Nazar Boncuğu, Muska, Sihîr Ve Okuma İle Tedavi
Soru
Ben şu anda yirmi yedi yaşında bir gencim. Bir genç kızla evlendim. Evliliğimizin üzerinden yaklaşık bir sene kadar geçti. Çok mutluyduk. Birden bire hanımımda garip birtakım haller görünmeye başladı. Bu olaydan sonra, evimizin sakin ve durgun genel havası, kasırgalara ve fırtınalara dönüştü. Evimizin havası gereksiz tartışmalar ve konuşmalarla dolmaya başlamıştı. Ben de düşündükçe düşünüyordum. Fakat düşünmek pek fayda sağlamıyordu. Belli bir sıkıntı devresinden sonra, akrabalarım ve yakınlarım bana bazı tavsiyelerde bulundular. Arız olan bu hastalığı bir şeyhe göstermem hususunda bana çevremden baskılar yapıldı. Şeyhe gittiğimiz de benim hanıma şunları söyledi; "Senin başına bir cin musallat olmuş. On gün boyunca üzerine bu verdiğim şeyler okunacaktır. Bu zaman tamamlandıktan sonra, boynuna asmak için bir muska hazırlayacağım." Bundan sonra şeyh hemen işe koyuldu. Kararlaştırdığı zaman geçti ama benim hanımda iyileşme belirtileri görülmedi. Aksine daha önce nasıl idiyse öyle kalmıştı. Bu konudaki görüşlerinizi öğrenmek isterim. Bu yapılanların dinde aslı astarı var mı? Yoksa bunlar hile, düzenbazlık ve sahtekarlık işleri mi? 275
Cevap
Bir çok hadis, müslümanlara bu tür işlerle uğraşmayı yasaklamıştır. Bu gibi işlere, tedavi amacıyla güvenilmesini şiddetle nehyetmiştir. İslam onları 'muska' diye isimlendirir. İnsanlar hazırladıkları muskaları hastalıkları gidermek, göz değmesinden korumak ve buna benzer şeyler için çocuklarının boyunlarına asarlar. Peygamber (s.a.v) bunu, şu şekilde belirtmiştir. "Üfleme, muska ve Üvle şirktir." (Ahmet, Ebu Davut, Beyhaki, Hakim)
Hadiste geçen rukye (üfleme); anlaşılmaz şeyleri kişinin üzerine okumaktır. Bu şekilde yapılan rukye, yasaklanmıştır. Yapılması caiz olan rukye ise; Hz. Peygamber (sav)'den rivayet edilen dualarla yapılandır. Mesela; "Ey insanların Rabbi olan Allah'ım zorlukları gider. Sen şifa verensin şifa ver. Senden başka şifa veren yoktur. Hiç bir hastalık bırakmayacak gibi şifa ver." (Ahmet, Buhari)
Alimler rukye (üfleme)'nin üç şart dahilinde caiz olabileceğini söylemişlerdir.
1) Allah Teaia'nın isimlerinin söylenmesi
2) Manasının anlaşılır olması ve okunan şeylerin arapça olması.
3) Şifanın, bu okunan şeyden değilde Allah'dan geleceği i-nancıyla okunması.
İnsanın şifa amacıyla astığı veya taktığı herşey islam tarafından yasaklanmıştır.
On kişiden oluşan bir heyet biat etmek üzere Allah Resulünün yanına gelmişti. Allah Resulü dokuzuyla biatlaşmış onuncu kişiye gelince elini çekmişti. Sebebi sorulunca da onun elinde nazarlık olduğunu söylemişti. Bunun üzerine o kişi, nazarlığı alarak parçalamış ve sonra da Allah Resulü ile biat-laşmıştır. Bunun üzerine Allah Resulü "kim muska (nazarlık) takarsa şirk koşmuştur" diye buyurmuştur. Hadis muskayı asıp da kalbini ona bağlayanları kastetmektedir. İmam Ahmet bin Hanbel Imran bin Husayn'den şu şekilde rivayette bulunmuştur; "Peygamber (s.a.v) bir adamın kolunda altından bir bilezik görünce onun ne olduğunu sordu. Adam da; omuzundaki bir hastalıktan dolayı taktığını söyleyince Allah Resulü şu cevabı verdi; ama bu, senin hastalığını daha fazlalaştırır. Çıkar onu, şayet bu senin üzerinde iken ölecek olursan ebediyyen felah bulamazsın."
Tüm bunlardan dolayı gerek sahabe gerekse tabiin muskayı şiddetle yasaklamış ve protesto etmiştir. Hatta Huzeyfe, bir adamın üzerinde bu muskadan görünce ona Allah Teala'nın şu ayetini okumuştu.
"Onlar müşrik olmadan Allah'a iman etmezler" 276
Said bin Cabir şöyle demiştir "Kim bir kimsenin boynundan muskayı çıkarıp da atarsa köle azat etmiş gibidir" Tabiinin ileri gelenlerinden İbrahim Nehai'de "Sahabeler ister Kur'an ayetlerinden olsun ister başka şeylerden olsun muska takmayı hoş karşılamazlardı." demiştir. Yani, Kur'an ayetlerini muska olarak takanları sahabeler hoş karşılamazdı. Bazı alimler bu tür muskalara ruhsat verirken bazıları da yasaklamıştır. Tercih edilen ise; Muskanın bütün türlerinin yasak sayılmasıdır. Çünkü itibar edilen deliller bunu gösteriyor.
1) Yasaklayıcı olarak gelen hadislerin tümü, genel bir yasak-layıcılık özelliğine sahiptir. Muskaların bir türünü yasaklayıp da diğer bir türünü caiz görmemiştir. Mesela, Allah Resulü (s.a.v) muska takan adama kızdığında onda Kur'an ayetlerinin yazılı olup olmadığını sormamıştır. Muskayı muska oluşundan dolayı yasaklamıştır.
2) Günahlara sebep olacak yolları engellemek: Bugün Kur'an ayetleri yazılı muska takan bir kimse yarın başka şey yazılı muskalar takmaya başlar. Bunu gören bir kimse onun, Kur'an muskası mı yoksa başka bir muska mı olduğunu nereden bilecek.
3) Zira Kur'an ayetli muskaları taşımak Kur'an'ın değerini düşürür. Çünkü kişi ister istemez necis yerlere girecek, cünüp olacağı günler olacaktır. Kadınlar ise ay başı geçirecekleri için onların da üzerlerinde taşımaları pek uygun olmayacaktır.
Gerçek şu ki, muska takmak kesinlikle yasaklanmıştır. Allah Resulü, muska taşıyanlara bedduada bulunarak şöyle demiştir "Muska taşıyanın Allah muradını tamam etmesin. Kim de nazar boncuğu takarsa Allah huzurlu bir şekilde yaşatmasın"
İslamın prensibi budur. Bu soruyu yönelten kardeşimizin, hemen hanımını alıp bir doktora götürmesi gerekir. Hanımını götüreceği doktor ya kardeşimizin hamını tedavi edecek ya da onu, bu alanda kendisinden daha uzman birine gönderecektir. Göründüğüne göre hanımı psikolojik bir hastalığa yakalanmış. Belki de sara hastalığına. Bu hastalığı onu tedavi edebilecek bir doktora göstermek gerekir. Alah Resulü (s.a.v) buyuruyor ki, "Ey Allah'ın kulları! tedavi olunuz. Allah tedavisi olmayan hiç bir hastalık koymamıştır."(Ahmet, Sünen sahibi, İbni Mace ve Tirmi, Tirmizi bu hadisin sahih ve hasen olduğunu söylemiştir.)
Sahihi Buhari'de Peygamber (s.a.v)'den şöyle bir hadis rivayet edilmiştir. "Şifa üç şeydedir; bal içmekte, hacamat yaptırmakta ve ateşle (yarayı) dağlattırmaktadır." Yoksa şifa ne muskada ne okuyup üflemekte ve ne de bunlara benzer diğer şeylerdedir. Peygamber (s.a.v) hastalıkların tedavisini tabii tedavi şekilleriyle birlikte söylemiştir. Bunların hepsi de tıbbın genel tedavi yöntemlerini içerir. Tıpta tedavi, tıp ilaçlarını enjektörle ve ağız yoluyla alarak, cerrahi tedavilerde ameliyata başvurarak ve günümüzdeki gibi fizik tedaviye başvurularak şifa elde edilinebi-liyor. Tüm bu tedavi metodları, islamın kabul ettiği ve Peygamber (s.a.v)'in meşru olarak benimsediği gerçeklerdir. Allah Resulü kendisi de tedavi olmuş, hacamat yaptırmış, sahabelere doktor göndermiştir. Aynı zamanda sahabelerine ve ümmetine de tedavi olmalarını emretmiştir. Bizim için en faydalı olanı da; Allah Resulünün sünnetine uymak ve bu tür meselelerde sebeplere tutunmaktır. Yukarıdaki soruyu yönelten kardeşimizin de dediği gibi bunlar sahtekarlık işlerinden başka birşey değildir.
Allah'tan tek dileğimiz, bizi kendi rızasına ulaşmakta muvaffak kılmasıdır. İşlerimizde bizleri başarılı kılmasıdır. Dinde bizi fakih kılsın ki, bu sayede dosdoğru olan yolu ve sırat-ı müstakimi bulabilelim.
Doğrusu Allah herşeyi işitendir, bize yakındır. 277
Kaynak:
275 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık: 1/252.
276 Yusuf, 106
277 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık: 1/253-256.
Soru
Ben şu anda yirmi yedi yaşında bir gencim. Bir genç kızla evlendim. Evliliğimizin üzerinden yaklaşık bir sene kadar geçti. Çok mutluyduk. Birden bire hanımımda garip birtakım haller görünmeye başladı. Bu olaydan sonra, evimizin sakin ve durgun genel havası, kasırgalara ve fırtınalara dönüştü. Evimizin havası gereksiz tartışmalar ve konuşmalarla dolmaya başlamıştı. Ben de düşündükçe düşünüyordum. Fakat düşünmek pek fayda sağlamıyordu. Belli bir sıkıntı devresinden sonra, akrabalarım ve yakınlarım bana bazı tavsiyelerde bulundular. Arız olan bu hastalığı bir şeyhe göstermem hususunda bana çevremden baskılar yapıldı. Şeyhe gittiğimiz de benim hanıma şunları söyledi; "Senin başına bir cin musallat olmuş. On gün boyunca üzerine bu verdiğim şeyler okunacaktır. Bu zaman tamamlandıktan sonra, boynuna asmak için bir muska hazırlayacağım." Bundan sonra şeyh hemen işe koyuldu. Kararlaştırdığı zaman geçti ama benim hanımda iyileşme belirtileri görülmedi. Aksine daha önce nasıl idiyse öyle kalmıştı. Bu konudaki görüşlerinizi öğrenmek isterim. Bu yapılanların dinde aslı astarı var mı? Yoksa bunlar hile, düzenbazlık ve sahtekarlık işleri mi? 275
Cevap
Bir çok hadis, müslümanlara bu tür işlerle uğraşmayı yasaklamıştır. Bu gibi işlere, tedavi amacıyla güvenilmesini şiddetle nehyetmiştir. İslam onları 'muska' diye isimlendirir. İnsanlar hazırladıkları muskaları hastalıkları gidermek, göz değmesinden korumak ve buna benzer şeyler için çocuklarının boyunlarına asarlar. Peygamber (s.a.v) bunu, şu şekilde belirtmiştir. "Üfleme, muska ve Üvle şirktir." (Ahmet, Ebu Davut, Beyhaki, Hakim)
Hadiste geçen rukye (üfleme); anlaşılmaz şeyleri kişinin üzerine okumaktır. Bu şekilde yapılan rukye, yasaklanmıştır. Yapılması caiz olan rukye ise; Hz. Peygamber (sav)'den rivayet edilen dualarla yapılandır. Mesela; "Ey insanların Rabbi olan Allah'ım zorlukları gider. Sen şifa verensin şifa ver. Senden başka şifa veren yoktur. Hiç bir hastalık bırakmayacak gibi şifa ver." (Ahmet, Buhari)
Alimler rukye (üfleme)'nin üç şart dahilinde caiz olabileceğini söylemişlerdir.
1) Allah Teaia'nın isimlerinin söylenmesi
2) Manasının anlaşılır olması ve okunan şeylerin arapça olması.
3) Şifanın, bu okunan şeyden değilde Allah'dan geleceği i-nancıyla okunması.
İnsanın şifa amacıyla astığı veya taktığı herşey islam tarafından yasaklanmıştır.
On kişiden oluşan bir heyet biat etmek üzere Allah Resulünün yanına gelmişti. Allah Resulü dokuzuyla biatlaşmış onuncu kişiye gelince elini çekmişti. Sebebi sorulunca da onun elinde nazarlık olduğunu söylemişti. Bunun üzerine o kişi, nazarlığı alarak parçalamış ve sonra da Allah Resulü ile biat-laşmıştır. Bunun üzerine Allah Resulü "kim muska (nazarlık) takarsa şirk koşmuştur" diye buyurmuştur. Hadis muskayı asıp da kalbini ona bağlayanları kastetmektedir. İmam Ahmet bin Hanbel Imran bin Husayn'den şu şekilde rivayette bulunmuştur; "Peygamber (s.a.v) bir adamın kolunda altından bir bilezik görünce onun ne olduğunu sordu. Adam da; omuzundaki bir hastalıktan dolayı taktığını söyleyince Allah Resulü şu cevabı verdi; ama bu, senin hastalığını daha fazlalaştırır. Çıkar onu, şayet bu senin üzerinde iken ölecek olursan ebediyyen felah bulamazsın."
Tüm bunlardan dolayı gerek sahabe gerekse tabiin muskayı şiddetle yasaklamış ve protesto etmiştir. Hatta Huzeyfe, bir adamın üzerinde bu muskadan görünce ona Allah Teala'nın şu ayetini okumuştu.
"Onlar müşrik olmadan Allah'a iman etmezler" 276
Said bin Cabir şöyle demiştir "Kim bir kimsenin boynundan muskayı çıkarıp da atarsa köle azat etmiş gibidir" Tabiinin ileri gelenlerinden İbrahim Nehai'de "Sahabeler ister Kur'an ayetlerinden olsun ister başka şeylerden olsun muska takmayı hoş karşılamazlardı." demiştir. Yani, Kur'an ayetlerini muska olarak takanları sahabeler hoş karşılamazdı. Bazı alimler bu tür muskalara ruhsat verirken bazıları da yasaklamıştır. Tercih edilen ise; Muskanın bütün türlerinin yasak sayılmasıdır. Çünkü itibar edilen deliller bunu gösteriyor.
1) Yasaklayıcı olarak gelen hadislerin tümü, genel bir yasak-layıcılık özelliğine sahiptir. Muskaların bir türünü yasaklayıp da diğer bir türünü caiz görmemiştir. Mesela, Allah Resulü (s.a.v) muska takan adama kızdığında onda Kur'an ayetlerinin yazılı olup olmadığını sormamıştır. Muskayı muska oluşundan dolayı yasaklamıştır.
2) Günahlara sebep olacak yolları engellemek: Bugün Kur'an ayetleri yazılı muska takan bir kimse yarın başka şey yazılı muskalar takmaya başlar. Bunu gören bir kimse onun, Kur'an muskası mı yoksa başka bir muska mı olduğunu nereden bilecek.
3) Zira Kur'an ayetli muskaları taşımak Kur'an'ın değerini düşürür. Çünkü kişi ister istemez necis yerlere girecek, cünüp olacağı günler olacaktır. Kadınlar ise ay başı geçirecekleri için onların da üzerlerinde taşımaları pek uygun olmayacaktır.
Gerçek şu ki, muska takmak kesinlikle yasaklanmıştır. Allah Resulü, muska taşıyanlara bedduada bulunarak şöyle demiştir "Muska taşıyanın Allah muradını tamam etmesin. Kim de nazar boncuğu takarsa Allah huzurlu bir şekilde yaşatmasın"
İslamın prensibi budur. Bu soruyu yönelten kardeşimizin, hemen hanımını alıp bir doktora götürmesi gerekir. Hanımını götüreceği doktor ya kardeşimizin hamını tedavi edecek ya da onu, bu alanda kendisinden daha uzman birine gönderecektir. Göründüğüne göre hanımı psikolojik bir hastalığa yakalanmış. Belki de sara hastalığına. Bu hastalığı onu tedavi edebilecek bir doktora göstermek gerekir. Alah Resulü (s.a.v) buyuruyor ki, "Ey Allah'ın kulları! tedavi olunuz. Allah tedavisi olmayan hiç bir hastalık koymamıştır."(Ahmet, Sünen sahibi, İbni Mace ve Tirmi, Tirmizi bu hadisin sahih ve hasen olduğunu söylemiştir.)
Sahihi Buhari'de Peygamber (s.a.v)'den şöyle bir hadis rivayet edilmiştir. "Şifa üç şeydedir; bal içmekte, hacamat yaptırmakta ve ateşle (yarayı) dağlattırmaktadır." Yoksa şifa ne muskada ne okuyup üflemekte ve ne de bunlara benzer diğer şeylerdedir. Peygamber (s.a.v) hastalıkların tedavisini tabii tedavi şekilleriyle birlikte söylemiştir. Bunların hepsi de tıbbın genel tedavi yöntemlerini içerir. Tıpta tedavi, tıp ilaçlarını enjektörle ve ağız yoluyla alarak, cerrahi tedavilerde ameliyata başvurarak ve günümüzdeki gibi fizik tedaviye başvurularak şifa elde edilinebi-liyor. Tüm bu tedavi metodları, islamın kabul ettiği ve Peygamber (s.a.v)'in meşru olarak benimsediği gerçeklerdir. Allah Resulü kendisi de tedavi olmuş, hacamat yaptırmış, sahabelere doktor göndermiştir. Aynı zamanda sahabelerine ve ümmetine de tedavi olmalarını emretmiştir. Bizim için en faydalı olanı da; Allah Resulünün sünnetine uymak ve bu tür meselelerde sebeplere tutunmaktır. Yukarıdaki soruyu yönelten kardeşimizin de dediği gibi bunlar sahtekarlık işlerinden başka birşey değildir.
Allah'tan tek dileğimiz, bizi kendi rızasına ulaşmakta muvaffak kılmasıdır. İşlerimizde bizleri başarılı kılmasıdır. Dinde bizi fakih kılsın ki, bu sayede dosdoğru olan yolu ve sırat-ı müstakimi bulabilelim.
Doğrusu Allah herşeyi işitendir, bize yakındır. 277
Kaynak:
275 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık: 1/252.
276 Yusuf, 106
277 Prof. Dr. Yusuf El-Kardavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık: 1/253-256.