis dizisini tefsir ettiklerini de ilave edebiliriz.
c- “Rasûlullâh (SAS)’in ashabı, namazdan gayrı hiçbir amelin terkini küfür saymazlardı” manasına gelen hadis:

10- " كان اصحاب محمد صلي الله عليه و سلم لا يرون شيأ من الاعمال تركه كفر غير الصلاة "
“Rasûlullâh (SAS)’in ashabı, namazdan gayrı hiçbir amelin terkini küfür bilmezlerdi.”(Tirmizî, İman 9)




NAMAZ DİNİN DİREĞİDİR
“Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tespih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi namazını(niyazını) ve tesbihini bilmiştir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla görür.” [(24) Nur 41]
Namazın İslam dinindeki yeri, önemi nedir sualiyle sohbetimize başlayalım. Elbette namazın İslam dininin esaslarını oluşturan ameller arasındaki konumunun önemli olduğunu biliyoruz. Fakat cevabı yalnızca “önemli” olmamalıdır. Zira güneşin dünya için önemli olduğunu söylemek ayrı şeydir, fiziki gerekçelerle güneşin dünyanın bekasındaki yerini izah ise bir başkadır. Dolayısıyla namazın din üzerindeki etkisini, din bilimleri dahilinde izah da farklı olacaktır.
Namaz ve din, et ve kemik gibi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Zira bu öyle bir konumdur ki, eğer namaz yükümlülüğü tam ve mükemmel ise kişi “doğrudan Cennete” gidebilmekte, hatta sahibi muaheze bile edilmemektedir. Bakınız Rasulullah (SAS) sahih bir hadîsinde bunu şöyle izah etmektedir:

“Kıyamet gününde ilk önce namaza bakılır. Eğer tamamsa onu Cennete kabul ederler. Eğer noksan ise diğer amelleri ile birlikte sahibini muaheze ederler :) hesaba çekerler.)” (Muvatta, Kasru’s-Salât 89)


Bu hadiste açıklandığı üzere namaz, insanın amelinin Allah katında değerlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Şöyle ki, o varsa başka hiçbir amele bakmaya gerek bile kalmamakta, tek başına insanı Cennete götürmeye yeterli bulunmaktadır. Fakat namaz sorumluluğu yerine getirilmemişse işte o zaman diğer ameller de hesap için devreye girerek mizan (tartı) kurulacak, iyi ameller ve kötü ameller tek tek hesaplanmaya başlanacaktır:

"Kıyamet günü, kişi amellerinin arasından önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa hüsrana düştü demektir. Eğer farzından noksanlık çıkarsa., Allah Teâlâ Hazretleri, ‘bakın kulumun, nâfilesi var mı?’ buyurur. Böylece farzın eksikleri nâfile ile tamamlanır. Sonra bu şekilde olmak üzere, diğer amelleri hesaptan geçirilir.” (Tirmizî, Salât 305; Neseî, Salât 9)


Bu hadîsten de anlaşılacağı üzere bu öyle büyük bir ibadet ki eğer bu tamamsa diğer amellerin hesabına başlanmamakta; ama eğer namaz ibadeti noksan, yanlış yahut kusurlu ise diğer ibadetlerle birlikte çok uzun süren bir hesap işlemi başlamaktadır. Hesabın ağır olacağını söylememizin nedeni Buharide ve diğer sahih kitaplarda geçen şu kuvvetli hadis sebebiyledir:

“Ahirette kimin hesabı tartışılırsa, azaba maruz kalacak demektir. Birisi: ‘Nasıl olur ya Rasulallah, zira Allah (CC) “O vakit kimin amel defteri sağ eline verilirse, kolay bir hesap verecek ve ehline sevinçli olarak dönecek” buyuruyor. Burada ki hesap verme, (amellerin) tartışılması değil midir?’ diye sorduğunda Rasulullah (SAS) ‘ Hayır!’ buyurdular. ‘Bu tartışma değil arzdır. (kitabın sunuluşudur) Kıyamet günü hesaba çekilen herkes mutlaka helak olmuş demektir.’ buyurdular” (Buhari, İlim 35; Müslim, Cennet 80; Ebû Dâvut, Cenâiz 3; Tirmizî, Kıyame 6)

“Namaz dinin direğidir, onu bırakan dinini harap etmiş olur.” (Tirmizî, İmân 8; Keşfü’l-Hafâ 2/32)

Hadîste geçen “dinin direği” ve “dinin harap olması” ifadelerinin kapsamını anlamaya çalışalım. Bu hadîste Rasulullah (SAS) namazı bir binanın “direğine” benzetmektedir. Böylece bir binanın iskeletini oluşturan direkler, bina için ne kadar önemli ise namazın da kişinin din binası için o derece önem arz ettiği, veciz bir şekilde bize ihtar edilmiştir.
Şimdi bu hadîsi bir bina benzetmesi ile açıklamaya çalışalım: Bir bina düşünün ki direksiz sütunsuz olsun. Böyle bir şey mümkün mü? En basit bir ahşap kulübe dahi bir direk üzerine oturtulmaktadır. Şayet direkleri sütunları bertaraf etmeye çalışırsak, o binanın veya kulübenin ayakta durma şansı yoktur. Durdurulmaya çalışılsa dahi en ufak esintide yıkılmaya mahkumdur. O halde direksiz ve sütunsuz bir bina düşünülemeyeceği gibi namazın olmadığı bir dinin düşünülmesi de mümkün değildir ya da en iyimser bir yaklaşımla bu din tamam değildir. Öyle ise öncelikle kelime-i şehâdetle attığımız dinin temelini, namaz direkleri destekleyip yükseltmeliyiz ki diğer amellerle ördüğümüz duvarlar sağlam ve görkemli bir bina haline dönüşebilsin.
Namaz kılanın Ahiretteki mevkii ve amellerinin ne şekilde değerlendirileceği hususunda konunun başında verdiğimiz “Allah’ın doğrudan Cennetine koyacağını vaat ettiği” yönündeki hadîsle açıklık getirmiştik. Namaz kılmayanın Ahiretteki mevkii ise, amellerinin tartılması neticesi ortaya çıkacak günah sevap oranına göre belirleneceğinden bu kişinin ancak Allah’ın affı ile Cennete girebilmesi mümkündür. Zira kutsî bir hadîste, Allah Teâlâ’nın “namazında kusur, eksik yapan veya kılmayan kulunu Cennete koymak” gibi bir vaadinin olmadığını belirtmektedir:

“Ben Muhammed ümmeti üzerine beş vakit namazı farz kıldım. Bunları vakitlerinde kılıp gelen kimseyi Cennetime koyacağıma dair söz verdim. Ama namazına devam etmeyen kimseye ise hiç bir verilmiş sözüm yoktur.” (Nesaî, Salât 6; Darimî, Salât 24)
“Hiçbir müslüman yoktur ki abdestini güzelce alsın namazını güzelce kılsın da bu namazı onun büyük günahları hariç, küçük günahlarına keffaret olmasın ve bu keffaret onun ömrü boyunca devam eder gider!” (Buhârî, Vudû’ 24; Müslim, Tahâre, 5; Nesaî, Tahâret 107; Muvaatâ, Tahâre 29))
Yani namaz, küçük günahları teker teker siler. Rasulullah (SAS) namazın insanın küçük günahlarından arındırdığını bir örnekle şöyle izah ediyor:

“Birinizin kapısının önünde bir nehir aksa ve o kişi bu nehirde günde beş kere yıkansa onun üzerinde kirden pislikten eser kalır mı ne dersiniz? buyuruyor. Ashap “Hayır Ya Rasulallah, kirden pislikten hiçbir eser kalmaz diye cevap verdiklerinde Rasulullah (SAS) devamla: “İşte beş vakit namaz ile de Allah, kullarının bütün hatalarını siler temizler. (Buhârî, Mevâkit 6; Müslim, Mesâcit 282; Tirmizî, Emsâl 5; Nesâî, Salât 7; Muvattâ, Sefer 91)
Ancak bu temizleme küçük günahlar için geçerli olup, adam öldürme, zina, hırsızlık gibi büyük günahları kapsamamaktadır. Büyük günahlar, tevbe ve istiğfar ile affedilmesi umulan günahlar kısmına girmektedir.
“Allah her secde sebebiyle kulu bir derece yükseltir ve suçlarından birini affeder. (Müslim, Salât 225-226; Nesâî, Tatbîk 81; Tirmizî, Salât 169; İbn Mâce, İkâmet 201)

“Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.” [(2) Bakara 45]

Hz. Câbir (RA) şöyle anlatıyor: Rasûlullah (SAS) ile birlikte Zâtü’r-Rikâ gazvesine çıktık. (Askerlerden bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: ‘Muhammed’in ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim’ diye yemin etti. Evinden çıkıp Rasululullah (SAS)’i takibe koyuldu. Rasûlullah (SAS) bir yerde mola verdi ve :‘Kim bizi nöbet tutup koruyacak?’ diye sordu. Muhacir ve ensardan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. Rasûlullah (SAS) bunlara: ‘Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)’ buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensârî de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) durumundan bunun askerlerin koruyucusu olduğunu anladı ve derhal bir ok attı. Ok eliyle koymuşçasına hedefini buldu. Ensari okunu çıkarıp (namazına devam etti) Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti) Öyle ki üçüncü okunu da attı. Ensari de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anlayarak kaçtı. Muhacir olan zat Ensari arkadaşında kanı görünce: ‘sübhanellah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?’ diye sordu. Arkadaşı:
‘Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim.’ diye cevapladı.” (Ebû Dâvud, Tahâre 79)

“Rasûlullah (SAS) ayakları kabarıncaya kadar geceleri kalkıp namaz kılardı. Kendisine ‘Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye bu kadar kendini yıpratıyorsun)’ denildi. O (SAS) ‘Ben de şükredici bir kul olmayayım mı?’ cevabını verdi. (Buhârî, Teheccüd 16; Tefsîr-i feth 1; Rikâk 20; Müslim, Sıfâtü’l-Münâfikûn 79; Tirmizî, Salât 304; Nesâî, Kıyâmü’l-Leyl, 17).

“İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, alış-verişin ve dostluğun olmadığı bir gün ( Kıyâmet) gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli açık harcasınlar.” [(14) İbrahim 31]

"Kıyamet günü, kişi amellerinin arasından önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa hüsrana düştü demektir. Eğer farzından noksanlık çıkarsa., Allah Teâlâ Hazretleri, ‘bakın kulumun, nâfilesi var mı?’ buyurur. Böylece farzın eksikleri nâfile ile tamamlanır. Sonra bu şekilde olmak üzere, diğer amelleri hesaptan geçirilir.” (Tirmizî, Salât 305; Neseî, Salât 9)
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Namaz kılmayan adama selam verilir mi verilmez mi? Namaz kılmayan adamın kestiği büyükbaş hayvan eti yenir mi yenmez mi? Namaz kılmayan adamdan kız alınır verilir mi? Namaz kılmayana selam verilirse veya kestiği et yenilirse veya ondan kız alınır verilirse ne lazım gelir (yani bunları yapanda kafir olur mu?). Veya sizler namaz kılmayanlara selam veriyormusunuz, kestikleri eti yiyormusunuz yada kız alıp veriyor musunuz?
 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Amel İmandan bir cüz müdür?-İslam-tr

Amel İmandan mıdır ?Ehli sünnete göre amel imanın bir parçasıdır.
Bunun delilleri şunlardır;
1. Allah cc. Kur'an da iman ehlini sürekli amel ehli olarak tanımlamıştır. Kur'an da ‘İman edip salih amel işleyenler’ ifadesine sıkça rastlarız.
2. Kıble değiştiği zaman sahabe, kıble değişmeden önce kıldıkları namazın durumunu Rasulullah sav'e sorduklarında Allah; “Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir.” (Bakara 143) ayetini indirdi. 
Allah cc. burada bir amel olan namazı iman diye isimlendiriyor.
3. İmam Buhari de geçen bir rivayette Rasulullah sav kendisine gelen Abdul Kays heyetine siz imanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? diye soruyor. Daha sonra onlara imanı öğreterek;
“İman kelimeyi şehadeti söylemeniz, namazı kılmanız, zekatı vermeniz, orucu tutmanız ve ganimetlerin beşte birini vermenizdir“ diye buyuruyor. Dikkat edilirse Rasulullah sav imanı ameller ile tasvir ediyor.
4. Allah cc cennet ehlini cennete koyarken de, cehennem ehlini cehenneme koyarken de onların amellerini muhatap almıştır. Mesela Allah cc diyor ki;
“İşte yaptıklarınıza karşılık size verilen cennet budur.”(Zuhruf 72)
5. İmam Buharinin rivayet ettiği hadiste Rasulullah sav şöyle buyuruyor;
“İman 60 veya 70 küsür şubedir. Bunların en eftali kelime-i tevhiddir. En düşüğüde yoldan eziyet verici bir şeyi kaldırmaktır. Hayada imandandır.”
Rasulullah sav burada imanın şubelerden olduğunu söylüyor ve bu şubeleri amellerle açıklıyor.



 
Said El Ensariyy Çevrimdışı

Said El Ensariyy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selefi Salihin Akidesinde İman Görüşü
Büyük Selef âlim ve muhaddislerinin iman konusundaki görüşü genelde şöyledir:[2]

İman kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla âmeldir.Selefiyye'ye göre âmel imanın bir parçası olduğu için, eğer âmellere gereken özen gösterilmezse, iman hem nicel hem de nitel açıdan azalır. Tam tersinde; eğer âmellere çok fazla önem verilirse ve şahıs âmeli yönden kendisini geliştirirse, imanı hem nicel hem de nitel açıdan artar.



  • [2]^ sf 24-26, "İman-Küfür Sınırı", Ahmed Saim Kılavuz. Marifet Yayınları, İstanbul, 1990


 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Namaz kılmayan adama selam verilir mi verilmez mi? Namaz kılmayan adamın kestiği büyükbaş hayvan eti yenir mi yenmez mi? Namaz kılmayan adamdan kız alınır verilir mi? Namaz kılmayana selam verilirse veya kestiği et yenilirse veya ondan kız alınır verilirse ne lazım gelir (yani bunları yapanda kafir olur mu?). Veya sizler namaz kılmayanlara selam veriyormusunuz, kestikleri eti yiyormusunuz yada kız alıp veriyor musunuz?


namaz kılmayan küfre düşer namaz kılmayan müşrikse kız alınıp verilmez selam noktası ihtilaflı
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
amelin imandan olmadığını da açıklayın madem. nası açıklarsınız bilmiyorum da.

amel iş demektir, iman ise inanç demektir. gördüğün gibi ikisi farklı şeyler. şimdi şöyle düşün. 2x2'nin 4 ettiğini kabul ediyorsun ancak ne kara tahtada, ne defterde ne de başka bir yerde bu işlemi yapmıyorsun. böyle bir durumda senin matematiksel gerçekleri inkar ettiğin söylenebilir mi?
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
amelle iman aynı şey mi demedim. amelin imandan bir cüz olmadığını ispat et dedim. ispat ederken de rasyonalizm i değil "sünnetizmi" kullanırsan ibret alırız. yoksa boşa konuşmayalım
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Amel İmandan bir cüz müdür?-İslam-tr

Amel İmandan mıdır ?

Ehli sünnete göre amel imanın bir parçasıdır.
Bunun delilleri şunlardır;
1. Allah cc. Kur'an da iman ehlini sürekli amel ehli olarak tanımlamıştır. Kur'an da ‘İman edip salih amel işleyenler’ ifadesine sıkça rastlarız.
2. Kıble değiştiği zaman sahabe, kıble değişmeden önce kıldıkları namazın durumunu Rasulullah sav'e sorduklarında Allah; “Allah sizin imanlarınızı zayi edecek değildir.” (Bakara 143) ayetini indirdi. 
Allah cc. burada bir amel olan namazı iman diye isimlendiriyor.
3. İmam Buhari de geçen bir rivayette Rasulullah sav kendisine gelen Abdul Kays heyetine siz imanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? diye soruyor. Daha sonra onlara imanı öğreterek;
“İman kelimeyi şehadeti söylemeniz, namazı kılmanız, zekatı vermeniz, orucu tutmanız ve ganimetlerin beşte birini vermenizdir“ diye buyuruyor. Dikkat edilirse Rasulullah sav imanı ameller ile tasvir ediyor.
4. Allah cc cennet ehlini cennete koyarken de, cehennem ehlini cehenneme koyarken de onların amellerini muhatap almıştır. Mesela Allah cc diyor ki;
“İşte yaptıklarınıza karşılık size verilen cennet budur.”(Zuhruf 72)
5. İmam Buharinin rivayet ettiği hadiste Rasulullah sav şöyle buyuruyor;
“İman 60 veya 70 küsür şubedir. Bunların en eftali kelime-i tevhiddir. En düşüğüde yoldan eziyet verici bir şeyi kaldırmaktır. Hayada imandandır.”
Rasulullah sav burada imanın şubelerden olduğunu söylüyor ve bu şubeleri amellerle açıklıyor.

1. kuran'da "iman edip salih amel işleyenler" diye geçen ifadeden anlaşıldığı gibi iman ve amel ayrıdır çünkü ikisi ayrı ayrı zikredilmiş.

2. iman ile namazın kastedildiğine neye dayanarak söylüyorsun? diyelim ki iman ile namaz kastediliyor. ancak iman kelimesinin bir sürü anlamı var. o ayette hangi anlamda kullanıldığını biliyor musun?

3. bu bahsettiğin şey imanın şartlarından olamaz çünkü kuran'daki imanın şartları ile uyuşmuyor. bu saydıkların olsa olsa islam'ın şartları olabilir.

4. o zaman bu mantıkla günahkar müminler de kafir mi oluyorlar?

5. bir kere bu hadiste bir sakatlık var. hiç peygamber dini bir konuda "60 veya 70" gibi bir ifade kullanır mı? bence bu hadis uydurma.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
amel iş demektir, iman ise inanç demektir. gördüğün gibi ikisi farklı şeyler. şimdi şöyle düşün. 2x2'nin 4 ettiğini kabul ediyorsun ancak ne kara tahtada, ne defterde ne de başka bir yerde bu işlemi yapmıyorsun. böyle bir durumda senin matematiksel gerçekleri inkar ettiğin söylenebilir mi?


kardeş sen ahlisünnet dışı mutezile fikrindesin bilmem farkındamısın
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt