Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

"ölmek Değildir Ömrümüzün En Fecî Işi; Müşkil Budur Ki Ölmeden Evvel Ölür Kişi."

F Çevrimdışı

fe eyne tezhebun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Sana nasihat edici olarak ölüm yeter." (Hadis-i Şerif)

"Ölenin kıyâmeti kopmuştur." (Hadis-i Şerif)

“Nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz, öyle de dirilirsiniz.” (Hadis-i Şerif)

"Kabirleri ziyaret edin; çünkü kabir ziyareti size âhireti hatırlatır." (H. Ş.)

"İnsanların en akıllısı, ölümü en çok hatırlayıp onun için en fazla hazırlıklı olandır." (H. Ş.)

"İnsanlar uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar." (H. Ş.)

"Ölümü çok hatırlayın; zira günahları giderir de sizi dünyada zâhid yapar." (H. Ş.)

“İnsanların, karşılaşmayı en uzak gördüğü şey, ölümdür!” (H. Ş.)

“Günahlarını azalt ki, ölüm sana kolay gelsin!” (H. Ş.)

"Her kul hangi amel üzerine ölürse o amel üzerine dirilir." (H. Ş.)

"Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir." (Hz. Ebûbekir r.a.)

"İnsanların öleceklerini yakînen bilmelerine rağmen ondan gaflet etmeleri kadar yalana benzeyen başka bir şey yoktur."


“ALLAH Teâlâ, kuluna, ruhunun bedeninden çıkmasını, ALLAH için çektiği gam ve kederler oranında kolaylaştırır."


"Bir kimsenin evinden veya yakınından bir cenaze çıkar da o kimse bundan ibret almazsa, ona, ne ilmin, ne hikmetin, ne de va'z ve nasihatın bir faydası dokunur."


"Cenazelerde hazır bulunmak suretiyle kalbin hastalıklarını tedâvi etmek bir vecîbedir."

"Ölümü istemek güzel değildir. Ölüme hazırlıklı olmak güzeldir."

"En uzun ömrün en kısa ömürden pek fazla uzun olmadığını anlamak için, ikisini de çevreleyen sonsuzluğu göz önüne getirin!"


“Hey, ne yapıyorsun? Sen, Rabbine gönderilecek bir kitabı yazmakla meşgulsün. Ona doldurduğun cümlelere dikkat et! Her hareketin filme alınıyor; ne biçim sanatçısın sen?!”


"Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan iyidir."

"Korkaklar, ecelleri gelmeden kimbilir kaç kere ölürler; cesurlar ölümü bir kere tadarlar."

"Ölüm, daima gözünün önünde olsun, o zaman asla âdî endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin."


"Hayattan önce ölüme hazırlanmalıyız."

"Ölüme gülen, iyi bir insandır."

"Ağa olsa, paşa olsa, bey olsa; Yakasız gömleğe sarılır bir gün."

"Ölüm ne hükümdar tanır, ne soytarı; herkesi aynı iştahla yutar."

“Geçiyor birer birer bu daracık köprüden

Bir tabut daha geçti, kimdir acaba giden?”


“Bir gün de senin için ağlanacak ardından;

Sen de ayrılacaksın, doymadığın yurdundan.

Madem ki ölüm vardır, ne diye korkuyorsun?

Bu yalancı hayata ölüm teselli olsun!”


“Geldi geçti ömrüm benim; şol yel esip geçmiş gibi.

Hele bana şöyle geldi; şol göz yumup açmış gibi.

İşbu söze Hak tanıktır; bu can gövdeye konuktur.

Bir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibi.

Miskin âdemoğlanını benzetmişler ekinciye

Kimi biter, kimi yiter; yere tohum saçmış gibi.

Bu dünyada bir nesneye yanar içim, göynür özüm

Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi.

Bir hastaya vardın ise; bir içim su verdin ise,

Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi.” (Yunus Emre)

“Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz...

Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,

Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı,

Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz...

Gece değmemiş semâ, dalga bilmeyen deniz,

En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz

Ümitler içindeyim; çok şükür öleceğiz.”


“Ne kötü bir dünya bu; sevgisiz, acımasız

Yaşarken dolu dizgin, ölüvermek apansız

Sen, en güzel yerinde olsan bile yaşamın

Alırlar, götürürler bir yerlere zamansız

Bütün o sevdiklerin, dostların, yakınların

Koyup giderler seni oraya yapayalnız

Çalkalanır gidersin kapkara bir boşlukta

Ne sevinç, ne de keder; artık her şey anlamsız.

Hakkın yok üşümeye, ağlamaya, gülmeye

Unutma! Ölüsün sen, boş bir kalıpsın cansız

Her şey geride kaldı, ne sandın yalan dünya

Gördüğün gibi işte; bir ölüm var yalansız.”

“Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun.

Ölümü de öldüren Rabbe, secdeler olsun.”

“Ölüm muhakkak

Ve ölüm mutlak

Tek kapısıdır ölümsüzlüğün.”

"Yerin altında devam etmesidir bence ölüm,

Yerin üstünde görüp geçtiğimiz rü'yânın."

“Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz;

Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz.

Er geç kulağımızın dibinde çınlayacak

Ölümün soğuk sesi; “biraz gelir misiniz?”

“Ölümse / Gel dese / Tak tak tak / Muhakkak!”

"Hiç durmadan hayât öğütür devreden bu çark;

Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark!"


“Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya

Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya.”


"Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi;

Müşkil budur ki ölmeden evvel ölür kişi."


"Ömrüm geçti, hayfâ ki geç uyandım;

Bu dünya bana bâki kala sandım."


"Öleceği gün meçhul olmalı insanların!

O gün uzak olsa da, değil mi günü belli,

Yoktur günü bilinen ölümlere teselli."

"Neylersin ölüm herkesin başında

Uyudun uyanmadın olacak,

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak

Taht misali o musalla taşında.”

“Sorun insanlar sorun, biliyor şu minare

Neymiş ölüme çare, neymiş ölüme çare?”

"Ömür, eser yeldir yahut akar su; Sakın yele suya dayanmayı ko."

"Ömür, temmuz güneşi karşısında kardır."

"Ömür, kıymeti bilinmeyen aziz bir misafirdir."

"Kimi insan derbeder; Ömrünü hebâ edip gider."

"İnsan, ne idrâksiz mahlûktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendinin öleceğine inanmak istemez."


"Zengin ve yoksul, ölüme doğru aynı zamanda gider."

"Mezar, sonsuzluğun kapısıdır."

“Ölümün pençesi, gerçi karanlık, siyah, çirkin ise de; fakat mü’min için asıl siması nûrânîdir, güzeldir.”


"Sonsuz yaşamaya karar veren ölümden korkmaz."

"Şerefli bir ölüm, ***** bir ömürden daha iyidir."

"Ölümün eşiğini herkes yalnız aşar."

"Ölüm olmasaydı, hayat bütün güzelliğini kaybederdi."

"İnsanların bazısı yaşayıp bazısı ölseydi, ölüm dayanılmaz bir acı olurdu."

"Ey hayat! Ölüme (cennete) şükret. Seni onun sayesinde seviyorum."

"Düşünsek biz, ölümden korkmamamız gerekir; zira yerin altında, üstünden çok akrabamız var."


“Müslümanca yaşayamadığını kabul eden her insan için bile, müslümanca ölme imkânı vardır.”


"Açmamak olmaz ölüm kapıyı çalınca."

"Ne ölümden kork, ne de ölümü iste."

"Ölümün bizi nerede beklediği belli değil; iyisimi biz onu her yerde bekleyelim."

"Ölümün acılığını sevdiklerimizin ölümünde tadarız."

"Bütün günler ölüme gider; son gün varır."

"Dünyada, bir gerçek vardır; o da ölüm! Ölümden başkası yalan"

"Ölüm, ALLAH'a giden yolun tek kapısıdır."

"Bir sen değil, olsa hasmı âlem

Merdâne ölür, ölürse âdem."

"Dostunu hemen ölüverecekmiş gibi sev; düşmanını hiç ölmeyecekmiş gibi telâkki et."

"İyi bir şekilde ölmesini bilmeyen, kötü yaşamış demektir."

"Her doğum müjdesi, bir vefat haberinin öncüsüdür."

"Dünyaya geldiğimiz gün, bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarız."

"Daha doğar doğmaz, ölmeye başlarız."

"Ölümün ilk işareti doğumdur."

"Ölüm yoktur! Yıldızlar, başka bir kıyıda doğmak için batarlar."

"İnsan ölümü düşündükçe hayattan daha az tat duyabilir; ama daha sâkin ve huzurlu yaşar."

"Ölümü, ancak ölmeye değer bir şeyi olmayan gözünde büyütür."

"Ölmemek için kaçan, bacaklarını beyhude yormuş olur."

"Öyle habersizce geliyor ki ölüm, Rüyalar tamamlanamıyor."

"General olsan da derler: 'Er kişi niyetine!"

"Ölüm eski bir şeydir ama, her insana yeni görünür."

"Ölüm, bazen bir ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur."

"Ölüler başka, ölüm hep birdir."

"Ölüm! O sonsuz kurtuluş!"

"Arkada bıraktıklarımızın kalplerinde yaşamak, ölmemektir."

"Ölüm, insanın fitnelerden âzâd oluşu, gafletten kurtuluşu, uykudan uyanışıdır."

"Ölüm, tüm mutsuzlukları iyileştiren en acı bir ilâçtır."

"Ölüme karşı herkesten açık göğüs beklenmez."

"Azrâil'e bahane bulunmaz."




 
Bin Yusuf Çevrimdışı

Bin Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
2307- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Tüm lezzetleri kesip koparanı çok hatırlayın yani ölümü.” (İbn Mâce, Zühd: 31)

Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
 
Üst Ana Sayfa Alt