Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Necm Suresi İniş Sebebi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
53- NECM SÛRESİ

Mekke-i Mükerreme'de ve İhlâs Sûresinden sonra nazil olmuştur.
el-Hasen, İkrime, Atâ ve Câbir kavlinde sûrenin tamamı mekkîdir, İbn Abbâs ve Katâde kavlinde "Onlar ki ufak tefek kusurları dışında günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınırlar..." (âyet: 32) âyeti bundan istisna edilmiştir. Bu âyeti Medine'de inmiştir.[1]
Necm Sûresi Hz. Peygamber (sa)'in, Mekke'de ilân etmiş olduğu ilk sûredir.[2]
Buhârî'nin Nasr ibn Ali kanalıyla Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayetinde o şöyle demiştir; îçinde tilâvet secdesi indirilen ilk sûre Necm Süresidir. (Bu Sûredeki secde âyetini okuyunca) Hz. Peygamber (sa) secde etti, arkasında bulunanlar da secde etti. Bir kişi hariç ki o da yerden bir avuç toprak alıp onun üzerine secde etti. Daha sonra bu kişinin kâfir olarak öldürüldüğünü gördüm. O, Ümeyye ibn Halef idi.[3] Bahr'de bu kişinin Ebu Leheb olduğu zikredilmişse de Alûsî bu iki rivayetin arasını bulma sadedinde Hem Ümeyye'nin, hem de Ebu Leheb'in böyle yapmış olduklarının muhtemel olduğunu belirtir.[4]

24. Yoksa her umduğu şey insanın mıdır?
29. Onun için sen, Bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenlerden yüz çevir.
Bu âyet-i kerimelerin en-Nadr ibnu'l-Hâris hakkında indiği de el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında indiği de söylenmiştir.[5] Herhalde hükmü her kâfir hakkında geneldir.[6]

32. Onlar ki ufak tefek kusurları dışında günahın büyüklerinden ve hayasızlıktan kaçınırlar. Muhakkak ki Rabbın, mağfireti geniş olandır. Sizi daha topraktan yarattığı zaman ve henüz analarınızın karınlarında ceninler halinde iken sizi en iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, takva sahibi olanları da en iyi bilendir.
Ebu Bekr ibnu'l-Hâris kanalıyla Sabit ibnu'l-Hâris el-Ansârî'den rivayette o şöyle anlatıyor: Yahudiler, kendilerinden küçük bir çocuk öldüğü zaman onun için "O sıddîk'tir." derlerdi. Yahudilerin böyle söyledikleri Hz. Peygamber (sa)'e ulaşınca: "Yahudiler yalan söylemişler: Allah'ın, anasının rahminde yarattığı hiçbir nefis yoktur ki şakî veya saîd olmasın." buyurdular da bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[7]
Kâfirlerin müslümanlara: "Dün siz de bizim gibiydiniz ve bizim yapmakta olduğumuz şeyleri yapıyordunuz." demeleri üzerine nazil olduğu da söylenmiştir[8] ve Sûrenin mekkî oluşuna bu sebep daha uygundur.[9]

33. Gördün mü o yüz çevirip arkasını dönüp gideni,
34. Biraz verip sonra vermemekte direneni.
Bu âyet-i kerimelerin nüzul sebebinde başlıca beş rivayet vardır: a)İbn Ebî Hatim'in Derrâc Ebu's-Semih'den rivayetle tahric ettiği bir haberde o şöyle anlatıyor: Bir seriyyeye çıkılacaktı. Bir adam Rasûlullah (sa)'a geldi ve seriyyeye katılmak üzere kendisine bir binit vermesini istedi. Rasûlullah (sa): "Seni bindirecek bir binit bulamıyorum." buyurdular. Adam üzgün bir şekilde oradan ayrıldı. Yolda, develeri önünde ıhtırılmış birisini gördü ve durumunu ona şikâyet etti. O da: "Seni develerimden birine bindireyim ve iyiliklerinle orduya kavuşasın ister misin?" dedi. Adam: "Evet isterim." dedi ve develerden birisine bindi de Sonra "Ona karşılığı tastamam verilecektir." e kadar olmak üzere "Gördün mü o yüz çevireni..." âyet-i kerimeleri nazil oldu.[10]
Bu rivayetlere nazaran bu âyet-i kerimenin Medine-i Münevvere'de nazil olmuş olması gerekir. Halbuki sûre bütünüyle Mekke'de nazil olmuştur ve içinde medenî âyet veya âyetler de yoktur.
b)Mücâhid ve İbn Zeyd ise şöyle anlatırlar: Bu âyet-i kerimeler el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olmuştur. Başlangıçta Hz. Peygamber (sa)'in dinine tabi olmuş ve fakat müşriklerden birisi kendisini ayıplayıp: "Büyüklerinin dinini neden terk ettin? Neden onların dalâlette olduklarını kabulle onların cehennemde olduklarını iddia ettin?" demiş. O: "Allah'ın azabından korktum." deyince o müşrik: "Bana malından bir şeyler ver. Sonra da bu dinden vazgeç. Eğer bundan dolayı Allah sana azâb edecekse senin yerine o azabı ben çekeyim." demiş. Velîd ona malından bir şeyler verip tekrar şirke dönmüş ama bir süre sonra cimrilik edip o müşriğe vermeyi terketmiş ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirmiş.[11]
c) Süddî ise bu âyetlerin el-As ibn Vâil es-Sehmî hakkında indiğini söylemiştir
d) Dahhâk der ki: Nadr ibnu'l-Hâris hakkında nazil olmuştur. O, fakir muhacirlerden birine, dininden dönmesi karşılığında 5 deve vermeyi vaad etmiş ve "Dininden dönmen eğer bir günah ise bu günahını da ben yüklenirim." demişde âyet bunun üzerine nazil olmuş.[12]
e) İbn Abbâs, Süddî, Kelbî ve el-Müseyyeb ibn Şerîk derler ki: Bu âyet-i kerimeler Hz. Osman hakkında nazil oldu. O, sadaka verir, hayırda malını harcardı. Onun Abdullah ibn Ebî Şerh adında bir süt kardeşi vardı. Bir gün ona: "Nedir bu yaptığın; böyle dağıtmaya devam edersen yakında hiç malın mülkün kalmayacak." demiş. Hz. Osman da: "Benim günahlarım, hatalarım var. Bu yaptıklarımla Allah'ın rızasını istiyorum ve bekliyorum, onun bu sayede benim hatalarımı, günahlarımı affedeceğini umuyorum." demiş. Abdullah da ona: "Deveni, yüküyle beraber bana ver, ben senin günahlarının tamamını yükleneyim." demiş. Hz. Osman da onun teklifini kabul ederek yüküyle beraber devesini ona vermiş ve başkalarını da bu yaptığına şahit tutmuş, sonra da önceden vermekte olduğu bazı sadakaları vermemeye başlamış. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeleri indirince Hz. Osman, daha önceden yapmakta olduğu hayırlardan daha iyisini ve güzelini yapmaya devam etmiş.[13]
Ancak Râzî, bunun bâtıl bir kavil olduğu ve Hz. Osman'ın durumunun ve her zaman infakta bulunmasının bu kavli yalanladığı değerlendirmesinde bulunur.[14] Alûsî de bu rivayetin bâtıl olduğunu söyledikten sonra İbn Atıyye'nin bu rivayet hakkında "Aslı yoktur." dediğini de nakleder.[15]

43. Gerçekten O'dur güldüren de ağlatan da.
Ahmed ibn Muhammed ibn İbrahîm el-Vaiz kanalıyla Hz. Aişe'den rivayette o şöyle anlatır: Allah'ın Rasûlü (sa), gülmekte olan bir topluluğa uğradı da onlara: "Şayet benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız çok ağlar, az gülerdiniz." buyurmuş ve bunun üzerine Cibril bu âyet-i kerimeyi getirmiş. Hemen onlara dönmüş ve: "Henüz kırk adım bile atmamıştım ki Cibril geldi ve: "Şunlara git ve onlara de ki: "Allah Tealâ: "Gerçekten O'dur güldüren de ağlatan da." buyuruyor, de." Dedi.[16]

61. Ve siz, habersiz oyalanmaktasınız.
İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan rivayetle tahricine göre bir gün Mekke müşrikleri, Hz. Peygamber (sa) namaz kılarken yanından kibirlenerek geçmişler de âyet bunun üzerine nazil olmuş.[17]

62. Haydi Allah'a secde edin ve O'na ibadet edin.
Nasr ibn Ali kanalıyla Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayette o şöyle demiştir: İçinde secde olan sûrlerden ilk nazil olanu Necm'dir. Allah'ın Rasûlü (sa) (bu Sûredeki secde âyetini okuyunca) secde etti, arkasında olanlar da secde ettiler. Sadece bir adam secde etmedi de yerden bir avuç toprak aldı ona secde etti. Daha sonra o adamın kâfir olarak öldürüldüğünü gördüm: Ümeyye ibn Halef idi.[18]


[1] Kurtubî, age. xvn,55.
[2] İbnu'l-Cevzî, age. VHI,62.
[3] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, Necm, 53/4.
[4] Alûsî, age. xxvn,44.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/836.
[5] Kurtubî, age..xvn,68, 69.
[6] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/836.
[7] Vahidî, age. s. 283, Kurtubî, age. xvn,72.
[8] Alûsî, age. xxvıı,6i.
[9] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/837.
[10] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,143.
[11] Vahidî, age. s. 283-284; Taberi, age. XXVH,42.
[12] Alûsî, age. xxvn,65.
[13] Vahidî, age. s. 283; Nizâmuddîn el-Hasen ibn Muhammed en-Neysâbûrî, Ğarâibu'l-Kur'ân ve Rağâibu'l-
Furkân, Kahire (Bulak) 1329, xxvu,50.
[14] Râzî, age. xxix,ıi.
[15] Alûsî, age. xxvn,65.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/837-838.
[16] Vahidî, age. s. 284.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/838.
[17] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, n,i44.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/838.
[18] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 53, Necm/4.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/839.
 
Üst Ana Sayfa Alt